Ekonomi yazarı Sn. Necmettin Batırel’ın geçen hafta, Türkiye Gazetesinde yazmış olduğu köşe yazısını “Rahmet Okutun ”başlıklı yazısını ebeveynlerin mutlaka okumasını ivedilikle öneririm.

TRT ‘de Ekonomi programı sunan, sn. yazar Necmettin Batırel’ın çocuklu ailelerin, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımızın ve Milli Eğitim Bakanlığımızın, ülkemizin geleceği olan gençlerimizin içinde bulundukları ve hayatlarını kuşatan, maneviyattan ve milliyetçilikten uzak batı tarzı bu yaşamların yaygınlaşmasıyla ilgili bu önemli tespitlerinin üzerine yönelik önlemleri hayata geçirmeleri önem arz etmektedir. b.a.k.

Yazar Necmettin Batırel’ın köşe yazısı, “Ekonomi bir hayat tarzıdır. Her ülkenin insanı bulundukları ortama, kültür seviyesine ve hedeflerine ulaşmak için kendine kurallar koyar ve bunu uygular. Bunu yaparken, milliyetçilik ruhu ön planda kalır. Vatan sevgisini en üstün bir meziyettir. Vatanını sevmeyen, hiçbir işi dürüst yapmaz. Buradan şu sonuç çıkıyor: Ekonomide başarılı olmak isteyenler, yarın ülkeyi yönetecek çocuklara, önce milliyetçilik ruhunu aşılamalıdır. Milletini seven, asla halkına ihanet etmez, onu kandırmaz, işini dürüst yapar. Peki, çocuklarımıza milliyetçiliği nasıl öğreteceğiz? Öncelikle birinci sınıfta bunu zorunlu ders olarak okutarak işe başlamalıyız. Onlara şanlı atalarımız Osmanlıyı dosdoğru anlatmalıyız. 3 kıtaya nasıl sahip olduklarını düşmanları nasıl dize getirdiklerini öğretmeliyiz. Çanakkale, Sarıkamış, Dumlupınar, Kocatepe’de yazılan destanları okutmalı ve demeliyiz ki:

“Bakın çocuklar sizin atalarınız bu vatan uğruna canlarını verdi. Bugün şehit kanıyla sulanan bu topraklarda hür ve özgür bir hayat sürüyorsanız, onlara borçlusunuz… Ülkenizi daha yüksek seviyelere ulaştırmak için daha çok çalışmalısınız…”

Vatan sevgisi imandandır, sözünü çivi yazısıyla o küçük beyinlere kazımalıyız. Sonraki adım ekonomi. Çocuklarımıza; huzurlu, kaliteli ve sağlıklı hayata kavuşmak için parayı gereksiz har-ca-ma-ma-yı öğretmeliyiz. Kazanmak için okumak, öğrenmek için çok çalışmak, çalışmak için sağlıklı olmak, sağlıklı olmak için düzgün beslenmek gerektiğini ısrarla ve sabırla anlatmalıyız...

Milliyetçi ruha sahip, ekonomiyi bilen bir nesil yetiştirmediğimiz sürece yıllarca geri kalmış ülke sıfatından kurtulamayız. Pırlanta gibi en zeki, en bilgili çocuklarımız vatanlarını en verimli çağlarında terk ediyor. Hayatlarının en güzel yıllarını eloğluna hizmet ederek geçiriyor. Yazık değil mi?

Bugün ülkemiz korkunç bir israf ekonomisi içinde yüzüyorsa, bunun sorumlusu biziz. Yavrularımızı kendi örf ve âdetlerimizle değil, yabancıların ananeleriyle yetiştirdik. Etrafınıza bakın eseri görün. Çocuklarımızı tanıyamıyoruz değil mi? Bunlar bizim çocuklarımız mı diye soruyoruz değil mi? Bunlar yarın ülkeyi nasıl idare edecek diyoruz değil mi?..

Korkunç bir tüketim toplumu olduk. Çılgınlar gibi para harcıyoruz. Maaşları bitirdik kredi kartı borçlarımız dağları aştı. Dolaplar ağzına kadar giysi dolu. Kozmetik sektöründe inanılmaz paralar harcanıyor. Hızlı yiyecekleri tüketerek obez olduk. Hayatımızın ayrılmaz parçası olan cep telefonları en büyük “uyuşturucu” hâline geldi. Onunla uğraşmaktan hiçbir yararlı iş yapmıyoruz. Böyle bir toplumda ekonomik refah yaşanır mı? Bakın hükûmet sürekli tedbir alıyor. Zira hiçbir şey dikiş tutmuyor. Hep yama yapmak gerekiyor. Oysa gençlerimiz tutumlu olmayı öğrenselerdi, bu harcamaların çok büyük kısmı yapılmayacak, kazanılan paralar ekonominin çarkları arasına katılacaktı. Tasarruflar sayesinde Türkiye kredi alıp borçlanarak değil, kendi öz kaynaklarıyla büyüyecekti. Vatandaş yüzünü asmayacak, gülecekti..

Geçen yıllara değil, geleceğe bakın.. Artık yeter deyin. Milletini seven, ekonomiyi bilen yepyeni bir nesil yetiştirin. Sizler yarın toprak altında kalacaksınız, ama lütfen bu vatanı geri kalanlara düzgün bırakın ki, arkanızdan rahmet okusunlar!..