İnsan önce yaratılışının gayesini öğrenip, ona göre doğru- gerçek bilgi edinip, bu bilgiyi yaşamalı. Önce gerçek ve hak din olan İlahi İslam dinini öğrenip, yaşam tarzı yapmalı. İslam dininin esaslarını, hükümlerini ilmi olarak öğrenip, yaşam biçimi etmeli. İslam dininin 8 ilim dalını hakkıyla dosdoğru öğrenmeli ve de yaşam şekli yapmalı. İslam’ın şartlarını, esaslarını, hükümlerini, sıfatlarını, içeriğini dosdoğru; Kur’ân ve sünnet esaslı öğrenip, yaşantısına uygulamalı.

İşe esirgeyen, bağışlayan âlemlerin Rabbini dinimize göre öğrenip hamt etmeli. Zikretmeli, şükretmeli, ibadet etmeli. İyilik etmeli. Hizmet yapmalı. İnfak yapmalı. Emirlerini yapmalı. Yasakladıklarından sakınmalı. İyiliği yapmalı ve de yaygınlaştırmalı. Hesap ve ceza gününe, ödül gününe hazırlanmalı. “Yalnız Allah’a ibadet etmeli. Yalnız Allah’tan yardım beklemeli. Allah’ın yolunda, peygamberimizin izinde yaşamalı.” Sapık, sapkın, azgın, batıl, küfür yolunda olmamalı. Bu gazap yolunda olanları örnek almamalı. Rol model yapmamalı. Gazaba uğramışların, sapıkların, sapkınların, azgınların yolunda, izinde olmamalı. Allah’ın yolu, peygamberin sünneti dışında her yol cehenneme çıkar! En dosdoğruyu sadece Allah cc. söyler. Bu söylediklerini en güzel, iyi, doğru şekilde sadece peygamberimiz yaşar.

Kendinden kuşku duyulmayan, Kur’ân ve peygamber yolunda yaşamalı. “Allah’ın gösterdiği, peygamberimizin yaşadığı, İslam dinine inanıp, doğru ve gerçekçi şekilde; takva, isar, adil,  vera samimi mümin Müslüman olarak samimiyetle yaşamalı. İman ve İslam şartlarına inanıp; dünya ve ahiret hayatını güzelleştirmeli. Bu mucize yolun dışında olanlar, hiç şüphesiz sapıklık, sapkınlık, cehennem yolundadır. Kurtuluş sadece ve ancak İslam dinindedir.”

Aldanmamalı. Gafil olup, gaflette, sapıklık ve sapkınlık içinde yaşanmalı. Zamanı ve sağlığı en iyi şekilde değerlendirmeli. İman edip, salih- güzel, Kur’ân ve sünnet merkezli ameller işlemeli. Sabırla, sebat ederek, hayatı en güzel şekilde yaşamalı. Aksi halde sapkınlık içinde kalınır ve de çok zarar, ziyan edilir. Dünya hayatı aldatıcıdır. Cazibesi ile nefsi cezp eder. Aldatır. Kendine çeker, kullanır! Korkudan emin olmak için âlemlerin Rabbi olan Allah’ın ve peygamberinin yolunda, izinde hayat sürmeli. Hesap ve ceza gününü yalanlayanlar, haksızlık yapanlar, zalim olanlar, zulmedenler, dini ciddiye almayanlar, gösteriş yapanlar; cehennemin ateş, duman, irin dolu çukurunu boylayacaklar! Cehenneme yakıt olacaklardır. Biz sadece en dosdoğruyu söyleyen âlemlerin Rabbi olan Yüce Allah’ın sözlerini, peygamberimizin eylemlerini ilimle birlikte aktarıyoruz.

Yaratılanların kötü olanlarından, batıl, küfür yaşayanların azgınlığından, Allah’a sığınmalı. Cinlerden, sapkın insanlardan, insanları kuşkuya- şüpheye düşüren sapıklarından, Allah’a sığınmalı. Azgın nefisten, şeytandan, şeytanlaşmışlardan korunmayı öğrenmeli.

Allah cc. tüm eksik sıfatlardan uzaktır. Allah’ı zati, subuti sıfatları, 99 Güzel adları ile çok iyi öğrenip, tanımalı. Kabul edip, secde etmeli. Kendinden hiç şüphe olmayan Kur’ân’a ve Kur’ân’ı en güzel yaşayan peygamberimize uymalı. Sünnetler, Kur’ân’ın yaşanış şeklidir. “Peygamberimiz, Kur’ân’ın öğretmeni, eğitmeni, hatibi, öğreticisi, uygulayıcısı, gerçekleştiricisidir. Bizler Kur’ân’ı Kerim’i okuruz. Detayını, açıklamasını, nasıl yaşanılacağını peygamberimizden öğreniriz.”

 Peygamberimiz olmasa idi, Kur’an’dan öğrenerek, temizlik, abdest, boy abdesti, namaz, oruç, zekât, hac, kurban, İslam ahlakı yeterince öğrenemezdik. Peygamberimize bu ibadetlerin yapılmasını Cebrail meleği öğretti. Kur’ân’da bu ibadetlerin tümünün yapılış şekli yoktur. Tüm haramlarda yazılı değildir. Kur’an, kısa, öz anlatımlı mucizevî bir İlahi kitaptır. Peygamberimiz, Cebrail’in öğretmesi ile Kur’ân’ın açılımını yapıp, yaşamaktadır.

İslam dinini öğrenip, hakkıyla ve layığıyla yaşamayanların; olgun insan, insanlıklı, insaniyetli, insancıl, dosdoğru, dürüst insan olması mümkün değildir. Nasıl mı, niçin, neden, niye diyenler; dünyanın vahşi, dehşet saçan; barbar, hayvan altı haline önyargısız baksın. O zaman neyin, nasıl, niye olduğunu anlayacaktır! Böyle bir hayvan altı- bayağı yaratık durumuna düşmemek için; “İslam inancına ait hükümleri bilip, kabul etmeli. İbadetleri bilgi, bilinçle samimice dosdoğru yapmalı. Haramlardan uzaklaşıp; helal ve mubah davranışlar içinde olmalı. En ideal olan, İslam ahlakını yaşam tarzı yapmalı. “Tüm ibadetlerin; “maddi, manevi temizlik, iyilik, hayır yapma, yararlı olma, samimiyet üzerine bina edildiğini asla unutmamalı.”

