( Lütfen! Yöneticiler, memurlar, işçiler, üreticiler, tüketiciler, din görevlileri, MEB Personeli, ebeveynler, öğrenciler, gençler, müminler ve mümin olmayanlar; herkes okusun, hayatına uygulasın) Allah cc. insanın ilk yaratılışından beri insanları uyarmak, öğüt vermek, doğru yolu ve yöntemi göstermek için vahiy göndermektedir. Yarattığı ilk insandan beri peygamberler görevlendirmiş. Peygamberlere vahiy göndererek, insanlara öğüt vermiş. Uyarmış. Emir ve yasaklarını bildirmiştir. Önce kendinin tanınmasını, bildirdiği şekilde inanılmasını, kabul edilmesini, emir ve yasaklarına uyulmasını istemiştir. Allah’ı bildirdiği şekilde tanımak, bilmek, kabul etmek, emir ve yasaklarına uymak, saygılı olmak, sevmek esastır. Onun sözlerine itaat etmek, asıl olan birinci görevdir.

Allah’ın varlığına, birliğine, eşi benzeri olmadığına, ihlâs süresi ve Esma’ül Hüsna ad ve sıfatlarına bildirilen şekilde uymak esastır. Meleklerine, İlahi kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe, kadere inanmak imanın esasıdır. Olmasa olmazdır.

Her peygambere kulluk şekili gönderilmiş. Şekil olarak farklı olsa da, içerik olarak hepsi benzerdir. İslam dininde olan günlük farz namaz kılmak, oruç tutmak, zekât vermek, hac yapmak diğer peygamberlere gönderilen vahiylerde de farklı şekillerde vardı.

Büyük günah olarak bildirilen; “ insan öldürmek, iftira atmak, zina etmek, meşru savaştan kaçmak, sihir, büyü yapmak, fal bakmak, yalan yere yemin etmek, yetim malı ve de başkalarının malını- hakkını yemek, anne ve babaya isyan etmek, Kâbe de günah ve ayıp işler yapmak, mahremiyete uymamak, sömürmek, hırsızlık etmek, içki- alkol içmek ve almak da haramdır. Yasaklanmıştı. Bu eylem ve davranışlar son vahiyde de yasaklanmıştır.”

Kur’ân ve sünnete bağlı olarak yaşamak Müslüman’ın görevidir. İmanın şartlarına ve İslam’ın şartlarına uyarak yaşamak, Müslüman olmanın gereğidir. Kur’ân ve sünnete göre yaşamak bir ödev, görev, yükümlülük, sorumluluktur. Allah cc. emridir. Müslüman olmanın ilkeleri, kuralları bildirilmiştir. Öyle herkes kendine, heva, hevesine, istek ve arzularına göre yaşarsa, bu yaşam; din, iman, iman, İslam olmaz. Din Allah’ın dinidir. Allah’ın dinine göre yaşanmalıdır. Kur’an bir bütündür. Bütünü ile yaşanmalıdır. Öyle akla, isteğe göre bir kısmı yaşanır, diğer kısmı yaşanmaz; olmaz, olmamalı.

Kur’ân’ı okumalı. Siyer okumalı. Hadis, sünnet okumalı. İlim, bilim kitapları okumalı. Dini ilimlerden en az 8 ( sekiz) tane bilmeli. Ehl-i sünnet inancında- itikadında olmalı. Samimi şekilde ihlâs ve öz ile ibadetleri yapmalı.

Allah cc. buyuruyor: “ Namaz insanı kötülüklerden alıkoyar.” Alıkoymuyorsa, yapılan ibadet, namaz, namaz değildir. Güzel ve yüksek İslam ahlakını yaşamayan insanın ibadetleri Allah katında bir değer, önem taşımaz. Allah zikredilmeli. Dua edilmeli. Tövbe edilmeli. Bildirilen ibadetler peygamberimizin yaptığı şekilde yapılmalı. Başka türlü yapanların ibadetleri kabul, geçerli, kayda değer bulunmaz, bulunmamaktadır. Bu Allah’ın insanlara bildirmesidir.

