YURT BÜLTENİ -2

Başkale ve Bahçesaray'da okullara kar tatili

VAN ve çevresinde etkili olan kar yağışı nedeniyle 169 yerleşim yerinin yolu ulaşıma kapanırken, Başkale'de yoğun kar yağışı nedeniyle eğitime bugün ara verildi, Bahçesaray'da ise taşımalı eğitim veren bazı okulların tatil edildiği açıklandı. 
Van ve çevresinde dün etkili olan soğuk hava, akşam saatlerinden itibaren yerini kar yağışına bıraktı. Kırsal ve yüksek kesimlerde etkili olan kar nedeniyle 94 mahalle ve 75 mezranın yolu ulaşıma kapandı. Van kent merkezine 110 kilometre uzaklıkta bulunan Başkale ile yaklaşık 90 kilometre uzaklıkta bulunan Bahçesaray ilçesinde ise kar yağışı eğitimin aksamasına neden oldu. Kar kalınlığının yaklaşık 20 santimetreyi bulması üzerine Başkale ilçesinde ilk ve orta dereceli okullarda, Bahçesaray'da da taşımalı eğitim verilen bazı mahallelerde okullar tatil edildi. 
Kar yağışının, bugün ve yarın etkisini sürdüreceği belirtilirken, kapalı olan yolların açılması için Van Büyükşehir Belediyesi Yol Yapım Bakım ve Onarım Daire Başkanlığı ile karayolları ekipleri yoğun bir çalışma başlattı.

DÜN GÖRÜNTÜ GEÇİLMİŞTİ
AKTÜEL GÖRÜNTÜ TAKİP EDİLİYOR

Haber: Behçet DALMAZ/VAN, ()- 

================

Gaziantep'te, yıldırım isabet eden petrol boru hattında sızıntı (Yeniden)

Gaziantep’in Nurdağı ilçesinde BOTAŞ’a ait petrol boru hattına yıldırım isabet etti. Hasar gören boru hattından sızan ham petrol nedeniyle 34 ev boşaltıldı, ekiplerin hasar tespit ve onarım çalışması devam ediyor.
Nurdağı ilçesine 5 kilometre uzaklıktaki Gökçedere Mahallesi’nde BOTAŞ’a ait petrol boru hattına akşam saatlerinde yıldırım isabet etti. Hasar gören hattan dışarı püsküren ham petrol araziye ve mahalledeki bazı evlere sızdı. Sızıntı ile beraber mahallede oluşan koku vatandaşları tedirgin etti. İhbar üzerine bölgeye BOTAŞ, itfaiye ve AFAD ekipleri sevk edildi. Yapılan incelemede 180 haneli mahalledeki 34 ev, petrol sızıntısı tespit edilerek tahliye edildi.
BELEDİYE BAŞKANINDAN AÇIKLAMA
Olay yerine gelerek incelemelerde bulunan Nurdağı Belediye Başkanı Mehmet Yıldırır yaptığı açıklamada, "Boru hattına yıldırım çarpması sonucu sızıntı meydana geldi. Şu anda AFAD ve belediye ekiplerinin çalışması devam ediyor. Ham petrol mahalledeki bazı evlere sızdı ve 34 haneyi boşalttık. Tehlike arz eden herhangi bir durum yok. BOTAŞ teknik ekibi geldi onların da çalışması başladı" dedi.
VALİLİKTEN AÇIKLAMA
Konuyla ilgili Gaziantep Valiliği'nden yapılan açıklamada şöyle denildi:
"Gaziantep’in Nurdağı ilçesi Gökçedere Mahallesinde, 12 Aralık 2018 tarihinde 19.00 sularında Kerkük-Yumurtalık ham petrol boru hattına yıldırım düşmesi sonucu boru hattında delinme meydana gelmiştir. Herhangi bir patlama veya yangın riski olmayan olayda delinmeye bağlı olarak bir miktar ham petrol akıntısı oluşmuş, BOTAŞ ekipleri müdahale ederek gerekli önlemleri almıştır. Çevredeki vatandaşlarımız olaya ilişkin bilgilendirilmiş olup, süreç dikkat ve özenle takip edilmektedir. Olay yerinde BOTAŞ ekiplerinin yanı sıra olasılıkları değerlendirmek amacıyla AFAD ve güvenlik amacıyla Jandarma tarafından tedbirler alınmıştır."
CAMİLERDEN ANONS
Mahalledeki camilerden de anons yapılarak sokağa akan ham petrol konusunda vatandaşlar uyarıldı. Mahallede önlem alan ekiplerin petrol boru hattındaki hasar tespit ve onarım çalışmaları devam ediyor.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
------------------
- Gökçedere Mahallesi
- İş makineleri çalışırken
- Akan ham petrol
- Evini terk eden mahalleli ve röp. 
- Jandarma güvenlik tedbirleri
- Mahalle sakiniyle röp. 
- Mahalle Muhtarı Mehmet Kuş ile röp. 
- Belediye Başkanı Mehmet Yıldırır ile röp
- Kazılan çukura biriken ham petrolün vidanjör ile alınma çalışması
- Genel ve detay görüntüler

