Rabbim, âlemlerin Rabbi olan Yüce Allah cc. Dinim İslam, kitabım Kur’an, peygamberim Hazreti Muhammet sav. Kıblem Kâbe, yolum Allah cc. yolu- sırat-ı müstakim, önderim, kılavuzum; Hazreti Muhammet’tir. Kur’ân’ı peygamberimiz ve sahabe gibi özenle, samimiyetle aynen yaşarım. 

Âlemlerin Rabbi olan Yüce Allah’ıma sonsuz hamt ederim, şükrederim, teşekkür ederim, zikrederim, dua ederim, ibadet ederim, itaat ederim, tövbe ederim. Emirlerini tutar, yasakladıklarından sakınırım.

Âlemleri hiç yoktan var eden, varlıktan varlık yaratan, Rabbim olan Yüce Allah’ıma secde ederim. Rükû ederim. Her emrini tutar, yasakladıklarından sakınıp, kaçınırım. Allah’ımı bütün eksik sıfatlardan pak ve uzak tutarım. Onu daima böyle anar, inanırım. Onu her şeyden çok över, sevgi, saygı duyarım. Onun adını, kendini mübarek kabul ederim. Onun varlığı, değeri, önemi her şeyden üstündür. Ondan başka ilah yoktur.

Bütün varlığım Allah’ıma aittir. Allah’tan selam, rahmet, bereket, nimet, sağlık, esenlik diliyorum.

Allah’ın son sevgili peygamberi Hazreti Muhammet’e rahmet, merhamet, şefkat, müşfiklik diliyorum. Tüm peygamberlere, İslam, mümin, Müslüman olanlara; rahmet, merhamet diliyorum. Anneme, babama, akraba, dost, kardeş ve tüm İslam milletine Rabbim olan Yüce Allah’ımdan hayır, iyilik, rahmet, merhamet diliyorum.

Her an Yüce Allah’ıma sığınıyorum. Yaratılan şerlerden yüce Allah’ıma sığınıyorum. Kötülüklerden Rabbime sığınıyorum. İnsanların, cinlerin, şeytanın, şeytanlaşmışların şerrinden Yüce Allah’ıma sığınıyorum.

Allah’ım tek bir tanedir. Eşi, benzeri, dengi, eksikliği, noksanlığı yoktur. Doğmadı, doğurmadı. Ona hiçbir şey denk olmadı. Ad ve sıfatları sonsuz nitelikli, özelliklidir.

Elhamdülillah Hakk’a mümin Müslüman’ım. İslam dinindenim. Kur’ân ve sünnete sıkı sıkıya bağlıyım. Ben bir mümin olarak, asla, katiyen, kesinlikle zalimlerin, kâfirlerin- ateistlerin- gâvurlaşmışların, müşriklerin, münafıkların taptıklarına tapmam. Onlarda istemese, benim İslam dinimden olmazlarsa, olmasınlar. İslam’da, dinde zorlama, baskı yoktur. Herkesin dini kendinedir. Herkes yaptığı iyiliğin karşılığını ödül, yaptığı kötülüğün karşılığını da ceza olarak hiç eksiksiz göreceği mutlak doğrudur. Sizin dininiz size, benim dinim bana diyorum.

İslam dinini yalanlayanlar, yetimi, yoksulu itip kakanlar, yoksulu doyurmayanlar, zalimler namaz kılsalar da cehennemdedir. İslam dini bir bütündür. Bütünü ile yaşanmalıdır. Yarım yamalak İslam yaşantısı ile hak mümin Müslüman olunmaz. Gösteriş – riya ile yapılan ibadetler makbul, geçerli kabul edilmez.

Peygamberimiz Hazreti Muhammet’e buğuz edenler, iyilik ve güzellikten yoksun kalır. İnsanlar malından, mülkünden kıyamette hayır görmez. Hayır, görülecek sadece Allah cc. rızası için yapılan iyilikler ve ibadetlerdir. Herkes yaptığının ve yapmadıklarının hesabını en ince ayrıntısına kadar verecektir. Zalimler, kâfirler, müşrikler, münafıklar, dine ve müminlere, varlığa zulmedenler, cehennemdedir. İman edenler, salih- güzel amel işleyenler, sabrı önerenler müstesnadır.

