(Lütfen, sabrederek, şükrederek, önyargısız, yeterli doğru niyet ve düşüncelerle anlayarak; azimle, gayretle yazılarımı okuyup, paylaşınız!) Önce insan olduğumuzun, insanlıklı olmanın, insaniyetli, insancıl, mümin insan olmanın bir üstünlük olduğunu anlamamız gerekir. Bu üstünlüğü yapan, eden, fazilet değerlerini öğrenip, kazanım haline getirmemiz gerekir. İçimizle, dışımızla, genlerimizle, duygu, niyet, düşünce ve davranışlarımızla olgun insan olmaya karar vermemiz gerekir. Hak, hakikat, hakkaniyet, doğruluk, hukuk, adalet, edep, güzel ve yüksek ahlak, hayâ, Hakk’a ibadet etme, yaratılmışlara hizmet etme, iyilikte bulunmayı becermemiz gerekir. İyilik hareketi ile kötülükleri yok etmeyi becermeli. Batıl, küfür, kötülük, çirkinlik, yalan, yanlış, olumsuzluklardan sakınıp, kaçınmalı.

Birey, aile, toplum, devlet olarak, İslam dinini en doğru şekilde samimiyetle yaşamaya çalışmalı. İnanç, itikat konusunda sapkınlıkta asla olmamalı. İslam dinini siyasalaştırmamalı. İslamcılık, İslamcı gibi argümanlara sokmamalı. İdeolojileşmiş her düşünce yanlış yapar, taraf tutar, haksızlık yapar. Bugün ki İslamcıların, radikallerin vahşette, dehşette, kâfirlerden farkları yok! Zaten kâfirler, İslamcıları mal, eşek, it gibi kullanmaktadır! Son 40 yılda 11 milyon Müslüman’ı İslamcı cehalet içindeki cahil cühelalar katletti! 65 milyon mümini sakat- engelli bıraktılar! Bugün ülkemizde ve dünyada İslamcılarla iç ve dış dinsiz komünist ateistler, ortak çalışmaktadır! Küresel şer güçlerin proje elemanı durumundadırlar. Artık İslamcılar, Fetö terörü ile de birleşmişler. Her türlü terör ve şer güçlerle işbirliği içinde korkunç dehşet veren vahşetler, barbarlıklar, haydutluklar, katliamlar yapmaktadırlar!  Bunlar açıktan her türlü terör örgütleri ile işbirliği haline girmişlerdir.  

İslamlık yapan, İslamcı olduğunu söyleyen, pek çok kişi ve grup, bugün deistlerle, ateistlerle, komünistlerle, farklı ideolojilerle ortaklık içindedir. Dün, “ şeriat İslam’dır. Anayasa Kur’an’dır.” “Şeriat gelecek, vahşet bitecek,” diyenler; bugün vahşetin içindedir. Ama hep kullanılan kuyruk durumundadırlar. Dün ateistlerin yok etmeye çalıştığı İslamcılar, bugün bu zalim, katil komünistlerle, Fetö teröristleri ile ortak çalışmaktadır. “16 Nisan 2017 Cumhurbaşkanlığı sistemi referandumunda ve 24 Haziran 2018 Cumhurbaşkanlığı seçiminde ve de milletvekilliği seçiminde işbirliği, yardımlaşma, dayanışma, beraberlik içinde; vatan, millet, devlet, bayrak, bağımsızlık, iffet, onur düşmanlıklarını ortak yapmaktadırlar.”

Oysa müminler ortak hareket etmelidir. Bu işler ahkâm kesmekle olmaz. İcraat ile söz bir olmalıdır. İç ve dış güzel olmalıdır. “Fetö gibi dini kullanarak; emperyalizme, Siyonizm’e, gâvurluğa bir papaz olarak hizmet etmemeli. 1966 yılından beri CIA kullanıcısı olup, hem de Müslüman görünümünde olup, müminlerin kuyusunu Fetö gibi kazmamalı. Olgun, arif, zarif, dosdoğru, gerçekçi, samimi Müslüman, bu tür İslam ve Müslüman hainliğinde bulunmaz.” Bu iş saç, sakal, çarşaf, şalvarla da sadece olmaz. Her yönü ile dini bütün mümin Müslüman sıfatı taşımalı.