Ölüme, ahirete hazırlanmalı. Dini ilimleri, doğa ilimlerini, sanatı, hikmeti kazanım haline getirmeli. Ömrü boşa, boş işlerde, zararlı, çirkin, kötü işlerde geçirmemeli. İmanın şartları Kur’ân’ın bütünüdür. Bu durum Amentü şerhinde de başlıklar halinde bildirilmiştir. İslam’ın başlıca temel 5 şartı da âlimler tarafından tasnif edilmiş. Kolay anlaşılsın, diye 32 ve 54 farz olarak sınıflandırarak, insanların bilgisine sunulmuştur. 730 kadar farzın olduğunu daha öncede söylemiştim.

Allah cc. vardır, birdir, eşi benzeri, ortağı, annesi, babası, oğlu, kızı yoktur. Zamandan, mekândan beridir. Biz yaratan ve yaşatan, hiç yoktan var eden, Yüce Allah’ımıza şükreder, hamt eder, tövbe eder, zikreder, kulluk- ibadet ederiz. Allah’ın varlığının öncesi, sonrası, sonu yoktur. Nicelik, nitelik, özellik; sayı olarak bir tanedir. Yarattığı varlıkların hiç birine benzemez. Varlığı için hiçbir şeye, kimseye, maddeye gereksinim duymaz. Allah cc. her şeyi ile sıfatları ile ezeli ve ebedidir. Allah’ı Zati ve Subuti sıfatları ile Güzel ad ve sıfatları ile eksiksiz, tam tanımalıyız. Ona adlar, sıfatlar uydurmaktan sakınmalıyız. Esma’ül Hüsna ad ve sıfatları dışında ad, sıfat, lakap takmamalıyız. Dikkat etmeli. Âlim denen kişiler bile ad, sıfat uydurmaktadır!

Allah cc. diridir. Canlıdır. Her şeyi, olup, biteni bilir, görür, işitir. Her şeyin olmasını sağlar, yapar. Evvelinden sonsuza dek yaratmaktadır. Akıl, irade sahibidir. Kudret, güç, bilgi sahibidir. Konuşur. Yaratır. Hiç yoktan var eder. Allah cc. soyut bir varlıktır. Maddeden oluşmamaktadır. Biz, Allah’ın kişiliği, zati hakkında düşünmemeliyiz. Sıfatları, eylemleri hakkında bilgi sahibi olmalıyız. “İnsan, Allah’ı hangi surette düşünürse, öyle değildir.” İnsan aklı, Allah cc. gibi bir varlığı düşünmekten, tasavvur etmekten acizdir. Zira o ağırlığı kaldırmaz! Allah’ı ve İslam dinini bilmeyen, akıl erdirmeyen, kabul etmeyen bireyin öyle akıl, zekâ, doğru düşünme bakımından olgun olmadığını söylemek yanlış olmaz. Allah’ın dinine uygun; ilim, bilim, sanat, zekâ, akıl, basiret ile yaşayanlar en üstün insanlardır. Üstünlük ilim ile ilmi, dini samimiyetle yaşamakladır.

Allah’a şükretmeli. Hamt etmeli. Dua etmeli. Zikretmeli. Tövbe etmeli. İbadetleri bildirdiği, peygamberimizin yaptığı şekilde yapmalı. Aksi halde halay çekmeyi, kendini şişlemeyi, kendini zincir ile dövmeyi, cihat diye haksız yere insanları katletmeyi ibadet yapan sapıtmışlar, zalimler, şaşırmışlar. Yanlış içinde yaşayanlar olmaktadır. Helal, haram demeden her şeyi yiyenler, Budistler gibi tapınaklarında milyonlarca lağım faresi besleyenler bulunmaktadır. İnsan bir kere sapıtmasın! Sapıttığında, sapıklığın sonu olmaz. Her yanlışlığı, sapıklığı, serseriliği, zalimliği yapar, yapmaktadır da!  İşte birde bunu ibadet sanmaktadır. Kur’an ve sünnet dışında hak, hakiki, dini ibadet yoktur.

İslam dini, insanın Allah’a karşı yükümlülüklerini, görev ve sorumluklarını bildirir. İyi ile kötüyü, doğru ile yanlışı, güzel ile çirkini, hak ile batılı anlatarak, ayırt etmemizde yardım eder. İnsanı ahlak olarak olgunlaştırır. İki dünyada huzurlu, mutlu olmasının yol ve yöntemini gösterir. Ahirete hazırlar.