GÖRÜNTÜ BOYUTU :300 MB

Haber-Kamera: Kadir ÇELİK-GAZİANTEP-)

==================

Kazıda 2 bin yıllık Kibele heykeli bulundu, herkes oraya gidiyor

Ordu'da, 2 bin 300 yıllık Kurul Kalesi'nde son 2 yıldır süren arkeolojik kazıda 2 bin yıllık Ana Tanrıça Kibele heykeli, Dionysos ile Tanrı Pan figürü bulundu. Türkiye'den ve dünyanın değişik kentlerinden son 2 yılda Ordu'ya gelen yaklaşık 1 milyon kişi kaleyi ziyaret etti. Kalenin, UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'ne alınmasıyla ilgili de çalışmalar başlatıldı. İl Kültür ve Turizm Müdürü Uğur Toparlak, kalede bulunan eserlerin Ordu'ya yapılacak olan Arkeoloji Müzesi'nde sergileneceğini açıkladı. 
Altınordu ilçesindeki Bayadı Mahallesi sınırları içerisinde yer alan 6'ncı Mithridates dönemine ait 2 bin 300 yıllık Kurul Kalesi'nde, ilk kazı çalışmaları 2010 yılında başladı. 2 yıl öncede Doğu Karadeniz'in ilk bilimsel arkeolojik kazı çalışmaları kapsamında Ordu Müze Müdürlüğü öncülüğünde, Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yücel Şenyurt'un da aralarında yer aldığı, 25'i arkeolog, 40 kişilik ekiple çalışmalar devam etti. Kazılarda, 2 bin 100 yıllık Ana Tanrıça Kibele Heykeli ile 3 büyük heykel ve yaklaşık 2 bin parça tarihi eser bulundu. 1'inci derece 'Arkeolojik Sit Alanı' olan kaledeki kazılarda ayrıca, yaklaşık 300 basamaklı merdiven ile milattan önceki dönemlere ait olduğu değerlendirilen pişmiş topraktan çatı kiremitleri ve duvar örgüsü seramik parçalarına ulaşıldı. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Büyükşehir Belediyesi tarafından 2 yılda sağlanan 1 milyon 577 bin lira destekle kazı çalışmaları yürütüldü. Bu yıl sona eren çalışmaların önümüzdeki yılda devam edeceği belirtildi.
UNESCO'YA BAŞVURULDU
Kalenin, UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'ne alınmasıyla ilgili de çalışmalar başlatıldı. İl Kültür ve Turizm Müdürü Uğur Toparlak, kalede bulunan eserlerin Ordu'ya yapılacak olan Arkeoloji Müzesi'nde sergileneceğini belirtti.
Arkeolojik kazılarda kibele heykelinin bulunmasının ardından 2 yıldır Kurul Kalesinin yoğun şekilde ziyaret edildiğini, bulunan eserlerinde Ordu'da yapılacak olan arkeoloji müzesinde sergileneceğini belirten İl Kültür ve Turizm Müdürü Uğur Toparlak, "Kurul'da 2010 yılında arkeolojik araştırma kazısı başlattık. Her yıl çalışmalar düzenli devam etti. Kalede kibele heykeline ulaştık. Önemli arkeolojik eserlere sahip olduk. Bu yılda kibelenin partneri diye bildiğimiz iki eğlence tanrıçası bulduk. Kültür varlığı ve Ordu'nun tarihi adına önemli bulgulara ulaştık. Ordu, Kurul kalesi çalışmasıyla tarihini yeniden yazıyor. Bu eserleri bölgemizdeki en büyük müze olma özelliğine sahip, açacağımız müzemizde teşhir etmeyi planlıyoruz. Müze çalışmaları sürüyor" dedi.
'YOĞUN ZİYARET EDİLİYOR'
Kurul'da bulunan kibele heykeliyle bölgenin yoğun şekilde ziyaret edildiğine de dikkat çeken Toparlak, "Çalışmalara başladıktan sonra önemli ziyaretçi sayılarına ulaştık. Kale içinde yeni mimari özellikler, değerler bulduk. Bunlar bölgedeki insanların ilgisini uyandırdı. Kentte ziyaretçi sayısı bir anda hem yükseldi, hemde Kurul'a gelen ziyaretçi yüksek oldu. Özellikle kibele bulunduktan sonra 1 milyona yakın ziyaretçi Kurul kalemizi ziyaret etmiş oldu" diye konuştu. 

