Her işimiz planlı, programlı, projeli, kaliteli, verimli, yüksek standartlı olmalı. Öyle aklımıza geldiği gibi baştan savma işler yapmamalı. Yüksek uzman ortak aklı kullanmalı. Araştırma, geliştirme, inovasyon, bilim, teknik, uygulama, geliştirme yapmalı. Her işimiz yüksek stratejik planla yüksek standartlar taşımalı. Kalite kontrol yapan kurumları devreye sokup, denetletmeli. Denetleme, kontrol, disiplin olmalı. İşlerimiz bize ve başkalarına güven vermeli. İç ve dış etkenlerden olumsuz etkilenmemeli. Toplam kalite yönetimine uygun olmalı. Doğa koşullarından etkilenmemeli. Dayanıklı, sağlam, estetik olmalı. Bin yıl ayakta kalabilecek işler yapmalı. Kalite esas olmalı. Sağlamlık, dayanıklılık asıl olması gereken olmalı. Hiçbir özellikten ödün vermemeli.

Araştırma- Geliştirme yapmadan hiçbir iş yapmamalı. Her zaman değişimden, yenilenmeden, dünyayı takıp etmeden yana olmalı. Veri toplamadan hiçbir işe başlamamalı. Halkın beklentileri anketlerle öğrenilmeli. İşin mutlaka temizlik, sadelik, etik, ahlakı boyutu olmalı. Kaliteyi, beğeniyi artırma, geliştirme çalışmaları yapmalı. Çalıştırdığımız elemanlar mesleğinde en yüksek yetenekli, becerikli, tanınmış elemanlar olmalı. Ufukları olmalı. Mal, moloz olmamalı. Yaptığı işler depreme, sele, heyelana, rüzgâra, yıldırıma, doğal afetlerde telef olmamalı. Bir iş yapılırken jeolojik, astronomik, meteorolojik, doğal afetler her yönü ile düşünülerek yapılmalı.

İşlerimiz yapılırken, olur- olmaz her olasılık düşünülerek yapılmalı. 100-1,000 yıl sonra ne olur, olasılıkları düşünülerek işleri yapmalı. Bugün ülkemizde doğru dürüst üstün nitelikli mimar, mühendis yoktur. Olmadığı için büyük projelerimiz hep yabancılara yaptırıyoruz. Bunun içinde büyük projeler sağlam olmaktadır. Diğer küçük projeler doğa afetlerinde telef olup, yok olmaktadır! Bir sürü mal yetiştireceğine, birkaç tane adam gibi adam yetiştirmeli. Bizde her şeyden on binlerce hatta yüz binlerce vardır. Ama bir yüz binden bir adam çıkmamaktadır. Bunun zararını devlet, millet olarak hep görmekteyiz. Kalkınıyoruz, diye sevinirken, dibe vuruyoruz! Bu yapılaşmada, ekonomide, eğitimde- öğretimde, üretimde hep böyle olmaktadır.

Hizmette kalite yoktur. İşi dosdoğru, iyi, güzel, estetik yapan yoktur. Halkın beklentilerini karşılayan yoktur. Kalite kavramına inanan yoktur. Kalitesiz insan kaliteden anlamaz. Eşek iyi yemekten anlamaz. Bilim, ilim, teknik bilmeyen, önemini, değerini anlamaz. Kaliteli anne, baba, öğretmen olmadan; öğrenci yetişmez. Eğitimde kalite olmasa, eylemde kalite olmaz, olmamaktadır.

Kaliteli olmayan insanlara hiçbir iş yaptırmamalı. Ama kaliteli insanı da bugünlerde bulmak çok zor olmaktadır. Çünkü sistem kalite üretmemekte, yetiştirmemektedir. Toplum, devlet kaliteli olmasa, kaliteli insan yetiştirilemez. Algılar güzel olmalı. Eylemler doğru olmalı. Sosyal hayat kaliteli olmalı. İnsan görev ve sorumluluklarını bilerek, dosdoğru gerçekleştirmeli. Her an gelişme, kaliteye erişme, geliştirme içinde olmalı. Ülkemizde ve dünyada artık kaliteli insan bulmak çok zor olmaktadır. İnsan dostu, hayvan, bitki, doğa dostu insan bulmak çok zorlaştı. Yeniden sil baştan hayata başlamalı. Önce eğitim- öğretimde kaliteyle işe başlamalı. Her şey güzel bir eğitimin sonucunda iyileşir. Bireyler ve toplum geliştirilmeli.

