AVRUPA Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’nın (AGİT) başkanlığında bir araya gelen Türk ve Rum gazeteciler, öneri niteliğinde terminoloji sözlüğü hazırladı. Kıbrıs'ta yayın yapan gazetelerin ve gazetecilerin kullandığı bazı kelimelerin toplumlarda rahatsızlık yarattığı belirtildi.
Rum Gazeteciler Birliği ve Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği, Filistin ve İsrail arasındaki sorunlarda da kullanılan bir metot olan 'terminoloji sözlüğü çalışması yaptı. 10 Temmuz'da ara bölgede ortak yapılacak basın açıklamasıyla duyurulacak sözlükte, gazetecilere etik olarak nasıl davranabilecekleri yönünde tavsiyelerde bulunulacak. 
Hazırlanan sözlükte, 'sınır' kelimesi yerine, 'yeşil hat' gibi sözcüğünün kullanılması tavsiye ediliyor. Sınır sözcüğünün iki devleti çağrıştırdığı kaydediliyor. Kıbrıs Türk tarafının, 'işgal' ve 'işgal altındaki topraklar' sözcüğünden rahatsızlığına işaret ediliyor. Haberlerde bu sözcüğün kullanılmaması gerektiği ifade ediliyor. Rum tarafı için, 'Rum yönetimi' sözü yerine, 'Kıbrıs Cumhuriyeti' sözünün kullanılması tavsiye ediliyor. Toplamda 5 bine yakın sözcüğün hazırlandığı, bunun bir kitap şeklinde iki dilde yayınlanacağı kaydedildi.
'TOPLUMLAR RENCİDE EDİLMEYECEK'
muhabirine açıklama yapan Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği Başkanı Sami Özuslu, karşılıklı çatışmacı bir dilin toplumlar arasında yanlış yönlendirmelere neden olduğunu belirtti. Toplumları rencide etmeyecek şekilde sözcüklerin seçildiğini, ancak bunun sadece öneri niteliğinde olduğunu söyleyen Özuslu, bunun önemli bir çalışma olduğunu ve gazeteciler olarak hassas davranılması gerektiğini kaydetti. Kıbrıs Türk tarafı adına ortak komitede bulunan Bekir Azgın da, sözlüğün zorunluluk niteliği taşımadığını ifade etti.
RUMLAR TEPKİLİ
Ortak sözlük oluşturulması, Rum medyasını ve siyaseti böldü. Rum Simerini gazetesi, Rum Gazetecilik Etik Komitesi'ni, KKTC’yi tatmin edecek kelimeler içeren bir sözlük hazırlamakla suçlarken, Politis gazetesi ise, 'İşbirliğinden rahatsız oldular' başlığını kullandı. Rum Gazeteciler Birliği Başkanı Yorgos Frangos da, sözlüğün danışma/başvuru niteliğinde olduğunu söyledi. Frangos, "Bu bir talimat değil. Basın özgürlüğünü susturma veya daraltma olacağını düşünmüyorum. Aksine, sözlük daha oluşturulmadan, peşinen susturulmaya çalışılıyor" dedi.
Muhalefet DİKO'dan yapılan açıklamada, "Basının görevi halka doğruyu iletmektir ve bu görev sansür dayatılarak engellenemez" ifadelerine yer verdi.
EDEK Başkanı Marinos Sizopulos ise, "Çoğu kez gazeteciler açıklamaları ve çeşitli konuları yayınlama prosedüründe gazetecilik etik kuralları çerçevesinin sınırlarını aşıyor, ancak bu hiçbir şekilde gazetecilik etik kuralları dayatma gerekliliğini gündeme getirmez. Bu prosedür aracılığıyla özellikle işgal, işgal rejimi ve sahte devlet ile ilgili terimler yok edilmeye çalışılıyor" şeklinde konuştu.
Vatandaşlar İttifakı, "İfade özgürlüğü, basın özgürlüğü, gazetecinin olguları yorumlama hakkı hiçbir şekilde susturulamaz, çünkü bunlar demokrasi açısından tehlikelidir" açıklaması yaparken, Ekologlar, "Uzlaşı adına basın özgürlüğünü darbeleyen tuhaf maharetler var" dedi.
Irkçı ELAM partisi de, sözlüğün oluşturulmasına tepki gösterdi.

FOTOĞRAFLI