İslam dini, Allah cc. tarafından, Cebrail aracılığıyla, vahiy yolu ile gönderilmiş tek ilahi dindir. İnsanlara huzur, mutluluk, kolaylık, rahatlık, iyi, güzel, doğru, dürüst, adil, güzel ahlak, edep, hayâ, ilim, bilim, hak, hukuk, hakkaniyet, aklı doğru kullanma yolunu gösterir.

Hedefi: insanları iki âlemde huzurlu, mutlu, rahat ettirmektir. Allah’ı tanıyıp, ibadet etme, varlıklara iyilik yapmadır. İslam dini, Allah’ın emir ve yasaklarından ve peygamberimizin dini yaşamasından oluşur. İlimle, din ile akıllı insanlara hitap eder. İnsanların hak, hukuk, adalet, doğruluk, dürüstlük, güzel İslam ahlakı, edep, hayâ, İslam’ı değerlerle ilmi yaşamayı emreder. Aklı, ilimle, zekâ ile din ile sanat ile ortak dosdoğru akıl ile kullanmayı öğütler.

Hedef: Dosdoğru yol olan, istikamet, hak, hukuk olan ilim ve İslam yoludur. Sırat-ı müstakimdir. Allah’ın dini, peygamberin yol ve yöntemidir. Bu inanç, müminlerin ve akıllı insanların izleyeceği, gideceği harfiyen tek, sadece ve ancak İlahi yoldur. Diğer bütün yollar dikenliktir. İki dünyada da cehenneme çıkar!

Mümine düşen görev; iyiliği emredip, kötülükleri reddetmek, men etmek, engellemek, yasaklamaktır.

Allah cc. bir ayetinde buyuruyor: “ Aklını kullanmayanların üzerine pislik yağar!

Mümin; dini, imanı, vatanı, milleti, ümmeti, insanlık değerleri, iffet, servet, nesil özgürlüğü için canını feda eder. Kutsal, ulvi, mukaddes değerleri için amansız mücadele eder.

Allah cc. 2. Sürenin 154. Ayetinde buyuruyor: “ Allah cc. yolunda öldürülmüş olanlar için “ölüler” demeyin. Bilakis onlar diridirler. Fakat siz iyice anlamazsınız.”

Müslüman, dini, imanı, izzeti, iffeti, nesli, geleceği, varlığı için amansız mücadele etmek durumundadır. Aksi halde iç ve dış katiller, katliamcılar, vahşiler, barbarlar, akılsızlar, düşmanlar, kahpeler, alçaklar, adiler, insanlık ve iffet, izzet düşmanları; tüm mukaddes değerlerinize tecavüz eder. Her değerinizi yok eder. Ortada İslam, insanlık, değer yargısı, özgürlük, bağımsızlık, saygınlık adına hiçbir şey kalmaz. İki dünya felakete sürüklenip, gider!

Allah cc. 3. Sürenin 31. Ayetinde buyuruyor ki: “ Eğer siz, Allah’ı seviyorsanız, bana uyun ki, Allah da sizi sevsin. Suçlarınızı affetsin. Allah, gafurdur- bağışlayandır. Rahimdir- koruyan- esirgeyendir.”

                İslam dini, akıl sahiplerini muhatap alır. Kur’ân; Ey insanlar ve ey müminler diye ayete- tümceye başlar. Doğru, yeterli düşünün. Akıl erdirin, der. İyi, güzel, doğru, dürüst, yararlı, olumlu, insanlıklı, insancıl, insaniyetli, ilimli, bilimli, yararlı olunmasını öğütler. Hak, hukuk, adalet, doğruluk, dürüstlük, hakkaniyet, güzel ahlak içinde maddi- manevi temiz olmayı emreder.

                En doğruyu Allah cc. söyler. Allah’tan daha doğru, iyi, güzel, olumlu, yararlı söz söyleyen olmaz. İnsanlar, Allah’ın sözlerine, emir ve yasaklarına uydukları süreçte huzurlu, mutlu, rahat olurlar. Uymadıklarında da her olumsuzluğu acı veren şekilde yaşarlar, yaşamaktadırlar! İslam dini ne oranda yaşanırsa, o oranda güzel hayat sürdürülür. Ne oranda yaşanmazsa, o oranda kötü, çirkin, zararlı, çekilmez hayat sürülür!

