MARDİN'de, 1993 yılında vatani görevini yaparken nöbet sırasında PKK'lı teröristler tarafından omzunun arkasından vurularak yaralandığını söyleyen, tedavisinin ardından 'Askere elverişli değil' raporu verilen Murat Elibüyük'ün 'vazife malulü' sayılmak için Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) yaptığı başvuru, oy çokluğu ile reddedildi.
Murat Elibüyük, 25 yıl önce Mardin'de vatani görevini yaparken, iddiaya göre, nöbet sırasında omzunun arkasından PKK'lı teröristlerin açtığı taciz ateşi sonucu yaralandı. Mardin Devlet Hastanesi'nde ameliyat edilen Elibüyük, 27 Kasım 1993'te terhis edildi. Sonraki yıllarda ağrıları süren Murat Elibüyük, GATA'ya başvurdu ve tedaviye alındı. 2012 yılında Ankara Mevki Asker Hastanesi'nde muayene edilen Elibüyük için rapor düzenlendi. Raporda, 'üst kol düzeyinde medial, ulnar, radial sinir yaralanması, sol omuz geniş eklem yüzü harabiyeti' tanısı konulduğu belirtilerek Murat Elibüyük'ün 'Askerliğe elverişli olmadığı' belirtildi. Raporda ayrıca, yaralanmaya ilişkin adli rapor tutanağı bulunmadığından Elibüyük'ün rahatsızlığının askerliğin neden ve tesiri ile meydana gelip gelmediğine karar verilemediği ifade edildi.
SGK'YA VAZİFE MALULÜ BAŞVURUSU YAPTI
Rapordan sonra Murat Elibüyük, yine 2012 yılında 'vazife malulü' kabul edilmesi istemiyle Sosyal Güvenlik Kurumu'na (SGK) müracaatta bulundu. SGK Vazife Malullüğü Tespit Kurulu, başvurucu Elibüyük'ün vazife malullüğünü tevşik edici bir belge (tutanak, tahkikat raporu, görev emri vb) sunamaması nedeniyle talebini reddetti.
'BİLGİ VE BELGEYE ULAŞILAMADI'
SGK'nın ret işlemine karşı Askeri Yüksek İdaresi Mahkemesi'ne (AYİM) başvuran Murat Elibüyük için AYİM 3'üncü Daresi ise verdiği kararda şöyle dedi:
"Başvurucunun bölücü terör örgütü tarafından açılan ateş sonucu yaralandığı iddiası, Milli Savunma Bakanlığı, Genelkurmay Başkanlığı, Kara Kuvvetleri Komutanlığı , 7'nci Kolordu Komutanlığı, 7'nci Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı ve Askeri Mahkemesi, Mardin Cumhuriyet Savcılığı ve Mardin Devlet Hastanesi nezdinde araştırıldı. Ancak, yaralanmanın nasıl meydana geldiğine dair bir bilgi ve belgeye ulaşılamadı. Genelkurmay Başkanlığı'nın 10/3/2014 tarihli yazısı ekinde sunulan, başvurucunun birliğine ait 9/4/1993 ile 1/12/1993 tarihlerini kapsayan tarihçe defteri suretleri incelendi ve terör olaylarında yaralananlar arasında başvurucunun isminin kayıtlı olmadığı görüldü. Sonuç itibarıyla resen yapılan araştırma sonucu, yaralanma olayının başvurucunun ileri sürdüğü şekilde gerçekleştiğine yönelik bilgi, belge elde edilemediği ve başvurucunun da bu konuda bir delil sunamadığı hususlarına dikkat çekilerek, vazife malulü sayılmayı gerektirecek yasal koşulların başvurucu yönünden oluşmamıştır. Bu suretle ret gerekçesi oluşturulmuştur."
25 YILLIK HUKUK MÜCADELESİNDE SON DURAK AYM
Yerel mahkemelerden bir sonuç alamayan Murat Elibüyük, bu kez Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru yaptı. Elibüyük'ün başvurusunu karara bağlayan AYM, 'vazife malulü' sayılma talebini 'Dayanaktan yoksun olduğu' gerekçesiyle kabul edilemez buldu. AYM kararının gerekçesinde, karşı oy kullanan 2 üyenin görüşlerine de yer verildi.
'KENDİNİ SIRTINDAN VURMASINA İMKAN YOK'
AYM üyeleri Serdar Özgüldür ve Serruh Kaleli, karşı oy gerekçelerinde, dosya kapsamına göre, başvurucunun askerlik hizmetini ifa ettiği sırada, nöbet esnasında faili belli olmayacak şekilde ateşli silah yaralanmasına bağlı olarak zaman içinde malul hale geldiği, yaralanmanın vücudunun sırt bölgesine tekabül edecek şekilde omuz nahiyesinde olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Terhisine kısa bir süre kala vurulan başvurucunun kendisini sırtından vurmasına imkan olmadığı gibi, kendisini askerliğe elverişsiz hale getirme kastıyla ya da kazaen bir başkasının silahıyla vurulduğuna dair ortada bir adli soruşturma ya da iddianın bulunmadığı, mevcut sağlık kurulu raporlarında açıkça ateşli silah yaralanmasının mevcudiyetinden bahsedildiği, aradan uzun zaman geçmesi nedeniyle olayla ilgili idari ya da adli herhangi bir belgenin bulunmamasının ağır sonuçlarına başvurucunun katlanmasının beklenemeyeceği, nitekim derece mahkemesinin ret kararına muhalif kalan Daire Başkanının da bu hususu açıkça ifade ettiği, dolayısıyla askerlik vazifesini ifa ederken vurularak malul hale gelen başvurucunun vazifenin sebep ve tesiri ile malul hale geldiğinin kabulü gerektiği, bu nedenle derece mahkemesi kararının bariz takdir hatasına dayalı olduğu, dolayısiyla gerekçeli karar hakkı yönünden Anayasa'nın 36'ncı maddesinin ihlal edildiği kanaatine vardığımızdan, çoğunluğun aksi yöndeki kararına katılmıyoruz."