Psikolog Neil Serem Gülenay, Küçükçekmece’de düzenlenen söyleşide panik atakla ilgili önemli tavsiyelerde bulundu.
Küçükçekmece Belediyesi’nin düzenlediği ‘Panik Bozukluk ile Baş Etme Yolları’ konulu söyleşide konuşan Psikolog Neil Serem Gülenay, katılımcılara önemli tavsiyelerde bulundu.
Panik atağın kalp sıkışması, ruh daralması, göğüste sıkışma, çarpıntı, titreme, terleme belirtileri ile ortaya çıktığını ifade eden Gülenay, “Bu belirtileri yaşayan hastalar; ölüyorum, aklımı kaçırıyorum, kalp krizi geçiriyorum paniğine kapılarak, atağı beklemeye başlıyor. Hasta, acil servislere başvuruyor. Tetkikler temiz çıktığında, hastaya sakinleştirici yapılıyor ve stresten olduğu söyleniyor. Hastalar da soluğu psikologlarda alıyor” dedi.
Genelde 20’li yaşlarda görülüyor
Hastalığın en çok 20’li yaşlarda görüldüğünü belirten Serem Gülenay, kadınlarda daha fazla seyrettiğini söyleyerek, “Bu duruma bazı ruhsal bozukluklar da eşlik ediyor. Anksiyete bozukluğu, fobiler, bağımlı kişilikler, ayrılma anksiyetesi, hastalık hastalığı gibi. Panik atak; sosyal izolasyon, ekonomik güçlükler ile iş gücü kaybına da sebep oluyor” diye konuştu.
“İlaç ve psikolojik destekle rahatlama sağlanabilir”
Gülenay, panik atağın tedavi yollarına dikkat çekerek, “İlaç kullanmak, beyindeki kimyasalları düzenleyerek, kişiyi sakinleştirir. Kaygıları kontrol altına almada doğru bir yöntemdir. Ancak beraberinde psikolojik destek de almak gerekir. Kişiler panik bozukluk yaşarken, kalp çarpıntısı, titreme, terleme gibi ortaya çıkan belirtiler bir süre sonra tedavi edilmezse organlara da zarar verebilir. Bu yüzden psikiyatri ve psikologlardan mutlaka destek sağlanmalı” dedi.
Panik bozukluk yaşayanlara tavsiyeler
Hastalığın zannedildiği gibi öldüren, kalp krizine sebep olan bir rahatsızlık olmadığını ifade eden Gülenay, hastalara şu tavsiyelerde bulundu:
"Kişi yaşadığı problemleri kontrol edemiyorsa, söze dökmede problem yaşıyorsa, paylaşmıyorsa, kendine vakit ayıramıyor ve problemleri kendi içinde biriktiriyorsa, bir dönem sonra bunlar kronikleşir ve panik bozukluk ortaya çıkabilir. Kişi, problemlerini güvendiği kişilerle konuşabilmelidir. Ya da kendine ilgi alanları, hobiler, deşarj olduğu uğraşlar bulmalıdır. Bu şekilde stresle de baş edilebilir."
“Kafanıza göre ilaç alıp, bırakmayın, dozuyla oynamayın”
Gülenay, katılımcıların sorularını da yanıtladığı söyleşide psikiyatri hastalarına öneriyle ilaç almamalarını, kendi kafalarına göre ilaç dozuyla oynamamaları gerektiğini de söyledi.