En faziletli ibadet; âlemleri hiç yoktan var eden, yaratan, yaşatan Yüce Allah’ı hakkıyla ve layığıyla, Esma’ül Hüsna üzere bilmek, tanımak, kabul etmek, itaat etmektir. Bunun yanında, O’nun gönderdiği Kur’ân-ı Kerim’i, peygamberimiz Hazreti Muhammed’i tanımak, bilmek, kabul etmek ve itaat etmektir. Allah’ın emirlerini tutmak, yasakladıklarından sakınmak, öğütlerine eksiksiz uymaktır. Amentü şerhine, Kur’ân’ın bütününe şeksiz şüphesiz inanmak, uymaktır.

Âlemlerin Rabbi olan Yüce Allah’a, Kur’ân üzere ve de sünnet üzere ibadet etmek, zikretmek, dua etmek, tövbe etmek, hamt etmektir. “Kelime-i Şahadet ve Kelime-i Tevhit sözcüklerinin anlamlarını özü ile birlikte sözüne, içeriğine kadar dosdoğru bilip, anlamak, yaşamaktır. Bugün bu doğru, yeterince anlaşılıp, gereği yapılmadığından; Müslümanlar fitne, fesat, nifak, ayrılık içine düşmüş. Yaban hayvanlarından çok daha kötü birbirini parçalamakta, yok etmekte, savaşmakta, vuruşmakta, her şeyleri ile mahvolmaktadırlar! Kelime-i Şahadet ve Kelime-i Tevhit kelimesindeki        “ la ilahe İllallah- Allah’tan başka ilah- tanrı yoktur,” anlamını içeriği ve doğrusu ile anlamamıştır. Her biri putperestlerden çok daha berbat şekilde pek çok ilah- tanrı edinmişler. Birbirileriyle ilahlarını- tanrılarını savaştırmaktadırlar!”

“Allah cc. İnsanları kendilerine ibadet etsinler, diye yarattı.”Ama sapıtmış zalim Müslümanların her biri kendine zalim bir ilah edindi! Âlemlerin Rabbi olan Yüce Allah’tan çok mini putlarının yolunda, izinde, iradesinde, peşinde gidiyor! Onun söylemlerini kendine hayat tarzı yapıyor. Rahman, Rahim, Melik, Kuddüs, Selam, Mümin, Cebbar, Aziz, Celal, Cemal, İkram sahibi olan Yüce Allah’ı pek hatırlamıyor! Esma’ül Hüsna’dan ve Şahadet, Tevhit kelimesinden pek haberi yok!

Toplum ve bireyler İslam dinini peygamberimiz gibi bilip, yaşamadığından; hak, hukuk, doğruluk, adalet, dürüstlük, hakkaniyet, merhamet, kardeşlik, fedakârlık, özverilik, iyilik pek kalmadı. Esma’ül Hüsna ile âlemlerin Rabbini gönülden samimi olarak bilip, tanımıyor. Peygamberi gibi Kur’ân’ı yaşamıyor. Anne ve babasına, akraba, komşu, arkadaşına, insanlığa, varlığa iyilik etmiyor, güzel davranmıyor. İyilikte, infakta cimri davranıyor. Nefsinin ve şeytanın istekleri için savurganlık yapıyor. Verdiği yararlı sözde durmuyor. Namuslu, iffetli hareket etmiyor. Haram, mekruh, günah, pis, kötü, çirkin işlerden sakınmıyor. Kesin ve dosdoğru yararlı bilgi ile davranmıyor.