Müslüman birey, bilgili, bilinçli, ihlâslı, dinin ve inancının farkında olmalı. Büyük şirk, gizli şirk, kibir, aldatmak, hile, sahtecilik, sahtekârlık, öfke, kin, nefret, çekemezlik, hınç, münafıklık içine düşmemeli. Nifak, münafıklık, azgınlık, serserilik, haramları bilerek- bilmeyerek yapma içine düşmemeli. Büyüklenme, hakaret etme, gönül kırma, incitme yapmamalı. Boş, gereksiz- lüzumsuz söz ve işlerin içinde olmamalı. Yokluk, yoksulluk, tembellik, miskinlik, uyuşukluk, haram işleme içinde olmamalı. Her işini stratejik plan program proje ile verimli yapmalı. Kazancını ölçülü harcamalı. Haram harcamalarda bulunmamalı. Tama- tamah, heva, heves, nefis, şeytanla birlikte, şeytanlaşmışlarla birlikte hareket etmemeli. Hak, hukuk, adalet, hakkaniyet, güzel ahlak, edep, hayâ- utanma- arlanma sahibi olmalı. Vatan, millet, ümmet, devlet, bayrak, bağımsızlık, özgürlük sahibi olmalı. Hak değerler için hakça cihat, mücadele yapmalı. Allah’ın emirlerini tutmalı. Yasakladıklarından sakınmalı. Kötülüğü önlemeli. İyiliği yaymalı. Kendi için istediği iyilikleri başkaları içinde gönülden istemeli.

Bugün ülkemizde olan zenginlerin çok büyük çoğunluğu haksız, haram, mekruh kazanç elde etmekte, sömürmekte; stok, karaborsa etmekte, dolandırmaktadır. Zoru gördüğünde de yurt dışında kaçmaktadır. Bugünlerde tekrar haberlere konu olan Çiftlik Bank’ın “Tosun” lakaplı dolandırıcı medyada gündemdedir. Ülkemizde 80 bin kişiyi dolandırmış. Latin Amerika, Dubai, Kıbrıs gibi ülkelerde harcamaktadır. Her gün farklı bir ülkede kumar oynamakta, yemek yemekte, dolaşmaktadır. Kıbrıs’ta kumar oynamış. Dubai’ye geçmiş. Bir yemeğe 70 bin lira vermiş. 20 bin lira da bahşiş vermiş. Tosun suçludur. Ama ona yüksek kâr payı ile sosyal medya üzerinden paralarını yatıranda aç göz, doymamış, haram kazanç peşindedir. Ülkemizde normal kazanç %10- 20 iken, onlar 5 ayda %500 kâr etmek için paralarını yatırıyor. Böyle bir kazanç yoktur. Ödenmeyecek paraya kandırma amaçlı kâr vaadidir. Bunun gibi on milyonlarca ahmak bu sahtekârların tuzağına düşmüştür.

Müslüman birey, akıllı, bilgili, bilinçli, uyanık, dikkatli olmalı. Aldanan ve aldatan olmamalı. Yoksul olacak duruma düşmemeli. Sonrasında kadere değil kendi akılsızlığına, aç gözlüğüne küsmeli. “İnsan ne yaparsa, kendi aklı- akılsızlığı ile yapmaktadır.” Aç göz, hırsı, ihtirası ile davranmamalı. Harama heves etmemeli. Haram olan şeylere eğilimde bulunmamalı. Dalkavuk, yağcı, soytarı olmamalı. Hak olmayanlarla övülmemeli. Şapşal gibi hak olmayan söz ve hareketlere gülmemeli. Kendi kusurlarını bırakıp, başkaları ile alay ederek, aşağılık duruma düşmemeli. Allah’ın verdiği nimetleri hak yollarla hakça kazanmalı. Hak olanı kazanmalı. Şükretmeli, hamt etmeli, zikretmeli. Dua etmeli. Hakça gerçek anlamda samimice ibadet etmeli. İyilikten ayrılmamalı.