Görüntü Dökümü
-------------
-Kurul kalesinden görüntü (drone)
-Arkeolojik kazı çalışmalarından görüntü
-Kibele heykelinden görüntü
-Uğur Toparlak ile röportaj

Süre: 4.07 dk. Boyut: 612 MB

Haber-Kamera: Nedim KOVAN - ORDU/

===================

Dünya birincisi Damal bebeği, ailelerin geçim kaynağı oldu

Ardahan'ın Damal ilçesinde kadınların ürettiği Türkmen kıyafetli Damal bebeği, seri üretime geçilmesiyle birlikte ailelerin geçim kaynağı oldu. Japonya’da dünya birincisi seçildikten sonra büyük rağbet gören Damal bebeğini 70 ila 100 lira aralığında satan Damallı kadınlar, elde ettikleri gelirle aile ekonomisine katkı sağlıyor.
Damal ilçesine bağlı Seyitveren köyünde yaşayan 70 yaşında ki Gülfidan Atmaca, henüz 13 yaşındayken annesinin yöresel giysilerinden örnekler alarak oyun amaçlı bebekler yapmaya başladı. Atmaca gençlik çağında da aynı bebekleri yaparak yakınlarına hediye etti. Türkmen kültürünün hakim olduğu ilçede bebekleri dilden dile dolaşmaya başlayan Gülfidan Atmaca'nın hediye ettiği bir bebeğin İstanbul'da ki bir sergide çok beğenilmesiyle birlikte Damal bebeği 1986 yılında Japonya'da yarışmaya katıldı. Yöresel bebekler kategorisinde katıldığı yarışmada Türkmen kıyafetleri giydirilen Damal Bebeği birinci seçildi. Kaymakamlık tarafından 2002 yılında patenti alınan Damal Bebeği, o tarihten itibaren Barbie bebeklerine rakip olarak piyasada yer bulmaya başladı. Dünya birincisi seçildikten büyük rağbet gören Damal bebeğini 70- 100 lira aralığında satan Damallı kadınlar, elde ettikleri gelirle aile ekonomisine katkı sağlıyor.
AİLELERİN GEÇİM KAYNAĞI OLDU
Japonya’daki birinciliğinin ardından çok rağbet gören Türkmen kıyafetli bebeklere talep artınca, Damallı kadınlar bu işe merak sardı. Damal bebeğinin annesi olarak tanılan Gülfidan Atmaca, açtığı kurslarla yöre kadınlarına Damal Bebeği üretimini öğretti. Kaymakamlık ve Halk Eğitim Merkezleri de bu işe yönelince seri üretimi yapılan Damal Bebeği, ailelerin geçim kaynağı haline geldi.
Halk Eğitim Merkezinde açılan kurslarda ve evlerinde Damal Bebeği üreten Damallı kadınlar, üç günde ürettikleri bir bebeği boyutuna göre 70 ila 100 lira arasında satarak aile bütçesine katkı sağlıyor. Damal Bebeği satarak geçimini sağlayan kadınların kimisi çocuklarını okutuyor, kimisi de ev yapıyor.
Damal bebeğinin annesi 70 yaşında ki Gülfidan Atmaca, “Bu bebeklerin kıyafeti bizim eski giysilerimiz. Keten, tor, koçak, yelek gibi hepsinin bir ismi var. Bunların hepsi tek tek yapılıyor. Al, yeşil, sarı dağlarımızın çiçekleriyle bir de gök kuşağımızın rengini kadınlarımız yapar, giyerler. Her yaşın giyimi başkadır. Ben 70 yaşındayım, iki katlı evi bu bebeklerden kazandığım parayla yaptım. Kimseden bir kuruş destek almadım. Şuan bile 250 bebek siparişim var. Ama gençlerimiz bu işe heves etmiyor" diye konuştu.
Halk Eğitim Merkezindeki kursta bebek üreten kadınlar ise açılan kurslarda bebek üretip satarak çocuklarını okuttuklarını, geçimlerini bu şekilde sağladıklarını söyledi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
------
-Damal bebeklerinden genel detay
-Kadınların bebek üretiminden genel detay
-Kadınalrın Damal Bebeğini anlatması
-Röportajlar

(Süre: 5 dk. Boyut: 558 Mb.)