Birey, devlet, millet olarak bilimsel çalışarak, üretken olmalıyız. Nitelikli, donanımlı, etkili, yetkili, öğrenimli olmalıyız. Hedefe kilitlenip, varmalıyız. Göreve bağlı olmalıyız. Disiplinli, takım çalışması yapan, maddi, manevi varsıl olan olmalıyız. Görevine bağlı, sorumlu, sistemli, her olanağa sahip olan olmalıyız. Yüksek öğrenimli, güzel eğitimli, etik davranışlı, yüksek performanslı olmalıyız. Bireysel ve ekip olarak yüksek değer, gelişim, meslek, başarı sahibi olmalı. Çağdaş, modern, ihtiyaca ve beklentilere cevap veren olmalıyız. Niteliklere sahip olmalıyız.

Eğer yeterli, etkin, olması gereken niteliklere sahip olamazsak, yaptığımız işten hayır ve yarar gelmez. Rize’nin 2 İlçesine ve bir bölgesine yağmur yağar. 30 köprü sele gider. Ordu’nun daha çok Ünye ilçesine yağmur yağdı. Dört büyük köprü ile 8 küçük köprü sele gitti. Eskiden köprüler pabuç ayaklı yapılıyormuş. Şimdi çelik kazık çakmalı yapılıyormuş. Pabuç ayaklı olsa da, ayakların yakınları beton dökülür ki, sel oymasın.  Bu köprülerin pabuç ayaklarını hep sel oymuş. Köprülerin yıkımına neden olmuş. Ufuk, basiret, ileri görüş olmadığından, bunlar her alanda olmaktadır.

Güvenli, güvenilir iş yapmalı. Nitelik, kalite, sağlamlık olmalı. Teknolojiyi tam kullanmalı. Malzemeyi yeterli kullanmalı. Yeterli bilgi, beceri sahibi olmalı. Mükemmel işler yapmalı. Sağlıklı, özgün, evrensel, marka, kaliteli işler yapmalı. Çalışmalarda israf etmemeli. Kendimizin lüksü, konforu için para harcamamalı. Halka güven vermeli. Hak olmasak, halka güven veremeyiz. Başarı oranımız çok yüksek olmalı. İşin yüksek uzmanı olmalıyız. Uzman kişilerle çalışmalıyız. Halkla, meslektaşlarımızla etkin iletişim, diyalog kurmalıyız. İnsan, doğa odaklı çalışmalıyız. Tam kalite ve verimde işler yapmalıyız. Parayı israf etmemeliyiz. Zamanı, kendimizi de israf etmemeliyiz.

Birey, toplum, devlet olarak her zaman millet, devlet yanında olmalıyız. Ülkemizin gelişmesine en çok hizmet etme gayretinde olmalıyız. Halk ile iyi iletişim kurarak, halkı doğru yönlendirmeliyiz. Etkili olmalıyız. Yetkili olmalıyız. Olumlu olmalıyız. Hiçbir bireye, kuruma zerre kadar zarar vermemeliyiz. Devleti, milleti en güzel şekilde yönetmeliyiz. Herkes bulunduğu görevde en iyisini yapmalıdır. Kargaşa, gürültü, kirlilik maddi, manevi anlamda olmamalı. Yönetmeyi bilmeli. Bunun ilmini almalı. Bugün yönetimde olanlar, yönetmeyi bilmemektedir. Bunun içinde pek çoğu başarısız olmaktadır. Yönetim hem doğuştan hem de ilmi edinilen bir kazanımdır. Sorun çözmeyi beceren yönetici azdır. Pek çoğu büyük yanlışlar yaparak, devlete, millete zarar vermektedir.

Yönetici, planlı programlı hareket etmeli. Halkın beklentilerini karşılamalı. Her duruma hazırlıklı olmalı. Hazırlıksız iş yapmaya kalkmamalı. Elemanları doğru yönlendirmeli. İdare etmesini becermeli. Yeni teknikler öğrenip, uygulamalı. Her an gelişmemizi sürdürmeliyiz. Disiplinli, kontrollü, denetimli işler yapmalıyız. Binanın en yüksek katında döner koltukta oturarak müdür, başkan olunmaz. Bugün görevini tam, doğru, dürüst, olması gereken gibi yapan yönetici yok gibidir. Bunun içinde yönetimde, uygulamalarda hoşnutsuzluklar oluşmaktadır. Kişiliksiz kişilerin yönetici olması işin en kötüsü olmaktadır. Egocu hareket edenler çoktur. Hak, hukuk, hakkaniyet, adalet, ihsan ile hareket edilmemektedir. Halk yöneticilerden kaygı duymaktadır. Halk zarara uğratılmaktadır. İstenmeyen yanlış yönetim anlayışları ile halkın karşıtı duruma düşülmektedir. Halkı görmezden gelen yöneticiler olmaktadır. Örnek olan yöneticiler çok az bulunmaktadır. Halk yöneticilerden pek memnun olmamaktadır. Halkı beklentileri karşılanmamakta, yeterli hizmet verilmemektedir.