Allah’ın emirlerini tutmalı. Yasakladıklarından sakınıp, kaçınmalı. İyiliği yaymalı. Kötülükleri önlemeli. Kendimiz için istediğimiz iyilikleri başkaları içinde istemeli. İnsanlarla alay ve eğlence etmemeli. Eğlenmemeli. Aşağılamamalı. Küçük görmemeli. Aklı ile halleri ile alay edecek aşağılık, alçak duruma düşmemeli. Nefse, heva, hevese uymamalı. Hakka karşı inatçı davranmamalı. Allah’a isyan etmemeli. Haramda ısrar etmemeli. Dünya hayatı çekilmez, zehir olur. Akrabaların perişan olur. Ahretin rezil, rüsva, perişan, fecaat, çekilmez olur, olmaktadır. Öyle hile, sahtecilik, sahtekârlık içinde olmamalı. Allah’ın yasaklarından çok uzak kalmalı.

Müslüman, Allah’ın sözleri, emri, dediği olan Kur’ân’a uyarak yaşamalı. Peygamberi olan Hazreti Muhammet’e uyarak, samimice halis muhlis şekilde takva, vera yaşamalı. Hakka karşı isyan, ihmal, tanımama, önemsememe içinde olmamalı. Suizanda bulunmamalı. Başkaları adına kötü konuşmamalı. Dedikodu yapmamalı. “İnsanların hoşuna gitmeyecek söylemlerde, söylentilerde bulunmamalı. Kötülüğe yönlendirmemeli. Kötülükte yol, çığır açmamalı. Kötülüğü yaymamalı. Sonra kötüye sevk edilen tüm insanların günahlarını alırsın. Günah başlatan, günaha başlayanların günahlarını yüklenir. İyi çığır açmalı. Kötü, çirkin, zararlı, pis çığır asla açmamalı.”

İsyanda ısrarcı, devamcı olmamalı. Bir an önce tövbe etmesini becermeli. Zararın neresinden dönülürse kârdır, yararlıdır. Temiz, helal olarak kazanılanlarla geçim sağlamalı. Haram, mekruh, pis, kirli, mundar işlerden para kazanmalı. Sonu hiç hayırlı olmamaktadır, unutmamalı. Helal kazanca, helal harcamaya rıza göstermeli. Aç göz, doğumsuz, hırslı olmamalı. Allah’ı, ölümü, kabırı, ahireti, hesabı, cehennemi, cenneti asla hiç unutmamalı. Olumlu, doğru, dürüst, Allah’ın ve peygamberinin hoşnut olacağı işler yapmalı. Günaha dalmamalı. Günahta kaybolunur, asla unutmamalı. Akıl baştan gider. Yeis- emel, haksız kazanç, hırs, doymazlık içine düşmemeli. Kötü insanlara uymamalı. Allah’ın rahmetinden ümidi kesmemeli. Bilgiyi gizlememeli. Doğru bilgileri yaymalı. İlmi, ameli yaymalı. Haksız işlerin içinde olmamalı. İslam hayatı, esasları dışına çıkmamalı. Zalim, günahkâr olmamalı. İslam dini dışında sıfat, inanç, itikat, davranış sahibi olmamalı.

Allah’ın sevdiği şekilde olmalı. Allah’ın sevdikleri ile dost ve kardeş olmalı. Bozgunculuğu yayacak kadar ahmak, salak, aptal, manyak duruma düşmemeli. Bu tip insanların dünyada yaşama şansları olmadığı gibi ahiretleri rezil ve perişanlıktır. “Ben bu sözlerimi, Kur’ân’dan alıp, şekillendirerek, kompozisyon yaparak, aktarmaya çalışıyorum. Doğrular Allah’a, yanlış ve hatalar bana aittir. Yanlış gördüğünüz yerleri araştırarak düzeltiniz. İnsan beşerdir. Şaşabilir. Yanlış, hata, eksik yapabilir. Doğasında bu acizlikler, zaaflar vardır. Eğitimle bunları düzeltse de, düzeltemedikleri olabilir. Bu kendi eksikliğinden ve başkalarının eksikliklerinden kaynaklanabilir.”