Bugün Siyasallaşmış Müslümanlar, müminler; maddi, manevi anlamda aldatmaktadır. Yüksek kâr payı ile 3 milyon mümini aldattıkları gibi, 72 holdinge soydurdukları gibi, çıkar için her haramı işlemektedirler. “İslam dini bir bütündür. Bütünü ile Müslüman olmalı. Dini bütün hak has hakiki Müslüman olmalı. Ahlakta, fazilette, maddi – manevi temizlikte, şeffaflıkta, komşulukta, insanlıkta, helal yaşamada önder olmalı. Gidip de ırkçı- bölücü komünist katliamcı terörist HDP- PKK’ya uymamalı. 123 terör örgütünün koruyucusu CHP, Fetöcü İP gibi olmamalı. Kur’ân ve peygamberimizin yolundan, izinden asla ayrılmamalı. Sahabe gibi İslam dinini yaşamalı. Mümin ikiyüzlülük yapmaz, yapmamalı. Yaparsa, ondan hak mümin Müslüman olmaz, bilmeli.

Ümmeti, milleti bölme, parçalama içine düşmemeli. Din sömürücüsü, sahteci, sahtekâr olmamalı. Kur’ân, sünnet, İslam dışına çıkmamalı. Kur’ân’da bildirilen 700 haramı işlememeli. Başkalarına iyi öğütler verip, kendi her haramı işlememeli. Saptırıcı, sapkın, azgın, serseri tipli davranmamalı. Hem dindar gözüküp, hem din düşmanları ile ortaklık, işbirliği yapmamalı. Her kötülüğün bir hesap vermesi, sorgusu, yargılaması mutlaka vardır. Çıkar için ahireti satanlar, haşat, perişan olacaklardır!

Müslüman, her yönü ile Kur’ân’ı Kerim’i, peygamberimiz gibi yaşamalı. Ehl-i sünnet itikadında olmalı. Farz, vacip, sünnet ibadetleri peygamberimiz gibi eda etmeli. Günah ve haramlardan sakınmalı. Güzel huylu, yumuşak ve güler yüzlü, tatlı dilli, doğru sözlü, dürüst olmalı. Tatlı dilli, güler yüzlü, hak sözlü, sözüne bağlı olmalı.

Herkes görevini, işini severek, dosdoğru yapmalı. Tükenmişlik sendromuna girmemeli. Ülkemizde görevlilerin %70’inin görevini severek yapmadığı belirlendi. Bu bir tükenmişlik sendromunu oluşturur. Başarısız olur. Yıpranır. Gücü, kuvveti azalır. Duygusal, moral olarak tükenir. Kavgacı olur. Kandırılır. Aldatılır. Kişisel başarısızlıkta olur. Mümin; gerçek akıl, zekâ, sağduyu, mantık, makul olma, ilim, bilim sahibi arif âlim olmalı. Bilgiçlik taslayan, bilge olduğunu sanan, ahmak cahillerden olmamalı.

Allah cc. Al-i İmran süresi 103. Ayette: “ Hep birlikte Allah’ın ipine( Kur’ân’a) sarılın. Bölünüp, parçalanmayın.”

Hucurat süresi 10. Ayet: “ Müminler ancak kardeştir. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltiniz. ”

Hadis-i şerif: “ “ … Kişi kardeşinin yardımında olduğu sürece, Allah’ta onun yardımcısıdır.”

Ülkemizde, kendine has, hakiki, sahih, dindar Müslüman diyen, Milli Görüşçüler, bazen Fetö gibi şaşırıp, sapıtmaktadır! Milli Görüşçü diye kendilerini tanımlayanlar, 1969 yılından beri siyasettedirler. Taraftarları, bu sapıtmış rejime karşı olduğunu, şeriat ile düzeni değiştireceklerini söylediler. Kendilerine İslamcı, şeriatçı da, demektedirler. Bunun içinde kurdukları 4 siyasi parti kapatılmıştır. Emperyalizme, Siyonizm, materyalizme karşı olduklarını söylemelerine rağmen, hep onların değirmenine su taşımışlar. 1973 yılında CHP ile hükümet kurup, iktidar olmuşlar. 16 Nisan 2017 yılında yapılan halk oylamasında; vatan, millet, devlet, bayrak, bağımsızlık düşmanı olan gruplarla işbirliği içinde, Cumhurbaşkanlığı sistemine karşı; “hayır” oyu kullanmışlar. 24 Haziran 2018 seçiminde de PKK uzantısı siyasi partilerle, 123 terör örgütü uzantılarıyla, Fetö yanlıları ile ortak, işbirliği içinde hareket etmektedirler. Sapıtmış zalimleri bir araya getirip, günümüz Ak Parti Hükümetini düşürmeyi hedef edinmişler. Oysa onları insan yerine koyan Ak Parti Hükümeti olmuş. Onlarda T.C. Vatandaşıdır. Başkaları gibi özel ve kamu hizmetlerinden, insan haklarında yararlanmalıdır, deyip; bunu gerçekleştiren Ak Partidir.

