Her mayıs ayı öncesi tatlı bir telaş sarar cennet ilimi ve çay üreticisini,

Üretici ekmeğini temin telaşında.

Fabrikacı en uzun süreli, en iyi çayı alma telaşında.

İktidar üreticisine en iyi taban fiyatı verme telaşında.

Muhalefet bunların hepsinin karşısında en kotu senaryoyu üretme telaşın da,

Bu döngü yarım asırdı böyle geldi ve de böyle gidecek bu gidişle.

Biraz daha çayın genel dürümüne bakarsak eğer!

1 000 000 ton civarında yaş çay yaprağı üreticisiyiz, %80 Rize kalanı, kısmen Artvin ve Trabzon illerimizde.

1970 yıllardan sonra, bölge insanının tek tarıma dayalı gelir kaynağı.

Tek tarıma dayalı dedim, diğer tarım illeri gibi bu sene patates para etmedi soğan dikeli olmadı mercimek olmadı arpa vs. şansın yok.

Bir çay bahçesi 3 yılda yetişiyor, ürün vermek için sokup dikmek gibi bir lüks un yok, yanı bu acı bir gerçek ama buna mahkûmsun.

Topladım depoluyayım para edince satarım şansında yok. Çürür gübre olur dökecek yer ararsın

Toplamayayım dalında kalsın sonra toplarım şansında öyle, kartlaşır kimse almaz.

Bir de bunun sanayisini duşunun, katrilyonlara dayalı bir yatırım serisi 300 aşkın dev yatırım tesisi.

Zamana karşı yarış içinde Karadenizliye yanı Rizeliye yakışır bir “Formula1” yarışları misali, zamana karşı Sanayicisinden yaş çay müstahsiline kadar rızık edinme yarışı.

Genel portre bu, bizim bu yeşil Cennet çay bahçelerinde.

Geçmişine değinmeyeceğim desem de,,

Acemi fabrikatörlere yıllardır diyet ödeyen yaş çay üreticisine,

Hokkabaz pazarlamacılara kuru çayını kaptıran masun zavallı fabrikatörcuklara,

Elinde çayı gübre olmasına zemin yaratan yanlış siyasi kararlara.

Vs. vs. vs.

Gelelim bu güne,

Genelde tüm çay üreticisinin memnun olduğu bir taban fiyat açıklandı ve ilk yaş çay alımlarında nakit ödemede özel sektör bu taban fiyatın üzerinde fiyat politikası uygulayarak sezona giriş yapıldı.

Ve üretici açısından güzel bir sezon olacağı kesin sonuçlar elde ettik.

2,50 tl çevresinde oluşan fiyat politikası üreticinin oruç başlamadan çayı bitireyim ve aceleci tavrı nedeniyle güzel gidişat sekteye uğramaya başladı.

Ve geçtiğimiz birkaç haftada yaşananlara bir suçlu bulmak lazım sorusunu akıllara oluşturdu, bir sorun vardı, ve bu sorunun bir kaynağı olsa gerek.

Genel fotoğrafı sergiledik üstte, suçluyu burada mı aramak gerek acaba.

Suçlu kim di?

Ne Çaykur. yönetimi.

Ne Özel sektör Çay fabrikaları.

Ne de iktidar.

Suçlu kim.

Evet, bu soruya bir yanıt lazım, bu dönem olumsuzlar listesine ve yeni bir madde daha ekledik, suçlu biziz biz yaş çay üreticileri.

Dünya üzerinde detaylı bir sanayii yatırımları incelemesini yaparsak bu durum daha net anlaşılır.

300 aşkın katrilyonlara varan Devasa yatırımlar yanı Çay fabrikaları yılda 365 günde yanı sadece ortalama 120 gün çalışırlar. Yanı yılın 3/1 inde çalışırlar, olağan çalışma süreleri bu dur.

Bu süreye dayalı yapılan planlamalarda üretilen yaş çay miktarını işleme kapasitesine sahiptir bu küçük ildeki devasa yatırımlar.

30 gün süren*4 sürgü dönemi veya 40 gün süren* 3 sürgü dönemi, (sahil ve yüksek bölgeler deki iklimsel değişiklik gereği). Var olan bu şartlar üzerine planlanmış bir yaş çay ve Kuruçay işleme döngüsüne sahibiz.

Dedik ya bu sefer suçlu biz, yanı çay tarımı yapan yaş çay üreticileri.

Yaş çay hasat süresini 40 günden 30 güne çektik fabrikalar kendini revize etti kapasite arttırarak. ÇAYKUR da dahil, 20 güne çekmeye çalıştık bazı uygulamalar geldi günlük alım kota vs, sesimizi yükselttik.

Son beş yılda alım politikalara geliştirildi çay düzenli ve düzeyli bir seviyeye taşındı.

Şımardık.

Maalesef böyle, 2018 yılı sezonunda yaş çay toplama süresini 10 güne çekme denemesi yaptık.

Şımardık dedim ya, “köyde şehirli şehirde köylü” tarım yapan bir nesil olduk yanı.

Allah aşkına, 10 günde bu yaş çayı işleyecek Fabrikalarımız mı var 40 günlük süreyi 10 güne çekme sevdasına yakalandık.

Ve 2,50 tl den oluşan taban alım fiyat 1,80 tl. ye kadar indi, fabrika sahipleri feryat etme misali, getirmeyin, işleme kapasitemiz yok çay elimizde ve sıcaktan yanacak yada çürüyecek.

ÇAYKUR kısa mesaj ve basın açıklamalarıyla sürekli uyarı yaparak toplamayın tüm çayınızı olağan süresinde alacağız uyarılarına rağmen yine hasat devam etti.

Dedik ya kırız çağırtkanı örgütlü zavallı güçler devreye girer, ve Fadime halada çıktı çayı dereye doktu, hanı şu çevreci geçinen sıyası ahmaklarda avuçları çatlayana kadar alkışladı. Yazık o deredeki canlılara yaşam alanlarını yok ettiler.

Ve devreye üretmekten uzak her zaman hazıra konmayı başarı zanneden siyasi muhalefet yanı Donkişotlar bu durumdan siyasi rant bekleme hevesiyle politikalar üretmeye başladılar.

Yazık oluyor beyler yazık oluyor, nasıl ki çevre tüm canlıların ortak paydası, Çay da bu bölgenin ortak yaşam paydasıdır. Bu ekmeğin üzerinde oyun oynanmaz.

Emin Kanbur.
Aynı zamanda her Rizeli gibi bir Yaş Çay üreticisi.