Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bugün Kürtlerin yeni bir vesayetin karanlığına sürüklendiğini belirterek, “Bu ülkede bir dönem tek parti eliyle ‘makbul Türk’ üretmeye kalktılar. Şimdi de bölücü örgüt ve güdümündeki parti eliyle ‘makbul Kürt’ üretmeye çalışıyorlar. Biz buna da izin vermeyeceğiz. Tek partinin ‘makbul Türk’ projesini başına geçiren bu millet, ‘makbul Kürt’ projesini de yerle yeksan edecektir” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mersin’de Tevfik Sırrı Gür Stadyumu yanında "Cumhurbaşkanı Halkla Buluşuyor" programında Mersinlilere hitap etti. Sandıkta hile yapıldığı iddialarına ilişkin Erdoğan, “Neymiş, sandıkta hile yapılıyormuş. Tabi onların aklına sandık deyince 1946 seçimlerinin sandığı geliyor. Hani şu açık oy gizli tasnif usulüyle milletin önüne konan sandık var ya, akıllarında işte o sandık var. Yani oyunuzu açık kullanıyorsunuz, görecekler. Sayımı gizli yapıyorlar. Niçin biliyor musunuz? CHP ancak o şekilde sandıktan çıkabiliyordu da onun için” diye konuştu.
“HİLE DİYENLER, KENDİ BAŞARISIZLIKLARINA ŞİMDİDEN KILIF UYDURMAYA ÇALIŞANLARDIR”
Hile arayanların 1946 seçimlerine bakmalarını isteyen Erdoğan, “Sandıklara jandarma zoruyla el koyan CHP’ye baksınlar. Millete yapılan baskılara baksınlar. 14 Mayıs 1950 seçimleri bu ülkede ilk defa gizli oy, açık tasnif usulüyle yapılan seçimlerdir. Zaten o günden beri de CHP doğru dürüst bu ülkede iktidar yüzü göremedi. 1950 seçimlerinde sandıklarda hile değil, millet vardı. 1950 seçimlerinin sandığında geleceğine ilk defa umutla bakmaya başlayan gençler, yürekleri teneffüs ettikleri havanın heyecanıyla çarpan insanlar vardı. Ben bugün Mersin’i öyle görüyorum. Onun için herkes müsterih olsun. Bu ülkede sandıkta hile yapmaya bunların gücü yetmeyecek” ifadelerini kullandı.
Sandıktan çıkan sonucun her partinin elinde zaten olduğuna işaret eden Erdoğan, şöyle devam etti:
“Bu sonuçların birleştirilmesi de hakim teminatı altında ve itiraz yolları açık olarak yapılıyor. Elindeki sandık sonucuyla birleştirme tutanağındaki sandık sonucu farklı gören parti, gider itirazını yapar ve oylar yeniden sayılır. Seçimde her şey bu kadar açık, bu kadar şeffaf yürüyor. Buna rağmen hile diyenler kusura bakmasınlar, kendi başarısızlıklarına şimdiden kılıf uydurmaya çalışanlardır.”
“BU FAŞİST KÜRTLERİN ELİNDEN DİĞER KÜRTLERİ KURTARMAYA GELİYORUZ”
Erdoğan, “Ama bu seçimde bir sıkıntımız var” diyerek, şunları söyledi:
“Tek parti döneminin özentisi içindeki bir parti yeniden 1946 sandığını horlatmanın gayreti içerisinde. Bilhassa Doğu ve Güneydoğu bölgelerimizdeki vatandaşlarımızı baskı altına alarak, tehdit ederek, kendilerinden başka hiç kimsenin o sandıktan çıkmamasını sağlamaya çalışıyorlar. Seçim çalışmaları sırasında da bu faşist yüzlerini her fırsatta ortaya koydular ve Güneydoğu’da, Şırnak’ta insanları öldürdüler. 50 kişiyi sokağa döktükleri insanlar vasıtasıyla öldürdüler. Bunu yapan kim? Terör örgütünü arkasına alan partinin eş başkanı. Çıkmış şimdi meydanlarda dürüstlükten bahsediyor, barıştan bahsediyor. Sen kim, barış kim? Sen kim, dürüstlük kim? Bunlar insanlıktan nasibini almamış, bunlar terörü maalesef teşvik edenler. 15 yaşındaki Yasin Börü’yü 3. kattan atmak suretiyle bıçaklayıp ondan sonra da arabayla üstünden geçerek şehit edenler bunlar değil mi? Utanmadan, sıkılmadan diyor ki, ‘ben böyle bir şey talep etmedim.’ Ölen kim? 50 Kürt. Öldüren kim? Yine Kürt. Kürt kardeşlerime sesleniyorum; sizi bu zalimlerin, bu faşist Kürtlerin elinden biz diğer Kürtleri kurtarmaya geliyoruz. Bizim mücadelemiz bu.”
