Ehl-i sünnet ve cemaat, İtikatta (inanılacak şeylerde) ve yapılacak işlerde peygamber efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.)efendimizin ve onun ashabınınım (arakadaşlarının9 ve sonra gelen müçtehitlerin yolunda bulunan Müslümanlara verilen isimdir.

Resullah efendimiz, “Beni İsrail yetmiş iki kısma ayrıldı. Ümmetimde de yetmiş üç fırkaya ayrılacaktır. Bunlardan yalnız biri kurtulacak, diğerlerinin hepsi cehenneme gidecektir.” buyurdu. Ashabı kiram bunu işitince, “ O hangisidir ya Resul Allah!” dediler. Peygamber efendimiz, “Benim ve ashabımın yolunda olanlardır. ”buyurdu. İslam Âlimleri, bu hadisi şerifte bildirilen tek kurtuluş fırkasının ehl-i sünnet olduğunu bildirdiler.

Ehl-i sünnet itikadında olanlar, bugün dört mezhepte toplanmış olup, bunlar, Hanefi, Maliki, Şafii ve Hanbeli mezhepleridir. Bu hak olan dört mezhebin inanç esasları birbirinin aynı olup, füruatta ayrılmışlardır. Haricilik, Şiilik, Mutezile, Mürcie, Müşebbihe, Mücessime ve Cebriyye gibi diğer fırkalar ise manası açık olan nassları tevil ederek, sünnet ve sahabenin bildirdiğine uymayan bir şekilde yanlış tevil ederek farklı birer yol tutmuşlardır. (Tavtavi) Sünnet, bilindiği gibi Resulullahın bildirdiği yoldur. Cemaatten kasıt da Ashabı kiramdır. Sünnet ve cemaat ehli yani Ehl-i sünnet vel-cemaat demek, Resulullahın ve Ashabı kiramın gittikleri, itikattaki tek doğru yol demektir. Yani Ashabı kiramdan bugüne kadar, tek kurtuluş fırkası Ehl-i sünnet vel cemaat fırkasıdır.