Oysa bende eski bir Milli Görüşçü olarak, hep Milli Görüş karşıtlarından, şimdi zalimlerle işbirliği yapılanlardan, çok zarar gördüm. Bu milletin çok önemli kesimi 28 Şubat 1997 darbe sonrası süreçte hep zarar gördük. “Devletimiz bu 28 Şubat sürecinde 381 milyar dolar zarar gördü. Ordudan 1,635 subay Milli Görüşçü diye ihraç edildi. 281 vali, kaymakam atıldı. 6 milyon mümin, dindar olduğu için fişlendi. 46 milyar dolar hortumlandı. Kılık - kıyafet nedeniyle 33, 272 kişi soruşturma geçirdi. 27 dernek, vakıf kapatıldı. Mallarına el kondu. 428 milyon dolar kendi medyalarına aktarıldı. Milli Görüşçüler, okula öğrenci olarak alınmadı. Memur, amir, müdür,  işçi yapılmadı. Pek çok kişi memurluktan çıkarıldı, sürüldü. “Milli Güvenlik Kurulu’nda; 2010 yılına kadar İslam dinine irtica dendi. Müslümanlara, gerici, yobaz dendi.” “ 2012 yılı Eylül ayına kadar başörtülüler kamuya memur, işçi, öğrenci olarak alınmadı. Hatta hastane, düğün solonu, okul, devlet dairesine alınmadı. Avukatlık, doktorluk gibi serbest meslekleri bile icra edemedi.” Şimdi Milli Görüşçü siyasi parti olan Saadet Partisi müminlere zulmeden her grup, siyasi parti, örgütle işbirliği, dayanışma içindedir. Hem de başı çekmektedir. Bu bir fetö gizli örgüte benzemektedir. Zalimlerin müminlere haksızlık etmeleri, birazda Milli Görüşçülerin agresif, manyakça, aşırı, geri, ileri, zarar verici söz, yazı ve konuşmalarından kaynaklanmıştır. Liderleri Erbakan pek çok zaman saçma sapan konuşurdu. Karşı görünenlerde ona karşı düşmanca tutum alırdı.

“ 28 Şubat 1997 yılından sonra geçen 5,5 yıl içinde millet haşat edildi! İmam Hatip okullarının orta bölümü kapatıldı. Okulların önünün kesilmek istenmesi, nedeni ile her türlü olumsuz uygulama yapıldı. Öğrenciler ve öğretmenleri baş açık okula alındı. Üniversiteye girişlerde, bu okulların ve meslek okullarının sınava eksi 25- 35 puan eksiği ile girilmesi oluşturuldu. Bunun için 650 İmam Hatip okulunda okuyanların sayısı, 650 bin öğrenciden, 65 bin öğrenciye düştü. Pek çok özellikle bayan öğretmen ve memur görevden atıldı! 12 yaşını bitirmeyen çocukların yaz tatilinde camide Din dersi, Kur’an öğrenmeleri yasaklandı. 15 bin Kur’ân Kursu kapatıldı. 27 vakıf ve dernek kapatıldı. Mal varlıklarına ve bağlı kurumlarına el konuldu. Refah Partisi kapatıldı. Mal varlıklarına el konuldu. Başörtülü öğretmenler okul bahçesine girmeden başları açtırıldı. Hatta dışarıda örtünmeleri bile kötü örnektir. Sokaklarda kamu yeridir. Sokaklarda da başlar açılacak, dendi. İstiklal Marşı okunurken herkes başını açacak, genelgesi uygulanamadığından, genelge geri çekildi.

 10 Kasım günü M. Kemal’e Fatiha okutan öğretmen görevden alındı. Yalova’da 10 kadar öğrencisini Cuma namazına götüren Din dersi öğretmenine soruşturma açıldı. Bu adi kahpeler, alçak halk, Hakk düşmanları bu süreçte olsun, öncesinde ve sonrasında da millet düşmanlığını sürdürdüler.