                Allah cc. insanların iki âlemde huzurlu, mutlu olmaları için İlahi mesajlar ve peygamberler gönderdi. Bu peygamberler, insanları, Allah’ın hak dini olan İslam dinine çağırdı, davet etti. İslam dini, akıl ile zekâ ile ilim ile bilim ile sanat ile samimiyetle, bütünüyle yaşanmalı. Hak din İslam bir inanç, ibadet, ilim, bilim, sanattır. Tüm aklın değerlerini, ilmin, bilimin, sanatın, kültürün değerlerini özünde taşır. Hepsi dinin parçaları, üniteleridir. İlimsiz, akılsız, sanatsız, kültürsüz İslam dini yaşanılmaz. Bunun içindir ki; Kur’ân, akla, düşünmeye, ilme, sanata, bilgiye çağırıyor.

                İslam dini, maddi, manevi temiz olmayı; güzel, iyi, temiz ahlaklı olmayı emreder. İnsanın dünyada huzurlu olması, ahirette cennette yaşaması için her değeri anlatır. Dünyada İslam dininden başka din yoktur. Diğerlerine insanlar din dese de, onlar artık birer felsefi- beşeri görüştür. İki dünya içinde doğru söyledikleri pek bir değer yargıları kalmamıştır. “Allah cc. katında din sadece İslam dinidir.” İnsanlık için en gerekli inançtır. Diğerlerinin yaşantılarına bakıp, dersler çıkarmalı. İbret almalı.

                İnsan, hırs, nefis, şeytanı arzu ve isteklerle huzurlu, mutlu olamaz, olamamaktadır. Din hem milli, yerli, kutsal, mukaddes, ulvi, evrensel tüm hak değerleri kapsar. İnsanları imanla, inançla, güzel ahlakla, ibadetle, sevap kazanma duygularıyla bir arada tutar. Barış, kardeşlik, dostluk içinde güzel yaşamalarını sağlar. Yaşamayanlar, İslam dininden kopan, sapık, şaşırmış, azgın, sapkınlardır. İslam dini şefkat, merhamet, acıma, müşfiklik, insanilik, insaniyeti, vicdanı, insani, sabrı, sebatı kazandırır. Bunları kazanım haline getirmemiş olanlardan, İslam değil; zalim, gaddar, haşin, acımasız yaratık olur. İslam’ın sıfatları, özellik ve nitelikleri bellidir. Bunlar yaşandıkça insan muttaki, takva, vera hak mümin Müslüman olur.

                Aklın, zekânın görevi; hak inanç, düşünce olan İslam dinini benimsemesi, özümsemesi, içselleştirip, yaşam tarzı haline getirmesidir. İslam dinini benimsemeyen; akıl, zekâ, doğru düşünce denmez. İslam, insanın yaratılışına- doğasına uygun olarak Allah cc. tarafından söylenmiştir. Allah cc. ilmidir. Âlim olan Allah’ın ilmidir. En doğruyu Allah cc. söyler, söylüyor.

                İslam dini, insanlığın ilk ve son dinidir. İslam dininden ilham almalı. İslam dinini ilmen hakça dosdoğru yaşamalı. İslam dini aşırılığı ve geriliği reddeder. İslam dini dosdoğru orta yoldur. “Fatiha süresini doğru okuyup, anlamalı. İstikameti Hakk’a, hakka, hakikate yöneltmeli.”

 İnsanların ilk mürşidi Âdem as. Hazretleridir. Son mürşidi de peygamberimiz Hazreti Muhammet Mustafa sas. Olmuştur. Bu ikisi arasında geçen peygamberleri de öğrenip, onlardan ilham almalı. Ders almalı. İbret almalı. Biz müminler, tüm peygamberlere, kitaplara inanan hak bir Müslüman’ız. Hakkı, hakikati reddeden kâfirler gibi olmayız. Kâfirler, hakkı, Hakk’ı, hakikati reddettikleri için kâfir, müşrik, münafık, zalim olmuşlardır. Biz hak din İslam tarafındayız. Sapıtmışların, sapıkların, azgınların, zalimlerin tarafında asla olmayız. Onların gösterdiği yol; sapıklık, sapkınlık, azgınlık, serserilik, batıl, küfür, gâvurluk yoludur. Allah’ın ve peygamberinin gösterdiği İslam yolunu bırakıp; onun bunun gösterdiği sapık, sapkın, delalet yolundan gitmeyiz. Müşrikler gibi asla olmayız.

