KKTC Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Barış Burcu, "İsviçre’de, bütün başlıklar birbirleriyle bağlantılı olarak ve yoğun bir biçimde müzakere edilecektir. Tarafların BM nezdinde dün akşam vardıkları mutabakat budur" dedi.
KKTC Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Barış Burcu, İsviçre’de yalnızca toprak ve mülkiyet konularının görüşüleceği yönündeki iddiaların yanlış olduğunu, bütün başlıkların birbirleriyle bağlantılı olarak yoğun bir şekilde müzakere edileceğini kaydetti. Burcu konuya ilişkin yaptığı yazılı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
"BM Genel Sekreteri Kıbrıs Özel Danışmanı Eide’nin dün akşamki liderler buluşmasından sonra liderlerin uzlaşısıyla alınan kararlara ilişkin yaptığı açıklamada resmen yer aldığı şekilde İsviçre’de, bütün başlıklar birbirleriyle bağlantılı olarak ve yoğun bir biçimde müzakere edilecektir. Tarafların BM nezdinde dün akşam vardıkları mutabakat budur. BM açıklamasında yer alan diğer önemli bir husus, İsviçre’deki 5 günlük çalışmanın, müzakerelerin 2016 sonundan önce bir çözümü mümkün kılacak nitelikte olması hedefiyle yapılacağıdır."
Burcu, İsviçre toplantısının çözüme giden süreçte bir son olmasa bile, bu sürecin son safhası olan 5’li toplantıya da yolu açması amaçlanan önemli bir aşama olduğunu ifade etti.
Kıbrıs Rum Sözcünün açıklaması yanıltıcı
Burcu, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Hükümet Sözcüsü Nikos Hristodulidis’in, 7-11 Kasım tarihleri arasında yapılması kararlaştırılan İsviçre toplantısında sadece toprak ve mülkiyetin görüşüleceği yönündeki açıklamasının Kıbrıs Türk ve Kıbrıs Rum toplumlarını yanıltıcı, talihsiz bir açıklama olduğunu kaydetti.
"Rum sözcü Rum tarafının kırmızı çizgileri kamuoyuna dayatıyor"
Burcu açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Rum hükümet sözcüsünün açıklamalarında düştüğü hata, sadece liderlerin vardığı İsviçre görüşmesi mutabakatının kapsamı ve modalitesiyle de sınırlı değildir. Sayın Hristodulidis, söz konusu açıklamalarında, son fırsatın son safhasına yaklaştığımız bu günlerde, ‘Türkiye’nin garantisinin asla kabul edilmeyeceği’ ve ‘Güzelyurt’un Kıbrıs Rum idaresine mutlaka iade edilmesinin şart olduğu’ yönündeki Rum tarafının kırmızı çizgilerini kamuoyuna dayatmaktadır ki bu tutum asla kabul edilemez. Sayın Hristodulidis’e şu dostane uyarıda bulunmak isterim ki, henüz harita safhasına gelinmeden zemin kazanma hedefiyle ‘Güzelyurt olmazsa olmaz’ ısrarının karşılığı ‘Güzelyurt asla verilmez’dir. Geçmişten gelen ve sloganlaştırdıkları bu tutumlarının tekrarıyla çözüme ulaşılamayacağını geçen yarım asırda çoktan anlamış olmalıydılar".
Burcu, gelinen son safhada, yapılması gereken şeyin, taktik hedeflerle gerçekleri çarpıtarak ortamı bozucu ve tarafları birbirinden uzaklaştırıcı tavırların sergilenmesi olmadığını, tarafların yapması gerekenin, ortak bir uzlaşı için samimiyetle çalışmak olduğunu belirtti. Burcu, "Kıbrıs Türk tarafı olarak 17 aydır devam eden sürecin ilk gününden beri bizim yaptığımız da kesinlikle budur" dedi.
"Garanti ve İttifak Antlaşmaları hala geçerli"
Hristodulidis’e 1960 Garanti ve İttifak Antlaşmalarının hala geçerli olduğunu ve 5 imzacı tarafı olan uluslararası nitelikte bir antlaşma olduğunu hatırlatan Burcu, "Bütün imzacı tarafların birlikte onayı olmaksızın, sırf kendileri yok dedi diye yok olmaz. Yapılması gereken, 1960 koşullarındaki bu antlaşmayı uzlaşarak, 2016’da sonuçlandırmayı hedeflediğimiz yeni federal yapının koşullarına uyarlamaktır" ifadelerini kullandı. Tekrarlanan ezber ve sloganların çözüme taşımadığını ve taşıyamayacağını vurgulayan Burcu, "Gerçek hedefleri Kıbrıs’ta çözüme ulaşmaksa, bu çözüm üretmeyen ezberci yaklaşımları bir an önce terk etmelidirler" dedi.