1981 yılında, 26 yaşında iken Isparta’da kısa dönem, 4 aylığına askerlik yapmaya gittim. Hafta sonu kente izine çıktığımızda, mürşit denilen bir kişiyi ziyarete gittik. Muhammet Hamidullah’ın kitabını eline aldı. Eleştiriyordu. Oysa kendi yanlışlarımız ondan çok daha fazla olabilir. İyi insanlara karşı nankörlük yapmamalı. Kendi eksiklerimiz gidermeye çalışmalı. Kendi bilgi açlığımız gidermeye çalışmalı. Kötülüklerden uzak kalmalı. Haram, mekruh işlerde bulunmamalı. İnsanların şerrinden korunmalı. Bilmediğimizin arkasına düşmemeli. Bugün aptal serseri akılsız bilgisiz insanlar, akılsızlıklarından iki dünyalarını perişan ve yok etmektedirler. Bu dünyada bile doğru dürüst güzel iyi yaşamasını becerememektedirler. Kötülük, ahlaksızlık, hayâsızlık, edepsizlik onları perişan etmektedir. Bu tip insanlar kalpazan insanlardır. Hiçbir değeri, geçerliliği olmamış. Akılsızlık, fikirsizlik, zikirsizlik, bilgisizlik onları aşağılık duruma düşürmüştür. Allah cc. böyle olmamızı, olunmasını hiç istemediğinden, Kur’ân ve peygamberler, vahiy göndermiştir.

Bilgi, İslam dini ile süslendikçe değerli olur. İslam’dan nasiplenmemiş kişilerin bilgileri zarar verir. Bir şekilde insanlık ve İslam düşmanlığı yaparlar. İman, İslam, bilgi, bir- beraber olmalı. Dini ilimler, bilimsel ilimler diye bir ayrım yapılamaz. Yapılması doğru değildir. Allah cc. âlimdir. Bu bilgilerin tümüne sahiptir.

Allah cc. konforlu, lüks, israflı- savurganlı, gösterişli yaşamayı, altın ve gümüş kaplarda yemek yemeyi yasaklamaktadır. Hasım- düşman ile cebelleşmeyi, ileriye gitmeyi, aşırılığı, geriliği, yalanı, yanlışı, kötülüğü, çirkinliği, zarar vermeyi, haddi aşmayı, hududu aşmayı, sınır tanımamayı, kendini bilmemeyi, Rab olan Allah’a isyan etmeyi yasaklamıştır. Maddi, manevi anlamda tertemiz olmayı emretmektedir. “Boy – gusül abdesti almayı farz kılmıştır. Pek çok ibadet boy abdestsiz olmamaktadır. Pek çok ibadette namaz abdesti almadan olmamaktadır.” Mahrem yerleri açmak günahtır. Haram işlemektir. Erkek olsun, kadın olsun mahrem yerlerini açamaz, sergileyemez, gösteremez. Kadın ve erkelerin mahrem yerleri farklıdır. Müslüman bunları bilmeli. Kendini korumalı.

Hayızlı- aybaşılı kadınlarla cinsel ilişki kurulamaz. Haramdır. Bu tip davranışların haram olmasının sebebi; sağlığa zararlı olduğundandır. Bugün pek çok hastalık, insanların haramları işlemeyi adet edinmelerindendir. İslam dininde her şeyin kuralını Allah cc. belirlemiştir. Ayetler peygamberimizin yazdıkları değildir. Peygamberimizin söyledikleri hadislerdir. Ayet, hadis farklı değerlerdir.

Müslüman tüm farzları yapmak zorunludur. Namaz, oruç, hac, zekât, kurban kesmenin farz ibadet olduğu gibi diğer pek çok farz ibadette önemlidir. Hepsi Allah’ın emridir. Kurban’ı vacip, sünnet diyen mezhepler bulunmaktadır. Biz mezheplere uymak zorundayız. Onlar dini bizlerden daha iyi anlamışlardır. Biz, Kur’ân, sünnet, hadislerden anlam çıkarmamız, âlimlere göre eksik, hata, acizlik, zaaf olur. Akıl baliğ olan herkes İslam dinini öğrenmekle sorumludur. İslam dini herkesi muhatap alır. Herkese hitap eder.