Gerçek hak din İslam dini esaslarını, ilke ve kurallarını, özellik ve de niteliklerini, İman ve İslam hükümlerini, Allah’ı, peygamberini çok iyi tanımalı. Ahirette gerekli olan, yardımcı olan ibadetleri, iyilikleri, hizmetleri öğrenip, yapmalı. “Din deyince, aklımıza sadece hak din İslam gelmeli.”

Al-i İmran süresi 19. Ayet: “ Allah katında din İslam’dır.”

Diğerlerine din dense de, onlar esasta birer insani- beşeri görüş, inanış, sapkın ideolojidir. Batıl, küfür, bozuk inanışlardırlar. Bizim dinimizin “Tevhit kelimesinde,” “ Şahadet kelimesinde,” o yanlış, batıl, küfür, bozuk inanışlar; “Lâ = hayır, yok, olmaz, yoktur,” diyerek, kabul edilmemektedir. Sadece Allah’ın dini İslam, ilim, peygamberimiz kabul edilmektedir. Allah cc. yolunda, peygamberimiz izinde gidilmesi istenmektedir. Bunun dışındaki yalan, yanlış, olumsuz olan her şeye “la” deniyor. La: hayır, yoktur, anlamındadır. Bunu anlamayanlar, birden fazla ilah- tanrı, peygamber, sapkın kişilerin kitabını inanış olarak edinmektedir!

Benim bir tanıdığım, ilkokul mezunu kişi; evden çıkarken, Atatürk resmi ile konuşuyor. Vedalaşıyor. Hayatının son anlarında fakir, yoksul ödün, diye yakınıyor! İşte sapkınlık, ahmaklık, kafasızlık böyle olur! Oysa “Atatürk’ün mal varlığı,”diye internete yazsa, ne kadar varsıl, zengin, mal, mülk, servet sahibi olduğunu görecek. Bugün bile ülkemizde bu kadar zengin olan birey yoktur.

İnsan, önyargısız, doğru, dürüst, düzgün, gerçek, ilmi, bilimsel, dinsel düşündüğünde, aslında hak ile batılın arasında farkı fark eder. Allah cc. Kur’ân’da bizlere 700 kadar düşünme ve ilim türevleri ile ilgili ayet bildirmiştir.

Hadis-i şerif: “ Doğru düşünce- düşünmek, gibi bir ibadet yoktur.”

Hadis: “ Yazıklar olsun, o kimseye ki, bu ayeti okumuş da, üzerinde düşünmemiştir.”

İnfitar süresi 13 -14. Ayet: “ İyi insanlar, Naim’de- cennette, günahkâr insanlarda Cehennemdedirler.”                                                                                         

Hadis: “Ümmetim sapıklık üzerinde toplanmaz.”

Hadis: “ Müslümanların güzel gördüğü bir şey, Allah yanında da güzeldir.”

Haşr süresi 2. Ayet: “ Ey Akıl sahipleri! İbret alınız!”

Müslüman, İslam ilimlerini ve akıl- doğa ilimlerini bilmeli. Her şeyi ilmi, dini, bilimsel, sanatsal, mesleksel, kültürel düşünerek, sorup, öğrenerek, dosdoğru karar vermeli. Bilmediklerini öğrenmeli. Ortak akıl kullanmalı. Sadece İslam dinini bilmesi yetmez. Akıl- doğa ilimlerini de bilmelidir. Sadece bilim bilmesi yetmez. Dinide bilmelidir. “Bir kuş gibi kanatlı, kuyruklu olmalı. Bir balık gibi yüzgeçleri çok olmalı. Tek kanatlı kuş uçamaz. Bir yüzgeçli veya yüzgeçsiz balık yüzemez. Zaten ilim dendiğinde, tüm bilgiler anlaşılır. Anlaşılmalı. Din, ilim diye de bir ayrım aslında, esasta yoktur. Daha sonra bilgilerin kolay öğrenilmesi için; ilim, bilim, din; dallara ayrılmıştır.

Müslüman, okul okumalı. Bilimsel dersleri görmeli. Uzman olmalı. Bunun yanında İslam ilimlerinden; Kur’ân, hadis, sünnet, siyer, akait, ilmihal, fıkıh, İslam ahlakı, Arapça gibi 8 ana din ilmini de öğrenmeli. “Farz, vacip, sünnet, müstehab, helal, haram, mubah, mekruh, sahih, fasid, batıl, hak, hakikat kavramlarını derinlemesine öğrenmeli.” Bu kavramlarda kendi aralarında farklı başlıklara ayrılır. Akıllı, zeki, buluğ çağına eren mümin, bütün bu kavramları, değerleri harfiyen bilmeli. 

Sosyal medyadan birisini takıp ediyorum. Daha doğrusu birbirimizi takıp ediyoruz. 18 bin takipçisi var. “İslam dinini, sadece Kur’an üzerinden yorumlamaya çalışıyor. Sözcükler üzerinden hükümler veriyor. Bu bir bayan ama dini bilgisi yok!

“Kur’ân Müslümanlığı” sözde anlatıyor. Hadis, sünnet, siyer yok!” süre ve ayet numarası vererek, ayetler yazıyor! Ama ayetlerin asıl, esas olan ayetlerle hiçbir ilgisi yok! Kendi uyduruyor. “Bunu İlahiyatçı olarak televizyonlara çıkan İlahiyatçılarda yapıyor!” Aslında bu tipler; ibadet, hadis, sünnet, peygamber düşmanlığını bilerek- bilmeyerek yapıyor. Bu bir ekol olarak çok yaygınlaştı. Kendilerini ve bu tür, cins sapkınları her zaman uyarmayı görev kabul ediyorum. O bayanı birçok kez artık uyarıyorum. Uyardığımda, ayet olarak yalan- yanlış verdiği sözleri siliyor.