 “Turgut Özal döneminde başörtüsü yasağının mecliste kaldırılmasını, Anayasa Mahkeme’sinde iptal ettirdiler.” “ Ak Parti döneminde, 2007 yılında yine başörtüsü yasağının kaldırılmasını, Anayasa Mahkemesi’nde iptal ettirdiler.” “ Öyle ki, başörtüsüne özgürlük istiyor, diye Ak Parti İktidarına 2007 yılında kapatma mahkemesi açtılar.” “ Öyle ki, sapıtmış AİHM de bu sapıtmışlara uyarak karar vermektedir. Çünkü hepside hak, hukuk, doğruluk, adalet, güzel ahlak, insanlık, özgürlük düşmanıdır.” Bu zalim ve gâvurca uygulamaları yapan Bülent Ecevit, A.  Mesut Yılmaz, DYP, CHP siyasi partileri 02 Kasım 2002 seçiminde birçoğu %21 olan oyları %1’in altına indi. Saadet partisi de 1997 darbecilerinden davacı- şikâyetçi olmadığından, 3 milyon taraftarını 72 holdinge yurt içi ve dışında soydurduğundan; 20 yıldan beri %1’in altında oy almaktadır. Yıl 2018 oldu. Hala %1’i aşamadılar. İktidar, hükümet olmuş, DSP, Doğru Yol Partisi, Anavatan Partisi, Saadet Partisi 16 yıldan beri %1 oy ya almakta ya da %1’in altında oy almaktadırlar. Zalimlikle yükselme olmaz. Zalimler çukur olur. Esfeli safilin olur. Esfeli salihin olmaz.

Osmanlı Devletimizi yıkan “İttihat Ve Terakki Cemiyeti” teröristlerinin devamı niteliğindeki CHP, HDP, SP, İP, PKK, PYD, YPJ, sosyalistler, komünistler, Fetöcüler; vatan, millet, devlet, bayrak, bağımsızlık, özgürlük, insanlık düşmanları, Siyonistler, batılılar ve batıcılar, haçlılar, Daeş, İsrail, ABD, AB, Avrupalılar; Türk, Türkiye, İslam ve Müslüman düşmanları hep bir ve beraber olmuş. İçten ve dıştan yok etmeye çalışmaktadır. 2. Abdülhamit Han Hükümetini ve Osmanlı Devletini yıkanların aynen devamları yine, her zaman işbaşındadır!

İkinci Abdülhamit Han, Adnan Menderes, Turgut Özal, Refah- Yol hükümetini ve kendilerini yok ettikleri gibi; Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki hükümeti ve de devletimizi de yıkmak istemektedirler! Bu ihanetin, kahpeliğin, kalleşliğin içinde Erbakancılarında oluşu, çok düşündürücüdür. Bu da Fetö gibi hain midir, diye düşündürmektedir. Erbakancılar, Milli Görüşü, Adil Düzen sloganını, İslam dini diye millete inandırdılar. Şimdi nerede bir adi aşağılık alçak varsa, onlarla işbirliği içindedirler.

İnternete giriniz. “Sapık- sapıklık” içinde olan kimlerdir? yazınız. Sizlere kimlerin sapıklık içinde olduğunu bildiren onlarca ayet çıkacaktır. “İşte bu sapıtanlar, sapıklığını doğru bildiklerinden, yanlışlıklarından ayrılıp, hak din İslam dinine dönemiyorlar. Kendi doktrin- görüş, ideoloji, bozuk felsefelerinden kopup, Allah’ın dinine girip, hak mümin hakiki Müslüman olamıyorlar. Hep kula kullukta kalmaktadırlar!

Bu vatan, millet, devlet, bayrak, bağımsızlık, özgürlük, din- iman düşmanları her zaman ülkemizde anarşi, şiddet, terör oluşturarak, askeri darbe yapılmasına, muadillerine ortam hazırladılar. 1960-1971-1980-1997-2016 darbeleri böyle yapıldı. Onlarca darbe girişimi, suikast girişimleri de başarısız kılındı.

Yukarıda belirttiğim örgüt, cemaat, tarikat, ideoloji, bozuk felsefe, yanlış inanış içinde milyonlarca kendini mümin Müslüman tanımlayan insanlar var! Bu mümin kardeşlerime soralım.

 1-) PKK, FETÖ, DAEŞ, DHKPC ve diğerleri uluslar arası, küresel terör örgütleridir. On binlerce kişiyi acımasızca katletmiş! Malını, mülkünü, servetini yağmalamış. Dini, milli, manevi değerlerine istediği gibi tecavüz etmiş! Kendini, neslini, cananını, canını, iffetini mahvetmiş! Pekâlâ,  mümin ve Müslüman olduğunu söyleyen kardeşim, bunları direkt ve dolaylı olarak nasıl destekliyor?

2-) Hiç düşünmüyor mu? Sorgulamıyor mu? Akıl erdirmiyor mu? Bu yapılan haram, kötü, çirkin, zararlı, yanlış, İslam ve insanlık dışı hareketlerden nasıl oluyor da, memnun olup, destekliyor? Allah cc. peygamberi, müminler bu yapılan korkunç, dehşet saçan barbarlıklardan, adiliklerden, katilliklerden, yağmalamalardan, katletmelerden memnun mudur? Memnun değilse, nasıl oluyor da, bu haram işleyenleri destekliyor? Bunların yanında olanların, dünya ve ahretteki durumu nasıl olacak, diye düşünemiyor mu?