Mümin Müslüman olarak Kur’an, hadis, sünnet, peygamber, ilim, akıla uymak zorundayız. Öyle başıboş, serseri gibi davranmak mümin işi değildir. Böyle davrananların iki dünyada huzurlu, mutlu olması olmamaktadır. Akıllı olmalı. Zeki olmalı. Akılla, zekâ ile dosdoğru davranmalı. Erkek, erkek gibi, kadın hanım gibi olmalı. Allah’ın yap dediğini yapmalı. Yapma dediğini yapmamalı. Hile ve ihanetten, kahpelik ve kalleşlikten uzak kalmalı. Milli, manevi, insani, ilmi, sanat değerlerine hainlik yapmamalı. Ters düşmemeli. Hakkı hakikati inkâr etmemeli.

İnsanlara hakkını vermeli. Zekât, sadaka, fitre vermeli. İnfak etmeli. İnfak ederken, çalışma gücü, kudreti, takati, vakti olanları geri planda bırakmalı. Hak edene öncelik vermeli. Nimeti, bereketi verene şükretmeli, hamt etmeli. Nankör olmamalı.

Çevreci, doğasever olmalı. Çevreye, doğaya asla zarar vermemeli. Çöp, atık, pislik atmamalı. Dökmemeli. Akıtmamalı. 1980 yılından beri iklim değişikliği nedeni ile doğal afetler olmaktadır. Sel, kasırga, kuraklık, afet, deprem artarak olmaktadır. Bir gün selde olmayacak. Toprak suya özlem duyacak. Toprak kuruyacak. İnsanlar böcekler gibi sıcaktan, güneşten korunacak yer arayacak. Su bulamayacak. Dünya kuru çöl olacak. Bu akılsızlıkla gidilirse, insan dünyadaki diğer canlılara zarar vermeyi sürdürdükçe, kendi bunların günahını, vebalı çekecek.

Hastalıklar artacak. Bir insan 8 bin kadar hastalığa tutulma durumuna açıktır. Yanı sekiz bin türlü hastalık insanı bulabilir.

Dünyada insanların doğada dengeyi, ölçüyü bozduklarından iklimler bozulacak. İnsan dünyada yaşayamayacak duruma düşecek! Beklide ölü gezegen olacak!

İnsan, insanlık tarihi boyunca hayvanlaşmasını, hayvan altı durumunu sürdürmektedir. İnsan, insanı katletmektedir! Milyarlarca insan, milyarlarca insanı katletmiştir! Şimdi de doğayı, bitkileri, hayvanları katletmeyi sürdürmektedir! Devlet ağır ceza çıkarmamaktadır. Bir ayakkabı veya bir pantolon parası, para cezası vererek, işi geciktirmektedir. İnsan, İslam’dan uzaklaştıkça, insanlıktan da uzaklaşmakta, hayvan altı yaratık durumuna düşmekte, inmektedir.

“Hayvanları, bitkileri, çevreyi, doğayı koruma görevini Allah cc. insanlara vermiştir. Bu bir görevdir. Neyin helal neyin haram olduğu açık, net bellidir. Faiz almak, vermek haramdır. Tefecilik, stokçuluk, karaborsacılık, fahiş fiyatta mal satmak haramdır. Bugün devlet buna sessiz kalmakla birlikte, teşvik bile yapmaktadır. Bir araba- otomobil fiyatına bir yemek, bir daire- konut fiyatına bir gece otelde kalma, bir yemek fiyatına bir bardak su ve ya çay satma olabilmektedir. İdeolojik devlet sistemleri pisliğe geçit verirken, hep hak hukuk olanı engellemeye çalışmıştır. Bunların İslam, Kur’ân, peygamber ile hiçbir ilgisi- alakası yoktur. İslam hak, hukuk, adalet, doğruluk, hakkaniyet, fazilet, medeniyet, insanlık, ilim dinidir.

İslam dini insanın ilgili olduğu, insanın ilgilendiği, varlığı ilgilendiren her iş, söz, eylem ile ilgili ilkesi, kuralı, kaidesi vardır. Her konuda bir veya birkaç düşüncesi bulunmaktadır. Kur’ân’da olmayan konularda, peygamberimizin hadis ve sünneti vardır. Peygamberimizin bu konuda söz ve sünneti yoksa İslam âlimlerinin görüşleri bulunmaktadır. İcma- içtihat veya kıyas- karşılaştırma yapılmaktadır. İnsanları, hayvanları, bitkileri, doğayı, çevreyi, dünyayı, evreni ilgilendiren her konuda İslam dininin doğru, gerçekçi, ilmi görüşü bulunmaktadır. İslam dininde her sorun ve problemin bir çaresi, çözümü mutlaka bulunmaktadır. İslam’da yok, yoktur.

