ADANA, () - ADANA'da Psikolog Meriç Mavi,  kişinin  duygularını saklamamayı ve yaşamayı öğrendiği zaman hayatı daha çekilir bir hal alacağını söyledi.
Problemin varlığı, zihninizde yer verme isteğinize göre değiştiğini anlatan Meriç Mavi, "Manavdan 5 kilo aldığınız domates eve geldiğinizde eksilmez ya da çoğalmaz, neyse o kadar kalır. Problemlerinizde eve döndüğünüzde ya da dünyanın bir ucuna gittiğinizde azalmayacaktır. Mesela bunu deneyimlemek üzere yola çıkan çok fazla aşk mağduru vardır. Uzaklaştığında sevginin, ümitsizliğin, öfkenin seninle birlikte gelmeyeceğini düşünen ve rotayı çeviren.  Acıyı hissetmekte, güçsüzlüğün tadına bakmakta yeterince iyi değiliz. Acısıyla tatlısıyla denilen o günler kişinin hesaplayamadığı düş kırıklıkları ile sonlanabilir. Kayıp düştüğünde gülen insanların durumu acı ya da tatlı olarak ayırmadan iki duyguyu birden yaşayacak gücü olduğunu düşünelim, ağlanacak haline gülüyor demek yerine" dedi.
'Karşıdaki kişinin davranışlarına hapsolmadan önce duygularımızı ne kadar tanıyoruz diye düşünelim' diyen Mavi sözlerini şöyle sürdürdü:
"Duygu yoksunluğunun başımıza iş açabileceğini aklımızdan çıkarmadan. Problemlerine geçici süreçler olarak bakan, yansıtmayan, çıkmaza girmeyi reddeden bireylerin çevreleriyle yaşadıkları kaosu konuşuyor olsaydık müdahale isteği de beraberinde gelirdi. Manavdan aldıklarınızı alışveriş torbalarınızı yoldan geçen birine 'çok yoruldum birazda sen taşı' diyemiyorsanız problemlerinizi de başkasına verip sonra geri alamazsınız. Burada kaybı kazanca çevirmenin en şeffaf yolu kabullenmek ve kendimize şefkat göstererek yolumuzda ilerlemektir. Düşlediklerinden bağımsız ilerleyen hayatın senin kaygılarınla uğraştığın kendini olabildiğince çelimsiz hissettiğin bir dönemi yansıtır. Takdire bıraktığın ve savaşmadığın her an çökkünlüğünün seviyesini yükseltir. O süreç içinde manava uğrayıp almayı planlamadığın bir sebzeyi de keseye koyabilirsin. Bu dönüş yolunda yüküne yük katmaktan başka bir işe yaramaz. Taşıyamayacağın ağırlığın altında kaldığında bunun sorumluluğunu kimseye devredemezsin. Tekil olarak düşündüğünde sorun olarak görmediğin ya da başkaları tarafından görülmeyen bir durum diğer sorunlarla birlikte aynı bedende can bulursa ümitsizliği yaşayabilirsin. Var olup olmadığını merak ettiğimiz her duygu bir gün açığa çıkmayı bekler. Bir takım olaylar bu duyguların bizde olduğunu ve hayatımızı sürdürebilmemiz için duygularımıza ihtiyacımız olduğunu gösterir. Duygunun olmadığı yerde davranışlardan bahsetmek absürt olacaktır. 'Duygusuz olmak istiyorum' der bazı danışanlar bunun mümkün olup olmadığını sorgulamasını isteriz. Halatını duygusunun etrafından döndürmesi ve elinde kalan tarafıyla onu dizginleyebilmesi ya da hapsedebilmesi mümkün değildir. Kişi, duygularını saklamamayı ve yaşamayı öğrendiği zaman hayatı daha çekilir bir hal alacaktır."

FOTOĞRAFLI