“ŞİMDİ DE MAKBUL KÜRT ÜRETİLMEK İSTENİYOR”
“Bunlar, benim samimi Kürt kardeşlerimin dostu değil. Onların dostu biziz. Onlara hizmeti veren biziz. Biz 78 milyon ile bu ülkede yaratılan yaratandan ötürü sevdik” diyen Erdoğan, şimdi de evleri işaretlediklerini söyledi. Erdoğan, “Biz bu işaretleme işini tarihten hatırlıyoruz. Söze gelince mağdur insanların haklarını savunduklarını söyleyenler, ellerine güç geçince kendilerinden başka hiç kimseye hayat hakkı tanımayacaklarını gösteriyorlar. Ey benim Kürt kardeşlerim, buradan açıkça söylüyorum; eğer bu seçimde bölücü örgüte ve onun güdümündeki partiye karşı güçlü bir duruş ortaya koymazsanız inanın bana bunlar size hayatı zindan ederler” şeklinde konuştu.
Bugün ‘makbul Kürt’ üretmeye çalışıldığını dile getiren Erdoğan, “Dün başka bir ırkçılık adına size tahammül edemiyorlar, evinizde, iş yerinizde, köyünüzde, mahallenizde sizi taciz ve tahkir ediyorlar. Bugün bir başka ırkçılıkla aynı yollara tevessül ediyorlar. İsimler farklı ama kafa aynı. Biz 12 yıldır işte bu kafayla, bu zihniyetle mücadele ederek bu günlere geldik. Dün köy yakan, yargısız infazla yaptığımız mücadeleyi bugün bölücü örgütün uzantılarına karşı veriyoruz. Çünkü bugün bölgedeki insana aynı zulmü bunlar yapıyor. Dün devlet adına bölge insanına zulüm yapılıyordu, bugün örgüt adına, onun güdümündeki parti adına zulüm yapılıyor. Biz zulmün, baskının, kan dökenlerin yanında değil, hep milletimizin yanında yer aldık. Demokrasi adını ağızlarından düşürmeyip faşizmin en sefil örneklerini sergileyenlere karşı milletimizin yanında yer almaya devam edeceğiz. Devlet zulmünden kurtardığımız kardeşlerimizi örgüt zulmüne terk etmeyeceğiz” dedi.
“KÜRT KARDEŞLERİMİN BÖYLE BİR ZİLLETİN İÇİNE İTİLMESİNE GÖZ YUMMAYACAĞIZ”
Kürtlerin yeni bir vesayetin karanlığına sürüklendiğini de kaydeden Erdoğan, şöyle devam etti:
“Bu ülkede bir dönem tek parti eliyle ‘makbul Türk’ üretmeye kalktılar. Makbul Türk neydi biliyor musunuz? Tüm değerlerinden kopartılmış, tarihine, kültürüne yabancılaştırılmış, kendi milletine küçümseyerek bakan bir dünya yurttaşı modeliydi. Milletimiz, rahmetli Menderes’e, rahmetle Özal’a, son olarak da bize verdiği destekle bu oyunu bozdu. Şimdi de bölücü örgüt ve güdümündeki parti eliyle ‘makbul Kürt’ üretmeye çalışıyorlar. Peki, makbul Kürt nedir? Kabe olarak Taksim’i bilen, Diyanet’i kaldırmak isteyen, imam hatiplere karşı, kuran kurslarına karşı, elimde gösterdiğim Kürtçe mealli Kuran’a karşı ve bütün bunların karşısında her türlü sapkınlığın yanında duran Kürt’tür. Biz buna da izin vermeyeceğiz. Bu ülkenin tarihinin, inancının, kültürünün ayrılmaz parçası olarak Kürt kardeşlerimin böyle bir zilletin içine itilmesine göz yummayacağız. Tek partinin ‘makbul Türk’ projesini başına geçiren bu millet, ‘makbul Kürt’ projesini de yerle yeksan edecektir. Mersin Pazar günü bu oyunu bozuyor mu? Milli iradeye sahip çıkıyor mu?”