                Allah’ın yolunu bırakıp; Karl Marks, Engels ateistlik, zalimlik, komünistlik yoluna girenlere bir bakınız! Ders çıkarınız.

Adolf Hitler, Musolini yolunu takıp edenlere bir bakınız. Ders çıkarıp, ibret alınız. 

Adam Smith’in kapitalist yoluna girenlere bir bakınız.  Bu sapıtmış zalim paranoyakların insanlığı nasıl mahvettiklerini tarihten ve günümüzde olan korkunç dehşet saçan vahşetlerinden anlamaya çalışınız.

Akla, zekâya, bilgisizliğine, cehaletlerine bakınız. Adam, “Apo” denen katliamcı katil- caniyi, Che Guevara’yı, pek çok zalim, faşist, komünist –dinsiz, gaddar zalim gâvuru kendine mürşit edinmiş! Onun yolunda, izinde, açtığı yolda hiç durmadan yürüyeceğine ant içmekte, yemin etmektedir!

İnsan, ideolojik ve etnik- ırki sapıklık içindedir. İdeolojilerin tümü sapık, sapıtmış, haktan sapmış, şaşmış, zalimdirler. Irkçılık, etnik kimlikçilik sapıklıktır. Bu sapıklar, birbirini yerken, müminlere de çok büyük zararlar vermektedir. Bu zalimlerin internetten öğrenmek mümkündür.

 “ Dünyanın en zalimleri, katliamcıları, teröristleri yazarsanız, karşınıza yüzlercesi çıkmaktadır.” Bu gibilere tapınmamalı. Aldanmamalı. Kanmamalı. Bunların açtığı yolda hiç durmadan gitmeyi düşünmemeli. “Allah’ın yolu varken, peygamberimizin mürşitliği varken; böyle azgın, sapkın, sapıkça davranmamalı. Dinler tarihine, insanlık tarihine bakınız. Zalimleri öğreniniz. Zalimlerden çok uzak durunuz. Onlara karşı amansız hak, hakça, hukukça mücadele veriniz.”

 İnsanlık, hak dini bırakıp, Fetiş olmuş. Fetişizm, komünizm, faşizm, kapitalizm, ateizm, feminizm, deizm, -çü,-çu, -cu, -cü, -cı, -ci, -çı,-çi,- culuk,  -çülük,  -izm gibi pek çok sapıklığın peşine takılmış! Fosseptik çukuruna düşmüş! Hala haberi yok! Kurtulmaya bile gayret etmemektedir! Aklı, fikri hastalığı ile fosseptikteki bakteri, virüs, mikrop ve haşaratla yaşamaya çalışmaktadır! Allah cc. akıl, fikir, düşünme yetisi isteme arzusu versin. İnsan istemeden hidayete- dosdoğru yola kavuşmak mümkün olmaz. İnsan önce niyet edecek, isteyecek. Gayret edecek. Hedefi, hak olarak belirleyip, adımlarını atmaya başlayacak. Hedef hak, yöntem doğru, girişimde bulunmak, olmasa olmazlardandır.

Allah’ın dini olan İslam’dan başka din, inanç, inanış, görüş kabul etmeyin. Azgın sapıklığa düşersiniz. Batıl din ve itikatlara rağbet göstermeyiniz. Küfre düşer, perişan olursunuz. İki dünyanızı zelil, rezil, illet, zillete düşerek, haşat, felaket, fecaat olursunuz. Ruhilik, ataya ibadet, ata dininde olma, insanlara kutsallık atfedip, açtığı çığırda gitme gibi sapıklığın içine katiyen düşmemeye çalışınız. Adi ve maddi şeylere tapınmayınız. İnsanı kutsallaştırıp, açtığı yolda hiç durmadan yürüyeceğim, demeyiniz. Onun görüşleri yaşam tarzımdır, gibi sözler etmeyiniz. Bugün böyle diyen birey, grup, kalabalıklar sapıklığın çıkılması zor pisliğin içine düşmüş. Lenin, Stalin, Mao, Apo, Feto, Hitler, Musolini, Che ve benzerlerini kendilerine lider, önder, mürşit edinmişler. Zalim, gâvur, müşrik olup, iki dünyada perişan olacak durumlara düşmüşler.