 Çok dikkatli olmalıyız. Elin kâfir gâvuru, İslam dinini karalamak, kötülemek için her türlü düzenbazlığı misyoner olarak yapıyor. Artık o misyonerlerin, şer güçlerin, Müslüman görünümlü işbirlikçileri de İslam ve Müslüman aleyhinde çalışıyor. Her söylenen söze inanmamalı. Kim, niye, nasıl, niçin, nereden söyledi, ona da bakmalıyız. Kalenin dışından hücum var! İçerde de onlarla işbirliği yapan, alçak kahpe kalleş hainler vardır. Bu her zaman olmuştur, olacaktır. Altı zaman biriminde de olacaktır.

İslam ve Müslümanlık güzel, üstün ilahi adalet üzerine ve maddi- manevi temizlik üzerine, hayır, yarar işlemek üzerine, adalet, doğruluk üzerine bina edilmiştir. Bunlar olmadan İslam da Müslümanlık da olmaz. İslam dinin binlerce fazilet değeri vardır.

Peygamberimiz: “ Ben ancak ahlakın iyi ve güzel olanlarını tamamlamak için gönderildim.”  

    “ Sizin inanç olarak en güzeliniz, ahlakça en güzel olanınızdır.”

“ Allah’a, kullarının en sevgilisi, ahlakça en güzel olandır.” “Allah’ım ben senden, sağlık, esenlik ve güzel ahlak diliyorum.”

“Ahlakınızı güzelleştiriniz.”

Kendinizi terbiye ediniz. Sağlığınızı korumayı öğreniniz ve de önem vererek koruyunuz. Zararlı işlerden ve topluluklardan uzak durunuz. Vücudunuzu yıpratacak her şeyden kaçınınız. İradenizi kuvvetli, bilginiz doğru ve gerçeklerden edininiz. Aklınızı koruyunuz. Bugün İslam toplumlarında büyük oranda akıl, zekâ, bilgi edinme duygusu körelmiştir. Akıl yoktur. Doğru bilgi yoktur. Bunun için 57 İslam ülkesinden 49 tanesi perişan, rezil, zelil, illet, zillet, pislik içindedir. Batıl Batı dünyası zaten her yol ve yönü ile pislik içindedir. Diğer milletleri de zelil ve rezil duruma düşüren, bu adi kahpe katil alçaklardır. Bunların eserlerini de okumayınız. Kendiniz bilgi üretin ve geliştirin. Bilgiyi her alanda kullanın.

M. Kemal, batılıların batıl, saçma, İslam ve Müslüman düşmanı yüzlerce eserini okudu. 1,100 tane Batılının batıl, saçma sapan, boş, çürük, küfür dolu felsefe kitabını okudu. Hem de cümlelerin altını çizerek okudu. Dikkatle, önemseyerek okudu. Sonunda hakkı, hakikati unutup;  halkının inanç ve yaşayışının, kendi yetiştiği Osmanlı medeniyetinin düşmanı oldu. Halkın dini inançlarını yok etmek, Müslüman’ca yaşamasını önlemek için yasalar çıkardı. İslam dışı, insanlığa zararlı kanunlar çıkardı. Toplumu ahlak ve davranış olarak bozdu. İsmet İnönü, Ermeni, Rum, Yahudi Sabataistlerde, ateistlerde destek oldu. Zaten İttihat ve Terakki Cemiyeti, Osmanlıyı yıktı. T.C. Devleti’nin kurulup, işlemesinde de batılılarla beraber rol aldı. Alkol, uyuşturucu, içki kullanma, kumar oynama, kerhane- genelev açma, soyunma hep 1930 yılına kadar yapıldı. Din öğrenilmesi, yaşanması, dini mekânların kullanılması yasaklandı. Bunlara Atatürk devrimleri- inkılâpları diyoruz. Bunlar ilkokulda bile başarı diye öğretilmektedir. Bunun için üzerinde çok durmayacağım. Siz bu gibi saçma sapanlıktan, sapıklık ve sapkınlıktan uzak durmaya azimle gayretle çalışınız.

Hadis: “ İnsanın dayanacağı şey, akıldır. Aklı olmayanın dinide yoktur.” “ Sizin en hayırlınız kadınları- eşleri için en hayırlı olanınızdır.” “Sizin en hayırlınız, Kur’an öğrenen ve öğreteninizdir.”

Müslüman, gerçek anlamda dosdoğru olsa; maddi, manevi anlamda hiçbir eksikliği olmaz. 49 İslam ülkesi, 80 İslam toplumu gibi perişan olmaz. Medeni olur. Herkese tatlı dille, güler yüzle, açık ve temiz kalple davranır. Kimseye haksızlık etmez. Benim, kendimin olgun insan olarak uğradığım haksızlıkları makale sonunda kısa ve öz işleyeceğim inşallah.

 Afrika, Serengeti, Masai Mara vahşi hayvanat doğal parkında, bugün ki, insanların çektikleri bile yoktur. İnsan en vahşi hayvanlardan daha vahşi, katil, katliamcı, dehşet saçan adi yaratık durumuna düştü! Bu hak inancını, ibadetini, güzel ahlakını kaybettiğinden, olmaktadır.

Hadis: “Müslüman; elinden ve dilinden kimsenin zarar görmediği, esenlikte olduğu kimsedir.”

Müslüman iyiliğe iyilikle, kötülüğe iyilikle karşılık verir. İyiliği sadece Allah cc. rızası için yapar. Karşılık, çıkar beklemez.  Başkalarına en kibar, nezaketli, zarafetli, ince, medeniyetli, estetik davranır. Dargın, küs durmaz. İnsanların arasını düzeltmeye çalışır. Başkalarına iyilik, yardım, destek olur. Kul hakkına girmez. “Kul hakkını Allah cc. affetmez. Muhatabı kimse, o affedebilir.” İnsanlara yardım edene, Allah cc. yardım eder. Kötülük edene, Allah cc. merhamet, rahmet etmez. Belasını bulur.

