Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, küresel iklim değişikliğine dikkat çekerek, “Van Gölü Havzası’nı hem sulama suyu sorunu, hem de içme suyu tehlikesi bekliyor” uyarısında bulundu.

Van YYÜ Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, Van Gölü Havzası ve Türkiye ikliminde yaşanan değişimleri İHA muhabirine değerlendirdi. Yakın gelecekte iklim değişimleri nedeniyle Akdeniz, Ege ve İç Anadolu bölgelerinin su sorunuyla karşılaşacağını belirten Prof. Dr. Alaeddinoğlu, Fırat ve Dicle nehirlerinden dolayı Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin su sorunuyla karşılaşmayacağına dikkat çekti.

Yakın gelecekte yaşanacak içme suyu sorunlarının önüne geçmek için yerel yönetimlerin, ‘Havza Su Yönetimi’ni oluşturması gerektirdiğini ifade eden Alaeddinoğlu, aksi taktirde düşmeyen yağış için baraj yapmanın bir anlamı olmayacağını bildirdi. Küresel iklim değişikliğinin dünyanın en önemli sorunu olduğunu ifade eden Alaeddinoğlu, “Bütün dünya bundan etkileniyor ama özellikle orta kuşak dediğimiz saha içerisinde kalan ülkeler bu durumdan daha çok etkilenecekler. Bu bölge nüfusun sayıca çok fazla olduğu ve tarımsal faaliyetlerin yoğun olarak gerçekleştirildiği alanlardır. Dolayısıyla burada yaşanacak herhangi bir küresel anlamdaki ısınma ve yağıştaki farklılaşmalar çok daha derin izler bırakacaktır” diye konuştu.

“GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ AVANTAJLI OLACAKTIR”

Fırat ve Dicle nehirlerinden dolayı Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin su sorunu yaşamayacağını ifade eden Alaeddinoğlu, “Türkiye’nin batıdan başlayarak Ege, Akdeniz, Güneydoğu Anadolu, İç Anadolu ve belli ölçüde Doğu Anadolu ve Karadeniz bölgeleri de etkilenecektir. Bunlardan en fazla etkilenecek olan Ege, Akdeniz, Güneydoğu Anadolu bölgeleri, küresel ısınmanın çok ciddi olumsuzluklarına maruz kalacaktır. Ancak bunlar içerisinde Güneydoğu Anadolu Bölgesi avantajlı olacaktır. Çünkü Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin ihtiyacı olan su kaynakları, Doğu Anadolu Bölgesi’nden sağlandığı için Fırat ve Dicle nehirleri bölgenin su ihtiyaçlarını sağlıyor. Bu yüzden su sorunuyla karşılaşmayacaklar. Ancak Akdeniz, Ege ve İç Anadolu bölgelerinin su sorunuyla karşılaşacağını rahatlıkla söyleyebiliriz. Yakın gelecekte Türkiye’nin tarımsal anlamda faaliyetlerini yoğun bir şekilde üstlenecek bölgemiz Güneydoğu Anadolu Bölgesi olacak” şeklinde konuştu.

“VAN GÖLÜ BUHARLAŞMAYLA BERABER CİDDİ BİR SU KAYBINA UĞRAYACAK”

Dağlara kar yağmadığı için yaz mevsiminin başlarında ihtiyaç duyulan suyun akarsulardan sağlanamayacağını ve dolayısıyla yaz aylarında Van Gölü Havzası’nda hem sulama suyu sorunu, hem de içme suyu tehlikesinin beklediğinin altını çizen Alaeddinoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Yakın gelecekte küresel iklim değişikliğinden Doğu Anadolu Bölgesi çok ciddi etkilenmeyecek, ama Van Gölü Havzası çok ciddi etkilenecektir. Bu iki temel nedenden dolayı etkilenecek. Birincisi içme ve kullanma suyu ihtiyacı sorunu çıkacak. İkincisi ise kapalı havza olması nedeniyle havzanın ortasında yer alan Van Gölü buharlaşmayla beraber ciddi bir su kaybına uğrayacak. Dolayısıyla seviyede düşmeler yaşanacak. Kış aylarında düşen yağış, kar şeklinde değil de yağmur şeklinde olursa, yağışın hemen hemen tamamı akışa geçecek ve göle dökülecek. Göle dökülecek suyu da kullanamayacağız. Dağlara kar yağmadığı için de yazın başlarında ihtiyacımız olan suyu akarsulardan sağlayamayacağız. Dolayısıyla yaz aylarında Van Gölü havzasında hem sulama suyu sorunu, hem de içme suyu tehlikesi bekliyor. Süreç böyle devam ederse, yakın gelecekte havzanın ciddi bir içme suyu sorunu ortaya çıkacak.”

“TEDBİR ALINMAZSA 20 YIL SONRA SU SORUNU KARŞIMIZA ÇIKACAK”

Küresel iklim değişikliğine karşı şimdiden ‘Havza Su Yönetimi’nin oluşturulması gerektiğine dikkat çeken Alaeddinoğlu, şunları kaydetti:

“Büyükşehir Belediyesi Başkanlığının belki yürüteceği bir ‘Havza Su Yönetimi’ oluşturması gerekiyor. Havza su yönetimiyle önümüzdeki yıllar belki 15-20 yıl sonrayı planlayacak yeni altyapı yatırımları, baraj ve ürünlerin çeşitlenmesine kadar bir takım projelerin geliştirilmesi lazım. Projeler eşliğinde de Havza Su Yönetiminin hayata geçirilmesi gerekiyor. Aksi takdirde bugün bir sorun olarak görmediğimiz veya büyük ölçüde yansımayan içme su sorunu, maalesef 20 yıl sonra karşımıza çıkacak. Bugünden sorunu görüp çözümler üretmezsek, o gün istesek dahi üretmeyiz. Düşmeyen bir yağış için baraj yapsanız da bir anlamı olmayacak. Çünkü temel su ihtiyacını karşılamak için o gün yağışa ihtiyaç olacak. Şu an görünmüyor gibi görünse de ya da fark edilmiyor olsa da içinde Van ilinin ve Bitlis’in de olduğu alanlar, yakın zamanda göreceksiniz, içme ve kullanma suyu sorunuyla mücadele ediyor olacaklar.”

(Yılmaz Sönmez/İHA)