TÜRKİYE İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan 2017 yılı işsizlik oranlarını değerlendiren Prof. Dr. Sinan Alçın, "İşsizlik, 10.9 oranıyla 2016 yılı ile aynı seviyede kaldı. Gelecek hafta açıklanacak 2017 büyüme verileriyle ilgili olarak ise yüzde 7'lik bir büyüme bekleniyor. Ekonomi büyürken işsizlik oranının aynı seviyede kalması üzerine düşünülmesi gereken bir konu. Ayrıca açıklanan işsizlik verilerinde kadın ve gençler aleyhine bir gelişme de dikkat çekici" dedi.

İşsiz sayısının 2016 yılına göre 2017'de 124 bin kişi arttığını söyleyen İstanbul Kültür Üniversitesi İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sinan Alçın, "İşsizlik oranında bir değişiklik yok. Bu yıl da 10.9 seviyesinde gerçeklemiş. Geçtiğimiz yılı değerlendirdiğimizde, ilk üç ay ciddi bir daralma ile karşı karşıyaydık.  Fakat dördüncü aydan itibaren özelikle kredi garanti fonunun kullanımıyla birlikte sanayide kıpırdanma olduğunu gördük. Gelecek hafta açıklanacak 2017 büyüme verileriyle ilgili olarak da yüzde 7'lik bir büyüme bekleniyor. Ancak işsizlik oranına baktığımızda bir önceki yıla göre değişim göstermiyor olması bir soru işareti. Yani ekonominin yüzde 7 büyümesi öngörülürken işsizlik oranı neden azalmıyor, işsiz sayısı neden artıyor?" diye konuştu.

"İSTİHDAMIN ARTIŞI KADAR İSTİHDAMIN KALİTESİ DE ÖNEMLİ"

Bu noktada özellikle istihdamın bileşenlerine bakıldığında iki noktanın problemli olduğunu ifade eden Prof. Dr. Alçın, "Bunlardan ilki kadın işgücü, ikincisi ise genç işgücü. Mevcut işsizlik oranı sabit kalırken, yetişkin erkeklerde işsizlik oranı azalıyor. Ancak bu durum kadın ve gençlerde artıyor. Buna göre mevut istihdam yapısında kadın ve gençler, ekonomik yaşamın daha fazla dışında kalıyorlar. İstihdam bileşimindeki değişim, toplumsal sosyo-ekonomik yaşamı etkiliyor. Bu nedenle istihdam artışının yanı sıra istihdam kalitesindeki ve niteliğindeki artışa da dikkat etmek gerekiyor" şeklinde uyarıda bulundu.

İŞ GÜCÜNE EN FAZLA KATILIM EDİRNE, TEKİRDAĞ VE KIRKLARELİ'DEN

TÜİK'in açıklamalarına göre işgücüne katılma oranının en yüksek olduğu üç ilin Tekirdağ, Edirne ve Kırklareli olduğunu belirten Prof. Dr. Alçın, "İşgücüne katılımın en düşük olduğu iller ise Mardin, Batman, Şırnak ve Siirt. Bu oranlar,sosyo-kültürel yapının özellikle kadın ve gençlerin ekonomik yaşam içerisinde alacağı rolü de belirlediğini gösteriyor. Ekonomik alanla sosyal alan birbirinden kopuk değil. İş gücüne katılımda Trakya bölgesindeki yoğunluk, buradaki göreli ekonomik canlılığa bağlanabilir ama kültürel yapının da bunda etkisi olduğu bir gerçek. İş gücüne katılımın düşük olduğu illere bakıldığında ise daha kapalı toplum yapısı olduğunu görüyoruz. Tek sebebi elbette ki buna bağlayamayız. Bu coğrafyada yatırımların da oldukça düşük olduğunu biliyoruz ama toplum yapısının etkisi de yadsınamaz" ifadelerinde bulundu.

"KADINLARIN İSTİHDAMA KATILIM ORANI YÜZDE 33.6"

Kadınların istihdama katılım oranında belli bir artış gözlemlediklerini dile getiren Prof. Dr. Alçın, "Şu anda bu oran yüzde 33.6. Ancak OECD ortalamasının yüzde 50, Batı Avrupa ülkelerindeki ortalamanın da yüzde 70'lerin üzerinde olduğunu düşündüğümüzde, bu oran çok düşük kalıyor. Türkiye'de her üç kadından ikisi bir şekilde evde kalıyor ve bu durum onları sosyo-ekonomik açıdan da geri plana itiyor.

"GENÇLERDEKİ İŞSİZLİK ORANINDA ARTIŞ VAR"

2016 yılında 15-24 yaş arasındaki gençlerde işsizlik oranının yüzde 19.6 olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Alçın, bu oranının 2017'de yüzde 20.8'e çıktığını söyledi. Prof. Dr. Alçın, sözlerine şöyle devam etti:

"Genç kadınlardaki işsizlik oranına baktığımızda yüzde 26.1'lik bir oran görüyoruz. 2016'da bu oran yüzde 23.7.Genç kadınların işgücüne katılımı yüzde 30'lar düzeyinde ve bu oranın yüzde 26'sı işsiz. Genç erkeklere bakıldığında da bu oran yüzde 17'lere düşüyor. Kadın-erkek arasında ciddi bir ayrım ve eşitsizlik var. Bu eşitsizliği her yaşta görebiliyoruz. Mesela yetişkin erkeklerde işgücüne katılım yüzde 72.5, bunların yüzde 65'i istihdam ediliyor. Kadınlarda işgücüne katılım oranı ise yüzde 33.Bu oranın ise yalnızca yüzde 29'u istihdam ediliyor."

(FOTOĞRAF)