Haber-Kamera: Dinçer AKTEMUR/ARDAHAN, ()

===================

Aydın'ın Çine ilçesine 485 kişi aranıyor

AYDIN'ın Çine ilçesinde her geçen yıl nüfusun giderek azalması nedeniyle CHP'li Çine Belediye Başkanı Enver Salih Dinçer, hemşehrilerinin memleketlerine dönmeleri için kampanya başlattı. Başkan Dinçer, 49 bin 515'e düşen nüfusun yeniden 50 binin üzerine çıkması için 485 kişinin gerektiğini ve ikametgahını Çine'ye aldıran her vatandaşa sertifika vereceklerini söyledi.
Çine'nin 2016 yılında 49 bin 888 olan nüfusu, 2017 yılı Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre 373 kişi azalarak, 49 bin 515'e düştü. Son 10 yılda her sene ortalama 430 kişi ilçeden göç etti, nüfus 50 binin altına düştü. Eğer 2019 yılına kadar Çine'nin nüfusu 50 binin üzerine çıkmazsa, birçok kazanımı elinden gidecek. Bunun önüne geçmek için CHP'li Çine Belediye Başkanı Enver Salih Dinçer, Aydın Çineliler Derneği Başkanı Altuğ Karaköse ile kampanya başlattı.
Nüfusun azalmasının Çine'yi birçok imkandan mahrum bırakacağını belirten Belediye Başkanı Enver Salih Dinçer, "2014 seçimlerine 50 binin üzerinde bir nüfusla katılmıştık. 25 belediye meclis üyemiz var. Aydın Büyükşehir Belediyesi'nde 5 Büyükşehir meclis üyesi ile temsil ediliyoruz. 4 belediye başkan yardımıcımız mevcut. İller Bankası'ndan nüfusumuza göre gelen bir payımız var. Ancak her yıl göç veriyoruz. Sürekli nüfusta azalma ve eksilme oluyor. Büyükşehir Yasası ise mahalleye dönüştürülen 65 köyümüz var. Özellikle buralardan çok göç veriyoruz. Stratejik olarak çok önemli bir yerdeyiz. Kuşadası, Didim ve Bodrum gibi tarihi bölgelerin tam merkezindeyiz. Genç nüfus bu bölgelere gittiği için nüfusumuz azalıyor. İlçemizde işle ilgili bir sıkıntı yok. Ama özellikle sosyal ve kültürel açıdan eksik olmamızdan dolayı gençler daha sosyal olan sahil bölgelerine gidiyor. 31 Aralık 2017 itibari ile nüfusumuz 49 bin 515. Bu yıl da yaklaşık 250 kişi göç verdiğimizi düşünerek, nüfusumuzu arttırmak için çalışmalıyız. 2019 yerel seçimlerine nüfusumuzu 50 binin üzerine çıkartarak girmek istiyoruz" dedi.
Bunun için bir kampanya başlattıklarını belirten Başkan Dinçer, "Aydın Çineliler Derneği ile birlikte görüşmeler yaptık. Ülkemizin neresine gidersek mutlaka bir Çineli ile karşılaşıyoruz. Bu saatten sonra buradan yolu geçen, havasını koklayan suyunu içen Çineliler'den ricamız, 31 Aralık'tan önce ikametgahlarını buradaki evlerine aldırmaları. Burada oy kullanıp, kullanmamaları bizim için çok önemli değil. Önemli olan 31 Aralık öncesinde ikametgahlarını burada göstermeleri" diye konuştu.
SERTİFİKA VERİLECEK
Nüfusun yüksek olmasının kendileri için çok önemli olduğunu vurgulayan Başkan Dinçer, şöyle devam etti:
"Çine'yi Aydın Büyükşehir Belediyesi'nde 5 meclis üyesi temsil ederken, bu sayıda 3'e inecek. Yani temsil hakkımız düşecek. İller Bankası'ndan kişi başına aldığımız pay da nüfus düştüğü zaman azalacak. Bu nedenle vatandaşlarımızdan ikametgahlarını buraya aldırmalarını istiyoruz. Memleketine hizmet etmenin bir maddi karşılığı olmadığını düşünüyoruz. Nüfusunu buraya aldıran her vatandaşımıza ömür boyu saklayabilecekleri bir sertifika takdim edeceğiz."
"NEREDE BİR ÇİNELİ VARSA ORAYA GİDİYORUZ"
Aydın Çineliler Derneği Başkanı Altuğ Karaköse ise Ege Bölgesi'nde çok Çineli olduğuna dikkati çekip, "İşimi gücümü bıraktım kendimi Çine'nin nüfusunu arttırmaya adadım. Nerede bir Çineli varsa ayağına kadar gidip, durumu anlatarak memleketlerine dönmelerini sağlamak için elimizden geleni en son güne kadar yapacağız" dedi.
ÇİNE GÖÇ VERİYOR
TÜİK verilerine göre Çine'nin 2007'de 53 bin 820 olan nüfusu, 2008'de 53 bin 694, 2009'da 53 bin 32, 2010'da 52 bin 841, 2011'de 52 bin 167, 2012'de 51 bin 393, 2013'te 51 bin 20, 2014'de 50 bin 585, 2015'de 50 bin 241'e, 2016'da 49 bin 888 ve 2017'de 49 bin 515'e geriledi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
---------
-Çine genelinden görüntü
-İlçe girişinden görüntü
-CHP'li Çine Belediye Başkanı Enver Salih Dinçer ile röp.
-Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Burhan CEYHAN / AYDIN, ()