Hayırsever, yardımsever, dayanışma içinde bulunan, iyilik eden, hizmet eden, infak eden, merhametli olan, Hakk’a gerektiği şekilde kulluk eden, kurtuluşa erecektir; inşallah. İnsanların gereksinimlerini karşılamalı. İkram etmeli. Saygı ve sevgi ile davranmalı. Görgü kurallarına uymalı. İnanların hak hukuklarını korumalı.

Hadis: “ Hikmet- bilgi müminin yitiğidir. Onu nerede bulursa alır.” “Şüphe yok ki, zannın bir kısmı günahtır.” “Cömert kimsenin yemeği şifadır. Cimri kimsenin yemeği hastalıktır.” “Hayâ imandandır. İnsanlardan utanmayan, Allah’tan da utanmaz.” “ İnsanlara şükretmeyen, Allah’a da şükretmez.” “ Kanaat tükenmez bir hazinedir.”

Ayet: “Kendisine hikmet verilen kimseye, muhakkak birçok hayır verilmiştir.” “ İnsan için çalıştığından başkası yoktur.” “ Şüphe yok ki, Allah sabredenlerle beraberdir.”

İslam dinini, ilmi biliyorsanız, anlatınız. Bilmeden, samimi olmadan, din anlatmaya kalkmayınız.

 Peygamberimiz buyuruyor: “ Müjdeleyiniz, tiksindirmeyiniz. Kolaylık gösteriniz. Güçleştirmeyiniz.”

İslam olmak, mümin Müslüman olmak, Kelime-i tevhit ve Kelime-i şahadet ile başlar ama böyle sürdürülemez. İslam ve Müslüman olmanın yüzlerce hükmü, esası, aslı, sıfatı vardır. Bunlar yaşanmalıdır. Bizim medeniyetimiz, Allah cc. ve peygamberinin medeniyetidir.

Edep; edepsizin edepsizliğine sabırla tahammül edebilmektir. İnsanın düşüncesi İlahi, değerli ise; ibadeti, ameli, davranışları da makbul olur, değerli olur. Değerli düşünceye sahip olmayanın kendi ancak cehennemde ateş olur, irin olur, duman olur.

Akıllı olmalı. Akılsızlıktan, düşüncesizlikten, sapıklık ve sapkınlıktan hayır ve yarar gelmez. Biraz dur ve derinden önyargısız düşün. Bilmediğini, aklına takılanı bir bilene sor, öğren. Okulda derste dinle. Evde gel, üzerinde çalış. Araştır, incele, irdele, hak bilgileri tekrar et, tekrardan öğren. Başkalarına anlatarak, bilgilerini pekiştir. Yazarak, beynine kazı! Teknolojin her olanağından, materyalinden öğren ve de mutlaka başkalarına da öğret. Hakk’a yürümeden, susmadan, susturulmadan önce; Allah’ın emirlerini yaşa, yasaklarından sakınıp, kaçınınız.

Dün akşam 2019 yılı yılbaşı gecesi idi. Kardeşim Halim’e gittim. Ben ensülin kullanan şeker hastasıyım. Aynı zamanda kalpten 5 damardan By Pass olup, 2 damarım yeniden tamamen kapandı. Kardeşimde nefsime uydum,  iki defa azıcık tatlı hamur işi yedim. Şekerim 608’e çıkınca, tansiyonum da ilaçla durdurulamayacak şekilde çıktı. Altınova Hastanesi yeni açılmış. Personeli, doktoru vardı. Orası bize 2 km. uzaklıkta olduğu için, buraya geldik. Bir ensülin yapsalar, rahatlayacağım. Tansiyonum da 5 tane tansiyon ile ilgili ilaç almama rağmen 22 olmuş. Şekerimi düşürmek için müdahale etmediler. Yalova Devlet Hastanesine ambulans ile gönderdiler. Hastanede acil çok yoğundu. Yinede yarım saat ara ile damardan şeker düşürücü ensülin yaptılar. 608’den ilk kez 450 ye, bir daha yapınca 268’e düştü. Tansiyonumda 130/70’e düşerek rahatladım.

Altınova Devlet Hastanesi’nde müdahale etmemelerin cevabını yine kendilerinden olan bir hemşireden aldım: “Amca, bir daha rahatsızlandığında, buraya gelme. Bunlar acemedir. Anlamadıklarından, beceremiyorlar. Yalova’ya gel. “-  Bende Karamürsel’de oturduğumu, kardeşime konuk olduğumu söyledim.”

 İşi bilmiyorsan, yapmayacaksan. Bilmiyorsan, öğreneceksin. Ülkemizde imamlar yarım yamalak, insanları dininden imanından ediyor! Doktorların bir kısmı yarım yamalak, insanları canından ediyor. Yargıçlar adaletsiz, Milli Eğitim Bakanlığı eksik, yanlış; bu işler böyle giderse, hak olan istikamete, adalete, doğruluğa, güvenliğe, huzura, sağlığa ulaşmamız mümkün olmamaktadır.

İslam değerleri ile ilim değerleri ile hayatını güzelleştir. Başkalarına da hizmetin, iyiliğin geçsin. Adaletli, sevgi, saygı, duygudaşlık, sabır, hoşgörü, doğruluk, dürüstlük, özgüven ile ekip halinde çalışmayı sürekli sürdürünüz. Kur’ân yolunda ol! Peygamberimiz izinde yürü! Peygamberimiz ahlakında ol.

Peygamberimiz, Uhud savaşına ordusu ile giderken, yol üzerinde bir anne kedi, yavrusunu emziriyordu. O kedi rahatsız olmasın, diye peygamberimiz ordunun yol güzergâhını değiştirdi. O kediye bir asker bekçi bıraktı. Kedi emzirmeyi bitirdikten sonra peygamberimizin evine götürdü. O kedi peygamberimizin kedisi oldu. Peygamberimiz o kediyi sahiplendi. Bunun gibi sahabe de yüzlerce olay yaşadı. Bu ümmete örnek oldu. Hayvanların korunup, yaşanması için; hayvanlara dernek, vakıflar kurularak, hizmet edildi.