İslam dininde kişisel çıkar- menfaat için başkalarının hak hukukları asla çiğnenmez. Sömürü, sömürgeleştirme, baskı, şiddet, terör olmaz. Bunlara, haksızlığa razı olan, hoşnut olanda zalim olur. Zalimin yeri cehennemin ateş, duman, irin dolu çukurudur. Dünyası da berbat ve harap geçer. İslam dini hiçbir hileye, sahteciliğe, sahtekârlığa, yalancılığa, alkole, kumara, şans oyunlarına, ölçüsüz -tartısız işlere, ölçü ve tartıda hileye hoş bakmaz. Haram kılınmıştır. Haram kılma olayı Allah’a özeldir.

Allah cc.  ihaneti- hainliği hoş görmez. Satışta aldatmayı kabul etmez. Zalime silah vermez. Kötülüğe yol açmaz. Yetim malı yemez. Eziyet etmez. Kibir, böbürlenme, yüksekten bakma, millet malını israf etme, yersiz kullanma, aşırıcılık- gerilik içinde bulunma haramdır. Bugün devlet erkânının tümüne yakını, İl, ilçe ve ülkede yüksek makamda olanlar; millet, devlet malını aşırıcılık, gösteriş, konfor içinde kullanmaktadır. Tasarruf edelim, denmesine rağmen hala araçlarını- taşıtlarını VİP ettirenler olmaktadır. Bunun hesabı çok çetin olacaktır. Emekli olmuş, Cumhurbaşkanlığı bitmiş olan eski Cumhurbaşkanlarının hala onlarca taşıtı, ekstradan, onlarca koruması, hizmetçisi bulunmaktadır. Milletin malı, devletin malı har vurulup, savrulmaktadır. Allah cc. bu davranıştan zerre kadar memnun değildir. Olmaz da! Hesap mutlaka ama muhakkak eksiksiz sorulacaktır.

Ülkemde 18 milyondan fazla kişi yoksul, fakir diye devletten sosyal yardım alırken, bütün bu aşırılık, israf- savurganlık, lüks, konfor, şatafatın hesabı çok ağır olacaktır. Ben, Allah’ın söylediğini söylüyorum. Dini kitaplardan yararlanarak, fikir üretiyorum. İnsan haddini, hududunu, Rabbini, hakkını, hukukunu, kendini bilecek. Ona göre davranacak. Öyle nefse uygun, aklını yanlış kullanmanın cezası ağırdır.

Milletin razılığını almadan, hoşnut etmeden, millet malı kullanılamaz. Hak, hukuk gasp edilemez. Bugün hak, hukuk, adalet, doğruluk, dürüstlük, hakkaniyet, kanun, yasa dışı davranan, yöneticilerin gideceği yeri ben biliyorum. Allah’ın dinine ne kadar uymuşlarsa, o kadar rahat edecekler. Ne kadar uymamışlarsa, o kadar eziyet çekecekler. Yönetici; ben laiğim, laikim, diyor. İslam dinini reddediyor. Sekülerim, diyor. İslam, din- iman, Allah, peygamber tanımıyor. Veya tanıyor da, hak, hukuka uymuyor. Bunların gideceği yeri düşününüz. İdeolojik saplantı, beşeri sapıklık içinde istediğini nefsine, şeytana uyarak yapmaktadır.

Hainlik edenler, din imana uymadan yaşayanların yerini Allah cc. defalarca anlatıyor. Allah cc. İnanları 700 defa uyarıyor. Aklını çalıştırın. Akıl erdirin. Düşünün. Derinden doğru düşünün. Tefekkür edin. Yeterli düşünmüyorsunuz. İlim öğrenin. Haklı işler yapın, gibi 700 düşünme türevli insanları ikaz ediyor- uyarıyor. Peygamberimiz ve peygamberler güzel örnek oluyor. Öğretiyor, eğitiyor. Anlatıyor.

