“Kur’ân ve sünnet inancı dediğimiz, Ehl-i sünnet inancıdır. İnançta, amelde yegâne tek hak yol Ehl-i sünnet ve cemaat yoludur. Bu yol âlemlerin Rabbi olan, Yüce Allah’ın ve peygamberinin hak, hakiki, has, dosdoğru yoludur. Peygamberimizin, ashabının yegâne yoludur. Bu yol cennete gidecek olan hak mümin hakiki Müslümanların yoludur. Bu yol samimi Müslüman olan sahabenin, tabiinin, ilk çağ Müslümanları olan Selef-i Salih in’in İslam yoludur. Bu yol sapmayanların, sapıtmayanların, bidat, hurafelere girmeyenin, batıla gitmeyenlerin hak, hakiki, hakça yoludur. Bozuk fırka ve hurafelerde olmayanların yoludur. Kur’ân, sünnet, peygamber, sahabe ve hak âlimlerin yoludur.”

“Ehl-i sünnet yolunu itikatta; “İmam Eş’âri ve Maturidi daha doğru anlatmakta, açıklamaktadır.” Amelde ise; İmam Azam Ebu Hanife, İmam Şafi, İmam Maliki, İmam Hanbelî Hazretleri daha iyi yorumlamakta, açıklamakta, anlatmaktadır.”

Daha sonraları türeyen “Selefiye,” Selef iye’den türeyen “Vehabi” mezhepleri daha çok İbn-i Teymiye’yi taklit ettiklerinden, pek çok hata, yanlış yapmaktadırlar. Bunlardan da Muhammed İbn Abdülvehhab, Cemalettin Afgani, Muhammed Abduh, Reşit Rıza gibileri bugün ki bozuk Müslüman anlayışını ortaya çıkaranlardır. Bunlar bidat ehlidir. Bugün İslamcılık, İslamcı teröristler daha çok bunların yanlış, hatalı, bidat, hurafe olan fikirlerinden türemektedir. Bunlar inançta- itikatta da amelde de bozukturlar. Selefiye, Vehhabiye, Mezhepsizlik, kolaylıkların alınarak mezhep oluşturulması gibi pek çok sapık, sapıtmış düşünce, bugün İslam dünyasında yer almıştır. Dinde reform, Humeynicilik, Şii- Şia, Vahabi, Hıristiyan ve Yahudilik, Bozuk felsefe ve materyalizm, Asya’nın- Doğunun batıl felsefi beşeri inanışları hep bir karma olmuş, karmakarışıklık göstermektedir. Bu sapkın inanışlar kendi aralarında da 20- 30 kola bile ayrılmaktadır. Her biri başka ve kendi telinden çalmaktadır.

Bu sapık, sapkın, sapıtmış düşüncelerden olumsuz etkilenmemek için; Kur’ân ve sünneti peygamberimiz ve sahabe gibi, Ehl-i sünnet itikadında olan âlimler gibi anlayıp, yaşamalıyız. Ehl-i sünnet itikadını, inancını, akaidini; “Nesefi, Taftazani, Tahavi, Fıkhı Ekber, İmam Maturidi eserlerinden ve İmam Eş’âri eserlerinden öğrenmeliyiz.” İbn Teymiye’den kaçınmalıyız.  Bugün ki sapıtmışlar, daha çok İbn Teymiye’yi örnek alanlardır.

İmam-ı Maturidi’nin; “Kitabu Tevhid, Makalat, Şerhu Fıkhı Ekber, Te’vilil Kur’ân adlı eserlerinden yararlanmalıyız.”

İmam Gazali’nin eserlerinden yararlanmalıyız.   

Fıkh-ı Ekber, Tevhid ilmi, Usulü din, Akait, Kelam ilmi konusunda yazılan önemli eserlerden de faydalanmalıyız. Akait- itikat- inanç ilmi, İslam esaslarının temel anlayışını ortaya koyar. Akait dosdoğru olmalı ki; amel, ahlak, ibadetlerimizde dosdoğru, Kur’an ve sünnet merkezli olsun.