Yeşil, peygamberimizin rengi olarak kabul edildiğinden; Osmanlı Devleti, yeşil rengi ayağa giymemeyi öğütlemiştir. Müslüman birey; insana, hayvanlara, bitkilere, çevreye, suya, doğaya, çevreye her zaman çok önem vermiştir. Zira canlıyı koruma, Müslümanlara görev olarak verilmiştir. Hak, hukuk kabul edilmiştir.

Ama Kur’ân, sünnet yolundan ayrılan, bugün ki, insanlık; insanları katlettikleri gibi hayvanları da katletmektedirler. Hayvanları katletmenin ceza olarak mahpus cezası henüz yoktur. 500 lira gibi bir kabahatler kanunu gereği az para cezası verilmektedir. Bugünlerde meclise yeni yasa geldi. Mahpus cezası getirilme düşünülüyor.

Çevrede daha beter şekilde katledilmekte, kirletilmekte, yakılmakta, imara açılmaktadır. İnsan, hayvan, çevre, bitki, yeşil, mavi mutlaka korunmalıdır.

Siz, öğrendikleriniz için, öğretilenler için akıl yürütün. Başkalarından da öğrenmeye çalışınız. Araştırma, inceleme, irdeleme yapınız. Her söyleneni kabul etmeyiniz. Doğru ve gerçeğe ulaşmak çok kolay değildir. Bugün insanların %10’u bile doğru ve gerçek yaşamamaktadır! Müslüman’ım, diyenlerin bile ilahları, peygamberleri, sapkın kitapları vardır! Sizi etkileyenlerin kölesi, esiri, tutsağı, malı, malağı olmayınız. Mal gibi hareket etmeyiniz. Her bilgiyi sorup, öğreniniz. Aslına, esasına vardıktan sonra kabul ediniz. Bugün insanları olumsuz etkilemenin ilmi, bilimi, teknolojisi, tıbbı işletilmektedir. Size ulaştırılan her bilgiyi kabul edip; atalarınızın sapık, sapkın yoluna asla gitmeyiniz.

“İslam dinini olduğu gibi çarpıtmadan yaşayınız. Şirk koşmayınız. Çalmayınız. Yalan, iftira etmeyiniz. Dedikodu, küfür, sövgüde bulunmayınız. Doğrudan sapıp; sapkın, adaletsiz, yalan, yanlışa düşmeyiniz. İnsan kayırmada bulunmayınız. Kibirlenme, iyiliği başa kakma, gösteriş yapmada bulunmayınız. Kin, intikam, öç almada asla bulunmayınız. Kötü, çirkin konuşmayınız. Kıskanç, çekemez olmayınız. Cimri, pinti, savurgan olmayınız. Bozguncu, yıkıcı olmayınız. Ölçüde, tartıda, ticarette dürüst olunuz. Zina, içki, kumar, şans oyunlarına bulaşmayınız. Faiz, büyü, sihir işlerinde bulunmayınız. Anne ve babaya, akrabaya, komşuya, varlıklara en iyi şekilde davranınız. Zorla din dayatmayınız. Yobaz ve de bağnaz cahil olmayınız.”

Dün gece hastaneye acile gittim ya! Yılbaşı nedeniyle acilde yoğun hasta gelmeye başladı. Allah’tan hastane acil de yatak sayısı ve personel sayısı da yeterliydi. Sarhoşluktan komaya girmiş, düşmüş, her tarafı dağılmış, kaza yapmış gibi hastalar gelmeye başladı. Doktor diyor ki; “olmasa böyle yılbaşı! Yılbaşı adına insanlar çok zor, perişan, berbat duruma gelmektedir. Bu sayısı gecenin geç saatlerinde daha da artacaktır!”

Polisler, askerler, doktorlar, sağlık personeli alarmda idi. Karamürsel ile Yalova arası 29 km.dir.  Trafik polisi ve diğer polisler en az 10 yerde denetim deydi. Allah cc. hepsine sağlık, esenlik, kolaylık, başarı, sevap, ecir verir, inşallah. Bendeniz, görevini hakkıyla ve layığıyla yapanı severim. Dua ederim. Yapmayanı da yererim, eleştiririm, kınarım. Bu benim hakkımdır. Ben yapıcı olarak eleştiri yapıyorum. Doğruyu takdir edip, teşekkür ediyorum. Yanlış yapana da, doğru ve gerçek olan hak hukuk yolunu, çare ve çözüm yolunu gösteriyorum.

Bugün, insanlık vahşi doğadaki hayvanlardan çok daha berbat şekilde birbirini yemektedir. 800 milyon insan açtır. Aç yatıyor, aç kalkıyor. Yılda 30 milyon insan açlıktan, hastalıktan, susuzluktan ölüyor! 325 milyon insan suya ulaşamıyor. Ekmek, su bulamayan 800 milyon insan var. 52 ülke açlıkla savaşıyor. 49 tanesinin Müslüman ülke olduğunu söylemiştik. 57 İslam ülkesinin dışında 80 tanede İslam toplumu var. Başkalarının ülkesinde Müslüman azınlık topluluk olarak yaşamaktadırlar.

Somalı, Kenya, Uganda, Yemen, Irak, Suriye, Arakan Müslümanları, Afganistan, Bangladeş, Etiyopya, Sudan, Batı Afrika, Doğu Afrika, Orta Afrika ve pek çok Afrika, Asya ülkesi, Orta Amerika ülkeleri açlık içindedir. Hindistan, Bangladeş, orta ve Güney Amerika ülkeleri açlık, sefillik, sefalet, pislik içindedir. Zaten Hindistan’da kast sistemi var. Aşağı olanların yukarı çıkmaları uygun görülmemektedir!  Afrika’da son 60 yılın en kurak yılı olmuş ama ben hiç fakirlikten, açılıktan, susuzluktan kurtulmuşluklarını hiç görmedim.