Ben, her iyi, güzel, hayırlı, yararlı, doğru, dürüst işime Rahman ve Rahim olan Allah’ımın adı ile besmele ile başlarım. Hamt- övme ve övülme sadece Allah’a özeldir. O esirgeyen ve bağışlayandır. Dünya, evren ve ahretin sahibidir. Biz müminler sadece Allah’a ibadet eder, yalnız ondan yardım isteriz. Bize doğru yolu Allah cc. gösterir. Allah cc. lütuf ve ikram sahibidir. Allah’ın yolundan gidenler; azaba, gazaba uğramazlar.

Muttaki- takva müminler, Kur’ân’dan asla şüphe duymazlar. Onlar gayba inanırlar. Namaz kılarlar. Farz ibadetleri eksiksiz yaparlar. Varlıklarını Allah cc. yolunda harcarlar. Ahiret gününe kesinkes inanırlar. Onlar, Rablerinden gelen hidayet- dosdoğruluk üzeredir. Onlar kurtuluşa ereceklerdir. Zalimler ve kâfirler cehenneme girecektir!

Bir kişi ancak Kelime- i tevhit ile “ Lailahe illallah Muhammed resulullah” deyince- Allah birdir, ondan başka tanrı- ilah yoktur. Muhammet, O’nun resulüdür, deyince Müslüman olur.

Veya “ Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammed’en abduhü ve resüsuluhu”-  şahitlik- tanıklık ederim ki, Allah’tan başka ilah yoktur. Yine şahitlik ederim ki, Hazreti Muhammet sav. O’nun kulu ve peygamberidir.”

Kelime-i tevhit veya Kelime-i şahadet getiren her birey Müslüman olur. Müslüman olduktan sonra İslam dinini yaşamaktan sorumlu olur.

Peygamberimize dua ederiz. Deriz ki; “ Allahümme sallı ala seyyidina Muhammed ve ala âli seyyidina Muhammet”

Haşr süresi 22. Ayet: “ “O, öyle bir Allah’tır ki, O’ndan başka tanrı yoktur. Görülmeyeni ve görüleni bilendir. O, esirgeyendir, bağışlayandır.”

Haşr süresi 23. Ayet: “O, öyle bir Allah’tır ki, kendisinden başka hiçbir tanrı yoktur. O, mülkün sahibidir. Eksiklikten münezzehtir. Selamet- esenlik verendir. Güvene kavuşturandır. Gözetip, koruyandır. Üstündür. İsteğini zorla yaptırandır. Büyüklükte eşi, benzeri, dengi yoktur. Allah, müşriklerin ortak koştukları şeylerden münezzehtir.”  

Haşr süresi 24. Ayet: “O, yaratan, var eden, şekil veren Allah’tır. En güzel adlar onundur. Göklerde ve yerde olanlar, onun şanını yükseltmektedir. O, galiptir. Hikmet- bilgi sahibidir.”

Bakara süresi 286: Allah her şahsi, ancak gücünün yettiği ölçüde sorumlu tutar. Herkesin kazandığı (iyilik) kendine, yapacağı (kötülük) de kendinedir…”

Bakara süresi 284. Ayet: “ Göklerde ve yerlerdekilerin hepsi Allah’ındır. İçinizdekileri açığa vursanız da, gizleseniz de Allah ondan dolayı sizi hesaba çekecektir. Sonra dilediğini affeder, dilediğine azap eder. Allah her şeye kadirdir, gücü yeter.”

Bakara süresi 285. Ayet: “ Peygamber, Rabbi tarafından kendisine gönderilene iman etti. Müminlerde (iman ettiler). Her biri Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine iman ettiler. Allah’ın peygamberlerinden hiç biri arasında ayrım yapmayız. İşittik, itaat ettik. Ey Rabbimiz, affına sığındık! Dönüş sanadır, dediler.”

Ahzap 36. Ayet: “Allah ve resulü bir işe hükmettiği zaman hiçbir mümin erkek ve kadın için işlerinde seçme hakları yoktur.”

Nisa 65. Ayet: “ Seni hakem yapmadıkça, iman etmiş sayılmazlar.”

Haşr 7. Ayet: “ Peygamber size her neyi verdi ise onu alın. Size her neyi yasakladı ise ondan vazgeçin.”

Nisa 59. Ayet: “ Eğer bir şeyde çekişirseniz, onu Allah’a ve resulüne götürünüz…”

Mücadele süresi 5. Ayet: “ Allah’a ve resulüne karşı gelenler…”

İmran 31. Ayet: “ Eğer Allah’ı seviyorsanız, bana tabi olun.”

