( Lütfen Bu Yazıyı Sonuna Kadar Okuyunuz Ve Okutunuz) Dünyayı değiştirmeden önce kendimizi değiştirmeliyiz. Kendimizi Hakk’a, hakikate, dosdoğru ve gerçek olan İlahi yola yöneltmeliyiz. Âlemlerin Rabbi olan Yüce Allah’ı Esma’ül Hüsna ad ve sıfatlarına uygun şekilde tanıyıp, kabul etmeliyiz. Onun nuru olan Kur’an-ı Kerim’e ve peygamberine eksiksiz uymalıyız. Allah’ın âlim- bilen sıfatından yararlanıp; ilim, bilim, sanat, teknik, teknoloji, doğru kültür sahibi olmalıyız. Allah cc. Bizlere Kur’ân’da; ilim, bilim, sanat, bilgi, kültür, meslek edinme, düşünme ile ilgili 700 ayetle mesaj vermektedir. Bunu anlayıp, yerine getirmeliyiz. Kur’ân’ı peygamberimizin yaşadığı gibi yaşamalıyız. Onun sünnetlerini harfiyen yapmalıyız.

Kendimizi değiştirip, Hakk’a yönelmeden, peygamberimiz gibi İslam dinini yaşamadan, başkalarını değiştirmeye kalkmamalıyız. Önce biz hak, hakiki- doğru ve gerçek mümin ve Müslüman olmalıyız. Sonra en yakınlarımıza en güzel örnek olarak; tebliğ, öğretme, eğitme çalışmalarını bireysel ve örgütsel olarak; örgün ve yaygın şekliyle yapmalıyız. Önce biz, kendimiz Hakk’a yönelmeli, değişmeli, yenilenmeli, dönüşmeliyiz. Bunu aklımızdan asla çıkarmamalıyız. Aksi halde zalimlerden oluruz.

İslam’da tevhit inancı esastır. Allah’ın varlığına, birliğine, eşi ve benzeri olmadığına, Esma’ül Hüsna’da belirtildiği gibi inanmalıyız. Anne ve babaya, akrabaya, komşuya, arkadaşlara, çevreye, varlıklara asla zarar, ziyan vermemeliyiz. Haksız yere hiçbir cana kıymamalıyız. Başkasının malına, canına, namusuna, iffetine, aklına, nesline, özgürlüğüne, onuruna zarar vermemeliyiz. Sarhoşluk veren madde asla kullanmamalıyız. Kumar, tefecilik, karaborsacılık, stokçuluk, faizcilik, hırsızlık, dolandırıcılık, haram yeme- içme- giyme- kullanma gibi haram alışkanlıklarda asla bulunmamalıyız. Yalan söyleme, yalan yere tanıklık yapma, iftira etme, alay etme gibi haram ve günah olan davranışlardan sakınmalıyız. Kıskançlık, çekemezlik, kin duyma, intikam alma gibi insanı, İslam’ı olmayan çirkin, kötü, zararlı davranışlardan sakınmalıyız.

“Her zaman hak, hukuk, doğruluk, adalet, hakkaniyet, güzel ahlak, edep, hayâ ile davranmalıyız.” “Vatana, millete, devlete, bayrağa, bağımsızlığa, özgürlüğe zarar, ziyan veren hainliklerde asla bulunmamalıyız.” İkiyüzlü, kullanılan, kötü işlerin içinde olan asla olmamalıyız. Haksız hüküm vermemeli, işler katiyen yapmamalı. Büyü, sihir, fal, şans oyunları, kumar gibi aldatıcı hileler içinde, boş işlerde olmamalıyız. İslam’ın emir ve yasaklarına harfiyen uyarak, onurla yaşamalıyız. İki dünya hayatını düşünerek, hayırlı ömür geçirmeliyiz. İbadetleri, iyilikleri sadece Allah cc. Rızası için yapmalıyız. Haksızlığa, kötülüğe, haram işlere kesinlikle katkı sunmamalıyız. Sapık, zalim, müşriklerden yana taraf asla ve kat’a olmamalıyız. Emanete hainlik yapmamalıyız. Kalleş, kahpe, katil, alçak, onursuz, hain olmamalıyız.

