Başbakan Binali Yıldırım’ın eşi Semiha Yıldırım, ’Peygamber Efendimizi Anma ve Anlama’ programında, “İnşallah bizler de, serçesi ölen bir çocuğa başsağlığına giden, kendisine bırakılan her emanete gözü gibi bakan, kendisine inanmayanların bile güvendiği, hiç gönül kırmayan, haksızlık yapmayan peygamberimizin güzel insanlığından nasiplenenlerden oluruz” dedi.

Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen ’Peygamber Efendimizi Anma ve Anlama’ programına Başbakan Binali Yıldırım’ın eşi Semiha Yıldırım, Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ve eşi Nevin Gökçek’in yanı sıra çok sayıda vatandaş katıldı. Programda Osmanlı döneminde yaptırılan Kabe ve Mescid-i Nebevi örtüleri de sergilendi.

Programda bir konuşma yapan Semiha Yıldırım, “Rabbim bizleri Efendimizin şefaatine nail eylesin. Sözlerime selam ile başladım çünkü selam benden sana zarar gelmez demektir. Efendimizin de lakabı bildiğiniz gibi ’El Emin’di. Çünkü o yaşadığı toplumda güvenilirliği ile bilinirdi. Millet olarak darda kalanların, mazlumların, ihtiyaç sahiplerinin sığındığı güvenilir limanlardan biri olmak gayretindeyiz. Bütün insanlara şefkat ve merhamet eli uzatanlardan olmaya çalışıyoruz. Elimizden geldiğince peygamberine yaraşır olmaya çalışan bir ümmetin fertleriyiz. Yolumuzu aydınlatan peygamberimizin yüce ahlakı üzere yaşamaya, kendisinden emin olunan insanlar olmaya çalışıyoruz. Bu yolda yüzümüzü aynı istikamete dönmüş olmak bir olmak, birlik olmak, bir arada olmak çok önemli. Allah birliğimize ve dirliğimize zeval vermesin. İnşallah bizler de serçesi ölen bir çocuğa başsağlığına giden, kendisine bırakılan her emanete gözü gibi bakan, kendisine inanmayanların bile güvendiği, hiç gönül kırmayan, haksızlık yapmayan peygamberimizin güzel insanlığından nasiplenenlerden oluruz” diye konuştu.

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek de, “Hem bu dünya hem de ahiret için çalışıyoruz. Buradaki makam ve mevkiler hepsi geçici, hepsi yok olup gidecek. Ardımızda yaptığımız iyilikler kalacak” ifadelerini kullandı.

Nevin Gökçek ise, “Bugün dünyevi telaşları bir kenara atıp kalbimizi, ruhumuzu dualarla, zikirlerle arındırmaya geldik. Dinimizin emrettiği gibi yaşamayı öğrenmeliyiz. Koskoca dünyaya kainata neden sığamıyoruz. Hiçbir dünyalık doyurmadı gözümüzü, ölümlü olduğumuzu unuttuk” şeklinde konuştu.

(Zeynep Babacan /İHA)