İnsan üzerine aldığı, taahhüt ettiği işi yerine getirmeli. Yararlı, iyi, güzel, doğru, dürüst sözü yerine getirmeli. Dünyada insanın doğasına, yaratılışına ters- zıt- aykırı olan her duygu, niyet, düşünce, eylem, davranış, İslam dışıdır. Eğer İslam olsa idi, İslam yaşansa idi, İslam gerçekleştirilse, uygulansa, yaşam şekli yapılsa idi; bütün bu yanlışlıklar, olumsuzluklar olmaz, olmazdı. Gerçek anlamda doğru, dürüst Mümin Müslüman Allah’ın dediğini yapar. İnsanlara, doğadakilere zerre kadar zarar vermez. İlme uyar.

İlmin gerçekleri Allah’ın doğrularıdır. Tüm iyilikler, güzellikler, hayırlar, doğrular, dürüstlükler, yararlılıklar, faziletler Allahtan’dır. Şer- kötülük, çirkinlik, yaramazlık, olumsuzluk insanın kendindendir. Kötülük Allahtan değildir. Hayrın kaynağı Allah’tır. Kötülüğün kaynağı Allah, Kur’an, ilim, bilim, hak, hakikat dışıdır. Zarar veren zalimdir. Zalimin yeri cehennemin dibidir. Ben, Allah’ın söylediklerini, anladığım kadarı ile yazmaya, söylemeye çalışıyorum. Hata ve yanlışlar şahsıma aittir.

İnsanlar Allah’ın yasakladıklarından kaçınmalıdır. Haramlar yararsız olduğundan, zararlı olduğundan, yasaklanmıştır. Mekruh, pis, zararlı olanlarda yasaklanmıştır. 730 haram olan söz, eylem, davranış, hareketten sakınmak da farzdır.  Farz ibadetleri yaparken, haram olanları da yapmamak gerekiyor. Eğer haram olanları yaparsak, farz ibadetlerimizin sevaplarını sıfırlar. Boşa çıkarır.

Mubah, sevap olanları yapmada yarar vardır. Ama İslam dini aşırlığı ve geriliği reddeder. Her işte dosdoğru, gerçekçi, yararlı, orta yolu tercih eder. İbadet, çalışmak, zikir, dua, tövbe bile olsa doğru olanı yapmalıyız. Hiçbir şeyi bağımlılık haline getirmemeliyiz. İsteneni, istendiği şekilde samimiyetle isteyerek gönülden samimice yapmalıyız. İslam dini, akla, doğru bilgiye, zekâya, ilme, öğrenime, eğitime, danışmaya, fazilet değerlerine, insanı değerlere azami ölçütlerde önem ve değer vermektedir. Kendimiz, başkaları, dünya, evren bizlere emanet edilmiştir. Emanete hainlik etmek, ihanettir. Hainlik hoş görülür bir davranış değildir. Allah cc. yanlışı, yalanı, kötülüğü, çirkinliği, zararı, ziyan vermeyi asla hoş görmemektedir. Bunun için mubah, hoş, sevap olan işler yapmalıyız. Yasakladıklarından sakınıp, kaçınmalıyız.

İnsan hakka, hakikate, İslam dinine bağlı kalmalı. Hile, hainlik yapmamalı. Aldanmamalı. Aldatmamalı. Münafıklık, nifak, gâvurluk içinde olmamalı. Azgın, zararlı, ziyan veren olmamalı. İslam dininin dışında kalmamalı. Kimseyi alaya almamalı. Hırslı, hınçlı, kinci olmamalı. Dalkavukluk yapmamalı. Övülmekten hoşlanmamalı. Allah’ın verdiği nimetlere şükretmeli. Meşru olmayan hiçbir iş yapmamalı. Suç işlememeli. Devletin hukukuna ters davranmamalı. Dinin ilke ve kuralları dışında yaşamamalı. İbadeti, Hamdi, şükrü, zikri, tövbeyi terk etmemeli. Herkesin hak, hukukuna saygılı olmalı. Sevmeli, sevilmeli. Dünyevileşmemeli. Suizan yapmamalı. Ama zalim için kapsamlı düşünmeli. İsyan etmemeli. Bozgunu olmamalı. Öfke, hiddet, hınç, linç, şiddet, terör gibi akılsızlık içine asla düşmemeli. Öfkeli durumda karar vermemeli. Öfkeli hareket etmemeli. ( Bu makale yazısının inşallah devamı olacak)