Vahyin, aklın ve ilmin dışına çıkıp; akılsızca, cahilce işler yapmamalıyız. İnsanları bir ve eşit görüp, hak hukukla muamele yapmalıyız. Can, mal, namus, iffet, insan kutsaldır. Emanet korunmalıdır. Kan davası yasaktır. “Ömrü Allah’ın istediği, peygamberimizin yaptığı şekilde değerlendirmeliyiz. Ömrü boş ve zararlı işlerde heba etmemeliyiz.” Helal kazanıp, helalinden ekonomik harcama yapmalıyız. Doğru bilgi edinip, bilgi ile yaşamalıyız. En güzel ve en yüksek İslam ahlakını, ibadetini, inancını hakkıyla yaşamalıyız. Biz hakkı hakikati yaşamasak; çocuklarımız, eşimiz, akraba, komşu ve çevremiz yaşamaz. Önce biz hakka yönelmeli, değişmeli, yenilenmeli, dönüşmeliyiz. “Adolf Hitler, Lenin, Stalin, Mao, Kim Jong, Hu Jintao, Paul Kagome, Fidel Castro, 2. Leopold,  Firavun, Nemrut gibi kendi değişmeden, dünyayı değiştirmeye kalkan, zalim gâvurlar gibi olmamalıyız!”

Vahyin, sünnetin, aklın, ilmin, bilimin, doğru kültürün, sanatın, mesleğin gerektirdiklerini en iyi biçimde yaşam tarzı yapmalıyız. Allah’a, peygamberimize, Kur’ân’a, kendimize, başkalarına karşı görevlerimizi öğrenip, yerine getirmeliyiz. Cahil olmamak için ilmin tüm dallarından yararlanıp, yaşam tarzı yapmalıyız. Maddi, manevi anlamda tertemiz insan olmalıyız. “Müslümanlık maddi, manevi anlamda temizlik dinidir, yaşam şekli yapmalıyız.” Az, öz, doğru konuşup, yararlı işler yapmalıyız. Üst- baş, ev, işyeri, çevre olarak temiz olmalıyız. “Ölçüsüz, tartısız, dengesiz, yanlış işler yapmamalıyız. Doğanın doğal düzenini, ekosistemi bozmamalıyız! Bozarsak, dünya yaşanılmaz hal alır, bunu asla unutmamalıyız. ”

“Rize’de doğanın fiziki yapısını bozdular! 1965 yıllarından beri denizi doldurup, 350 dönüm/ dekarlık alanı şehir yaptılar! Denizdeki dolgu alan üzerine 8 - 15 katlı dev blok binalar yaptılar! Bu binalarda 70 bin kişi yaşamaktadır! Bina temellerine deniz suyu geldiğinden, bina temellerindeki demir ve beton çürüdü! Şimdi buradaki şehri yıkarak, kaldıracaklar! İlk etapta 2,700 konut ile 1,500 ticarethane- işyeri yıkılıp, kaldırılıp, başka yere taşınacak! ” Yazık emeklere, paralara, zamana, mekâna, ömüre, doğaya, ekosisteme verilen çok büyük zararlara!” Hiçbir alanda kaliteli, verimli, üstün nitelikli, yoğun insan yetiştiremedik! Taklitçilikle iş başaramadık! Özgünde olamadık! Yaptığımız her iş kalitesiz, verimsiz, bozuk, yararından çok zararı olan durumundadır! İnsan kaliteli olmayınca, yaptığı işlerde kalitesiz olmaktadır! 5N1K olarak, çok derin analitik düşünce ile olaylar sorgulanmalıdır. Düşünme biçimlerinin tümü kullanılmalı.

Hemen her sahil belediyesi deniz doldurma işlemini sürdürmektedir! Ekosisteme, doğaya çok büyük zararlar verilmeye devam edilmektedir! Hukuken yasak olmasına rağmen yasak dinleyen olmamaktadır! Bu her alanda böyle olmaya devam etmektedir! Devlet yöneticileri hak, hukuk, adalet, hakkaniyet, doğruluk tanımayınca; vatandaşta kendine göre hukuksuz işler yaparak, hukuk tanımamaktadır! İşte ülkemizde bunun için güvenlik, düzen, nizam, intizam sağlanamamaktadır!