Halkın sorunlarını anlamak istemeyenler vardır. Bunu daha çok solcular ve materyalistler yaptı. İktidardan öyle bir uzaklaştırıldılar ki, iktidara bir daha gelmeleri çok zordur. Halk, kendine eziyet edeni kolay unutmaz. 100 yıl geçti. Hala dedesine, ninesine yapılan haksızlığı anlatmaktadırlar. Halkı iyi anlamalı. Ona haksızlık etmemeli. Beklentilerini karşılamalı. Halka ilgi duymalı. Doğru yönetmeli. Otoriter davranmamalı. Diktatörlük etmemeli. Kurallar düzenleyici, iyileştirici olmalı. Yumuşak davranmalı. Öğretmeli, eğitmeli. Halkı yönetimden soyutlamamalı. Düşüncelerini almalı. Onlara yönetimde yer vermeli. Grup çalışmaları yapmalı. İnsanlar arasında hiçbir şekilde ayrım yapmamalı. Halk serbest olmalı. Özgür olmalı. Vatan, millet, devlet, insan sevgilisi olmalı. En güzel örnek olmalı. Halk ve devlet bir ve beraber olmalı. Anaokulundan başlayarak milli, manevi, ilmi, dini, evrensel, ahlak değerleri kazandırılmalı. Bunu kazandırmakla görevli olanlarda bu değerlerle özdeşleşmiş olmalı.

Medeni bir toplum olabilmek için güzel ve doğru bir eğitim almalı. Dini değerler özümsenip, içselleştirilip, yaşam biçimi yapılmalı. Din özü ile şekli ile yaşam tarzı yapılmalı. Batılı anlamda, materyalist bir eğitim verilmemeli. Enderun esaslı bir okul sistemi kurulmalı. Devrin, çağın gerektirdiği her şey öğretilmeli. İlmin gerçekleri, bilimin doğruları öğretilmeli. Bilim üretilmeli. Üretilen bilim kullanılmalı. Teknik, teknolojik, sanayi alanında gelişmeler sağlanmalı. Hak, hukuk, doğruluk, adalet, hakkaniyet, gerçeklik, güzel ve üstün ahlak, edep, hayâ, ilim değerleri ruha etki ettirilmeli. Vatan, millet, devlet, bayrak, milli, manevi, ilmi, evrensel değerler özümsetilip, benimsetilip, yaşam tarzı yapılmalı. Vatan, millet düşmanlarına çalışma alanı bırakmamalı. Islah etmeli. İlim, bilim dernekleri kurulup, halk örgün ve yaygın şekilde eğitime, öğretime tutulmalı. Cemiyetler, dernekler, örgütler insan eğitiminde iyi niyetle çalışmalarını yürütmeli. Kötü niyetlilere zerre kadar asla fırsat vermemeli. Kötülük ortadan kaldırılmalı. Kötülük kaldırılmadan, iyilik yapılmaz. Devlet denetimci, kontrolcü, teftişçi olmalı. Ama bunu yapanlar hain olmamalı. Hainler her zaman hak ettiği cezayı mutlaka eksiksiz almalı. Bugün hainler devlet içinde yerleşmiş. İçerden, dışarıdan, yurt dışından ortak yıkım çalışmalarını sürdürmektedir.