Mezheplerden; Hariciler, Şia, Mutezile, Kaderiye, Cehmiye- Cebriye gibileri pek çok konuda büyük yanlışların içine girdiler. “Allah’ın varlığı, büyük günahlar, iman konusu, kader konusu, cennet ve cehennem, Esma’ül Hüsna, peygamberlik, vahiy, melek, ahiret, kabir azabı gibi konularda Kur’ân ve sünnetin dışına çıktılar.” Kur’ân, vahiy, peygamberimiz, sünnet, akıl, ilim yerli yerinde dosdoğru kullanılamadı. Birini ileri çekme, diğerini geri bırakmalar yapıldı. Bir bütünlük içinde doğru değerlendirmeler yapılamadı. Bugün ki sapıtmış İlahiyatçılarda, eski sapıtmışların devamı niteliğindedir. Ya da birer şer güçlerin projesinin gerçekleştirmeleridir. Ülkemizdeki sapıtmış İlahiyatçıalr daha çok Arap âleminden, Fars âleminden etkilenmektedir. Onların bazıları da Asya’nın sapıtmış felsefi beşeri kültüründen etkilenmektedir. Hatta Yahudi, Hıristiyanlık alıntıları bile vardır. Materyalizmden bile etkilenip, din içine sokmaya çalışanlar vardır.

“Cennete sadece Kur’ân ve sünnet üzere olan takva ve vera olan Müslümanlar girecektir.” Yanı Kur’ân, sünnet, sahabe yolundan gidenler, cennete gidecektir. Bugün İslamcı olanlar, Humeynici olanlar, mezhepsiz olanlar, reformcu olanlar, Vehabi, Rafızî, ihtilalcı, darbeci, bozguncu, hurafeci, bidatçi, Neo- hariciyeci, sahte derviş, sahte şeyh yolunda olanlar, ideolojik sapıklık, sapık doktrin, zalimlik peşinde olanlar, cehennemin dibine gidecektir!

Mevdudi, Seyit Kutup, M.A. Ersoy gibileri İslamcıdır. İslamcılık 100 yıllık bir ideolojidir. Yanı İslam dinini ideolojileştirmişler. “Günümüzde Yaşar Nuri Öztürk, Mehmet Okuyan, Bayraktar Bayraklı, Abdülaziz Bayındır, İhsan Eliaçık, Zekeriya Beyaz, Mustafa İslamoğlu gibi onlarcası ise peygamber, hadis, sünnet kabul etmeyen, hafife olan, müminleri İslam dinine soğutan, sapıtmış bir proje elemanına benzemektedir. Bunlar teravih namazından, Cuma namazına kadar, hatta vakit namazına kadar, İslam dininin farz ibadetlerine düşmanlık edenlerdir.” “Bu dini, bu milletin başına kim bela etti! Benim cenazemi camiden kaldırmayın, diyecek kadar sapıtmışlardır! Pek çok İlahiyatçı da ideolojik sapkınlık, ırkçı- şovenlik içindedir. Marksist, Leninist, Stalinist, Maoist, kapitalist, liberal olanlarda çoktur. Kendine Ali Şeriati’yi önder edinende, çoktur.” Bunların hemen hepsini okudum. Ama Ehl-i sünneti itikadını öğrendikten sonra okudum. Pek çoklarını televizyonlarda dinledim. Allah cc. Hidayet versin. Hidayete erenlerinde, hidayette kalmalarını sağlasın, inşallah.

Bugün medyada etkin olanlar, Ehl-i sünnet itikadında olmayanlardan, daha çok oluşmaktadır. Bunlar ya birkaç medya sahibidir. Tarikat, cemaat oluşumunun gücünü kullanmaktadır. İdeolojik taraftarlığın gücünü kullanmaktadırlar. Şer güçlerde bunları oluşturup, kullanmaktadır. Bunlar okullarda, medyada, piyasada güçlü edilmişlerdir. Bunlardan bazıları; “Nurettin Yıldız, İskender Evrenesoğlu, Edip Yüksel, Adnan Oktar, Hayrı Kırbaşoğlu, Emine Şenlikoğlu, Alpaslan Kuytul, Hanzala, Bursalı Ahmet Yasin, Ahmet Şahin, Muhammet Eset, Ali Rıza Demircan, Süleyman Ateş, Caner Tastamam, İhsan Şenocak, Mustafa Öztürk, Hüseyin Altay, Fetullah Gülen, Ahmet Hulusi, İsmail Nacar ve yüzlercesi bulunmaktadır. Bozguncular yıkıcılığa devam ederken; has, halis, samimi, dosdoğru, gerçekçi Müslüman bilginler daha çok kabuğuna çekilmiş, sessiz kalmaktadır! Diyanet İşleri Başkanlığı ve Yüksek İstişare Kurulu üyeleri bile daha çok sessiz kalmayı tercih etmektedir. Din hakkında konuşma, hüküm verme, ahkâm kesme, konuşma, ileri- geri laf söyleme ülkemizde serbesttir. İslam dininin koruması yoktur. Öyle ki cemaat ve tarikat çalışmaları çoğunlukla saçmalıkta zıvanadan çıkmıştır. Şeraresi bozulmuştur. Eski cemaat ve tarikatlar kalmamıştır. İş, hedef, amaç, gaye;  makam, mevki, sermaye, çıkar, güç devşirme olayına dönüşmüştür.