Nahl 44. Ayet: “ Biz, sana Kur’an’ı indirdik ki, kendilerine indirileni insanlara açıklayasınız.”

Necm süresi 34. Ayet: Peygamber, isteğine göre konuşmaz. Onun konuşması ancak bildirilen bir vahiy iledir.”

Nahl süresi 63. Ayet: “ Şeytan, onlara yaptıklarını hep güzel gösterir.”

Al-i İmran süresi 90. Ayet: “ Zalimlikte aşırı gidenlerin tövbesi kabul olmayacak.”

Ahzap süresi 70 -71. Ayet: “Ey iman edenler! Allah’a gelmekten sakınınız. Doğru söyleyiniz ki, Allah, sizin işleriniz düzeltsin. Günahlarınızı bağışlasın. Kim Allah’a ve resulüne itaat ederse, büyük bir kurtuluşa ermiş olur.”

İsra süresi 36. Ayet: “ Hakkında kesin bilgi sahibi olmadığın şeyin arkasına düşme! Çünkü kulak, göz, kalp; bunların hepsi ondan sorumludur.”

Haşr süresi 7. Ayet: “ Peygamber, size ne verdiyse, onu alın. Size ne yasakladıysa, ondan da sakının.”

Nisa süresi 80. Ayet: “ Kim, peygambere itaat ederse, Allah’a da itaat etmiş olur.”

Nisa süresi 42. Ayet: “ Bir hiçbir peygamberi, Allah2ın izniyle itaat edilmekten, başka bir amaçla gönderemedik.”

Hazreti peygamberimiz Hazreti Muhammet sav. İsyan etmeyi yasaklayan ayetler:

“Nisa süresi 115. Ayet, Enfal süresi 44. Ayet,”

Peygamberimize sevgi, saygıyı emreden ayetler:

“Ahzap süresi 45. Ayet, Ahzap süresi 56. Ayet, Hucurat süresi 46. Ayet.”

34. sürenin 28. Ayeti: Biz, seni bütün insanlara ancak müjdeci ve uyarıcı olarak göndermişizdir. Fakat insanların çoğu bunu bilmezler.”

64. Sürenin 8. Ayeti: “ Öyleyse Allah’a ve peygamberine ve indirdiğimiz nura, Kur’ân’a, inanın. Allah işlediklerinizden haberdardır.”

48. süresinin 13. Ayeti: “ Allah’a ve peygamberine kim inanmazsa, bilsin ki, Biz, şüphesiz inkârcılar için çılgın alevli cehennemi hazırlamışız!”

Necm süresi 3 - 4. Ayet: “ O, peygamber havadan konuşmaz. O, kendisine vahye edilen vahiyden başka değildir.”

Haşr süresi 7. Ayet: “ Peygamber, size ne verdiyse, onu alın. Size neyi yasakladıysa, ondan sakının.”

Peygamber doğru yola götürür, diyen, ayetler:

“Nur süresi 54. Ayet, Şura süresi 53. Ayet, Mümin ün süresi 47. Ayet.”

“Ahzap süresi 21. Ayet:  Ant olsun ki, Allah’ın resulünde sizin için güzel bir örnek vardır.”

Enam süresi 153. Ayet: “ (Bilin ki), bu, benim dosdoğru yolumdur. O halde onu izleyin. Sizi onun yolundan ayıracak, olan yolları izlemeyin. İşte bunlar, Allah’ın kendisine karşı gelmekten sakınmanız için, size ettiği buyruklardır.”

Ahzap 21. Ayet: “ De ki, ben ancak Rabbimden bana vahyolunana uyarım…”

Yusuf süresi 111. Ayet: “ Bu, Kur’ân ‘a gelince, o, asla insanlar tarafından uydurulmuş olan bir söz değildir…”

Hicr süresi 9. Ayet: “ Muhakkak ki, Kur’an’ı biz indirdik ve biz onu koruyacağız.”

Hadis: “ Bir kişinin kalbinde aynı anda iman ile küfür, doğruluk ile yalancılık, hainlik ile güvenirlilik bir arada bulunmaz.”

Hadis: “ Doğruluktan ayrılmayınız. Çünkü doğruluk insanı iyiliğe, iyilik de cennete götürü…”

Hadis:” Beni namaz kılarken nasıl gördüyseniz öyle kılınız.”

