DES, Öğretmen Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğini ve eğitim ile ilgili güncel konuları değerlendirdi. Dünya genelinde olduğu gibi Türkiye’de de yoksul ve dar gelirli aile çocuklarının üniversitelerdeki öğretmenlik programlarını tercih ettiğini söyleyen DES Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Topal, “Türkiye’nin bilim ve teknolojide, sanat, kültür, spor ve edebiyatta, bölgesel ve küresel siyasette en muasır ülke olabilmesi için yeterli değil, iyi değil, çok iyi öğretmen yetiştirmesi gerekiyor. Çağdaş dünyada olduğu gibi Türkiye’de de meslek grupları içinde en çok öğretmenlere toplumun gelişmesi ve dönüşmesinde etkin roller vermek gerekiyor” dedi.
ÖĞRETMENLERE EN ETKİN ROLLER VERİLMELİ
Sosyokültürel ve sosyoekonomik anlamda da en nitelikli ve başarılı gençlerin öğretmenlik programlarını tercih eder hale gelmesini sağlamak için Türkiye’nin öğretmen yetiştirme ve istihdam politikalarını geliştirmek ve pekiştirmek gibi bir mecburiyeti bulunduğunu kaydeden Demokrat Eğitimciler Sendikası (DES) Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Topal, aksi halde çağdaş dünya ailesinin onurlu ve güçlü bir üyesi olunamayacağını söyledi.
EĞİTİMDE GERİ DÖNÜT SORUNU
Türkiye’de öğretmenlerin ne ürettiği, neyi ne kadar ve nasıl öğrettiğini ölçüp değerlendiren nesnel ve etkin bir sisteme ihtiyaç bulunduğunu söyleyen DES Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Topal, şunları söyledi;
Halkımız kaliteli eğitim istiyor. Halkımız parasız, bilimsel, demokratik, nitelikli ve fırsat eşitliğine dayalı bir eğitim istiyor. Vatandaşın bu ciddi eğitim talebini pozitif bir fırsat olarak görmeliyiz.
REFORMLARDA OBJEKTİF VE EŞİTLİKÇİ KRİTERLER OLMAZSA OLMAZIMIZDIR!
Ekonomik ve sosyal konumu itibariyle öğretmenlik mesleğinin değerinin yükseltilmesi gerekiyor. Öğretmenlik programlarını seçen öğrencilere yüksek burslar verilmelidir. Buna karşın öğretmenliğe girişte TUS ayarında oldukça nitelikli, objektif ve zorlu bir sınavla eleme yapılması şarttır. Bu tür bir sınav hem öğretmen kalitesini hem de öğretmenlik mesleğinin itibarını artıracaktır. Ayrıca Fen - Edebiyat Fakülteleri ile Eğitim Fakültelerinin birleştirilmesi gerekiyor. Böylece hâlihazırda öğretmen olabilen Fen - Edebiyat Fakültesi mezunlarının eğitim dallarındaki yetersizlikleri sona erecek, pedagojik olarak daha yetkin hale geleceklerdir. Öğretmen adaylarının yüksek bir öğretmenlik ruhuna, yabancı dil, bilgisayar, pedagojik ve bilimsel anlamda tam bir donanıma sahip olabilmesi için liseden itibaren eğitime mümkünse yatılı öğretmen liselerine geçilmesini öneriyoruz. Bu yolla Türkiye’nin zeki, çalışkan, başarılı öğrencilerinin öğretmen olması sağlanacak ülkemiz eğitim sistemine en etkili bir reformla kalite kazandırılmış olacaktır.
EN ZEKİ VE BAŞARILI GENÇLER ÖĞRETMENLİĞİ TERCİH ETMELİ
Türkiye`nin öğretmen yetiştirme ve istihdam politikaları gelecekteki 25 yılımızı belirleyeceği unutulmamalıdır. Türkiye’nin Öğretmen Strateji belgesinin amacı piyasa ihtiyaçlarına, sermaye şartlarına uygun öğretmen politikaları belirlemek değil halkçı, aydınlanmacı, milli ve derinlikli özgün bir hedef belirlenip bu şekilde ortaya konulması gerekir. Öğretmenliğe atamada ve görevde yükselmede kesinlikle nesnel ölçütler uygulanmalı, öğretmenlerin ücretleri ve mesleki özerkliği iyileştirilmeli, demokratik bir okul iklimi oluşturulmalıdır.
PİYASANIN DEĞİL HALKIN İHTİYAÇLARI DİKKATE ALINMALI
Bugün öğretmen yetiştiren kurumların en önemli sorunlarından biri akademik özgürlük, ayrımcılık ve öğretim elemanlarının artan ders yükü ve araştırmalara yeterince zaman ayıramamasıdır. Öğretmenlere dönük KPSS sınavı, yeterlik temelli olarak yeniden yapılandırılmalı, her öğretmen adayının kendi alanına yönelik olmalı ve çoklu değerlendirmeyi temel almalıdır. Ayrıca Türkiye’nin 25 yıllık vizyona sahip kapsamlı ve uzun vadeli öğretmen istihdamı, ihtiyaç düzenlemesi ve planlaması yaparak işsiz öğretmenlerin istihdamını sağlamak gibi bir mecburiyeti vardır.
EĞİTİMDE EŞİTLİK, ADALET VE ŞEFFAFLIK TALEBİMİZ
Bu arada; öğretmenleri nitelikleştirmeli ve özgürleştirmeliyiz. Öğretmenlerin her boyutta nitelik kazanması, ekonomisinin çok yönlü gelişmesi, sistemdeki eşitsizlikleri aşan şeffaf bir tayin-terfi alanının oluşturulması, performansa dayalı objektif fırsatların yaratılması, toplumun öğretmenleri başlı başına bir değer ve kişilik olarak benimsemesi gerekiyor.
Bu anlamda, öğretmenlik mesleğini itibarsızlaştırmaya, temelsiz bir şekilde yargılamaya dönük tutum ve söylemleriyle temayüz etmiş kişileri biz DES olarak en etkili şekilde bizzat ikaz etmeye devam edeceğiz. Bunu tüm eğitim paydaşları için ve gerçek anlamda eşitlikçi, kaliteli, bilimsel ve çağdaş, demokratik bir eğitim sistemi için yapacağız.
PARASIZ EĞİTİM VE EĞİTİMDE FIRSAT EŞİTLİĞİNE DÖNÜK ADIMLARI DESTEKLİYORUZ
Son olarak; velilerimiz için ciddi bir mali külfet haline gelen ve yıllık 1 milyar TL’lik bir sektör oluşturan yaprak test konusunda önemli adımlar atan Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın şahsında tüm emeği geçenleri kutluyoruz. MEB’in yaprak testleri ücretsiz olarak öğrencilere dağıtacak olması yıllardır savunduğumuz ‘Parasız Eğitim’ vurgulu söylemlerimizin hayat bulması adına oldukça sevindiricidir. İlk etapta TEOG’a hazırlık olarak sunulan yaprak testlerin zamanla YGS ve LYS sınavları için de verilmesini bekliyor, okullardaki ücretsiz takviye kurslarla birlikte eğitimde fırsat eşitliğinin bir nebze daha güçlenmesini umuyoruz.