“İhsan Eliaçık, Marksist komünist olup, teröre destek vermekten, tutukludur.” “ Alpaslan Kuytul sadece PKK değil, diğer terör örgütlerini yönlendirilmesini ve çalışmalarını yapmaktan tutukludur.” “ Hanzala, denilen kişi, Daeş denilen İslamcı terör örgütü mensubu olmaktan tutuklanmış. Fetullah Gülen ( Fetö)  küresel terör örgütü başına getirilip, kullanılmış. 170 ülkede ve ülkemizde her yönü ile örgütlenmiş. Ülkemiz medyasının yarsını, yayınevlerinden 200 tanesini, devletin kurumlarını %80’niniele geçirmişti. 15 Temmuz 2016 günü darbe girişiminde bulunmuştur.” “ Haydar Baş, her farklı telden, istediği tellerden konuşan ve on taneden çok uydu yayını televizyonu yapan, tarikat ve cemaat lideridir.” “Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu’da dindar gibi gözükürken, dinci olmaya başladı. Din, iman düşmanı, milli, manevi, dini değerlere düşman herkesle işbirliği yapmaya başladı. Terör örgütü uzantıları ile işbirliğine girdi. Dindarlık bitti. Tamamı ile dinciliğe başladı.”

Dindarlık; “İslam dinini, peygamberimiz gibi samimi şekilde takva ve vera şekilde yaşamaktır.”

Dincilik; dini değerleri kendi kötü, çirkin, yanlış emelleri için kullanmaktır. Bunlar, İslam dinine çok büyük zarar vermektedirler! Bunlar, ayetlerin anlamlarını kendilerine göre yorumlarlar. Batını anlam derler. Zahiri anlam derler. İlimsiz, bilimsiz, asılsız, astarsız, akıl dışı anlamaya çalışırlar. İnsanları dinden- imandan uzaklaştırmaya çalışırlar. Dini kötü hedefleri, amaçları için alabildiğine kullanır, istismar ederler. Dini siyasetlerine, çıkarlarına alet ederler. Dini malzeme, araç, gereç olarak kullanırlar.”

Bu hainler dindar değildir. Dincidirler. İbadet ederler, hakkı da söylerler ama haram işlemekte hiçbir özür görmezler. “Bu gibi kişiler normal kişiler değillerdir. Anormaldirler. Meczupturlar. Ölçülü, dengeli, hassas değillerdir. Samimi, ihlâslı, gerçek mümin, hakiki samimi has Müslüman da değillerdir.” Bu bozgunculara aldanmamak için çok bilgili, bilinçli, birikimli, donanımlı, öngörüşlü olmak gerekir. Dün, bugün, yarında bunların peşine milyonlarca eksik insan gidecektir. Sapıtmış sapıkları, Kur’ân ve peygamberin önüne geçireceklerdir! Allah’ın, peygamberinin dediği ile değil, bu şarlatanların söyledikleri ile hareket edecekler. Anarşi, şiddet, yıkıcılık, bozgunculuk, terör işleyeceklerdir!

Dicle Üniversitesi’nde bulunan Doçent akademisyen İ. ; “ Abdullah Öcalan ( Apo) peygamberdir, diyebiliyor.” Evi Kâbe gibi ziyaret edilip, tavaf ediliyor.” Hazreti Ali, Allah’tır, diyen akademisyen olabiliyor! Bu bir Hıristiyanlık alıntısı gibidir.

 Bunlar kitleleri komünizmle, ırkçılıkla, mezhepçilikle yeterinde yönlendiremediklerinde, dini kendi pis çıkarları için kullanmaktadır. Bunlara karşı çok dikkatli, bilgili, bilinçli, birikimli, donanımlı, hazırlıklı olmalı. Bunlar İslam, Müslüman, din -iman ve değerlerimizin düşmanlığını açıktan, alenen, gizli-açık, direkt, dolaylı, her şekilde yapmayı sürdürmektedir. Bunları internetten, konuşmalarından, yazılarından, görsellerinden daha iyi tanımanız mümkündür. Bunlar İlahiyatçı olmalarına rağmen, bazıları kendilerini; İslam, mümin, Müslim,  Müslüman olarak bile tanımlamamaktadır! Allah cc. Hidayet eder ve onlarda hidayet ister inşallah. Bir daha da sapıtmazlar inşallah.

                Allah’ın Zati ve Subuti sıfatlarını, ad ve sıfat olan Esma’ül Hüsna’yı çok iyi, doğru bilmeli. Allah’ın sıfatlarının sonsuz, sınırsız özellikte, nitelikte olduğunu asla unutmamalı.

