Serpil KIRKESER / İSTANBUL, () CUMHURİYET Gazetesi yönetici ve yazarlarına yönelik açılan Akın Atalay, Murat Sabuncu ve Ahmet Şık'ın da  aralarında bulunduğu 20 sanıklı davanın 8. duruşmasında sanıklar esas hakkındaki mütalaaya karşı savunmalarını yapıyor. Tutuksuz sanık Ahmet Şık gazeteciliğin suç olmadığını söylerken, diğer sanıklar da suçlamaları reddetti.

MUSA KART: GÜZEL ÜLKEME YAKIŞMIYOR

Tutuksuz sanık Musa Kart, yaklaşık 40 yıldır karikatür çizdiğini belirterek, “Bu süreç içinde pek çok siyasi döneme ve liderliğine tanıklık ettim. Yaşadığımız bu dönem için hukuktan ve adaletten en uzak olanıydı, diyebilirim.  Cezaevinden çıktıktan sonra ne çok insanlarla el sıkıştım, kucaklaştım. İçlerinden biri bile ‘Sizin davanız siyasi değildi’ demedi, diyemedi. Cumhuriyet Davası’nda bu salonlar onurlu ve dürüst insanların duruşuna tanıklık etti. Bu süreçte paçalarımıza kirlerini bulaştırmak isteyenler, kumaşımızın leke tutmadığını bilemediler ne yazık ki. Bu karar duruşmasında kendim için bir talebim yok. Tekrar söylemek zorundayım ki muhalif gazetecileri, siyasetçileri, akademisyenleri ve öğrencileri cezaevinde gösteren fotoğraf, benim güzel ülkeme yakışmıyor” dedi.  

AHMET ŞIK: GAZETECİLİK SUÇ DEĞİLDİR

Gazeteci Ahmet Şık “Hapishanelerle ilgili konuşurken, “Ben Ergenekoncu iken” ya da “Ben FETÖ'yken” diye başlayan cümleler kuruyorum. Herkesin bildiği üzere, şimdilik iki ayrı hapishane deneyimim var. İlkinde, şimdi FETÖ denilen Gülen Cemaati'nin komplosuyla, mesleki faaliyetlerim suçlama konusu edilerek tutuklandım. İkinci tutuklanmam ise bu yargılamanın konusu nedeniyle oldu” diye konuştu.

“SÖZLERİMİN VE YAPTIKLARIMIN ARKASINDAYIM”

 “Yaklaşık 13 ay süren ilk hapislik deneyimimin sona erdiği gün olan 12 Mart 2012'de Silivri Hapishanesi'nden çıkarken bir siyasal tespit yaparak, tutuklanmama neden olan komploda görev alan polisler ile hakim ve savcıların tutuklanacağını söylemiştim. O komploculardan firar edemeyenlerin dışında kalanların tümü şimdi hapishanede” diyen Şık, “Devletten hukuku çıkardığınızda elinizde kalana devlet değil çete denir. Dolayısıyla Gülen Cemaati'nin çetesinin mensupları için söylediğim aynı siyasal tespiti bu komploda rol ve görev alanlar için de yapmak elzem. Dilerim hukukun evrensel normlarını rehber edinen, gerçekten tarafsız ve gerçekten bağımsız mahkemelerde yargılanırlar. 6 yıl arayla ilkinin birebir aynısı olan bu komployla ilgili diyeceklerimi daha önce söyledim. 27 Temmuz 2017'deki ilk beyanımı ve bu siyasi davada siyasi savunma yapamayacağımı söyleyerek mahkemede konuşmamı engellediğiniz 25 Aralık 2017'deki ilk beyanlarımı aynen tekrarlıyorum. Her zamanki gibi sözlerimin de yaptıklarımın da arkasındayım. Çünkü gazetecilik suç değildir” ifadelerini kullandı.

AYDIN ENGİN: MÜTALAAYA İTİBAR ETMEYİN

Tutuksuz sanık Aydın Engin de mütalaanın iddianamenin tekrarı olduğunu kaydederek, “Sizden hiçbir talebim yok. Buna beraat de dahil. Sizden tek talebim mütalaaya itibar etmeyin ama çöpe de atmayın. Hukuk fakültelerinde ders olarak anlatılacak. Sözlerim bundan ibaret…” diye konuştu.

“İSTANBUL’DA HAKİMLER VAR" DEME UMUDUMU KORUYORUM

Sanıklardan Orhan Erinç de davanın siyasi dava olarak açıldığını ve sürdürüldüğünü belirterek, “Savunmamı avukatlarım yapacaktır. Ben ‘İstanbul’da hakimler var’ deme umudumu koruyorum” ifadelerini kullandı. Duruşma sanıkların esas hakkındaki mütalaaya karşı savunmalarının alınması ile devam ediyor.