 Cahil kavimlerde canlılara, eşyalara tapınmışlar. Bunlara Fetiş denmiş. Peygamberimiz zamanında Allah’a inananlar, aynı zamanda yaptıkları, edindikleri putlara da tapınıyordu. Bunlara da müşrik deniyordu.

Komünizm gibi ateizme, dinsizliğe, Allahsızlığa inanlara da komünist, kâfir, kızıl gâvur denmektedir. Vahşi, cahil kabileler; hayvana, bitkiye, gökteki ve yerdeki cisimlere tapınıyordu. Göğe, aya, güneşe, yıldızlara, ak koyuna, kara koyuna tapınanlar vardır.

Hala ateşe tapanlar vardır. Bunlara Mecusi denmektedir. Hala ateşe, şeytana tapınanlar vardır. İneği kutsal sayan Budistler vardır. Hala deve çekirgesini kutsal sayan Afrikalılar vardır. İnsanların bu deve çekirgesinden evrim sonucu oluştuğunu söylemektedirler. Maymuna tapınan, kutsal sayan Budistler hala vardır. Belgesellerde görüntülü izliyorum. Budist tapınaklarında, bir tapınakta bile 6 milyondan fazla lağım faresi beliyorlar. Kutsal sayıyorlar. Kutsal saymalarının nedeni; atalarının ruhlarının bu büyük lağım sıçanlarında olduğuna inanıyorlar!

Bugün hak din İslam ‘a, Kur’ân ve peygamberin inancını, dinini bırakıp; insana tapınanlar vardır. Bu tapınanların, gerçek ve doğru anlamda İslam, din, Allah, peygamber inançları ve itaatleri, saygı ve sevgileri gerçek anlamda yoktur.

 1970’lı yılarda komünistler ateistliği açıktan, çekinmeden, büyük mücadele ile veriyorlardı. Ateist, dinsiz, Allahsız olduklarını söylüyorlardı. Tam azılı, azgın sapıtmış sapık olmuşlardı. O günlerde ben 20 yaşlarında olup, 30 kadar Allah’ı anlatan kitap almıştım. Karl Marks, Engels, Che Guavara,  Hegel, Mao, Nazım Hikmet, Darvin, Mahir Çayan, Deniz Gezmiş, Maxim Gorki gibi bazı komünistlerin pek çok kitabını çevredeki ateist komünistlerden aldım, okudum. Onlarla mücadele vermek için, tanımak gerekirdi. Tanıdım. Doğru, gerçek, hayata uygulanıp; huzur, mutluluk, rahatlık, özgürlük sağlatacak bir yapı yok. Zaten bunlar daha çok insanlıktan intikam almak isteyen Siyonist veya Yahudi sapıklardır. Komünistler bunlara tapınır. Onların yolunda, izinde gitmeye ant içerler! Komünistlerin mabutları, tapındıkları bu gibi sapıklardır. Onların yolunda, izinde gittiklerinden, onların sözlerine uyarlar. Kan dökerler! Katliam yaparlar! Katil serseri olurlar! Ebediyen kalacakları cehennemin çukuruna mundar, leş olarak giderler.

Bugün ki, sapıtmış Hıristiyanlarda Hazreti İsa’yı ilah edinmişlerdir. Bu bir çeşit putperestliktir.