================

'Panorama 1326' Bursa tarihine ışık tutuyor

Tarihi kimliğiyle ön plana çıkan Bursa'nın asırlar öncesindeki dönemlerine ışık tutan Panorama 1326 Bursa Fetih Müzesi, resmi açılışı henüz gerçekleşmemesine karşın ziyaretçi akınına uğruyor. Özellikle günümüzün modernizmi ile aynı zamanda bir kültür merkezi haline gelen müzeyi Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar, "Şehre yeni bir silüet kazandıracak bir yapı" olarak tanımlıyor.
Dünyanın ikinci tam panoramik müzesi olan ve Bursa’da Osmangazi Belediyesi’nin hayata geçirdiği 'Panorama 1326 Bursa Fetih Müzesi', şehrin tarihi kimliğini yansıtıyor. Bursa’nın 1326 yılındaki fethini gösteren panoramik eserin yer aldığı müze aynı zamanda bir kültür merkezi olarak da kullanılıyor. Henüz resmi açılışı gerçekleşmemesine rağmen ziyaretçi akınına uğrayan müzeyi halkın ziyaretine açılışından itibaren bir ayda 51 bin 500 kişi gezdi. Üstelik her geçen gün bu rakam daha da artarken, Bursa’yı ziyarete gelen politikacılardan tarihçilere kadar pek çok önemli isim de müzeyi görerek, içerisindeki tarihe tanıklık ediyor.
"KÜLTÜR MERKEZİ HÜVİYETİNDE"
2009 yılında göreve geldiğinde Kırım ziyaretinde gördüğü bir müzeden esinlendiğini kaydeden Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar, uzun yıllar yapılan çalışmalar sonucunda müzenin şehre kazandırıldığının altını çizdi. 2010’dan itibaren kamulaştırma ile birlikte sanatsal çalışmalara da başlandığı müze için ilk kazmanın 2015’in Haziran ayında vurulduğunu kaydeden Başkan Dündar, “Bu yılın şubat ayında da sanatsal faaliyetlerin montajı başladı. Ekim itibariyle de ziyaretçi almaya başladık. Burası kültür merkezi hüviyetinde. Değişik etkinliklerin yapıldığı, sinema salonları, millet kıraathanesi, kafeterya, hediyelik eşya satış yerinin dışında yine 16 tane tablo ile Bursa’daki 6 padişahı ve o dönemde yaşanan olayları resmeden bir kültür merkeziö dedi.
"SAVAŞI DEĞİL, BARIŞI RESMEDİYOR"
Müzede yer alan panoramanın bir yönüne daha dikkat çeken Başkan Dündar bunu ise şu sözlerle açıkladı:
“Tüm dünyada bu tür çalışmalar genelde savaşı resmeder, bu çalışmamız ise barışı resmediyor. Burada Osmanlı kuruluş felsefesini anlatıyoruz. Şehri fethedip orada bir yağma söz konusu değil. Güvenlik içerisinde vatandaşları Bizanslılar teslim alıyor, şehri terk ediyor. Tabii onlara teminat veriliyor, can ve mal güvenliği teminat altına alınıyor. Dolayısıyla kalmak isteyen kalabilir deniliyor, yüzde 40’ının burada kaldığı söyleniyor. Kuşatma altında 23 yıl kalan bir şehir neticede; dolayısıyla içerideki insanların ihtiyaçları, yokluk durumu göz önüne alınarak Osmanlı’nın onları ağırlaması, ikramda bulunması yani Osmanlı felsefesinin hoşgörü, kardeşlik, barış, her kültürün burada yaşayabileceği teması burada işlenmiş oluyor.ö
ZİYARETÇİLER HAYRAN KALIYOR
Günümüzün modern yapısıyla birleştirilerek şehrin tarihi dokusuna ışık tutan müze diğer yandan oldukça yoğun ilgi görüyor. Başkan Dündar, müzenin en çarpıcı bölümü olan panoramayı tasvir ederken “Panoramanın ayrı bir gizemi var. 3 boyutlu çalışmayı görüyorsunuz, içeriye girdiğiniz anda kısa bir an adaptasyon süreci yaşanıyorö sözlerini kullanırken, gördüğü ilgi içinse “Ekim ayından bugüne 47 farklı ülkeden ziyaretçi geldi. Bursa turizmi adına ciddi bir katkısı olacak. Dünya Panoramalar Birliği’nin temsilcileri de buraya geldi. Onlar da dünyanın en iyisi olduğunu buraya gelip gördükten sonra tescil etti. Ziyaretçilerimiz burada çok farklı bir ortamın ve güzelliğin olduğunu söyledilerö diye konuştu.
AYNI ZAMANDA ÇEVRECİ BİR BİNA
Şehrin tarihine işaret ettiği kadar bir mühendislik harikası da olan müzenin mimari ve teknik olarak çok özel bir bina olduğunun altını çizen Başkan Dündar, “6 Nisan 1326’yı anlatıyoruz fakat modern bir yapı. Çevreci bir yapı. Yeşil bina konseptinde güneş enerjisinden elektrik üretiyoruz, yağmur suyunu kullanıyoruz. Yüzde 35 enerji tasarrufu sağlayan bir bina. Kubbenin altı bin kişilik salon ve gösteri merkezi. Farklı etkinlikler, sergiler yapılıyor. Yani burası çok yönlü çok amaçlı kullanılabilecek bir mekan olarak şu an rağbet görüyorö ifadelerini kullandı.
Bursa turizmine de önemli katkılar sağlayacak müze, lokasyonu itibariyle de Bursa’nın birçok tarihi yapılarına yürüme mesafesi uzaklığında yer alırken, son olarak Başkan Dündar bu çalışmalarını “Çok yönlü düşünülmüş, şehre yeni bir silüet kazandıracak bir yapıö şeklinde tanımladı. Resmi açılış tarihi henüz kesinleşmeyen müze, yerli ve yabancı ziyaretçilerini ağırlamaya devam ediyor.

