Hak Mümin ve hakiki Müslüman dediğimizde; çok farklı, faziletli, ilimli, bilimli, dinli, imanlı, en güzel, üstün, yüksek İslam ahlaklı, ihsanlı, ibadetli, İslam muamelatlı, hukuklu olur. Hak, hukuk, doğruluk, adalet, hakkaniyet,  güzel ahlak, edep, hayâ değerleri ile yaşar. Her an kendini geliştirir. En doğru, güzel, iyi, yararlı, olumlu, hayırlı işler yapar. Duygu, niyet, düşünce, eylem, davranış, hareketleri İslam ve ilim içeriklidir. Kur’ân ve sünnet içerikli, ilim merkezli yaşar. “Allah’ın dediğini yapar. Yasakladıklarında sakınır. Peygamberimizi örnek alarak, yaşam tarzı oluşturur.” Peygamberimiz, Allah’ın gönderdiği Cebrail’den öğrendikleri ile yaşadı. Peygamberimiz, Kur’ân’ı Kerim’i ve ibadetlerin yapılmasını Cebrail as.’dan öğrendi. Vahiy ile öğrendi.

Müslüman, besmele ile Nasuh tövbesi edip, her ana, her güne yeni bir başlangıç yaparak, yeniden başlamalı. Her an kendini değiştirip, yenilemeli. Hakk’a hukuka, ibadete, zikre, duaya, tövbeye, ihsana – iyiliğe yönelmeli. Günaha düşen, pislikte, bataklıkta çırpınan insan, hemen tövbe edip, İslam dininin gereklerini yapmaya başlamalı. İslam dini, Allah cc. kaynaklıdır. İnsan ürünü değildir. Bunun için tüm ideoloji, felsefi, beşeri, düşünce, görüş, doktrinlerden üstündür. Yanlış, hata, noksanlık, eksiklik içermez. Dosdoğrudur. Tam anlamı ile gerçektir. Günahlara samimiyetle tövbe eden kişi günah işlememiş gibidir. Zararın neresinden dönülürse kârdır, yararlıdır. Cehennemden tövbe ile kurtuluşa erişilir. Kurtuluş, tövbe edip, Hakk’ın, Allah’ın yolunda yürümektedir.

Günah işlendiğinde, üzerinden bir gün geçmeden hemen tövbe etmeli. Tövbe edersek, bu günah kaydedilmemiş olur. Daha doğrusu her namaza başlarken tövbe istiğfar ederek başlamalı. Yatarken dua edip, tövbe etmeli.  Peygamberimiz bile her gün tövbe istiğfar ederdi. Ashap, sahabe tövbe edip, yeni bir İslam hayatına başlardı. Hepside güzel insanlar oldu. Tabii ki, bu insanlar arasında da fark var. Her insan bir değil, zaten olamazda. Gülerek, büyük bir heva hevesle günah işlemeyiniz. Gülerek, günah işleyenler cehennemin dibine gider! Başkalarının abuk sabuk, saçma sapan konuşma ve eylemlerine gülmeyiniz.

İslam olan, olacak olan kişi en önce Allah’ı olan, olması gereken gibi tanıyıp, kabul etmeli. Âlemleri yaratan, yaşatan, hiç yoktan var eden, Yüce Allah’ı, Kur’ân’da bildirilen şekilde inanıp, kabul etmeli. İhlâs süresi ile Esma’ül Hüsna’daki ad ve sıfatlar ile tanıyıp, kabul etmeli. Hiç şüphesiz, kuşkusuz iman etmeli. Allah’ın sıfatlarında hiçbir noksanlık, eksiklik olmadığını bilmeli.

İman kuşku götürmez. Allah’ın bildirdiği meleklere inanmalı. Allah’ın peygamberlerine inanmalı. Allah’ın vahiy ile gönderdiği İlahi kitaplarına inanmalı. Ahiret gününe inanmalı. Hayrın Allah’tan, şerrin- kötülüğün insanın kendinden kaynaklandığını bilmeli. Kötülüğün kaynağı Allah cc. değildir. İnsanın kendi nefsi, akılsızlığı, zekâsızlığı, yanlışıdır. İmanın şartı 6 tanedir. Amentü şerhidir, deniliyor. Ama bunun açılımına bilerek inanmalı. İslam’da yüzeysel bilgi uygulaması olmaz. Her bilgiyi derinlemesine dosdoğru bilip, yaşamak gerekir. Her ibadetin alâmetifarikasını, hikmetini, nedenini, niçin ini bilmeli.

Kelime-i Şahadet ve Kelime-i Tevhit ile İslam dinine girmeli. Sadece söylemekle olmaz. Anlamını, içeriğini, açılımını dosdoğru bilip, kabul etmek gerekir. Haram olan davranışları helal dememeli. Hakkı inkâr etmemeli. Hakkı, hakikati yalanlamamalı. Harama, helal, mubah dememeli. Bu durum çok tehlikeli olur. Ayeti yalanlama olur. İnsan dinden çıkar. İslam dininde olan farz, vacip, sünnet, müstehap, ahlak, edeplerle alay etmemeli. Bu değerleri hafife almamalı. İnsan böylesi bir durumda tam kızıl kâfir gâvur olur! İnsan düşünerek konuşmalı. Derinlemesine düşünerek; eylem, hareket, davranışta bulunmalı. Hesap gününü unutmamalı. Her yapılan haram ve suçun bu dünyada ve ahirette hesabı sorulur. Sorulmakta, sorulacaktır. Bunda zerre kadar kuşku, şüphe asla yoktur. Biz Allah’tan gelene eksiksiz tam samimiyetle inanır ve kabul ederiz.

