Memur-Sen Bursa İl Temsilcisi ve Eğitim-Bir-Sen Bursa 1 Nolu Şube Başkanı Numan Şeker, “İnsan Hakları Günü’nün 68. yıl dönümü olan bu yılda, maalesef insan ve hak kavramının alabildiğine ayrı düştüğüne tanıklık ediyoruz” dedi.
Yönetim kurulu üyeleri, kadın kolları, denetim, disiplin ve ilçe başkanlarının katılımlarıyla gerçekleştirilen Eğitim-Bir-Sen Bursa 1 Nolu Şubesi Genişletilmiş İl Divan Toplantısı’nda gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Başkan Numan Şeker, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü’nü değerlendirdi. Bu yıl 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü’nün tüm dünyada 68. yıl dönümü kutlanıldığını işaret eden Numan Şeker, “Bu aralıkta insan hakları yine rafta. İnsan ve hak kavramının hala alabildiğine ayrı düştüğüne tanıklık ediyoruz. Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nun 10 Aralık 1948 tarihinde yaşanan acıların bir daha tekrar etmemesi, huzurlu, saygılı, hoşgörüye dayalı bir hayat kurma adına 217 A sayılı kararı ile ‘İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’ni yayımlanmasıyla kutladığı ‘10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü’ ya mağdurların mahrumiyetinin giderildiği, mazlumların çığlığının duyulduğu aracı günler haline getirilmeli ya da bu anlamsız müsamereye son verilmelidir. Dünyanın öteki yüzü bugünler için hazırladığı nümayişçi müsamereler eşliğinde maskesini takarak riyakar cümleler kurmakta, her riyakar cümle kurulduğunda masum bir insan daha maalesef can vermektedir” diye konuştu.
Acı ve zulümler, dün Felluce’de, bugün Halep’te olduğu gibi Müslümanların meskeni olan coğrafyalarda yaşandığına altını çizen Şeker, “Dünyanın bir tarafı diğer tarafını sömürebilmek için hayaller ihraç edip güçsüz ülkelerin hazinelerini kendi envanterine gelir olarak kaydetmenin yarışına girmektedir. Hak ve özgürlükleri koruma yükümlülüğündeki bazı devletler, bilinçli politikalarla hak ihlallerinin bizzat faili olmuştur. Ülkeler işgal edilmiş, insanlar kitlesel işkencelere, ölümlere, sürgünlere maruz bırakılmış, milyonlarca çocuk yetim ve öksüz kalmıştır. Günümüzde bu amaçla izlenen emperyal politikalar sonucu, çoğu etnik ve dini sebeplere bağlı olarak yapılan işgaller, çatışmalar, savaşlar ve terör olayları, insanlığa tarifsiz acılar yaşatmış ve yaşatmaktadır. Şehirler yaşanamayacak ölçüde yıkılıp tahrip edilmekte, milyonlarca insan ölmekte, milyonlarcası sakat kalmakta, bir o kadarı da mülteci ve sığınmacı konumuna düşerek, kimisi açık denizlerde bir damla hayat arayışına girerken, kimisi de tel örgülerin arkasında soğuk yüzlerden merhamet dilenmektedir” şeklinde konuştu.