Görüntü dökümü;
-----------------------------
-Dündar ile röportaj
-Müzenin havadan görüntüleri - Drone
-İç mekanlardan detaylar
-Panoramadan detaylar
-Tablolardan detaylar
Süre: 5 dakika 14 saniye, 352 MB

Haber-Kamera: Gürkan DURAL/BURSA,()

==============

Anneler zilin çalmasını beklerken dans ediyor

İzmir'in Konak ilçesindeki Necatibey İlkokulu'nda çocuklarının dersten çıkmasını bekleyen veliler, halk oyunları eğitimi alıyor. Hem öğretmenlerle hem de öğrencilerle iletişimlerini güçlendiren anneler, eğitim öncesi zumba yaparak ısınıyor.
Necatibey İlkokulu'nda dersteki çocuklarını bekleyen velilere kültürel miras halk oyunları öğretiliyor. Sağlıklı yaşam için zumba yapan anneler, çocuklarıyla birlikte katılacakları yıl sonu gösterisine hazırlanıyor. Okullar Hayat Olsun Projesi kapsamında velilerin de okul içerisinde kaliteli vakit geçirmesini istediklerini anlatan Necatibey İlkokulu Müdürü Aslı Esra Kaplan, çalışmaların, öğretmen veli ilişkilerine olumlu yansıdığını söyledi. Tam gün eğitim verilen Necatibey İlkokulu'nda öğrencilerin saat 12.20'de öğle tatiline çıktığını belirten Kaplan, "Velilerimiz öğle tatilinde öğrencilerine yemek getiriyor. 13.00'ten 14.30'a kadar çocukların dersi devam ediyor. Velilerimiz bu zaman zarfında boş kalıyor, kimileri bahçede kimileri okul dışındaki kafelerde öğrencilerini bekleyerek vakit geçiriyordu. Onların da kaliteli zaman geçirmediklerini fark ettik. Spor salonumuzu onlara ayırarak kültürel mirasımız olan halk oyunlarını velilerimize öğretmeye başladık" dedi.
Öğrencilerin de çocuk kulüplerinde halk oyunlarını öğrendiklerini kaydeden Kaplan, böylece aile içindeki anne çocuk ilişkisinin de güçlendiğini ifade etti. Hem anneler hem öğrencilerin eş zamanlı olarak halk oyunlarını öğrendiklerini dile getiren Müdür Aslı Esra Kaplan, "Konak Halk Eğitim Merkezi ile işbirliği yaptık. Katılımcılar kursun başında ve sonunda zumba çalışmaları yaparak kendi koordinasyonlarını sağlıyor. Bu çalışmaların olumlu etkilerini gördük. Veliler okula gelirken çekingenlik duyuyor, isteksiz davranıyorlardı. Şimdi okula koşarak geliyorlar. Öğrenciler de okulun farklı bir yönünü gördüler. Onlar için okul sadece ders işlenen sıkıcı bir dört duvar değil, annelerinin gelip halk oyunları öğrendiği, dans ettiği, sosyalleştiği bir ortam oldu. Annelerinin buradan gülerek çıktığını gören çocuklar daha mutlu olmaya başladı" diye konuştu.
ÖĞRETMENLER DE KATILIYOR
Necatibey İlkokulu sınıf öğretmeni Seval Köylü de fırsat buldukça bu etkinliğe destek verdiklerini söyleyerek, "Okul müdürümüzün Halk Eğitim Merkezi ile kurduğu iletişim sayesinde kurs öğretmeni eşliğinde velilerimiz bu etkinliğe katılıyor. Biz de fırsat buldukça onlarla beraber oluyoruz. Velilerimiz çocuklarını okula bıraktıktan sonra güzel vakit geçiriyor. Bu çalışmayı biz de destekliyoruz. Zaman buldukça diğer öğretmenlerle birlikte katılacağız. Velilerle beraber bir faaliyette bulunmak hem onlar hem de bizim açımızdan iletişimi güçlendiriyor" dedi.
EVDE ÇOCUKLARLA GÖSTERİYE HAZIRLIK