Emperyalistler yerüstü, yer altı zenginliklerini hiç para vermeden sömürüyorlar. İç savaş çıkarıyorlar. Birbiri ile savaştırıyorlar. Madenlerini çıkarıyorlar. Arazilerini ekip, biçiyorlar. Elinde ne varsa alıyorlar.

Tarım, hayvancılık yapmasını, su çıkarmasını, madenleri işletmesini bilmiyor ve beceremiyorlar. İlkel, bilgisiz, cahil cühela kalabalığı şeklinde ölerek yaşamaya çalışıyorlar.

Ülkemizin 2018 yılında yıllık devlet bütçesinin 120 milyar dolar kadar olduğunu, 170 milyar dolar ihracat yaptığımızı, cari açığın %70 seviyesinden%30 düzeyine düştüğünü söylemiştim. Biz, 81 milyon nüfuslu bir ülke iken ve de varsıl iken, Amerika ve dünyada 150 milyar dolar serveti olan bireyler vardır. İşte biri açlıktan ölür! Diğeri 150 milyar dolarlık servete sahip olur. İşte bu vahşi lanetlik kapitalizmin uygulanmasının sonucudur. Bunun için tüm lanetli sapkın, sapık ideolojiler kahrolsun! Batıl, küfür, bozuk felsefeler lanetlensin, istiyorum. Bütün bu olumsuzluklar iyi, doğru, dürüst, olması gereken gibi mümin Müslüman olamamanın acı sonuçlarıdır. Müslüman aç, sefil, rezil durumda olamz, olmamalı.

“Mümin ve Müslüman, güzel koku satan kimseye benzer. Yanında oturursan, sana yararı, faydası olur. Zarar, ziyan gelmez. Beraberinde yürürsen, sana yararı olur. Müminler arasında en olgun ve yararlı olan; ahlakça en güzel olanıdır. Güzel, yüksek ahlakı yoksa zararı gelir. Zararı olandan hayır, değer, önem, kıymet çıkmaz. Mümin her yönden güven duyulan kimsedir. Diğer insanların kendinden güvende olduğu, emin olduğu kimsedir. Sıkıntı vermez. Hainlik, alçaklık, kahpelik, düşmanlık etmez. Kin duymaz. İntikam ardına düşmez. Her işi Allah cc. rızası için görür. Devlete, millete, bayrağa, bağımsızlığa, özgürlüğe bağlıdır. Milli, manevi, insani, dini, evrensel değerlere sıkı sıkıya bağlıdır. İslam cemaatine bağlıdır. Dini İslam’dır. İslam cemaati mensubudur. Hazreti Muhammet sas. Ümmetidir.  Öyle, bugün ki, gibi ümmet; cemaatlere, tarikatlara, siyasi partilere, siyasi derneklere ayrılmış. Birbiri ile savaş halinde değildir. Ümmetin bu şekilde ayrılması, İslam değildir. Ümmet anlayışı değildir. İslam’da bu şekilde bölünme, ayrılma, parçalanma yoktur. Şimdi olan, Allah’ın dinine aykırıdır, terstir, zıttır, karşıttır.”

Bugün,  iyi, güzel, dosdoğru, dürüst, çalışkan, medeni mümin olmayanlar, insanlığında başına bela olmuşlardır. 72 milyon insan mültecidir. Sığınmacıdır. Başka ülkelerinde sistemini, düzenini altüst etmektedir. Asayişi- güvenliği bozmaktadır. Toplumda zorluklar, güçlükler çıkarmaktadır. Akılsızların herkese zararı olmaktadır. “Bizde bunu Ensar, Muhacir dayanışması olarak hazmetmeye çalışıyoruz.” Ülkemizde 4,6 milyon düzensiz, istemeden gelen göç vardır. Ülkem bunların yüzünden savaş yaşamaktadır. Bunlara her türlü yardımı yapmaktadır. Oysa İslam ülkeleri yer altı, yerüstü zenginliği ile varlıklıdır. Dünyanın %23’ü Müslüman’dır, diyoruz. Ama dünyanın yer altı zenginliğine sahip olma yönü ile %75’i oluşturmaktayız.” Bilgi, akıl, bilim, teknik, teknoloji üretemeyen, cahil cühelalar, gelişenlerin de başına bela olmuş. Hazır yemektedir.

Ülkeme düşen başlıca görev; “onlara önce insan, sonra mümin olmayı öğretmek ve de üretmeyi becertmektir. Bunun için bilgi ve teknik yardım yapmalıdır.” Bu iş, ver- yesin ile olmamaktadır. Öyle İllerimiz var ki, yerli halktan çok sığınmacı vardır. Öyle ülkeler var ki, yerli halktan çok sığınmacı vardır. Bunlardan biri Lübnan, diğeri Ürdün’dür. Zaten kendileri fakir ülkelerdir. Lübnan 1975- 1990 yıllarında iç savaş yemiştir.

Müslümanlarda ve bu geri kalmış diğer inanışlardaki ülkelerde bilgi, teknik, teknoloji, üretim yoktur. Elinde olanları da emperyalist köpekler almaktadırlar. Ama verme, aldırma diyoruz. Malına, ırzına, iffetine, vatanına, devletine, kendine, nesline, canına, değerlerine sahip çık. Birde yetiştirdiğin küçük ve büyükbaş hayvanlardan bile daha fazla doğurmayı bırak. Az doğur. Bakabileceğin, yetiştirebileceğin kadar çocuk yap. Yazık! Yaptığın çocuklardan 800 bin tanesi aç, çıplak, hastadır. Üzerindeki sineği bile kovamayacak güçsüzlüktedir. İskelet olmuştur. Her yıl 30 milyon tanesi açlıktan ölmektedir. İslam olmadı mı, yaşanmadı mı; böyle zil serseri, zil cahil, zil zurna berbat durumda olunur.

