Her yıl 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda açıklanan Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri’nin bu yılki sahipleri belli oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın onayıyla; 2016 yılında Mustafa Kutlu, Prof. Dr. Kemal Haşim Karpat, Erol Parlak, Şener Şen, Feridun Özgören ve Süheyl Ünver’e ödül verilmesi uygun görüldü.
“Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri Yönetmeliği” kapsamında, hizmet ve eserleri ile Türk kültür ve sanat hayatına önemli katkılarda bulunan, ülkemizin kültür ve sanatının yücelmesi için çalışan, özgün eserleri veya hizmetleriyle üstün kabiliyet gösteren Türk vatandaşı ve yabancı uyruklu kişi veya kurumlara, Devlet adına onurlandırmak ve özendirmek amacıyla verilen Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödüllerinin bu yılki sahipleri belli oldu.
Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Fahri Kasırga, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı Doç. Dr. İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanlığı Basın Başdanışmanı Lütfullah Göktaş, Cumhurbaşkanlığı Danışmanı H. Hümeyra Şahin, Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşarı Ömer Arısoy, Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Şeref Ateş ile Yazar Alev Alatlı’dan oluşan Değerlendirme Kurulu’nun önerisi üzerine, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2016 yılı Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödüllerinin aşağıdaki isimlere verilmesini uygun buldu:
Anadolu insanının derinliğinin peşine düşerek aynı derdin farklı yansımalarını ve farklı yaşantılar üzerindeki etkisini güçlü bir modern çağ eleştirisiyle birlikte yansıtan; Anadolu’ya, o medeniyetler beşiğine, durmadan, yorulmadan sürekli hareket halinde olma çağrısında bulunan; taşradan gelmiş birinin gözüyle şehre bakarken, yabancılaşmaya karşı tarihimizi ve öz değerlerimizi savunan; toplumla sağlam köprüler kurarak Türkiye topraklarının hikâyesini kaleme alan Mustafa Kutlu’ya;
Uluslararası bilim camiasında saygın bir sosyal bilimci ve tarihçi olarak, çeşitli dillerde yayımlanmış eserleri, bilimsel araştırmaları ile tarih yazımında ve sosyal analizde çığır açarak birçok konuya ışık tutan; özellikle modernleşme dönemi tarihine “devlet”ten ziyade halk ya da toplum perspektifinden bakarak geliştirdiği çalışmalar ve Osmanlı tarihinin dönemlere ayrılmasında toprak yönetimi faktörünü baz alarak metodolojik açıdan bir ilke imza atan Prof. Dr. Kemal Haşim Karpat’a;
Şelpe tekniğini sistemleştirerek el ile bağlama çalma geleneğini modern dönemde temsil eden; çalış teknikleriyle Anadolu’nun kültürel zenginliğini, ruhunu dünyaya aktaran; özden ve gelenekten kopmadan, yeni açılımlarla müzik sanatının sınırlarını keşfetmeyi sürdüren; icrası yanında Türk müziği literatürüne akademik boyutta da güçlü katkılar sunan ve “Garip Bülbül” Neşet Ertaş hakkında en kapsamlı çalışmayı ortaya koyan Erol Parlak’a;
Türk sinemasında tip oyunculuğunu aşıp canlandırdığı farklı karakterlerde kendine has yeteneği ve özgün performansı ile beyazperdeye unutulmaz rol kişileri ve dillerden düşmeyen replikler kazandıran; esinlendiği ülke insanlarını ve onların sorunlarını başarılı bir biçimde yansıtarak toplumsal tavrını sanatın ince diliyle ifade eden; üstlendiği rolün konumuna önem vermeden, oyunculuk işinin gereğini yaparak “küçük rolün olmadığını” büyük oyuncu olarak gösteren Şener Şen’e;
Geleneksel ebru sanatını günümüzde ve özellikle Batı dünyasında kendine özgü ebat ve yorumlarla icra etmesinin yanı sıra, kurucusu olduğu Cambridge Musikî Cemiyeti’nde Amerikalıları Osmanlı ve Türk musikîsinin nağmeleriyle buluşturan; ney, tambur ve bendirden “ses” alarak, ustası olduğu musikî enstrümanlarını imal ettiği gibi usta-çırak ilişkisi çerçevesinde yapımını öğreten; minyatürlerdeki figürlerden yararlanarak ürettiği unutulan “çeng” sazını tekrar Türk müziğine kavuşturan; başta ebru olmak üzere eski ve köklü sanatlarımızı erbabı olarak yaşatan Feridun Özgören’e;
Türk kültürünün bu bereketli topraklardaki bekasına sönmeyen bir inanç ve azimle bağlanarak eserler veren; tasavvuf neşvesiyle “aklıselim, kalbiselim ve zevkiselim” damarlarını başarıyla bir terkibe dönüştüren; bu bütünleşmeyi hikmetli şiirlerinde, tezhip ve sulu boya resimlerinde, bilim ve sanat eserlerinde aksettirerek Türk milletine ve dünyaya armağan eden Süheyl Ünver’e ödül verilmesi kararlaştırıldı.
Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri Töreni daha sonra ilan edilecek bir tarihte Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde gerçekleştirilecek.