İlim Yayma Cemiyeti Muş Şube Başkanlığı, Halep’te yaşanan katliama tepki gösterdi.
İlim Yayma Cemiyeti öncülüğünde Belediye Meydanı’nda toplanan sivil toplum kuruluşu üyeleri adına açıklama yapan Muş Alparslan Üniversitesi (MŞÜ) İslami İlimler Fakültesinden Yrd. Doç. Murat Kayacan, Halep’teki katliama sessiz kalınmamasını istedi. Suriye’de her gün onlarca insanın, ağır bombardımanlar altında katledildiğini ifade eden Murat Kayacan, özellikle Halep’i kuşatan Rusya, İran ve Esed güçlerinin gün geçtikçe zulümlerini arttırdığını ve yaşlı, çocuk, kadın demeden mazlum Halep halkına adeta ölüm yağdırdığını kaydetti. Kayacan, "Mmaalesef bu vahşetin bilançosu gün geçtikçe artmakta ve yürekleri burkan bir insanlık trajedisi yaşanmaktadır. Halep’te yaşananlar şimdiden yüzyılın en büyük katliamı olarak kayıtlara geçmiş durumda, ikinci Dünya Savaşı’ndan bu yana belki de herhangi bir şehirde bu denli ağır hasar ve kayıp oluşmamıştır" dedi.
Bütün dünyanın gözü önünde kadim İslam şehri Halep’in yok olduğunu dile getiren Kayacan, şöyle konuştu:
"15 Kasım’dan bu yana Halep’te katledilenlerin sayısı 700’ü, yaralıların sayısı 2 bin 500’ü aşmış durumda. Özellikle son haftalarda kenti kuşatan katiller çetesi, kontrolü ele geçirmek için gece gündüz demeden saldırılarını sürdürüyor. Kentte kalan 300 bin sivil, en temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamıyor. Rus ve Esed güçlerinin Halep’te özellikle kasten hastaneleri vurduğu, 32 bini aşkın yaralının tedavi edilecek bir ortam ve imkân bulamadığı bildiriliyor. Halep’te artık vurulacak hastane de kalmamıştır. Halep’te savaşlarda özen gösterilmesi gereken kurallarının hiçbirisi de uygulanmamakta ve siviller katledilerek muhalefet teslim alınmaya çalışılmaktadır. Ne yazık ki bu manzara karşısında utanılacak bir sessizliğe gömülen dünya, bu vakitten sonra asrın vicdanında mahkum edilmiş, insanlık adına yüz karası bir hale düşmüştür. Ahlaktan yoksun, siyasal hesaplaşmaların esiri olmuş alçak manzaraya sessiz kalmak izah edilemez. Halep’in feryadına sessiz kalan vicdanlara söyleyecek bir tek sözümüz var, katile sessiz kalmak, katliama ortak olmaktır."
"Öte yandan biz Müslümanlar, ikiyüzlü Amerika ve Avrupa Birliği ile Esed’in ortakları Rusya ve İran’dan bir şey yapmalarını da beklemiyoruz" diyen Kayacan, "Müslümanlar kendi dertlerine yine kendilerinin çare olabileceğinin farkındadır. Bugün ağlamak ve sızlamak vakti değildir. Halep’teki kardeşlerimiz umutlarını bize bağlamışlardır. Bizler de bu çağrıya kulak vermek zorundayız. Bu, Rabbimizin üzerimize yüklediği bir sorumluluktur. İslam ümmeti, özellikle Türkiye bugün hem siyasal hem sosyal hem de ekonomik açıdan bir kuşatma altında alınmaktadır. Bu kuşatmanın en belirgin hali, Suriye’de yaşananlardır. Bu emperyalist kuşatma bugün Halep’te aşılmazsa sıra yarın ümmet coğrafyasının diğer bölgelerine gelecek ve zulmün karanlığı hepimizi esir alacaktır. O halde bugün duyarlılıklarımızı topyekun olarak harekete geçirmeli ve acilen Halep’e el uzatmalıyız. Muş’ta yaşayan Müslümanlar olarak bizler, bugün bir kez daha Müslümanlara bu zulmü reva gören zalimlerin topunu lanetliyoruz. Halep’te canı pahasına ülkelerini savunan mücahit kardeşlerimize Rabbimizden yardım ve zafer diliyoruz. Bizler bu şanlı direnişe şahidiz ya Rab. Rabbimiz, zulme maruz kalan kardeşlerimizin sesi olmayı ve onların kutlu direnişlerine madden ve manen destek olan iman kardeşlerinden olmayı bizlere nasip eylesin" ifadelerini kullandı.
Ensar Vakfı, Hasköy Özgür-Der, Lale-Der, Muş Diyanet-Sen, Muş Eğitim-Bir, Muş İHH, Muş İlim İrfan İhsan-Der, Muş Memur-Sen ve 11 iş kolu ve Muş Özgür-Der’in desteklediği basın açıklaması olaysız bir şekilde sona erdi.