Faşistlerde Darvinisttir. Materyalisttir. Vahşi katillerdir. Zorbadır. Irkçıdırlar. Bunların her biri kendi ırklarının üstünlüğünü savunurlar. Irkçılık, etnik kimlikçilik, şovenlik yaparlar. Bugün dünyada hem fikri sapık ideolojiler, fikri sapık felsefi görüşlüler vardır. Bunlar aynı zamanda ırkçılık yaparlar. Bir oradan bir buraya savunurlar. Fikren sapıktırlar. Irkçılıkları ile sapıktırlar. Irkçılık ve felsefi, ideolojik sapıklıkları ile dünyayı ateşe vermektedirler. Barışı, kardeşliği, dostluğu bozmaktadırlar. Hidayete ermeleri için dua ederiz. Ermeseler cehennemin dibine gitsinler, deriz.

Bu gibi batıl fikir, düşünsel sapıklıklarla İslam dini örtüşmez, bağdaşmaz. Kaynakları farklı, özleri, detayları farklıdır. Beşeri- felsefi görüşler hep zalim, sapkın kişilerin sapıkça düşüncelerinden oluşmuştur. İslam dini, Allah’ın sözleri, kelamı, iradesi, sözüdür. Mutlak dosdoğru ve gerçektir. Varlığı İlahidir. En yüksek bir doğru ile ahlak ile mukaddes, ulvi, kutsal değerler taşımaktadır. Beşeri, insani değildir. İslam dini normal, doğal, evrensel, gerçek, dosdoğru İlahi bir dindir. İnsan uydurması, düzmesi değildir. İnsanın yaratılışına uygun, yaşantı kitabıdır. Her insan bilgisi, anlayışı, ilmi, kapasitesi oranında anlar. Herkes dinden imandan ilham alabilir. Vahiy dini olan İslam dininden istediği kadar yararlanabilir. Ama İslam, Kur’ân bir bütündür. Bütünü ile yaşanıldığında anlam, önem, değer, yarar sağlar. Yarım yamalak mümin olamz. Mümin tam anlımı ile dosdoğru mümin olmalıdır.

İslam dini bir inanç, itikat, akaittir. İnanca ilişkin hükümleri, olamasa olmazları vardır. İnanç yönü hiç değişmez. Mutlaktır. Değişmezdir. İnsan doğasına uygun esaslardır.

Ameli, ibadet hükümleri zamana, mekâna, duruma, olanağa- imkâna, yere, sağlığa göre değişimler gösterir. Bu değişimlerin nasıl olacağı da bildirilir.

Ahlakı hükümlerde zamana, duruma, imkâna göre değişebilir. Nelerin nasıl değişebileceği anlatılmıştır. İslam kolaylık dinidir. Zorluğu yoktur. Her zorluğun aşılma, çözme, çare olma durumu vardır.

İnançta Allah ve peygamber inancı değişmez. Allah ve peygamberimiz tanınıp, kabul edilmedikçe, mümin olunmaz. Kelime-i Şahadet ve Kelime-i Tevhit olmasa olmazdır. Bu inanç olmadıkça, Müslüman olunmuş olmaz.

Allah’a istenilen şekilde ibadet edilmeli. Peygamberimizin farz ibadetleri eda ettiği gibi ibadet etmeli. Sapıtmışların durumuna asla düşmemeli.

Bakara süresi, 185. Ayet: “ Ramazan ayı i insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak kendisinde Kur’an indirilen aydır.”

Kur’an-ı Kerim, hakkı, hakikati, batıldan- küfürden ayırır. Kur’ân ve peygamberine kulak vermeyenler bunu yapamaz, yapmamış, yapamayacaktır. Batıl, küfür, yalan, yanlış, kötülük, çirkinlik, pislik içinde boğulup, kaybolacaklardır. Bu durumu ezelden ebede olan sonsuz ilmi ile âlim olan Allah cc. bildiği için İlahi kitaplar, emirler ve de peygamberler göndermiştir. Sonrada insana akıl, zekâ verip; gönderilen kitaplara ve peygamberlere uymalarını istemiştir. Batıl, küfür içindeki hiçbir insan iyi, doğru, dürüst, hakça, hakikatçe değildir, olmamıştır, olamayacaktır. Olsaydı, zaten ezelden ebede sonsuz ilmi olan, olacak olan, her şeyi bilen, Allah cc; din ve peygamber göndermezdi. Demek ki, insana bir kılavuz gerek ki, bu emir, yasak ve peygamberleri görevlendirdi. Böyle olmasına rağmen, yine hakka, hakikate kulak asmayanlar, batıl ve küfür içinde perişan olmaktadır. İki dünyasını zilletli bir şekilde cehenneme çevirmektedir.

