Çayeli’nde okul öncesi, dünyanın en iyi eğitim sistemi "Montessori" yöntemi ile 15 ay 6 yaş çocuklar için hizmet verecek olan Kindergarten hizmete girdi.

Açılışı Çayeli Kaymakamı Oğuz Şenlik, Belediye Başkanı Dr. Atilla Esmen tarafından yapılan okulun sahibi ve aynı zamanda müdürü olan Çiğdem Boztepe amaçlarının Okul öncesi eğitim ile ilgili çocuklarımıza ülkemizde en başarılı eğitim sistemini sunmak ve bu alanda çalışmalar yürüten insanlara ilham olup, işbirliği ve dayanışmayla çocuklar için en iyi eğitim-öğretim-yaşam okullarının oluşmasına önemli katkılar sunmak olduğunu belirtti. Boztepe: “Okulumuzun adını Kindergarten olarak seçmemizin nedeni Montessori eğitim sisteminin bir üst segmenti olmasından dolayıdır. Avrupa da her Montessori Okulu kendi eğitim düzeyini belli etmek için adlandırılır. Kreş Montessori eğitimi, ilk Okul Montessori eğitimi, orta Okul Montessori eğitimi gibi her biri farklı isimlerle adlandırılmıştır. Almancada Kindergarten çocuk bahçesi anlamına gelmektedir ama Kindergarten denildiği zaman direk kreş olarak algılanır ve kreş Montessori eğitimi olduğunu belli etmek içinde başında Kindergarten/Kinderhaus kelimesi kullanılır.”

Kindergarten’e göre çocuk ne kadar mutluysa, ona verilen eğitim o kadar başarılıdır. Çocuğun mutluluğu kendini güvenli, huzurlu, sağlıklı, rahat, özgür ve bağımsız hissetmesine bağlıdır. Çocuğun böyle hissetmesi için Kindergarten’de çocuklara, erken çocukluk dönemine çağdaş bir bakış açısı getiren, Montessori eğitimi verilir.

Toplum temelli eğitim modellerine örnek niteliğindeki Montessori eğitimi, çocuğun fiziksel, sosyal ve duygusal çevresine verdiği değerden dolayı, hem Avrupa’da; Finlandiya, İsveç ve Almanya başta olmak üzere hem de birçok ülkede eğitimcilere ilham kaynağı olup, günümüze kadar değerini korumuştur.

Çocukların bu temel haklarını her şeyin üstünde tutan, Kindergarten Montessori Akademisi; “Mutlu Bir Çocukluk Çağı için” “Saygıların en büyüğü çocuğadır” sloganıyla yola çıkmıştır.

OKULUMUZ SADECE ÇOCUKLAR İÇİN YAPILMIŞTIR

MONTESSORİ EĞİTİMİ NEDİR?

İtalya’nın ilk kadın doktoru, pedagog ve antropoloji profesörü Maria Montessori (1870-1952) yüzyılın başlarında her bir çocuğun bireyselliğine azami ölçüde uyan bir pedagoji geliştirir.

Bu, çocuğun bireysel becerilerine ve ilgi alanlarına, bireysel öğrenme hızına ve karakter özelliklerine uygun bir pedagojidir.

Montessori eğitimi 1870-1952 yılları arasında yaşamış pedagog, antropolog ve İtalya’nın ilk kadın doktoru ünvanına sahip kişi olan Maria Montessori’ye aittir. Dünyada en iyi eğitim modeli olan 100 yılı aşkın süredir uygulanan Montessori eğitimi çocuğun doğal gelişimsel yapısına uygun olduğundan dolayı bilimsel bir yaklaşımdır. Sosyal ve duygusal gelişimi, fiziksel koordinasyonu ve bilişsel yetenekleri destekleyen dersler ve aktiviteler ile çocuğun tümünü eğitmeyi hedef alır. Merak duyulup incelenmeye başlanıldığında, öğrendikçe öğrenme isteği uyandıran, işte olması gereken zaten bu diye düşündüren ve her çocuğun bu eğitimden faydalanması gerekliliğinden hem fikir olunan bir eğitim yöntemidir. Montessori eğitimi çocuklara sorumluluklarını bildikleri sınırlar içerisinde özgürlük anlayışını kazandırır ve bu sayede çocukların öz-saygısı, kendine güveni ve yaratıcılığı gelişir.

Montessori metodu bir düşünme, anlama ve öğrenme biçimidir. Bu metodla eğitim gören çocuklar ‘öğrenmeyi öğrenirler’. Kavramlarla düşünür, sistematik algılar, bellek yorgunluğu yaşamazlar. Parça bütün ilişkisi kurarak öğrenme alışkanlığı sağlarlar. Ve en önemlisi çocuklar elleriyle öğrenirler. Dokunarak, tadarak, koklayarak. Sadece işiterek değil; olabildiğince tüm duygularıyla algılayarak ve hissederek öğreniyorlar. Bu metodun en önemli özelliği çocuğun kendini özgür hissetmesidir. Özgürlük duygusu çevresine güven duymasını sağlar. Güven duygusu özgüveni destekler ve pekiştirir. Özgüven başarma isteğini arttırır, bu sayede çocuk daha hızlı ve kalıcı öğrenir. Yaratıcılığı, kas gelişimini, odaklanmayı, inşa etmeyi, soyut-somut ilişkisini öğretir.

Öz denetim, bağımsızlık algısı, el becerisi, Konsantrasyon, dikkat toplama ve zihinsel yoğunlaşmayı geliştirir.

Montessori eğitimin diğer bir farkı da öğretmen odaklı değil; çocuk odaklı olduğudur. Çocuklar eşitlikten hoşlanır, edilgenlikten değil. Öğretmen çocukta öğrenme ihtiyacı ve isteği uyandırandır; dikte eden değil. Bunun için zengin bir Montessori orijinal eğitim araç gereç donanımı sağlanmalıdır.

“Tek başıma yapabilmem için bana yardım et.

Ve nasıl yapıldığını bana göster.

Bunu benim için yapma.

Kendim yapabilirim ve yapmak isterim.

Bana nasıl yapacağımı öğretirken sabret.

Bu belki uzun sürebilir.

Fakat bilmelisin ki birkaç deneme ile yapacağım şeyi başarmak isterim.

Hata yapabilme ihtimalim olduğunu da düşünmelisin.

Ama unutma ki ben sadece bu hatalarla gerçek bir şeyler öğrenebilirim.”

Maria Montessori

Bu yaklaşımla çocuğun entelektüel ve sosyal becerileri, sorgulama ve araştırma yeteneği geliştirilir. Çocuk klasik yöntemin, ıspat, ezberle Empoze edilen akademik bilgiden; “tek doğru vardır” anlayışından uzak yetiştirilir. Çocuğa öğretmekle ilgili sınırlar konulmaz çünkü gelişimin öğrenmenin sonsuzluğuna inanılır.

Bu yaklaşımın temelini oluşturan önemli öğelerden biri de dokümantasyondur. Geleneksel doküman toplama işinden farklı olarak çocukların ortaya çıkardıkları işler bittikten sonra değil; süreç esnasında gerçekleştirilir.

İrtibat:

Kindergarten Montessori Akademisi

Taşhane Mah. Amiral Hasan Sarıoğlu Cad. No. 240

Çayeli/Rize

Tel: 0544 790 64 53

Çiğdem Boztepe