Bloomberg HT Tarım Editörü İrfan Donat köşesinde torba yasanın 35’inci maddesi ile sayısı 113'ü bulan özel bütçeli kuruluşun varlıklarının Özelleştirme İdaresi Başkanlığı eliyle satılması konusunu değerlendirdi. satılacak olan 113 kuruluşun içerisinde yer alan ÇAYKUR, ESK, TİGEM, TMO'nun özelleştirilip özelleştirilemeyeceğini sordu.

İrfan Donat'ın yazısı şöyle: 

Son dönemde tarım sektörünü politik ve ekonomik açıdan yakından ilgilendiren önemli gelişmeler yaşanıyor.

Bildiğiniz üzere özel bütçeli kuruluşların her türlü varlıklarının ve ticari kuruluşlardaki hisselerinin özelleştirme kapsamına alınmasına olanak sağlayan yasa tasarısı TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul edildi. Şimdi gözler TBMM Genel Kurulu’ndaki görüşmelerde...

Torba yasanın 35’inci maddesi ile sayısı 113'ü bulan özel bütçeli kuruluşun varlıklarının Özelleştirme İdaresi Başkanlığı eliyle satılmasının önü açıldı.

Hangisi satılır ya da satılmaz bilemiyoruz ama listede tarım sektörünü çok ilgilendiren 17 kuruluş gözümüze çarpıyor.

Özelleştirme ihtimali olan kuruluşlar arasında Et ve Süt Kurumu (ESK), Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO), Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü (TİGEM), Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü (ÇAY-KUR) gibi sektörün önemli oyuncuları da var.
Yazının sonuna doğru 17 kuruluşun tamamının listesini bulabilirsiniz.

Gelelim dikkat çekmek istediğimiz konuya...

Devletin, tarımsal üretimde planlama yaparak piyasadaki arz-talep dengesi ile fiyat istikrarını sağlamak adına bir takım mekanizmalara ihtiyacı var.

Geleceğe dönük projeksiyonları oluştururken ve stratejileri belirlerken sistem içerisinde kritik önemdeki tarımsal kuruluşlara ciddi görevler düşüyor.

Her ne kadar söz konusu kuruluşlardan bir kısmı bugün için tam anlamıyla fonksiyonlarını yerine getiremese de aslında Türkiye'nin tarım politikasının ve ekonomisinin şekillenmesinde hepsinin önemli misyonları bulunuyor.

Belki de burada üzerinde durmamız ve tartışmamız gereken nokta, bu kuruluşların neden daha verimli kullanılamadığı ve üstlendiği misyonu yerine getiremediği konusu.

Bugün kırmızı et tarafında arz talebi karşılayamadığı için yüksek fiyatların önüne geçmek adına bir taraftan ithalat kapıları açılırken bir yandan da içeride üretimin artırılmasına yönelik çalışmalar yapılıyor. Çiğ süt fiyatlarındaki istikrarsızlığı sona erdirmek adına bir takım önlemler alınmaya çalışılıyor.

Burada ESK ve TİGEM gibi kuruluşların daha etkin olabilmesi için çalışmalar yapılıyor.

TİGEM, Türkiye'nin hayvan ve bitkisel materyali noktasında bugün konuştuğumuz kronik sorunların çözümünde kilit rol üstlenebilecek önemde.

TİGEM'in yeni dönemde damızlık hayvan ve tohum üretimine daha fazla odaklanması hedefleniyor. Türkiye'nin farklı bölgelerindeki 15 işletme ve arazilerin daha etkin kullanılması planlanıyor.

Tüm bunları yaparken hedeflenen ne?

Hemen söyleyelim...

Orta vadede Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu hayvan varlığına ulaşılması için altyapıyı oluşturarak üretici veya besiciye hayvanları daha uygun şartlarda verebilen bir mekanizmayı işler hale getirmek.
Gelelim TMO'nun misyonuna..

Tarımsal ürünlerin alımına, piyasalarda fiyatların belirlenmesine katkı sunması hedefiyle kurulan TMO'nun piyasayı regüle etme kapasitesi var.
Gerektiği takdirde buğday, arpa, mısır, çavdar, yulaf, çeltik gibi ürünlerde piyasa düzenini sağlamakla görevli kurumun ismi geçtiğimiz aylarda fındık fiyatlarındaki düşüş ile birlikte de gündeme geldi.

Bir diğer kuruluş ise Çaykur.
45 tane yaş çay işleme fabrikası, 1 çay paketleme fabrikası, 2 pazarlama ve üretim bölge müdürlüğü ile 7 pazarlama bölge müdürlüğü bulunan Çaykur, 16 bin 500 çalışanı ve günde 6 bin 600 ton yaş çay işleme kapasitesi ile çay sektörünün en büyük kuruluşu konumunda.
Bölgede üretilen yaş çay ürününün yaklaşık yüzde 55-60'ı Çaykur tarafından satın alınıyor. Çaykur'un yurtiçi kuru çay piyasasındaki pazar payı yaklaşık yüzde 60-65 seviyesinde.


Özelleştirme ihtimali olan kuruluşlar arasında Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü (DSİ), Sulama Birlikleri ve Türkiye Su Enstitüsü de bulunuyor.

DSİ, Türkiye'deki bütün su kaynaklarının korunması, planlanması, yönetimi, geliştirilmesi ve işletilmesinden sorumlu bir kuruluş.

DSİ sadece tarım değil çevre, hizmet ve enerji başta olmak üzere bir çok sektör açısından kritik önemde olan bir kuruluş.

Yukarıda bahsettiğimiz kuruluşlara ek olarak Atatürk Orman Çiftliği, Şeker Kurumu Başkanlığı, Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş. Genel Müdürlüğü, Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu Başkanlığı, Orman Genel Müdürlüğü, GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı, Doğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı, Konya Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı, Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı ile T.C Ziraat Bankası A.Ş. Genel Müdürlüğü de özelleştirme yolu açılan kuruluşlar arasında yer alıyor.

Yerimiz sınırlı olduğu için her kurumun önemine ayrı ayrı başlıklar altında değinemedik. Ancak yukarıda saydığımız 17 kuruluşun üretimden tutun da planlama, ıslah, yatırım ve finansman gibi farklı alanlarda tarım sektöründe ayrı bir misyonu ve stratejik önemi var.

Gerektiğinde spekülatif ya da manipülatif hareketlerin önüne geçebilecek olan bu kuruluşlar ihtiyaç duyulduğu takdirde üreticiyi destekleyebilecek kamusal politikaların oluşturulmasında önemli araçlar
Tarımda sürdürülebilir, güvenli, istikrarlı bir yapı oluşturup, riskleri bertaraf ederek olası krizlerin çözümünde en büyük silah niteliğindeki bu kuruluşlarla ilgili kararlar alınırken 1 değil, 2 değil, çok kez düşünmemiz gerekmez mi?