Allah cc. Al-i İmran süresi 151-168-169 ayetlerde, “Allah’a ortak koşanlar ve zalimler in son durağının kötü olduğu bildiriliyor.”

Muamelatta İslam hükümleri- ahkâm ayetleri esas alınmalı. Şer’i hükümler Kur’ân’da bellidir ve 900 kadardır. Allah’ın emirleri yaşanılır. Yasakladıkları haramlardır. Haramlardan sakınılıp, kaçınılır. Allah’ın emri tutulup, yapılır. Yasakladıkları haramdır. Yapılmayıp, kaçınılır. Allah’ın yasakladıklarını yapanlar, iki dünyada, dünyada ve ahirette cezasını görürler. Emirlerini tutanlarda, iki dünyada ödülünü alırlar. Müslümanlar; Kur’ân, hadis- sünnete göre ibadetlerini yapar. Kur’ân ve sünnete uygun olmayanlar, ibadet olmaz. Oyun, eğlence, avunma, teselli, zırva, batıl, küfür olur. Kitap ve sünnete uyma asıldır, esastır. Mutlaka olmalıdır. Sahabe, Ehl-i Beyt böyle ibadet etmiştir.

Yaşantımızda, Kur’an, sünnette bulamadığımız hükümleri, kaide, kural, usul, ilkeleri, kıyas ve de İcma-i ümmette buluruz. İçtihatla âlimler ortak görüşe vararak, yeni olaylara, zamana, duruma, yere, olanağa göre yeni hükümler verir. Böylece çözüm, çare bulunur.

Bizler, İslam dinini öğrenirken; Kur’an, sünnet- peygamberimiz, kıyas, icma-i ümmet ne diyor? Nasıl yaptı? Nasıl yapardı? Diye bilmemiz için bilge, bilgin, âlim olmamız gerekir. Öyle zil cahil cühela, çapulcu olarak İslam dini yaşanılmaz. İslam dini öğrenimi, eğitimi almalı. İlim, bilim tahsili- öğrenimi- öğretimi görmeli. Boş teneke, boş çuval olmamalı.

Müslüman, temiz, Kur’ân ve sünnet yolunda samimi yaşayan âlimlerle dost olmalı. Ders almalı. Doğru haberlere inanmalı. Samimi Müslüman olmayan, ideolojik ve felsefi sapıklık içinde olanların haber ve konuşmalarına inanmamalı. Aklı, zekâyı, doğru bilgiyi dosdoğru kullanmalı. Haberi veren sorgulanmalı. Kimdir, nedir, neye hizmet ediyor, bilinmeli. Sapıtmış zalim ise, at çöp kutusuna gitsin. Söylenen şeyin doğru olup, olmadığı araştırılmalı.

 Bugün İslam düşmanları daha piyasaya etkilidir. Pek çok zalim, münafık, müşrik, kâfir, batıl için her şeyi mubah sayarak, her tülü pisliği yapmaktadır. Akıl çok doğru kullanılmalı. Bugün aklını kiraya verenden, satandan, akıl ile birlikte kendini kaybedenden, ne ararsan bulmak mümkündür. Akıl irşat olmalı, feyiz almalı, ders almalı, ibret almalı. Doğru bilgilerle dosdoğru davranmalı.

Bir insan akıl ilimleri- doğa ilimleri, mesleklerle birlikte; Kur’ân, hadis, sünnet, fıkıh, ilmihal, akait, İslam Tarihi, İnsanlık Tarihi ve diğer akıl ilimlerini bilmeli. İnsaf ve vicdanla davranmalı.  İlim, ilimdir, bilinmelidir. Aslen, esasen İslam’ı ilimler, akıl – doğa ilimleri diye ilimler ayrılmaz. Ama kolay öğrenme açısından, ilimler kısımlara, parçalara ayrılmıştır. Hadis usulü, fıkıh usulü de bilinmeli. Her ilmi öğrenmenin farklı bir yolu, yöntemi, usulü vardır. Sahihi Buharı, Müslim, Ebu Davut, Tirmizi, Nesai, Mace hadisleri okunup, anlaşılmalı. Hadislerde kendi arasında kısımlara ayrılır. En sağlam hadisler; Mütevatir olan hadislerdir. Mütevatir hadislerde hiç şüphe- kuşku yoktur. Her şeyi ile dosdoğrudur.