Allah cc. İyi kullarına rahmet olarak; merhamet, acıma duygusu, gözyaşı, şefkat, müşfiklik vermiştir. Mümin birey,  canlıya kalp inceliği, gönül yumuşaklığı ile davranır. Her canlıya merhameti ile davranır. Her varlığa merhameti ile yaklaşır. İnsaf ve vicdan ile davranır. Hiçbir canlıya zalimlik yapmaz, Haksızlık yapmaz. Mümin, affedici, bağışlayıcıdır. Hoşgörülüdür.

 Kur’an ve İslam dini, Allah’ın tanınması, kabul edilmesi, sevgi, saygı duyulması, itaat edilmesi, peygamberine sevgi, saygı gösterilip, itaat edilmesi üzerine kurulmuştur.

 Allah tanımazların, peygambere sevgi saygı duymayanların, İslam dini ile bağı, bağlantısı yoktur. İslam dışında olup, İslam görünen, pek çok münafık, İslam’ı baltalamak, Müslümanları kötülemek, bozmak, için bir proje olarak bozgunculuklarını yapmaktadır.

Bozguncuların, bozukların başta geleni birkaç yıl önce ölen, Yaşar Nuri Öztürk idi. Kendini görüntülü medyadan ve yazılarından 30 yılı aşkın süredir izliyordum. Peygambersiz bir din oluşturmaya çalışıyordu. “Kur’ân İslam’ı” ve “Kur’an Müslümanlığı” kavramları ile kitap yazmış. Ekol oluşturmaya çalışıyordu. Kendinden önce olan sapık sapkınların fikirleri ile anlatım yapıyordu. İlahiyatçı, Hukukçu, Felsefeci, hafız olarak kendini tanıtıyordu. İslam’ın 5 temel şartından- farzından hiç birini yapmıyor. “Benim cenazem camiden kaldırılmasın, diyor.” Her zaman Müslümanlara hakaret ediyordu. Kemalist, solcu, Atatürkçü olduğunu söylüyordu. CHP’den milletvekili olmuş. Siyasi partide kurmuştu. Elli taneden fazla kitap yazmıştı. Kitapları, solcular tarafından takdir görüyordu. Eski Maocuların televizyonlarının da baş aktörü idi.

İsmail Nacar, tarihçidir. Müslüman görünümlüdür. En çok Müslümanlara hakaret eder!

İhsan Eliaçık, ilahiyatçıdır. Marksist olduğunu söylüyordu. 2013 Taksim Gezi olaylarında teröristlerle beraberdi. Antikapitalist Müslümanlar, diye grubu ile terör olaylarına katılmıştı. Gezi olaylarında 86 terör örgütü ve CHP, HDP, PKK ile ortak hareket etmişti. Terör örgütlerine yardım ve yataklık etmekten, şu anda tutukludur. İslam dininde namaz, oruç, hac, zekât, tesettür – örtünme diye bir şey yoktur, diyordu. Medyatikti.

Son zamanlarda Cemil Kılıç adlı 19 yıllık İlahiyatçı, Din Kültür Ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni ortaya çıktı. Dün akşam Cem TV.’de canlı yayında izledim. Bu da, Kur’an hakkında şüphe- kuşku uyandıracak, saçma sapan bilgileri aktarıyordu. Peygamberimiz ile ilgili ileri- geri konuşuyordu. Dün akşam da anlattığını tekrarladı. “ Ateistler, İslam ahlakını, Müslümanlardan daha iyi yaşamaktadır,” diyordu.

Ateist, İslam ve diğer dinleri kabul etmez. Kabul etmediği, bilmediği, ahlakı nasıl yaşasın? Diye soruyorum.

Peygamberimize eşkıya gibi tanımlamalar da yapıyor. Sorsan ayet okuyor: “Ben size ayetlerimi eşkıyalık edesin, diye göndermedim,” diyor. Bunu eski Diyanet Başkanı da dedi, diyor.

Bilmiyorum, böyle bir ayet var mı? İnternete baktım, bulamadım. Ama bu ayet, El Kaide, Daeş, El Şebap, Taliban, El Nusra, Boko - Haram terör örgütleri ve eşkıyalık yapan kimseler için eğer böyle bir ayet varsa söylenmiş olabilir.

