DİYARBAKIR'da, 7 yaşındaki 4 kız öğrencisine cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla tutuklanan öğretmen A.D.'yi (25), mağdur ailelerinin şikâyetlerini geri çekmesine rağmen 36 yıl hapis cezasına çarptıran mahkeme heyeti, gerekçeli kararını açıkladı. Kararda, mağdur velilerinin cinsel istismardan haberdar olmalarına rağmen, mağdurelerin yaşları, cinsiyetleri ve sosyal baskı dikkate alındığında bildiklerini söylemeyerek ve sanıktan şikâyetçi olmayarak olayın üstünün kapanmasını sağlama düşüncesinde olabilecekleri belirtildi. Mahkeme heyeti, eylemin şikâyete tabi bir suç olmaması nedeniyle mağdur velilerinin şikâyetçi olmamalarının, sanığa ceza verilmesine ilişkin kanaati değiştirmediğini vurguladı.
Diyarbakır'da, bir ilkokulda ücretli öğretmenlik yapan A.D., 2 Mayıs 2016 tarihinde kimsenin olmadığı bir sınıfta 7 yaşındaki öğrencisine cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla yakalandı. Durumun polise bildirilmesi üzerine olayla ilgili soruşturma başlatılırken, gözaltına alınan A.D., tutuklanarak cezaevine gönderildi. Soruşturma kapsamında okulda ifadeleri alınan 4 çocuk öğretmenlerinin kendilerine aynı davranışlarda bulunduğunu anlattı. Hazırlanan iddianamede, A.D.'nin 7 yaşındaki 4 öğrenciye karşı 'Çocuğun cinsel istismarı' suçundan 48 yıl hapisle cezalandırılması istendi.
AİLELERE RAĞMEN 36 YIL CEZA
İddianamenin kabul edilmesinin ardından, tutuklu sanık A.D.'nin yargılaması Diyarbakır 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapıldı. Savunmasında hiçbir öğrencisine cinsel içerikli davranışta bulunmadığını belirten A.D., beraatini istedi. Duruşmada ifadesi alınan mağdur çocukların ailesi ise sanık öğretmenden şikâyetçi olmadıklarını söyledi. Mahkeme heyeti, sanık A.D.'yi bir çocuğa karşı işlediği iddia olunan cinsel istismar eyleminden beraat ettirdi. Sanığı 3 mağdura karşı 'Çocuğun cinsel istismarı' suçundan 36 yıl hapis cezasına çarptıran mahkeme heyeti, sanığın pişmanlık duymayışı ve cezanın geleceği üzerindeki olası etkisini dikkate alarak herhangi bir indirim de uygulamadı. Sanığın suçları memuriyet yetkisini kötüye kullanarak işlediğini ifade eden mahkeme heyeti, A.D.'nin cezalarının infazından sonra işlemek üzere, 12 yıl boyunca memuriyetten men edilmesine karar verdi.
'MAKAS ALMAK CİNSEL İSTİSMAR DEĞİL'
Gerekçeli kararını bildiren mahkeme heyeti, sanığın bir öğrenciye karşı cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla hakkında beraat kararı verilmesinin nedenini açıkladı. Mahkeme heyeti, öğrencinin sınıfta sorulan soruyu doğru cevaplaması neticesinde öğretmeninin yanağından makas almasının cinsel istismar ya da sarkıntılık olarak nitelendirilmesinin mümkün olmadığını kaydetti. Sanığın 3 öğrenciye karşı yaptığı eylemlere dikkat çeken mahkeme heyeti, A.D.'nin öptüğü bir çocuğun boynunda morarma oluştuğunu kaydetti.
'AİLELER OLAYIN KAPANMASI DÜŞÜNCESİNDE OLABİLİR'
Mağdurların yaşları ve ifadeleri dikkate alındığında kendilerine yönelik eylemleri bire bir anlattıkları halde, bu eylemleri iyi-kötü ya da doğru-yanlış davranış noktasında ayırt etme yetilerinin tam gelişmediği vurgulanan kararda, şöyle denildi:
"Mağdurların, yaşlarının küçüklüğü nedeniyle bu davranışların kötü niyetli olmadığını zannetmeleri ve velilerine anlatmamaları hayatın olağan akışına uygundur. Bir başka ihtimal olarak mağdurlar, sanıktan veya velilerinden duyduğu korku, utanma veya sanığın tembihlemesi ile bu eylemleri velilerine söylememiş olabilirler. Mağdur velileri, eylemlerden haberdar olmalarına rağmen, mağdurların yaşları, cinsiyetleri ve sosyal baskı dikkate alındığında bildiklerini söylemeyip, sanıktan şikâyetçi olmayarak, olayın üstünün kapanmasını sağlama düşüncesinde olabilirler. Eylemin şikâyete tabi bir suç olmaması sebebi ile mağdur velilerinin olmamaları, sanığın cezalandırılmasına ilişkin kanaati değiştirmemiştir."
'TANIK ÖĞRENCİLER, İFADE DEĞİŞTİRDİ'
Tanık olarak dinlenen 4 öğrencinin, öğretmenin mağdurları öpmediği, kucağına almadığı ve bu davranışları hatırlamadığını söylediklerine dikkat çekilen gerekçeli kararda, şunlar kaydedildi:
"Tanıklar, rehber öğretmenleri ile yaptıkları görüşmede yer, zaman ve olay bakımından eylemleri net olarak anlatmalarına rağmen, yargılamanın geldiği son aşamada, velilerinin yönlendirmesi ile tüm ifadelerini değiştirerek 'Görmedik, duymadık, hatırlamıyoruz' şeklinde, olayın üstünü kapatır mahiyette ve detay içermeyen beyanlarda bulundukları anlaşılmıştır. Tanıkların rehber öğretmen tarafından alınan olaya uygun, eylemleri açıkça nitelendiren, kimsenin müdahalesi olmaksızın, ilk aşamada, sıcağı sıcağına alınan beyanlarına üstünlük tanınmıştır. Mağdurlara karşı cinsel arzuları tatmine yönelik bu davranışların bir öğretmenin öğrencisine duyduğu sevgi, ilgi ve şevkat sebebi ile yapıldığının kabul edilmesi hayatın olağan akışına uygun değildir. Hatta, eylemlerin sarkıntılık düzeyini de aşarak, cinsel istismar boyutuna ulaştığı sonucuna varılmıştır."