Müslüman, namaz, oruç, hac, zekât, kurban gibi ibadetleri yaparken, ahlaklı olmalıdır. Ahlaksız bir Müslüman düşünmek istemiyorum. Ahlaksız mümin Müslüman olmaz. Ahlaksızca yapılan ibadetten hayır, sevap da bozuk, kabul görmez nitelikte, ahlaksızlıkla sevabı silinen bir eylem- davranış olur. Bugün ki, Müslümanların ibadetleri eksik, noksan olmasına rağmen ahlakları da kötü, çirkin, yaramazdır. Dünyaya güzel örnek olamamaktadırlar. Bugün Müslümanlar, kâfirlerden, münafıklardan olumsuz etkilenerek, bozulmaktadır. Biz, Müslümanlar yapmaya, olumlu etmeye çalışıyoruz. Kâfirlerde bozmaya çalışmaktadır. İşte burada müminler büyük bir sınavdan geçmektedir.

Bugün, müminlerin büyük çoğunluğu şirk içine düşmüş. Edindikleri bozuk fikir, fikirsizlik, düşünce, ideoloji, bozuk felsefe için mücadele vermektedirler! İslam dini yanında dinler- inançlar- inanışlar edinmişler. Daha çok tapındıkları tağuta yöneldiklerinden, İslam ve Müslüman düşmanlığı yapmaktadırlar. İnsan hem mümin, Müslüman, İslam olup; hem de kapitalist, komünist, faşist, Fetiş, diğer doktrin, felsefi görüş, batıl sapık ideolojilerde olamaz. Olursa, Müslümanlığı zaafa uğrar. Acizlik ve sapıklık içinde bocalar, kalır!

Bugün, Marksistler, komünistler, ateisttir. Allah, peygamber, din- iman inkâr ederler. Yanı kızıl kâfir- gâvurdurlar. İdeolojileri, dinsizlik, Allah tanımazlık, üzerine kurulmuş. Kanlı devrim hedeflerler. Her devrimi kanlı yapmışlar. Anarşist, şiddetçi, yıkıcı, terörist katil zalimdirler. Hiçbir fikirleri insanlıkla bağdaşmaz. Zaten Darvin düşüncesi ile insandan olma, doğma olmadıklarını söylemektedirler. Allah’ın birliğine inanma şöyle dursun; yok sayarlar. Akıl, zekâ yok! Aklı, zekâyı doğru kullanmaları olmamaktadır.

Hıristiyanlar ise Allah’a şirk- ortak koşarlar. Allah’ın baba, oğul ve ikisinin bir araya gelmesi, Ruhul Kudüs gibi kabul ederler. Allah’ın birliğine inkâr getirirler. İsa as. Hazretlerini ilahlaştırırlar. İdeolojilerin tümü materyalist- maddecidir. Din iman kabul etmezler. Helal, haram, günah, sevap gözetmezler.

Allah’ın ve peygamberinin ad ve sıfatları vardır. Bunlar kitaplardan ve internetten öğrenilmelidir. Bunlar bilinmedikçe, Allah cc. ve peygamberi tam anlamı ile bilinmez.

Amentü şerhi, imanın şartları çok iyi öğrenilmeli. İmanın 6 şartı dini kitaplardan ve de internetten öğrenilebilinir. “İmanın şartı, Kur’ân ve sünnetin bütünüdür.” Biz, müminler, imanın şartı olarak; Allah’ın varlığına, birliğine iman ederiz. Meleklerine inanırız. Gönderilen İlahi kitaplara, sayfalara, emir ve yasaklara inanırız. Tüm gönderilen peygamberlere ayırt etmeden inanır, sevgi, saygı duyarız. Öyle Yahudi ve Hıristiyanlar gibi bazılarına inanıp, bazılarına inanmazlık yapmayız. Hayır ve şerri Allah’ın yarattığına, ahiret gününe, Hazreti Muhammet’in son peygamber olduğuna, aslı, esası, detayı ile inanırız.