Diyor ki; ben hem bir sendikacıyım. Solcu sendika mensubu ve yöneticisidir. Fikir özgürlüğüm var. İstediğimi söyleyemeyeceğim mi? Diyanette laik, Atatürkçü olmalı. Atatürk ilkelerine bağlı olmalı, diyor.

İslam hakkında ileri, geri, kötüleyici, yerici, yalan, iftira atıcı, çarpıtıcı, saptırıcı sapıklar hep oldu, oluyor, olacak! Daha öncede anımsadığım; “Turan Dursun” vardı. “Bahriye Üçok” vardı. Bunlar solcu militarist inkârcı bölücü ajan provokatörlerdi. Kendileri uydurma, kurgulama yaptıkları gibi batılı İslam düşmanlarının da sapık görüşlerini alıp, aktarmaktaydılar.

Bendeniz, 1995- 2000 yıllarında Karamürsel İlçesi Merkez Atatürk İlköğretim Okulu’nda öğretmenlik yaparken, okul kütüphanesinde bir kitap görüp, incelemiştim. “Atatürk’ün okuduğu kitaplar adı altında, İş Bankası’nın basıp- yayınladığı büyük boy bir kitaptı. Batılı yazarların; “İslam, Müslümanlık, peygamberimiz, Kâbe hakkında, İslam dini hakkında yalan ve iftiralarıyla doluydu. Kitabın adı; “Atatürk’ün Okuduğu Kitaplar,” adını taşıyordu. ” Yanı hak din İslam hakkında; sapık, sapkın kâfirlerin yalan ve iftiraları hep vardır, var oluyor, var olacaktır. Bizde düşen onlara karşı mücadele vermektir. Hak vardır. Karşıtı batıl, küfür hep olacaktır. Cehennem bunlar için kurulmuştur.

Bir başkası da, Diyanetin Marksist, milliyetçi, Kemalist olmasını söylüyor. Bir diğeri kaldırılmasını istiyor. Yanı bu sapık sapkınlar her şeyin kendileri gibi sapık sapkın olmasını istiyor. “Oysa Diyanet, İslam dini ile Müslümanlarla ilgilidir. İslam ve Müslüman olmayanları ilgilendiren bir kurum değildir. Diyanet; dindar demektir.”

 Her kesimin bir derneği, vakfı, kurumu, kuruluşu vardır. Biz, İslam ve Müslüman olanlarında Diyanet Kurumu vardır. Herkes yoluna gitsin. Herkesin inancı kendinin olsun. Hakkı söyleyen söylesin. Ama bir başkası müdahale etmesin.

 Bu sapıklar, insanlığın var oluşunda beri vardır. Şimdide var. Ona göre çok bilge, bilinçli, uyanık, dikkatli olmalıyız. Bu gibi serseri sapık sapkın azgınlara asla uymamalıyız.

Bunun gibi son zamanlarda saçmalayan, Prof. Dr. Mustafa Öztürk ve onlarca ilahiyatçı bulunmaktadır. Bir de bunların Kur’ân meali ve tefsirleri var! Birçoğu akademisyendir. Bunların adlarını zaman zaman yazılarımda belirtiyorum. Bunlar, başkalarının etkilerine giren ve olumsuz olan zayıf kişilerdir.

Belki böyle dediğim, için bizlere kızacaklar. Bizde onlara şu soruyu soralım: “ Sahiden sizler insanların daha dindar olması için mi çalışıyorsunuz? İnsanlar daha iyi, güzel, doğru, dürüst, üstün ahlaklı, edepli, hayâ sahibi olması için mi gayret ediyorsunuz? Gerçekten insanlar Allah cc. ve peygamberine daha bağlı, dindar yaşaması için mi azimle gayret gösteriyorsunuz? Evet derlerse, içinde bulundukları grup; iyileştirici, düzeltici değil; bozucu, bozguncu diye söylüyorum. Onları hep İslam ve Müslüman düşmanı olarak görüyoruz.

Mayası bozuk, aslı, astarı bozuk, felsefi görüşü bozuk, ideolojik sapkınlık içinde, kendi bozuk, fikri bozuk, inanışı bozuk olunca; ondan iyi, güzel, doğru, yararlı, hayırlı fikir ve güzel davranış beklemek mümkün değildir. Bu kişiler, İslam dinini, Müslüman’ı bozup; kendi şer, kirli, pisli amaç ve hedefleri için kullanmak istiyorlar.