Bu kadar büyük paraları boşa harcayan anlayış, benim köyümün yolunu yapamadı, yapmadı! Bir ay önce Rize Merkezde köyüme gittim. “Köprülü Köyü ile Kocatepe Köy’ümün yolu 50 yılı geçen süreçte hiç iyileştirilmemiş!” Bu dolgu alanı üzerine yapılan milyarlarca liralık masrafla; Rize, köyü ile kırsalı ile şehri ile kalkınırdı. O zaman köylü bile şehire inmezdi. Köyü şehir olur, ekmeğini oturduğu yerde kazanırdı. Hizmetini alırdı. İnsanlar yurtlarından olmazdı. Göç olmazdı.

Birde şehrine ağaç diktirmeyen, dikip de bakımını olması gibi yaptırmayan belediye başkanlarına söylemek istiyorum: “Kentinizi her şeyi ile güzelleştirin. İmar edin. Bayındır hale getirin. Modern, medeni, uygar kent oluşturun. Ağaçlandırın. Diktirilen ağaçları da; Akasya Ağaçlarına yapıldığı gibi, her yıl gövdeye 25 cm. mesafeden budatmayınız! Hala bu ülkede yerlere çöp atan kişilere karşı belediye görevlilerinin ağzını açıp, baktığını görüyorum! Belediye, halkı hem eğitir, öğretir, hizmet eder, yetiştirir. Bunu çok farklı şekillerde yapar.

 Bir İlde, İlçede yüzlerce eksik, yanlış vardır! Mülkü amirler ve belediye görevlileri ağzını açıp, bakıyor! Bütün bu yanlışları, eksikleri, olmaması gerekenleri görünce içim kan ağlıyor! Umursamazlara hakkımı helal etmiyorum. Al fıstık gibi aylığı! Nasıl yatırım yapacağını, nerede tatil yapacağını düşün! Hala çevreye, akarsululara, göllere, denizlere, ormanlara şehir atıkları, artıkları, çöpleri dökülüyor! Hala doğa katlediliyor! Hala denizler dolduruluyor! Balık üreme alanları yok ediliyor. Sahil ışıklanarak, balığın kıyıya gelmesi önleniyor. Çocuklar sahilde yüzme öğrenemiyor; gibi binlerce sorun ortaya çıkıyor! Bu iş değildir! Görev, ödev, yükümlülük, sorumluluk bu değildir. Memur, işçi, amir, müdür, başkan, yönetici, vatandaş olmak bu değildir. Bizden sadece efendice söylemesi!”

Hala yasak balık avcılığı, trol ile balık avlanma devam ediyor! Yazın olta balıkçılığı yapılıyor! Her türlü avcılıkta sınır tanınmıyor! Sularımız kirletiliyor! Her yıl ortalama 2,000’den fazla orman yangını çıkartılıyor! Devlet, millet, memleket, vatan, bayrak, din – iman düşmanları istediği gibi hareket ediyor! Hala maganda, holigan, eşkıya, teröristler iş başındadır! Uyuşturucu madde, adi suçlar, hırsızlık, terörist faaliyetler, katillik, kumar, kaçak içki, kaçak sigara ticareti, insan kaçakçılığı yoğun yapılmaktadır! Yağmacılık, yaralama, cinsel suçlar, dolandırıcılık, sahtecilik, fuhuş yapma, örgütlü suçlar yoğun şekilde yapılmaktadır! Hala adalette, yargıda, Milli Eğitimde, devlet dairelerinde hakça, hukukça işler yapılmıyor! Diyanet bile kamu dairelerinin en laçkası durumundadır! Medya; millet, devlet düşmanlığı yapmayı sürdürüyor! “Yıkıcılar, bozguncular etkisiz kılınmadıkça, bu olumsuzluklar devam edecektir! Olumsuzlukları yok etmek için, olumsuz davrananları etkisiz kılmak gerekir.” “Her işin başı hakkı, hakikati, dini- imanı öğretip, benimsetmek; yaşam şekline dönüştürmek ve de adaleti sağlamakla olur.”

