"ZOR Zamanlarda İnsani Güvenlik" temasıyla bu yıl 8'incisi gerçekleştirilen İstanbul İnsani Güvenlik Konferansı, alanında uzman isimleri bir araya getirdi. Dünyada insani güvenlik krizi olduğunu belirten Prof. Dr. Alpaslan Özerdem, "Siyasetçilerin bir araya gelerek insani güvenlik krizini topluca çözüme kavuşturması gerekiyor" dedi.

İstanbul İnsani Güvenlik Konferansı, Coventry Üniversitesi Güven, Barış ve Sosyal İlişkiler (CTPSR), Birleşmiş Milletler İnsani Güvenlik Birimi ve ev sahibi Kadir Has Üniversitesi arasındaki işbirliğiyde başladı. 3 gün boyunca devam edecek konferans alanında uzman isimleri bir araya getirdi. Konferansın açılış konuşmasını gerçekleştiren Kadir Has Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Sondan Durukanoğlu Feyiz, "Böyle bir organizasyonu düzenlemek için daha iyi bir zaman olamazdı. Dünya genelinde artan popülizm, toplu göç ve sivil toplumun yok edilmesi gibi olayların artmasıyla zor zamanlar yaşıyoruz. Bu zorluklar, insanların yoksulluktan uzak, özgürce ve eşit haklarla yaşama olanağını tehdit ediyor. Akademisyenler olarak bu konuları gündeme taşımak, tartışmak ve çözümler bulmak bizim sorumluluğumuzdadır" diye konuştu.

"BİR İNSANLIK KRİZİ YAŞANIYOR"

Suriye'de yaşanan iç savaş sonrası Türkiye'ye yaşanan göçe değinen Coventry Üniversitesi Güven, Barış ve Sosyal İlişkiler Merkezi Direktörü Prof. Dr. Alpaslan Özerdem, "İnsani güvenliği sağlayabilmemiz için devlet, sivil toplum, uluslararası aktörler gibi çok farklı aktörlerin bir araya gelmesi gerekiyor. 2011'den bu yana Türkiye'de milyonlarca Suriyeli vatandaş yaşıyor. Onlara yalnızca yardım etmek yeterli olmuyor.  İnsanlar daha iyi bir yaşam hayaliyle Avrupa'ya gitmeye çalışıyorlar. İnsanların bu uğurda başına gelenler birer insanlık dramı. Dünyada gerçek anlamda insani güvenlik krizi var. Siyasetçilerin bir araya gelerek insani güvenlik krizini topluca çözüme kavuşturması gerekiyor" ifadelerini kullandı.

"MÜLTECİLERE YAKLAŞIM KONUSUNDA STANDART BELİRLENMELİ"

Mülteciler için devletlerarası bir anlaşma olması gerektiğine dikkat çeken Kanada Royal Roads Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Kenneth Christie, "Devletler arasında böyle bir standart politika olmasını görmek isterdim. Fakat mültecilere yönelik politikaların da onları zor duruma sokan bazı koşulları var. Mesela zenginlik bir ülkenin ne kadar zengin olduğu ya da ülke içerisinde ne kadar mülteci alınacağına dair irade. Tüm bunlar mültecilere yönelik çalışmaları ciddi şekilde etkiliyor. Örneğin Almanya zengin bir ülke ve şu ana kadar aldığı mültecilerden daha da fazla alma kapasitesine sahip ama Belçika o kadar büyük bir ülke değil ve zorluklarla karşılaşabiliyor. Ama devletler açısında mültecilere yönelik yaklaşım konusunda minimum bir standart belirlenmeliydi" dedi.

BM YETKİLİSİ: İNSANİ GÜVENLİĞİ İKİ BAŞLIKTA ELE ALIYORUZ

İnsani güvenliği korumasız kişiler ve çevresel yer değiştirme olarak iki başlıkta ele aldıklarını belirten BM İnsani Güvenlik Birimi Direktörü Mehrnaz Mostafavi, şunları söyledi:

"Bazen insanlara farklı gelse de, bence söz konusu durumların örneklerini görmek ve böylece durumu daha ciddiye almak oldukça önem taşıyor. Ve insan güvenliği de bu durumlardan biri. Bizler anlaşmazlık, doğal afetler ve yoksulluk gibi durumların oluşturduğu bir zamanda bir araya geldik. Söz konusu zorluklara çözüm bulunamaması, bu konulardaki huzursuzluğu tarihte hiç görülmeyen bir dereceye çıkardı. Çözülemeyen küresel gerilimler, iç anlaşmazlıklar, devam eden aşırıcılık ve zorla insanları bulundukları yeri terk etmelerini zorlama durumları maalesef insanların beklenmeyen düzeyde acı çekmesine sebep oldu. Günümüzde insan güvenliğinin önemini, korkudan kurtulmuş insanların hayallerini ve beklentilerini açıkça görebiliyoruz."