Okullar bilim öğretmeli ve bilim üretmeli. Bilimi kullanmalı. Bilim öğrenmekle kalmamalı. Bilim üretilmeli. Üretmekle kalmamalı. Bilim eşyaya, tekniğe, teknolojiye, üretime dönüştürülmeli. Bugün İslam ülkeleri ne bilim öğrenebilmekte ne üretebilmekte ne de kullanmaktadır. 35 İslam ülkesi yer altı, yerüstü zenginliklerini de kullanamamakta, zil rezil, perişan şekilde sürünmektedir! Ger kalan 22 İslam ülkesi de özellikle petrol ve doğal gaz satmaktadır. Bunlarda emperyalistlerin, kapitalsizlerin, Siyonistlerin eline geçmiş. Krallarla beraber soygun devam etmektedir. 57 İslam ülkesinden bir tane istikrarlı ülke yoktur. Bu birazda İslam ülkelerinin birlik beraberlik içinde olmayışlarından, başkalarına sömürge, uşak oluşlarından kaynaklanmaktadır. Zaten 22 Arap ülkesi kukla krallar tarafından yönetilmektedir. Diğerleri de Allah’a emanet! Tutar tarafları yoktur.

Bugünlerde Amerika ile çekişme, itişme, kakışma yaşamaktayız. Bir Arap ülkesi destek olmuştur. Diğer İslam ülkelerinden de destek gelmedi. Zira hepsi kukla, hepsi kullanılan materyaldir. Bir dolar 2,8 lira iken birkaç ay içinde 7,22 liraya çıktı. Borcumuz bir günde bir kat katlandı. Bunun ekonomik olarak açıklaması yoktur. Amerikan haydut vahşi devletinin yaptımsa oldu, demesi ile olmaktadır. Dünyanın kralıdır! Bizden başka 30 kadar ülke ile şu anda çekişme halindedir. Ama birinci hedefe konulan Türkiye’mizdir.

Her alanda her zaman güçlü, sağlam olmalı. Kırılgan, zaaf, aciz yön ve taraf olmamalı. Düşman her zaman zayıf yön kollar. Dost bildiklerin bile açık bulduğu yerden vurmaya başlar. Bir insanın, toplumun, devletin hep dostları olmaz. Düşmanları da olur. Peygamberlerin bile pek çok düşmanı varken, bizler düşmansız olamayız. İnsan bu! Zaafları, kötü yönleri hep vardır. İyiliğe de kötülüğe de, hakka da, batıla da eğilimlidir. Bizler her zaman kötülüğü def etmeye, iyiliği yerleştirmeye çalışmalıyız. Kötülük def edilmeden, iyilik yerleştirilemez. Önce lâ, demeliyiz. Ortada pislik varken, iyilik orada yer bulmaz. Kötülük ortadan mutlaka kaldırılmalıdır. Tevhit sözcüğünde de kötülüğün lâ, yok edilmesi söylendikten sonra hak söz söylenmektedir. Leşi ortadan önce kaldırmak gerekir. En büyük iyilikte budur.

Birlik beraberlik içinde milli, manevi değerlerle hak yolda bilimsel olarak yürünülmeli. Din eğitiminin tek koldan verilmesi çok önemlidir. Cemaat ve tarikatlar din eğitimini kendi şahsi çıkarları ile bozmaktadır. Herkes kendi şeyhini peygamber, ilah olarak görmektedir. Öne şeyhlerini çıkarmaktadırlar. Onun dediği meşru, doğru olmasa bile yapmaktadırlar. Şeyhe ilahlık özellikler yüklemektedirler. Onun isteği ile darbe yapma, suç işleme, haram işler yapmada bulunmaktadırlar. Katillik, katliamcılık bile şeyhlerinin dediği ile yapılmaktadır. Bugün dünyada bin taneden fazla cemaat, tarikat terör örgütü bulunmaktadır.

Kalkınma için yüksek zekâlı öğrencileri fen, sayısal, Mesleki ve Teknik Eğitime almalı. Üniversitelerde teknik konularda okutmalı. Ülkenin ihtiyacı ne ise, o ihtiyacın karşılanması için girişimlerde bulunulmalı. Yüksek öğretime iş olsun diye öğrenci okutmamalı. Bugün böyle yapıldığı için, yüksek öğretimden mezun olanların %20’den fazlası iş bulamamaktadır. İş alanı olmayan okullarda iş olsun diye okutulmuş. Hem de iyi bir eğitim- öğrenim alamamış. Zaten üniversiteye girenlerinde bilgi düzeyleri çok düşüktür. Kalitesiz lise öğreniminden sonra üniversiteye sınavla geçiş yapılmaktadır. 40 sorudan ortalama 4 soru doğru cevaplanabilmektedir. Bunu gelecek yazımda işleyeceğim inşallah. O bilgi düzeyi ile başarılı bir şekilde üniversite okunmaz. Mimar, mühendis, öğretmen olunmaz. Olunursa, onun yaptığı her iş bozuk, kırık, dökük, harap, perişan olur, olmaktadır!