İslam dininin 5 temel esasına, namaz kılma, oruç tutma, zekât verme, hac yapmaya inanır ve gereğini eksiksiz yaparız. Ahiret, kıyamet gününe inanır ve hazırlığını eksiksiz yapar.  Kur’an ve sünneti bütünü ile eksiksiz yaşadığımızdan, bizler bütün mümin Müslüman’ız. Öyle eksik, yarım, yamalak, istediğimize inanıp, istemediğimize inanmayan münafık ve zalim tiplerden değiliz, asla olmayız. İslam dinin tüm ilimlerini öğrenip, yaşantımızda gerçekleştirip, uygularız.

Müslüman olarak bilgili, bilinçli, ilimli, bilimli, sanatlı, sanatkârlı oluruz. Zamanın, çağın tüm bilgi ve mesleklerini toplum olarak ediniriz. Dinimizi koruruz. Dinimize sahip çıkarız. Öyle inkârcı, dinsiz, imansız, Allah cc. tanımaz, yaratıklardan, zalimlerden, katillerden olmayız. Nefsimize, şeytana uymayız. Kendimizi, neslimizi kötülüklerden koruruz. Aklımızı bozmayız. Sapık, serseri, batıl, küfür, zararlı düşüncelerle sapıtmayız. Çünkü biz hak, hakikat olan bilgileri ediniriz. Malımızı, servetimizi, mülkümüzü helal, mubah yoldan, helal yöntemlerle ediniriz. Helal, sevap olacak şekilde harcarız. Öyle haram, günah işlerle kendimizi, neslimizi mahvetmeyiz. Haram yiyenlerin aklı, zekâsı, DNA- genleri bozuk olur. Haram yiyenlerin nesli de berbat olur. Haram olan yiyecek, içecek, giyecekler insan genlerini ve de ruhunu bozar. Onlardan meydana gelen nesilde de hayır, iyilik, güzellik, doğruluk, dürüstlük olmaz. Sigara, alkol, uyuşturucu genleri bozduğu gibi haram kazançta, beslenmede, yaşam türü de aynı olumsuz etkiyi maddi, manevi anlamda yapmaktadır.

Şunu asla unutmamalı. Bilgili, bilinçli, istekli şekilde sapık, sapıtmış, zalim ideoloji ve bozuk felsefi görüş sahipleri; İslam, mümin ve Müslüman düşmanıdır. Çünkü İslam dinini, inancını, nizamını beğenmediği için, alternatif kabul ettiği sapık ideolojiyi veya sapık felsefi- beşeri görüşleri tercih etmiştir. Her ideoloji, bozuk felsefi görüş ve inançlar İslam, mümin, Müslüman düşmanıdır. Bunu günlük yaşantımızda da görüyor, gözlemliyor, işitiyor, duyuyoruz. Irkçılık ve islamofobi hareket bunun sonucudur.

Al-i İmran süresi 103. Ayet: “ Hep birlikte Allah’ın ipine ( Kur’ân’a, dinine) sımsıkı yapışın. Parçalanıp, bölünmeyin…”

Nisa süresi 4. Ayet: “ Her kim bir mümini kasten öldürürse, onun cezası; içinde sonsuza dek kalacağı cehennemdir.”

Nisa süresi 93. Ayet: “ Kim bir mümini kasten öldürürse, cezası; içinde ebedi kalacağı cehennemdir. Allah, ona gazap etmiş. Lanet etmiş. Onun için büyük bir azap hazırlamıştır.”

Hadis-i şerif: “ İki kişi veya iki topluluk kavga edip, birbirini öldürürse veya biri diğerini öldürse, ikisi de cehennemliktir.”

Zalime, katile, katliamcılara destek veren; vatan, millet, devlet, bayrak, özgürlük, bağımsızlık, din, iman, insanlık düşmanları da zalimlerle, katillerle birlikte haşrolacaktır!

- - - - -