Okulda 1 ve 4'üncü sınıfa giden iki çocuğunun eğitim aldığını anlatan velilerden Havva Uzun, dans etkinliği sayesinde sosyalleştiklerini belirtti. Uzun, "Ben de burada arkadaşlar edindim ve sosyalleştim. Çocuklarımız da halk oyunları kursu görüyor. Evde hareketleri birbirimize gösteriyor, keyifli vakit geçiriyoruz. Dışarda boş oturmak yerine bu aktiviteye katılmaktan çok memnunum" diye konuştu. Kızının ikinci sınıfta okuduğunu söyleyen Alev Aytar ise çalışan bir anne olarak çocuklarıyla kaliteli vakit geçirmek istediğini söyleyerek, "Bu aktiviteyi duyunca şaşırdım. İlk kez bu okulda bunu duydum. Ben ayrıca spor yapıyorum. Ama burada çok daha güzel vakit geçiriyoruz. Diğer velilerle de kaynaşıyoruz. Çocuklarımızla iletişimimiz de güçleniyor. Bu aktivite bize çok iyi geldi. Velilerle dışarda da görüşmeye başladık" dedi. Uzun zamandır böyle bir etkinliğe katılmadığını anlatan Huriye Korkmaz da şunları söyledi:
"Çocukları okula bıraktıktan sonra zamanımızı bu şekilde değerlendiriyoruz. Ben daha önce de halk oyunları oynamıştım. Bu aktiviteyi devam ettirdiğim için mutluyum. Eşim de gayet memnun. Sene sonunda güzel bir gösterimiz olacak. Çocuklarla birlikte bir gösteri yapacağız."

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
---------
-Velilerin zumba yaparak ısınmasından görüntü,
-Annelerin eğitmen eşliğinde halk oyunları öğrenmelerinden görüntü,
-Müdür Aslı Esra Kaplan ile röp,
-Velilerle röp.

Haber: Nevra UÇKAÇ - Kamera: Mücahit BEKTAŞ / İZMİR, ()

=================

Şifa niyetine diktiği pepino gelir kaynağı oldu

MANİSA'nın Saruhanlı ilçesinde yaşayan 40 yaşındaki İsmail Eroğlu, şeker hastası yakınının sağlığına yararlı geleceğini öğrendiği pepino meyvesinin 4 fidanıyla dikerek başladığı işte, bugün 4 dönümlük serasında 20 tona yakın üretim yapıyor.
Manisa Organize Sanayi Bölgesi'nde televizyon üreten bir fabrikada 10 yıl işçi olarak çalışan evli ve iki çocuk babası İsmail Eroğlu, şeker hastası olan amcasının oğlunun sağlığına ne iyi gelir diye internetten araştırma yaptı. Kavuna benzer aroması olan pepino meyvesinin iyi geldiğini öğrenen Eroğlu, 4 fidan edindi. Çevresinden gelen talepler üzerine Eroğlu, pepino meyvesini üretme kararı aldı. Anavatanı Güney Amerika olan meyvenin yetişme iklimine göre, Hacırahmanlı Mahallesi'nde kapalı bir sera kurdu. Eroğlu, işi büyütünce fabrikadaki işini bıraktı. Türkiye'nin farklı bölgelerinden gelen siparişler üzerine alanını büyüten Eroğlu, bugün 4 dönümlük serasında 20 tona yakın pepino üretimi yapıyor.
Talepler üzerine üretimi arttırdığını belirten Eroğlu, "Şu anda 20 bin fidanım var. Yıllık 1 milyon pepino üretme kapasitesine ulaştım. Pepinonun saksılı olarak fidesini ya da meyvesini satıyoruz. Tarla ekimlerine genelde fide olarak yolluyoruz. İsteyene meyveli, isteyene meyvesiz haliyle yolluyoruz. Türkiye'de çok nadir yetiştirilen bir bitki. Meyveli saksıyı 15 liraya, pepino fidanlı saksıyı 10 liraya ya da sadece meyveyi isteyene tanesi 5 liradan satıyoruz" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------
- Pepino'dan görüntü
- Pepino'nun dalından koparılmasından görüntü
- Pepino kesilmesinden görüntü
- Seradan görüntü
- İşletme sahibi İsmail Eroğlu röp.
- Genel ve Detay görüntü