Eski İstanbul Müftü Yardımcısına televizyonda canlı yayında bir genç soruyor: “Allah cc. Benim kim ile evleneceğimi biliyor mu?- Eski müftü yardımcısının verdiği cevap:   “ Allah senin kimin ile evleneceğini bilmez. Nereden, nasıl bilsin ki? Diyor! Kur’ân, tarihseldir, diyenden tutunda, hiçbir şartını, hükmünü kabul etmeyenden, yaşamayanına kadar pek çok sözde Müslüman vardır. Ahkâm kesmektedir. Gayri Müslimler gibi İslam hakkında ileri, geri, aşırı, yalan, yanlış, sapıkça konuşmaktadırlar. Bunlar aslında ideolojik sapkınlık içinde olan, sözde müminlerdir. Müslümanları can evinden vurmaktadırlar.

Namazın olmadığını söyleyenden tutunda, namazın tadil-i erkânının olmadığına kadar pek çok yalan, yanlış bilgi verilmektedir. Ben şimdiye kadar televizyon konuşmalarında bir bütün doğruluk ile din anlatan hiçbir İlahiyatçı görmedim. Camide namaz kılmayandan tutunda, farklı namaz vakitleri uygulayarak; namaz kılıp, oruç tutan sapıtmış cemaatler bulunmaktadır. “Afganistan’da da namaz vakitleri cemaatlere göre farklıdır. Aynı vakit ezan, farklı zamanlarda okunup, farklı cemaatler namaz kılınmaktadır!” “ Oruca başlamada dünyada bir gün, iki gün fark etmektedir!” Allah cc. Bu sapıtmış insanlardan, İlahiyatçılardan bizleri korusun inşallah. Korunmak içinde çok doğru bilgili, bilinçli, birikimli, donanımlı, öngörülü, olmalıyız ki; bu sapıtmış zalim kişilere kanmayalım, aldanmayalım, uymayalım. Yolarlında, izlerinde gitmeyelim.

Şunu asla unutmayalım: “ Allah cc. Kur’ân-ı Kerim’i ve 104 İlahi kitabı, peygamberimizi ve tüm peygamberleri, insanların iki âlemde huzurlu, mutlu olmaları için göndermiştir.”

 “Allah cc. İslam dinini, tüm varlıklara kolaylık, rahatlık, iyilik, güzellik, yararlılık, sağlık, güvenlik, huzur, mutluluk, hayat getirmesi için göndermiştir.”  

Kişilere bağlanarak; onları önder, lider, rehber, şeyh edinerek, bir yol tutmayın. “İnsan beşerdir, şaşar! İnsanın nefsi ve şeytanı vardır. Bugün doğru olur. Yarın sapıtır. Ya da bugün yanlış olur, yarın doğru olur. Kişilere bağlanarak, düşünce, fikir sahibi olup; onları tapulaştırmayınız. İnsanı ilahlaştırıp, kutsallaştırmayınız. İlahlaştırmayınız. Alemlerin Rabbi Yüce Allah’a bağlanın ve itaat edin. O’nun peygamberinin yolunu izleyiniz. O zaman hiç yanılmayacaksınız. Ben şimdiye kadar hangi insanı beğendim ise, çoğunlukla yanıldığımı anladım. Ama Allah’a ve peygamberine bağlandığımdan, hiç yanılmadım elhamdülillah.

İslam dinini bu hedefler dışında kullananlar zalimdir. İslam dini, özellikli, nitelikli, kaliteli, yüksek standartlı, stratejik öngörülü planlı, , programlı, projeli üretmemizi istemektedir. Milli, manevi, dini, ilmi, insani fazilet değerlerinin ve kutsal değerlerin korunmasını emretmektedir. Vatan, millet, devlet, bayrak, bağımsızlık, özgürlük, insanlık dışı sevgisiz, hain davranışları reddetmektedir.  Bu gibi kötü, çirkin, yanlış davranış içinde olanlara karşı; iyiliği yaymalı. Kötülükleri önlemeli. Hakkı hakikati tesis etmeli. Zalimlik, kötülük, çirkinlik, yanlışlıklar mutlaka önlenmelidir. Bu, hak mümin, hakiki Müslüman olanların asıl ve esas olan başlıca görevidir. Bu bir görev, ödev, sorumluluktur. Müslüman bunu her ne bahasına olursa olsun, yapmalı. Kutsal, ulvi, mübarek, dini, ilmi, insani, tüm değerleri koruyup, kollamalı ve de gözetmelidir. Adi, alçak, kalleş, kahpe, katil serserilere yem olmamalıdır. Akıllı, bilgili, bilinçli, öngörülü hareket etmeli.