Acınacak hali ile kibirli, gururlu, forslu, caka satan, gururlanma içinde büyüklük taslıyor. Farz, vacip, sünnetleri yerine getirmiyor. İslam dininin yüklediği görev sorumlulukları göz ardı ediyor. Sabırla, güzel işlerde sebat etmiyor. Bağışlayıcı, affedici, hoşgörülü olmuyor. Bir karınca, arı, kuşlar kadar olamıyor. Bir inek, koyun, keçi, ördek, tavuk, kaz kadar insana, varlığa iyilik ve hizmette bulunamıyor. Her şeyi döküp, kırıyor, dağıtıyor! İnsanlar arasına bozgunculuk, kötülük, fitne, zarar verici hareketler sokuyor. “Bunun başlıca nedeni; Allah ve peygamberinin sözlerine uymamasıdır. Kendi akılsızlığı ile akılsızca kötü davranmasıdır.” Eğer yol, yön gösterici pusula olmasa, şimdiki gibi insanlık helak olur, yok olur. Hak hakikat yolunu bulamaz. Harap ve perişan olur, olmaktadır!

Allah’ını ve peygamberini unutanların halleri hep perişan olmuş, oluyor, olacaktır da! İdeolojik sapkınlık, felsefi bozukluk, batıl ve sapkın düşünce ile dosdoğru düşünememekte, doğru fikir edinememekte, hak yolda güzel şekilde yaşayamamaktadır. “İnsan, Kur’ân’ı kılavuz, peygamberimizi önder örnek etmiyor. Eğer bunu yapabilse,  hakka hakikate- doğru ve gerçeğe ulaşır. “Hakka hakikate Allah, Kur’ân ve peygamberinden ulaşılır. Yaratılan varlıklardan Allah’a ulaşıp, tam anlamı ile doğru ve gerçekleri yakalayamamaktadır. Bu, bugün insanlığın halinde gözükmektedir.”

İnsan sapıtmamalı. Açıktan günah işlememeli. Kötülükleri, çirkinlikleri, yanlışlıkları, hayâsızlığı yaymamalı.  İnsan öldürme, hak- hukuk çiğneme, iffetsizlik yapma, dürüst kadınlara iftira atma, büyücülük, yalancılık, yalan tanıklık, borcu ödememe gibi olumsuz işlerde asla bulunmamalı. Vatan, millet, devlet, bayrak, bağımsızlık savunmasından asla kaçmamalı. Şehitlik, gazilik çok yüce makamdır. Arzu edilmeli. Aksi halde tüm İslam, ilim, iffet fazilet değerleri, zalimlerin ayakları altında paçavraya döner!

Kur’ân bir bütündür. Bütünü ile peygamberimizin yaşadığı gibi yaşanmalıdır. İmam Birgivi Hazretleri, Kur’ân’dan 32 ve 54 farzı çıkarıp, listeledi. Bunları ve diğer farzları, vacipleri, sünnetleri öğrenip, yaşamalı.

“Bazı din âlimleri de Kur’ân’dan 70- 460- 700 büyük günah, haram çıkarıp, yazdı.” Bunlarda bilinip, bu haram ve günahlardan sakınıp, kaçınmalı. Bu haramlar pek çok yerde yazılmış, kayda geçirilmiştir.

Allah’tan ümidi kesmemeli. Hemen şimdi tövbe edip, İslam dinini öğrenip, peygamberimiz ve sahabe gibi İslam dinini samimi olarak bir bütün olarak yaşamalı. Allah’a ortak koşmamalı. “Bugün Müslüman olduğunu söyleyenlerin çok büyük çoğunluğu şirk içindedir! İslam dininden olmayanların hiç biri Allah’ı doğru bilip, anlayıp, kabul etmemektedir.” Hala büyük lağım faresini, ineği, maymunu, peygamber çekirgesini kutsal sayanlar vardır. Hatta onların nesli olduğunu, onların ruhunu taşıdığına inanan milyarlarca birey vardır! Allah cc. İnşallah akıl, fikir, İslam nasip eder. Tabii ki, insan ister, diler, niyet eder, çaba gösterir, hak da nasip eder.

