Anadolu Gençlik Derneği (AGD) Karabük Şubesi, Çin tarafından işgal edilen Doğu Türkistan’da İslam aleminin mübarek ayı Ramazan’da gerçekleştirilen zulmü kınadı.
Karabük Belediyesi AGD üyeleri, "Zalimler için yaşasın cehennem", "Müslüman uyuma, Doğu Türkistanlı kardeşlerini duanda unutma" ve "Güneşin doğduğu yerde kardeşin kan ağlıyor, görmüyor musun Müslüman" yazılı dövizler taşıyarak, Çin aleyhine slogan attı.
"66 YILDIR BASKI VE ZULÜM"
Gerçekleştirilen programda AGD adına açıklama yapan Yönetim Kurulu üyesi Emre Burak Kabaran Çin yönetimini sert sözlerle eleştirerek, Doğu Türkistan’daki Müslümanların, 66 yıldır Çin yönetiminin işgali altında baskı ve zulüm gördüğünü söyledi.
Çin Yönetiminin Müslümanlara yönelik baskı ve tahakkümünü artırmasında özellikle Ramazan ayını seçmesinin Müslüman halkı provoke etmeye yönelik bir strateji olduğunu dile getiren Kabaran, “İşgalci Çin Yönetimi, Müslüman devlet memurlarının, öğretmenlerin, öğrencilerin ve işçilerin oruç tutmasına müsaade etmemektedir. Aynı şekilde namaz kılmalarına da müsaade etmemektedir. Çin’de Müslüman kardeşlerimize yapılan uygulamalar işkence ve öldürmeye kadar varabilmektedir. Provokasyonların amacı Müslüman halkını kışkırtıp, uluslararası kamuoyuna haksız gösterme çabasıdır. Çin polisi, Müslümanları ’dur’ ihtarı bile vermeden öldürmektedir. Kişilerin evlerinde bulunduracağı Kur’an-ı Kerim ve seccade sayısına kadar müdahale edebilme hakkını kendinde gören bir yönetimin insan ve hak özgürlüklerinin ne kadar uzağında olduğu aşikardır” dedi.
Müslümanlara zorla alkol içirmenin zorbalıktan başka bir izahı olmadığını kaydeden Kabaranl, Doğu Türkistan’da olup bitenlerin dünya kamuoyu ile paylaşılmasına imkân verecek tarafsız gazetecilerin ve gözlemcilerin bölgeye gitmesinin sağlanması gerektiğine vurgu yaparak, Çin yönetiminin bu uygulamaları karşısında İslam ülkelerinin, uluslararası insan hakları platformlarının ve Türkiye’nin teyakkuz halinde olması gerektiğini söyledi.
“MÜSLÜMANLARA BASKI VE ZULÜM DÜNYANIN HER YERİNDE”
Müslümanlara yönelik zulüm ve baskıların sadece Doğu Türkistan’da değil, Arakan’dan Orta Afrika Cumhuriyeti’ne kadar İslam coğrafyasında şiddet ve terör olaylarının devam ettiğini ifade eden Emre Burak Kabaran, “Irkçılık ve mezhepçilik yapılarak bir yol alınamayacağı ortadadır. Türkiye bölgede huzur ve barış istiyorsa mutlaka ama mutlaka İran, Irak, Suriye ve Mısır ile birlikte ABD, AB ve İsrail güdümünden uzak politikalar üretmek zorundadır. Kuklalara karşı hamasete dayalı söylemler geliştirip kuklacılara teslim olunarak gidilen yolda duvara toslamak kaçınılmazdır. Biz bu coğrafyada Türk’ü ile Kürt’ü ile Arap’ı ile Fars’ı ile birlikte barış içerisinde yaşamak istiyoruz. Biz bu coğrafyada Müslüman ya da değil kimsenin saçının teline zarar gelmesini istemiyoruz. Biz bu coğrafyada insanların hak ve hukukları gözetilmesi, kimseye ikinci sınıf muamele yapılmasın istemiyoruz. İşte bütün bunların yolu öncelikle ABD ile stratejik ortaklıktan vazgeçmektir. Avrupa Birliği’nin peşine takılmaktan vazgeçmektir. İsrail ile birlikte hareket etmekten vazgeçmektir. İşte bütün bunların yolu şahsiyetli ve onurlu bir dış politikadır. İşte bütün bunların yolu adil bir düzen ve yeni bir dünya için gayret etmektir” ifadelerini kullandı.
Kabaran’ın açıklamalarının ardından program sona erdi.