Unutmayalım, gerçek hak hakiki mümin Müslüman maddi, manevi zelil, illet, zor duruma düşmez. İslam yaşantısı buna fırsat vermez. Sabah namazında çalışmaya başlar. Akşam namazında bitirir. Öyle Cuma günü tatildir, diye bir şart- koşulda yoktur. Cuma namazını kıl ve rızkın için çalışmaya başla! Bugün ki, Müslümanların durumuna bir bakınız! Neresi Müslüman sıfatlı, özellikli, niteliklidir?

İnsan, kendi hak hukukunu bilip, korumasını becermeli. Kendini geliştirmesini öğrenmeli. Müslümanlık; gelişme, olgunlaşma, ahlaklı olma, maddi- manevi temiz olma, yararlı olma, hayırlı olma, faydalı olma, Allah’a kul, insanlara hizmet- iyilik etme, en güzel şekilde örnek insan olma dinidir.

“Emperyalizme, komünizme, faşizme, liberalizme, ideolojiye, doktrinlere, bozuk felsefelere geçit vermemeli. Tarım, hayvancılık, ilim, bilim, teknik, teknoloji, yapay zekâ, robot, sanayi, deniz, kara, hava işletmesinde yükselmeli, ilerlemeli. Ulaşım, bilişim, iletişim, haberleşme, her tülü gelişme sağlanmalı. Askeri alanda ve millet olarak birlik olmada güçlü olmalı. Enerjiyi üretmeli. Finansal olarak güçlü olmalı. Borç yapmamalı. Faiz ödememeli. Öz milli varlığı yabancılara satmamalı. Çalışmada tembellik yapmamalı. Tembelleri hazır beslememeli. Çalışmada güvenlik ve sağlığa dikkat etmeli. Asla, katiyen, kesinlikle millet, devlet, birey olarak israf- savurganlık yapmamalı. Savurgana para, mal, mülk, servet dayanmaz. Rüzgâr, kasırga gibidir. Parayı alıp, götürür. Elde avuçta bir şey kalmaz. Çevremdekilerin böylesi ibret vericidir. Zengin denilen 20 ülkede aslında gelirlerinin bir katı, iki katı kadar borç batağındadır!”

Türkiye’mizde de halk zenginleştikçe israf etmektedir. Fantastik yaşamaktadır. Sosyetik olmaya çalışmaktadır. En pahalı, modern olanını satın almaktadır. Dışarıda yemektedir. Tatil yapmaktadır. Gezip, eğlenmektedir. Ülkemizde 25 milyon insan 250 milyon alışveriş kredi kartı kullanmaktadır. Bankalara 580 milyar lira borcu bulunmaktadır. Kart borçlarının faizi normal faizlerden fazladır.

Devletin 2018 yılı devlet yıllık bütçesi 765 milyar liradır. Bir dolar 5 lira, bir Avro tam 6 liradır. Altının gramı 217 liradır. 2018 de asgari ücret 1,603 liradır. 2019 için 2,020 lira oldu. İsraf edenler, 3 asgari ücretle geçinememekte, bir diğeri bir asgari ücretle geçinmeye çalışmaktadır. Herkes çalıştığı, kazandığı kadar harcamalı. Yorganı kadar ayağını uzatmalı. Aklı dosdoğru bilgi ile kullanmalı. Zekâyı işletmeli. Hak hakikat- doğru ve gerçek bilgilerle aklı işletmeli. Aklı doğru yürütmeli. Aksi halde yolun sonu çıkmaz olur.

Vahşi kapitalist haramiler, ürettikleri ile milleti soyup, soğana çevirmektedir. Çok yüksek fiyatla mal satmaktadır. Yinede zengin girişimcilerin 300 milyar dolar borcu bulunmaktadır. Devletin borcuda 180 milyar dolardır. İsraf, gösteriş, fantastik harcama, üretime az para ayırma, zevk- keyif 1,500 iken; bu zillet, illet yok olmaz, olmamaktadır.

                “Sizlere yazabildiğim doğruların, gerçeklerin, hakkın, hakikatin en iyisini, güzelini, yararlısını, doğrusunu, hayırlısını yazmaya çalışıyorum ama yinede daha sonra bazı hata, yanlış yaptığımı düşünüyorum. Zira insan her an gelişme halindedir. Daha sonra daha doğru ve gerçek bilgiye ulaştığım oluyor. Bunun için Allah’tan, af, bağışlama, mağfiret diliyorum. Sizlerden özür diliyorum. Ben dedim, diye her şeye sarılmayınız. Ben bir insanım, beşerim, şaşabilirim. İnsan masum değildir. Hata, yanlış yapabilir.”

                Her iyi laf- söz edene inanmayınız. Ülkemizde PKK terör örgütünün siyasi uzantısı HDP ve HDP ile 1991 yılından beri kurumsal işbirliği, yardımlaşma, dayanışma, işbirliği, güç birliği, müttefiklik, ittifaklık yapan, CHP en çok özgürlüklerden, eşitlikten, bağımsızlıktan, özerklikten, barıştan söz etmektedir! Ama 123 terör örgütü ile birliktedirler! Milletimizin hala kanını dökmektedirler. Küresel boyutta kan akıtmakta, her türlü pisliği yapmaktadırlar. Bu alçaklara aldanmamalı. Kanmamalı. Şaşırmamalı. Sapıtıp, bunların uşağı, kölesi, esiri, tutsağı olmamalı. Aksi halde tüm insanı değerlerinizi kaybedenler gibi kaybedersiniz. Bizden söylemesi, tebliğ etmesi! Biz iyiliği yaymaya, kötülükleri önlemeye çalışıyoruz. Biz, Allah’ın emirlerini anlatmaya, kötülüklerden sakındırıp, uzaklaştırmaya çalışıyoruz.