Müslüman, İslam dinin 32- 54 farzı ile birlikte diğer farz, vacip, sünnetleri eksiksiz yapmalı. Haram, mekruh, günahlardan sakınmalı. Edepli, güzel ahlaklı, hayâ sahibi olmalı. Mahremiyeti korumalı. Namusu, iffeti, kutsal dini değerleri koruyup, yaşam tarzı etmeli. Leş, kan, domuz eti, besmelesiz kesilen mubah hayvanları yememeli. Alkol, uyuşturucu kullanmamalı. Kumar, şans oyunları oynamamalı. Akrabaları ziyaret etmeli. Hırsızlık, yolsuzluk, hortumculuk, sahtecilik, sahtekârlık, gasp yapmamalı. Kalp kırmamalı. Gönül kazanmalı. Eşcinsellik hastalığına tutulmamalı. Hayvanlara işkence yapmamalı. Doğayı koruyup, gözetmeli. İntihar etmemeli. Her derdin, sorunun mutlaka bir çözümü, çaresi vardır. Aşamadığımız sorunları yakınlarımızla, ekiple aşmalı. Asla yılgınlık, bitkinlik, ümitsizlik içine düşmemeli. “Ben bu makalemde sizlere 700 tane haramı yazma durumunda değilim. Ama dini kitaplardan, internetten öğrenmeniz çok kolaydır.”

Asla zalim olmamalı. Zalimlerle; İslam, mümin, Müslim, Müslüman, insanlık, doğa düşmanları ile işbirliği, yardımlaşma, dayanışma, güç birliği yapmamalı. Bu durum mazlumların, masumların, zayıfların ezilmesine, haksızlığa uğramasına neden olur.

“Allah cc. Mealen; cahillerden yüz çevir. Zalimlerden uzak dur. Kötülüklere karşı mücadele et,” buyurmaktadır. Onlara yardım eden, destek veren; onların işlediği haram ve günahlardan payına düşen günahı alır. İslam ve Müslüman düşmanlarından dost, kardeş olmaz. Onlar gerçek anlamda barışçı olmaz. Her şeyleri hile, sahtecilik, sahtekârlık, yalan, düzenbazlıktır. Korkunç dehşet veren vahşetler, barbarlıklar, katliamlar, yıkıcılıklar, yok edicilikler yaparlar! Dünyaya, tarihe bakınız. Ne olduklarını çok daha iyi anlarsınız. Tabii ki basiretli, önyargısız bakanlar; görür, anlar, bilir, işitir, hakkı hakikati kavrar.

Lütfen, yazım uzun sürmesin, diye sadece süre, ayet ad ve numaralarını veriyorum. Al-i İmran süresi 28. Ayet, Nisa 89. Ve 144. Ayet, Maide 51. Ayet, Tevbe 23-24. Ayet, Mücadele süresi 22. Ayet, Müntehine süresi 9 -13. Ayetlere mutlaka bakıp, ders alınız. Bu ayetler; İslam, mümin, Müslüman, insanlık düşmanlarına karşı nasıl davranmamız gerektiğini açıklıyor. Peygamberimizin hayat tarzı, 6,236 ayet olmuştur. 4,000 kadar sünneti, ayetleri temel alarak icra etmiştir. Aklı ile ilmi ile Cebrail meleğinin öğretmesi ile Kur’ân’ı Kerim’i yaşamış. Bu yaşayış şekline İslam diyoruz. Dinimizin adını İslam, İslamiyet diye Yüce Allah cc. Koymuştur.

Hadisi şerif: “ Kim bir kavme- topluluğa benzemeye çalışırsa; o, onlardandır.”

Peygamberimiz, aklını, ilmini Kur’ân ile birlikte kullandı. Kur’ân’ı Allah’ın istediği şekilde Cebrail as. Öğretisiyle yaşadı. Bizlerde Kur’ân’ı peygamberimiz gibi yaşamalıyız ki, İslam dinini yaşamış olalım. Böyle hakça yaşayabilmemiz için, günümüzdeki 8 (sekiz) İslam ana ilmini bilmeli. Samimiyetle bu ilimden aldığımız irşat ve feyizleri hakça samimiyetle yaşamalıyız. İki dünyanın kurtuluşu bundadır. Diğer yollar sadece iki dünyada da cehenneme çıkmaktadır! ( İnşallah bu konudaki yazımız haftaya devam edecek)