Haber- Kamera: Cemil SEVAL/MANİSA,()

=================

Bu ilçeye tünellerle ulaşılıyor

Artvin'in Yusufeli ilçesinde, Çoruh Nehri üzerinde yapımı süren, 270 metre gövde yüksekliği ile Türkiye'nin en yüksek, dünyanın ise Çin'deki 292 ve Gürcistan'daki 272 metre yüksekliğindeki barajlardan sonra çift eğrilikli ince kemer baraj tipi kategorisinde 3'üncü en yüksek barajı olacak Yusufeli Barajı, ilçe merkezi ile 4 köy Vve karayolu sular altında bırakacak. Baraj suları altında kalacak ilçeye yapılan 67 kilometrelik yeni yolun 54 kilometresi 39 tünelle geçildi. Yol güzergahında ise 3.8 kilometre uzunluğunda 20 köprü yer alıyor.
Türkiye sınırları içerisinde 410 kilometrelik uzunluğa sahip Kuzeydoğu Anadolu'nun en büyük nehirlerinden olan Artvin'deki Çoruh Nehri üzerinde 26 Şubat 2013 tarihinde dönemin Başbakan'ı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından telekonferans bağlantısı ile temeli atılan Yusufeli Barajı ve HES Projesi inşaatı sürüyor. 270 metre gövde yüksekliği ile Türkiye'nin en yüksek, dünyanın ise Çin'deki 292 ve Gürcistan'daki 272 metre yüksekliğindeki barajlardan sonra çift eğrilikli ince kemer baraj tipi kategorisinde 3'üncü en yüksek barajı olacak Yusufeli Barajı, ilçe merkezi ve 4 köy ve karayolu sular altında kalacak. Baraj suları altında kalacak ilçeye yeni ulaşım yolu yapıldı. Artvin-Yusufeli arasındaki 67 kilometrelik yeni yolun, yüzde 80'i dağların içinden tünellerle geçirildi. 67 kilometrelik yolun 54 kilometresi 39 tünelle geçildi. Yol güzergahında ise 3.8 kilometre uzunluğunda 20 köprü yer alıyor. Ulaşıma açılan yeni yol ilçeye ulaşımı kolaylaştırdı. Artvin-Yusufeli arasındaki yeni yolu kullanan sürücüler eski yola nazaran ulaşımın kolaylaştığını söyledi. 
SÜRÜCÜLER TÜNEL GİRİŞ-ÇIKIŞLARINDAN DERTLİ
Sürücü Nizamettin Akyürek, yeni yolun ulaşımı kolaylaştırdığını belirterek "Yol iyi oldu. Eskiden ilçeye ulaşım daha zordu. Ancak tüneller virajlı oldu. Tünelsiz olsaydı daha iyi olurdu. Ancak buna imkan yoktu" dedi. 
TIR sürücüsü Cemil Bilir de "Tüneller yaz-kış sürücülere avantaj sağlar. Ancak bazı tüneller çok sıkıntılı ve tehlikeli. Tünellerin bazılarının giriş-çıkışları tehlikeli. Çok ani virajlar var. Tünel içindeki virajlarda iki tane büyük araç yan yana geldiği zaman geçiş yapmakta zorlanıyor" diye konuştu. 
Sürücü Mikail Gür ise "Artvin’de tünellerin çok olması daha iyi. Çünkü doğa şartları zor. Artvin dağlık bir kesim. Açıktan yol yapmak da bu nedenle zor. Tüneller güzel ama giriş çıkışları biraz daha virajsız yapılabilirdi" ifadelerini kullandı. 

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-----------
Tünellerin drone ile görüntüsü
Anons
Hızlandırılmış tünel geçişi
Tünellerden detay
Röportajlar
Genel detaylar

BOYUT:492 MB

HABER: SELÇUK BAŞAR  KAMERA: Adem GÜNGÖR/ARTVİN-