                İttihat ve Terakki Cemiyeti aslında bir terör örgütüdür. Ülkemizdeki HDP, CHP, 123 terör örgütü benzeri bir şer terör örgütüdür. Silahlı terör örgütüdür. Silahla siyaset yapmaktadır. En çok “adalet, eşitlik, hürriyet- özgürlük” kavramlarını kullandılar. Sonrasında İkinci Sultan Abdülhamit Han’ı 1908 yılında devirdiler. İktidarı ele aldılar. Ülkemizin 5 milyon kilometre kare vatan toprağı vardı. Ülkemizi savaştan savaşa soktular. 35 cephede savaşa soktular. Osmanlı halkları ile iletişim, diyalog, birlik, beraberlik, barış, birlikte yaşama, uyum içinde kalmayı sürdüremediler. Balkan savaşları, Birinci Dünya Savaşı, Kurtuluş savaşı derken; cephelerde 800 bin askerimizi kaybettik. Şehit verdik. Gazi sayımız bilinmiyor. Savaşın verdiği göç, açlık, yokluk, kıtlık, hastalıktan 4,5 milyon insanımızı kaybettik! İşte CHP+HDP+123 terör örgütü bir İttihatçı terör örgütünün devamıdır. Özgürlük, barış deyip, özgülüğü yıkım için kullanmaktadırlar. Sadece kendilerine özgürlük istemektedirler. PKK gibidirler. Kendine özgürlük, başkalarına ölüm kusmaktadırlar.

                İlahiyatçı deyip de, herkese inanmayın. PKK, CHP, HDP’den çok daha tehlikeli ilahiyatçılar vardır. Şu anda etkindirler. Aktiftirler.

                Fetullah Gülen – Fetö bir ilahiyatçı imamdır. 1964 de cemaat, dini cemaat diye çalışmalarına başladı. 1988 yılında işlerini gizli yapmaya başladı. Çünkü 1988 de yabancı şer güçlerin eline geçti. Özellikle ABD- CIA kullanmaya başladı. 1998 de Amerika’ya kaçtı. Tabii ki, tedavi amaçlı gittim, dedi. Ama hep kendini güzel, iyi, süslü sözcüklerle sakladı, gizledi. Aslında Vatikan’da gizli papazmış. 17 bin faili meçhul cinayet işlediler. Devleti ele geçirdiklerinden, cinayetlerin üstünü kapattılar. Ya da başkalarına yüklediler. 15 Temmuz 2016 da darbe yapmaya kalktı. 251 vatandaşımızı şehit etti. 2,193 vatandaşımızı gazi etti. 50- 100 defa ameliyat olanlar var. Hala iyileşmeyenler var.

                Adnan Oktar, bir dini cemaat olarak ortaya çıktı. Ama Fetö ile işbirliği içindeydi. Kadın oynatmaya, Mossad, CIA, İngiliz uşaklığı yapmaya başladı. Yakalandı. 33 suçtan yargılanmaktadır.

                Ülkemizde yüzlerce ilahiyatçı bir proje olarak kullanılmaktadır. Gerçek İslam, Müslümanlık anlatmamaktadırlar. Yaşar Nuri Öztürk, Zekeriya Beyaz, Mustafa İslamoğlu, Abdülaziz Bayındır, Süleyman Ateş, Edip Yüksel, İskender Evrenesoğlu, Nazmı Sakallı oğlu, Rafet Kayserili oğlu, İhsan Eli açık, İsmail Nacar, Cemil Kılıç; ilahiyatçı gözüken fitneci, fesatçı, nifakçı, bozuk bozguncudur. Hepsi İslam ve Müslüman karşıdır.

TRT Diyanet TV bile 3 aydan beri biraz düzeldi. Yanı TRT denilen devlete bağlılığından ayrıldıktan sonra biraz doğru dürüst gerçek bilgi aktarmaya başladı. Diğer televizyon ekranlarına bazı ilahiyatçıları çıkmaktadır. Günün 7/24 saatinde halka pislik akıtan televizyon, gerçek anlamda din âlimini konuşturur mu? Hepsi sapkın, sapık düşünceli olanları çıkarıp, din adına konuşturmaktadır. Okudukları ayet mealleri doğru değildir. Açıp, bakıyorum. O ayet, dedikleri ile ilgili uzaktan, yakından ilgisi yoktur.

Bir gün bir televizyonda din adına bir program izliyorum. Haber Türk TV İzliyorum. Din konusu tartışılıyor. 4- 5 tane gazeteci var. Birbirine en sonunda şunu hep birlikte söylediler: “Sanmayın ki, ben dindarım. Ben ateistim.” Bu adi, alçak, kahpe, sapık, sapkınlara hidayet diliyorum. Aksi halde canları cehenneme diyorum. Allah cc. ıslah eder inşallah. Bunlarda tövbe eder inşallah. 

1979 yılından beri solcu komünist teröristler ile İslamcı sapkın katil katliamcı teröristler, insanlığın ve İslam ülkelerinin başına bela oldular. Bir de münafıklar türedi. Sapıklığın her çeşidi, manyağı, salağı, kullanılan materyali, ırkçısı, faşisti her pisliği eylem halindedir. Solcu komünistler 1800 yılından beri, komünist bölücüler 1806 yılından beri ülkemizde yıkıcılık, katillik, barbarlık, hırsızlık yapmaktadır. Bir de üstüne üstlük kapitalistler çalmakta, kötü yöneticiler hortumlamaktadır. Bunlar yazmakla bitmez. Bitiremedim de!

                En doğruyu söyleyen, âlemleri hiç yoktan yaratan, var olandan yaratıp, yaşatan, Yüce Allah’ımızın Şura süresi 42/22. Ayetini mealen nakil ile yazmak istiyorum: “ … İman edip, dünya ve ahiret için yararlı işler yapanlar ise cennet bahçelerinde olacaklar. Onlar için Rableri katında istedikleri her şey vardır. İşte büyük lütuf budur.”

                Lütfen! Mümin Müslüman, insan kardeşlerim, karındaşlarım. Makalem uzun olmasın, diye sizlere dört tane ayetin adını veriyorum. Sizlerde Kur’an mealinden veya internetten lütfen okuyup, anlayınız. Bakara süresi 283 – 284- 285- 286. Ayetlerini okuyup, idrak ediniz. Hak din İslam dinine ve ilme, bilime göre en güzel, iyi, dosdoğru, yararlı, ideal boyutta yaşama azminizi sürdürünüz.