“Bugün ülkemizde devlete vermeden, milyonlarca insan sosyal yardım, aylık, hizmet almaktadır.” Devlet kadar zengin olan bile devlet düşmanlığı yapmaktadır! İnsanlar artık sapık, nankör olmuştur. Ben yazılarımı politik esaslı yazmıyorum. Yazdığım her şey ilmidir, bilimseldir, doğrudur. Gerçektir. Olgudur. Olaydır. Vakadır. Belgelidir. Asla gerçek ve doğru olmayan hiçbir bilgiyi aktarmamaya çalışıyorum. Ben sadece hakkı hakikati insanlığa tebliğ ediyorum. Bu da benim mümin Müslüman olarak görevim, sorumluluğum, ödevimdir. İsteyen alır, istemeyen beğenmez. O herkesin kendine kalmış bir durumdur. Hiç kimseye haksızlık, hakaret de asla etmem, etmiyorum. Ama her zaman üslubu, edebi, adabı, nezaketi ile hakkı hakikati yazmaya çalışıyorum.

Ak Parti Hükümeti 16 yılda; 26 olan havaalanına 29 tane daha ekledi. 76 üniversite sayısına 112 tane daha ekledi.  6,300 km. otoyola 17,800 km. daha ekledi. 604 olan ambülânsa 3,750 tane daha ekledi. Ayrıca 4 ambülâns uçak, 224 patentli araç, 14 deniz ambulans, 175 motorize ambülâns, 24 ambülâns helikopter eklendi. 334 bin dersliğe 678 bin derslik ekledi. 52 km. tünel e 267 km. daha ekledi. 389 hastaneye 500 hastane, 1,500 sağlık ocağı- evi, şehir hastaneleri ekledi. Çalışmalar tüm hızı ile devam etmektedir.

İşte Sadette Partisi de İslam, Müslüman’ım derken, bu zalimlerle işbirliği ve dayanışma içinde seçime gitmektedir. “Bunların döneminde anarşi, şiddet, terör de atmaktadır. Yıkıcılık, bozgunculuk her konuda artmaktadır. “ Çünkü terör bunları, bunlar terörü beslemektedir!” Çok uyanık, dikkatli, hassas davranmalı. Bunların var olmaları; vatan, millet, devlet, bayrak, bağımsızlık, özgürlük için çok büyük tehlikedir. ”

Ak Parti de MHP ile işbirliği yapmaktadır. Cezaevlerinde 216 bin kişi yatmaktadır. MHP bunların kader mahkûmlarına af istemektedir. Oysa daha geçen yıl az cezası olan kişiler af edilmişti.

“Kader mahkûmu ne demektir!” “Cezaevlerinde yatanlar; uyuşturucu, yağma, yaralama, Öldürme, hırsızlık, cinsel suçlar, dolandırıcılık, sahtecilik, fuhuşa teşvik, örgütlü terör suçu, katillik gibi suçlardan yatmaktadır. Bunlara kader mahkûmu mu denir? Hemen hepsi düşünerek, tasarlayarak, isteyerek, planlayarak suç işlemişler. Başkalarının canına, malına, namusuna, iffetine, nesline, aklına kastetmişler! Bana yapılan haksızlığı senin affetme yetkin, hakkın, haddin var mı? Herkes yaptığı suçun cezasını çekmelidir. Aksi halde herkes suç işler. Adalet, emniyet, güvenlik sağlanamaz. Sağlanamamaktadır da! Burası Teksas denilen lanetlilerin olduğu yere döner. Hakkın, hukukun, doğruluğun, adaletin, eşitliğin, hakkaniyetin olmadığı yerde huzur olmaz. Mutluluk sağlanamaz. Emniyet ve güvenlik sağlanamaz. Herkes aklını başına alıp, İlahi adaletle, hakla, hukukla, akılla, bilimle, ilimle, sağduyu ile iş, görev yapmalıdır.”

 Tuvalette aklına geleni veya her söyleneni, isteneni yapmamalı. Herkes bir şey söylüyor. Herkes vaatte bulunuyor. Tam bir kakofoni, tam bir serserilik! Allah cc. Akıl, fikir isteme nasip eder inşallah. Bu demokrasi değil, karmaşa, kakofoni, bozukluk oluşturmaktadır.