Türkiye’de faaliyet yürüten Arap ve Süryani dernekleri, HDP, CHP ve MHP’li siyasetçilerin, soydaşlarına yönelik ırkçı yaklaşımlarının durdurulması gerektiğini belirterek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın mülteciler sayesinde "yeni oy deposu" edinmeyi hesapladığı argümanının en hafif deyimle siyasi densizlik olduğunu açıkladı.
Beyt Nahreyn Arap-Arami Birliği, Anadolu Arapları Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği ve Süryani Demokratik Birliği’nce, siyasilerin Suriyeli mültecilerle ilgili söylemlerine ilişkin ortak açıklama yapıldı. Açıklamada, “Bir süredir Suriyeli soydaşlarımız (Arap-Kürt-Süryani-Ermeni-Nusayri vd.) üzerinden küçük siyasi hesaplar ve seviyesizce siyasi beceriksizliklerini kapatmaya yönelik yürütülen ırkçı söylemleri kınıyoruz. Bu tür söylemlere gerekli cevapları ve mücadeleyi vereceğimizi deklare ederiz. Bu konuda ağız birliği eden HDP, CHP ve MHP’lilerin milliyetçi-ırkçı söylemler üzerinden siyasi rant devşirme çabalarını hayretle izliyoruz. CHP ve MHP’yi bir noktaya kadar anlıyoruz ama HDP’nin CHP ile kelimesi kelimesine aynı söylemde bulunması düşündürücüdür” denildi.
“Siyasi projeler üretmeye çalışın”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın mülteciler sayesinde "yeni oy deposu" edinmeyi hesapladığı argümanının en hafif deyimle siyasi densizlik olduğuna dikkat çekilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
“10 yıldır AK Parti’ye yüzde 43 oy veren ve son olarak yüzde 9 oy artırarak destek veren, ‘yerleşik halkımız!’ değil de Suriyeli mültecilerdir. Ve sanki Erdoğan kitle desteğini kaybetmiştir de kendini kurtarmak için mülteci oylarına muhtaç hale gelmiştir. Uydurulan yalana inanmak buna denir. Bu partilere çağrımız siyasi beceriksizliğinizi bu beceriksizlikleriniz sebebiyle kendi anavatanlarında sığınmacı-mülteci durumuna düşürülmüş halklarımızın dramı üzerinden kapatmaya çalışmaktan vazgeçin. Sorunlara çözüm olacak siyasi projeler üretmeye çalışın.”
“Bazı Kürt politikacıların argümanları ibret verici”
Mülteci konusunun dünyanın her yerinde yabancı düşmanlığının, milliyetçiliğin ve ırkçılığın kullandığı bir yöntem olduğunun anlatıldığı açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
“Bazı Kürt politikacıların, sempatizanları ve yazarçizerleri arasında da Suriyeli mültecilere vatandaşlık verilmesi konusunun, ‘Kürdistan’ın demografik yapısını bozmayı amaçlıyor’, ‘Kürtlere karşı asker olarak kullanılmak isteniyor’ gibi argümanlarla tepki gösterildiğine tanık oluyoruz. Yabancı düşmanlığının ‘Suriyeli mülteci nefreti’ biçiminde Kürt ulusal muhalefeti içinde de kendi göstermesi düşündürücü ve ibret vericidir. Milyonlarca Suriyeli soydaşlarımız başlarına gelen/getirilen felaketin, haksızlığın, savaşın, çaresiz kurbanı mağduru durumundadırlar sorumlusu değiller. Herkes her an hele hele coğrafyamızda mülteci olabilir, büyük dramlarla, trajedilerle karşı karşıya kalabilir. Bu konudaki tavrımız siyasi literatürde ne olduğumuzun göstergesi anlamına gelir.
Suriyeli mültecileri ‘Erdoğan’ın askerleri-oy deposu’ olarak görüp, öfkeyi bu insanlara yıkmak siyasi ahlak sınırlarına sığmayacak bir manipülasyondur. Bu insanlar sizlerin işbirlikçiliğiniz sayesinde coğrafyamız Mezopotamya’yı harabeye çeviren ABD-Rusya ve işbirlikçileri gibi işgalci değil, bu barbarlığın mağduru mültecilerdir. İşbirliği yaptığınız emperyalist işgalci güçler gibi bir yeri işgal edip orayı kendilerine mal etmek derdinde değiller. Yaşamaya, ayakta kalmaya çalışıyorlar. Dolayısıyla onlara işgalci ordu muamelesi yapmak en hafifi ile siyasi beceriksizlik, densizlik, ahlaksızlık ve ayıptır.”
“Tüm siyasi partileri uyarıyoruz”
MHP’nin ideolojisinin belli olduğuna ancak toplumun CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş’ı, bir insanlık dramını ırkçı söylemlere zemin hazırlayacak bir referandum çağrısı yapan “siyasetçi” olarak hatırlayacağının aktarıldığı açıklamada, şunlar kaydedildi:
“Soydaşlarımızı aşağılayan ırkçı politikalara izin vermeyeceğiz bu ırkçı aşağılayıcı politikalara karşı mücadele edeceğiz. Bu politika sahiplerini sağduyulu davranmaya davet ediyoruz. Bu coğrafyanın 26 bileşeniyle birlikte demokratik kurallar çerçevesinde bir yaşam kurma sorumluluğunun bilinciyle politika üreteceğimizi ve diğer bileşenlerinde bu sorumluluğun bilincinde davranarak ortak siyasal politikalar üreterek birlikte bir gelecek kurma çağrısında bulunuyoruz. Beyt-Nahreyn Arap-Arami Birliği olarak, tüm siyasi çevrelere Suriyeli mültecilere vatandaşlık üzerinden mültecilere yönelik bir nefret kampanyasına girişilmesini konusunda uyarıyoruz.”