Trafik kazaları, iş kazaları, torpille iş yapma, üniversitelerde; iş alanı olmayan bölümlerden on binlerce, yüz binlerce öğrencinin mezun olması bir plansızlıktır. İşverenin istediği elemanı yetiştirmeme bir acizlik, zaaflıktır. Stratejik plan program proje yapmadan; yapılan, her iş yersizdir, verimsizdir. Köy, mahalle, şehir planlanıp, projelendirilmesi tamamen yanlıştır. TTB, TMMOB, KESK, DİSK, TBB, YARSAV, HALKEVLERİ üyelerinin birçoğu ile doğru iş yapılamaz. Bunlar illegal terör örgütleri ile 2013 Gezi terör eylemlerinde olduğu gibi hep birlikte hareket etmektedirler! Legal gibi görünen siyasi partiler, kurumlar, odalar, birlikler, sendikalar;  terör örgütleri hep iç içe geçmiştir! Birbirini beslemektedirler! Bugün ki görevli pek çok yargı mensupları ile hak, hukuk sahibine verilemez, verilememektedir! Bu güzel ülkemizde FETÖ, PKK/KCK gibi terör örgütlerinin yüzlerce yazılı, sözlü, görüntülü medyası, basın ve yayın organı vardı! Binlerce kurumu, şirketi vardı ve hala daha vardır! Yüz binlerce taşınmaz mala sahiptiler, sahipler! “Sapık, hain, bozgunculara, yıkıcılara destek verenler, zalimler kadar günah alır. Onlar destek almasalar, öyle yıkıcılık yapacak gücü bulamazlar.” Bunlar vatan, millet, devlet, din iman düşmanları olup, bilinçsiz köle konumundadırlar. Hain, şer, düşman odaklar alabildiğine kullanmaktadır. Her fırsatta terör, anarşi, şiddet, yıkıcılık yapmaktadırlar. Bunları belgesellerde sizlerde göreceksiniz.

 Yeniden bir planlama, yapılanma yapılmalıdır. İşe yaramayanlar, zarar verenler işten el çektirilmeli. Yeniden bir değişim, yenilenme, dönüşüm yapılanmalı. Dış hain düşmanlarla işbirliği içinde olanlar yetkisiz kılınmalıdır. Bu millete, devlete, vatana hainlik edenlerin, bu memlekette yaşama hakları olmamalı. Hem ülkenin nimet ve bereketinden yararlanacaksın. Hem de düşmanlık edeceksin! Böyle yağma olmamalı. Biz göz yummanın, nemelazım demenin, umursamamanın cezasının bedelini millet ve memleket olarak 200 yıldır çok ağır ödüyoruz! Bugün devlet adı ile kurulan kurumlar, kuruluşlar; devlet- Milet düşmanları ile meydanlarda ortak yıkım çalışması, canilik yapmaktadır! Terör örgütleri ile ortak terör eylemi, öldürme, yıkma, yakma, yok etme yapmaktadırlar!

Haksız hukuksuz karar vermemeliyiz. İnsanlarla hoş, iyi, güzel geçinmeliyiz. Sevgi, şefkat, müşfiklik, saygı, hoşgörü esas alınarak, yaşamalıyız. Zayıfları koruyup, kollamalıyız. Hayvanlara eziyet etmemeliyiz. Aldanan, aldatan olmamalıyız. “Kendimiz için istediğimiz iyiliği, başkalarına da istemeliyiz.” “Allah cc. İnsanı en güzel ve onurlu varlık olarak yarattı. Bu özelliği korumaya çalışmalıyız.” Sapıtanlardan, kâfirlerden, zalimlerden asla olmamalıyız. “Allah’ın emirlerini tutup, yasakladıklarından kaçınmalıyız.” “Kur’ân-ı kılavuz, peygamberimizi önder, lider, peygamber, örnek kabul etmeliyiz.” Akıllı, ilmi, bilimsel, güzel ahlaklı davranmalıyız. Başka kurtuluş yolumuz yoktur; bunları bilip, asla unutmamalıyız. Bilmiyorsak, işinin yüksek uzmanı; akıllı, deneyimli insanlardan öğrenmeliyiz.