Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile 15 Temmuz darbe girişiminin seyrinin değişmesini sağlayan görüntülü konuşmayı yapan Gazeteci Hande Fırat, 7. Boğaziçi Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, “Adil olacaksak, demokrasi ve güvenlikten söz edeceksek ideal olan bunu tüm dünya üzerinde yapmaktır. Şunu unutmayın bir çocuk sadece Norveç’te doğduğu için şanslı olmamalı ve bir çocuk da sadece Suriye’de doğduğu için şansız olmamalı” dedi.
15 Temmuz hain darbe girişimi sırasında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile canlı yayında görüntülü konuşma yaparak darbenin seyrinin değişmesini sağlayan Gazeteci Hande Fırat, 7. Boğaziçi Zirvesi’nde “Medyanın Toplumlara Etkisi” konulu oturuma katıldı. Oturumda yaptığı konuşmada, o gece aslında hem vatandaşlık hem gazetecilik hem annelik hem de babalığın birbirine geçtiğini ifade eden Fırat, “Öncelik 2016 yılında Türkiye Cumhuriyeti’ne böyle bir kalkışmayı yakıştıramamakla başlıyor. Demokratik bir ülke, hepimizin normal hayatları, kendi ve ülkemiz adına hayalleri var. Yakıştıramadığımız andan itibaren de hem işinizde hem vatandaş olarak hem gazetecilikle birlikte var olabiliyorsunuz. Bu duruşun en önemli ilkelerinden biri evrensel ilkeler ve demokrasidir. Gazetecilerin görevi her ne olursa olsun işinin peşinde koşmaktır” diyen Fırat, “Ancak aynı zamanda gazeteci de vatandaştır. Yani gazeteci de ülkesini, geleceğini ve vatanını düşünür. Ben o gece, medyanın toplum üzerinde etkisi olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan gazetecilere bir açıklama yapıyor ama ulusal kanallar o açıklamayı göremediği için veremiyor. Bu yüzden de halkın haberi olmuyor. Aslında o açıklama benden önce yapılmış ama hiçbirimizin haberi yok. Herkes Cumhurbaşkanının kaçırılıp kaçırılmadığını merak edip tartışırken onu ekranda görüyorlar. Ben yayını yaparken kulağıma, ‘Hande önce Türkiye’deki tüm kanallar ardından dünyadaki tüm kanallar bizimle ortak yayına geçti’ dediler. Bir anda sokaklarda, arabalarda radyoların sesi yükseldi. 5 dakika sonra sokaklar iyice dolmuştu. İşte medyanın etkisi bu” ifadelerini kullandı.
Medyanın etkisinin nasıl kullanıldığının çok önemli olduğun söyleyen Fırat, “Bunun tam tersi kullanılsaydı bambaşka bir Türkiye, bambaşka bir sabaha uyanırdık ama evrensel ilkeler çerçevesinde ve kendimizin, çocuklarımızın ve ülkenin geleceği için kullanırsanız bambaşka bir sabaha uyanıyorsunuz. Dolayısıyla sadece 1 haberden bağlantıdan yola çıkarak medyanın toplumdaki etkisinin ne kadar önemli olduğunu görebiliyoruz” şeklinde konuştu.

“Bir çocuk ne Norveç’te doğduğu için şanslı ne de Suriye’de doğduğu için şanssız olmamalı”
Gazeteci Fırat, "Aynı terör örgütü bir patlamayı Avrupa’nın ortasında yapıyor. Bütün liderler Avrupa’nın ortasına koşuyor. Aynı terör örgütü bir patlamayı Türkiye ya da Irak’ta, Suriye’de yapıyor ama kimse dönüp oraya koşmuyor. Eğer adil olacaksak, demokrasiden söz edeceksek, güvenlikten söz edeceksek, ideal olan bunu tüm dünya üzerinde yapmaktır. En azından bir ülkeye verdiğimiz tepkiyi diğer ülkeye de verebilmektir. Adalet böyle bir şeydir. Çünkü şunu unutmayın bir çocuk sadece Norveç’te doğduğu için şanslı olmamalı ve bir çocukta sadece Suriye’de doğduğu için şansız olmamalı. Bunu temin edebilmek bütün medya kuruluşlarına düşüyor. Eğer AB ya da diğer ülkeler demokrasiden söz edebiliyorlarsa birinci kıstas demokrasiyse mutlaka ama mutlaka demokrasi için her yere aynı şekilde tepki vermek gerekiyor. Medya da bunu takip etmeli” diye konuştu.