İslam adına anarşi, şiddet, terör yapan İslamcı sapkın azgın katliamcı katiller bu tiplerin yetiştirmesidir.

Irkçı, şoven milliyetçi faşistler bu tiplerin ürünüdür.

Sömürücü kapitalistler, bu zalimlerin ve bozguncuların yetiştirmesidir.

Katil katliamcı inkârcı ateistler bu tiplerin malzemeleridir. Bunlarda küresel şer güçlerin kurguları, yetiştirmesi, beslemesidir. Kendileri bilir, bilmez, iş budur, böyledir.

Bir akıllı, okumuş, kariyer yapmış insan, kendi hak dini olan İslam dinini ve Müslüman’ı bozmaya çalışmaz. Vatan, millet, devlet, bayrak, bağımsızlık düşmanı yapmaya çalışmaz. Kendi ülkesine zarar vermez. Kendi ülkesini yıkmaya çalışmaz. Milli, manevi, ilmi, insani, evrensel fazilet değerlerine zarar vermeye kalkışmaz. Eğer veriyorsa, veriyordur! Bu milletin değerleri ile ilgisi ilişkisi yok demektir. Ben her sözümü bilerek, tasarlayarak, gözlemleyerek, basiretle, objektif söylüyorum. Satılmış katil adi kahpe hain alçaklara zerre kadar benzemek istemiyorum. Yazdıklarım ilmidir, bilimseldir, objektiftir, olaydır, olgudur.

Bu alçak adi kahpe katil düşmanlar, ülkemizin ve İslam dünyasının başına bela oldu. Hiç anarşi, şiddet, terörsüz günümüz geçmemektedir. Allah’tan profesyonel askerle, modern askeri silahlarla, terörle mücadele ediyoruz da, eskisi kadar gazi, şehit vermiyoruz. 2018 yılında yurdumuz içinde yaklaşık 2,500 terörist etkisiz hale getirildi. Yurdumuz dışındakilerin sayısını başka bir yazımda yazacağım inşallah.

Devlet, millet olarak, çok güçlü olmamız için; ilimde, bilimde, teknolojide, üretimde, sanatta, gelişmede, ilerlemede, birlik beraberlikte, ekonomide çok güçlü olmalıyız. Bilim ve teknoloji sahibi olmalıyız. Makine, robot, yapay zekâ kullanmalıyız. Çağa uygun gelişmeliyiz. Bilim üretmeliyiz. Bilimi sanayi ve teknikte, teknolojik gelişmede kullanmalıyız. Bilgili, bilinçli olmalıyız. Birli,k beraberlik içinde muhabbetle yaşamalıyız.

Kaynaklarımızı lüks, konfor, aşırı refah ve tüketimde kullanmamalıyız. İsraf etmemeliyiz. Zengin ve beyinsiz Batılılar gibi olmamalıyız. Lüks, konfor, gösteriş için harcama, tüketim yapmamalıyız. Akıllı, zeki, ileri düşünceli olarak, bin yıl sonrasına hazırlık yapmalıyız. İlim, bilim ve İslam dışına çıkıp, serseri aptal manyak gibi davranmamalıyız.

 2018 yılında ülkemizde öldürülen kadın sayısı 440 olmuş! Bu durum derinlemesine ve kapsamlı sorgulanmalıdır. 20 milyona yakın senet ödenmemiş! Bankalara milletin 580 milyar lira borcu olmuş! İsraf, savurganlık, gösteriş, tatil yapma, dışarıda yeme, içme, eğlenme zıvanadan çıkmış. Milletin şirazesi bozulmuş. Yaz, kış, bayramlarda, her defasında 12 milyonu aşan sayıda insan tatil yapmaktadır. Devlet, işletmelere yılda birkaç kere teşvik vermektedir. Devlet veriyor! Aç göz, görmemiş, nefsine uyanlar yiyor! Fakirler, zenginler gibi yaşamakta, zenginler Karun, Haman olmuş durumdadır. Helal, haram düşünen artık pek kalmamıştır. Halk topyekûn bir İslam eğitiminden geçirilmeli. Bozguncular etkisiz kılınmalı. Hainliğe, adiliğe, kahpeliğe, kalleşliğe, anarşiye, şiddete, teröre, bozgunculuğa asla fırsat verilmemelidir. Özgürlükler, yıkmak, yok etmek için kullandırılmamalı.