İslam dini, Kur’ân ve sünnet hem Allah cc. dinidir. Hem de akıl, zekâ, ilim, bilim, anlayış, kabul ediş dinidir. Akılsız din yaşanmaz. İlmi olmayan, din- imandan anlamaz. Zekâ yetersiz olursa, dinden- imandan anlamaz. Allah cc. ilim öğrenmeyi, yeterli düşünmeyi öğütlüyor. Peygamberimiz; “ ilim, Çin’de olsa bile gidip, öğreniniz,” buyuruyor. İlim diyor. Çin’de o günde bugünde din- iman yok. İlme yönlendiriyor. Zira ilmi olmayan İslam dinini anlamaz ve de yaşayamaz. Gerçek olan doğru olan ilmi gerçek anlamda öğrenmeyi Allah cc. bizlere 700 defa öğütlüyor. Peygamberimiz ilim öğrenme konusunda yüzlerce söz söylüyor. İnsanlara din, iman, ilim öğretiyor.

Allah’ın en az 99 güzel ad ve sıfatlarını bilip, samimiyetle inanıp, kabul etmeli. Bugün materyalist düşüncede olanlar, Marksist, Leninist, Stalinist, Maoist gibi felsefi İnansızlık içinde olanlar, Allah’ın varlığını kabul etmezler. Hiçbir dini – inanışı kabul etmezler. İslam dinini de kabul etmezler. Kendi inançsızlığını, felsefelerini kendilerine din edinilmiştir. Oysa Allah cc. katında gerçek din sadece, ancak İslam dinidir. İslam dininden başka din yoktur. Din denilenler, sadece inanıştır. Felsefi bozukluk, bozuk felsefe, batıl, hurafe inanıştır.

Allah cc. hiç yoktan tüm varlıkları yaratan, öldüren, tekrar diriltecek olan, rızıklandırandır. Müslüman birey, pek çok özelliği, niteliği, vasfı ile peygamberimiz sıfatlarında olmalıdır. Peygamberimiz örnek almalı. Rol model yapmalı. Ona uymalı. Onu önder, lider, mürşit, öğretmen, eğitimci, peygamber kabul etmeli. Peygamberimiz gibi dosdoğru olmalı. Güvenilir olmalı. İslam dinini, hakkı, hakikati anlatmalı. Yazmalı. Tebliğ etmeli. Akıllı, zeki, bilgili, bilinçli olmalı. Günah işlememe isteğinde, arzusunda, azminde olmalı. Haram, suç işlemenin bu dünyada da ahirette de hesabı sorulacağı asla unutmamalı. Haram işleyenler, yiyen, içen, kullananlar, iki dünyada da iflah etmez- iyileşmez. Haram işleyenlerin DNA- genleri bile değişir. Sağlığı bozulur. Fikri, düşüncesi, eylem ve davranışları iyi, doğru, yararlı, güzel, olumlu, hakça, hukukça olmaz. Bugün ülkemiz ve dünya insanlığı bu kötü duruma düşmüş, düşürülmüştür.

İnsanda irade, akıl, zekâ, düşünme, hesap yapma, yargılama, ileri- geri zamanı değerlendirme gibi binlerce haslet- yetenek vardır. Bunun için yaptığından ve yapmadığından sorumludur. İman etmeli. İmanın gerektirdiği İslam dinini yaşamalı ki, Allah’ın istediği ve sevdiği mümin olunsun. Allah’ın ve peygamberin istediklerini, söylediklerini yapanlar, Allah’ın emrini tutup, yasakladıklarından sakınanlar, cennetliktir. Aksi haldekiler cehennemliktir. Allah’a olan ibadet görevlerini yapmanın yanında; insana, varlığa da ihsanda- iyilikte bulunmalı. Hizmet ehli olmalı. Yardım etmeli. İnfak etmeli. İyiliği sadece Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak için yapmalı. Müslüman, insanların takva gereği en üstünüdür. Cennete sadece İslam, mümin, Müslüman olarak girecektir. Kâfirler cehennemde kalacaktır. Cennet yüzü hiç görmeyeceklerdir.

Dünyada 4,300 dini inanış vardır. Bu inanışların hepsi de batıl, hurafe, boş, çürüktür. Allah cc. indinde, nezdinde zerre kadar kıymeti, değeri, önemi yoktur. Allah cc. katında hak din sadece İslam dinidir. Bu ayet olan bir sözdür. 4,300 batıl dini inanış sahipleri bütünü ile sadece İslam ve Müslümanları düşman görürler. Görmektedirler. Batıl olanlar, kendi aralarında pek düşmanlık yapamazlar. Düşmanlıkları, korkuları sadece İslam dinidir. Müslüman’dır. Biliyorlar ki, İslam dini öğrenilince, kendi batıl, küfür, boş, hurafe olan inanışları yok olacak, son bulacaktır. Hak gelince batıl yok olur. Bugün dünyada fiili saldırılar sadece Müslümanlara yapılmaktadır.

Müslümanlar yaptığı, işlediği sevapların karşılığını ödül- mükâfat olarak alacaklardır. Kötülüğünde karşılığını bulacaktır. En büyük günah hakkı, hakikati, Allah’ı inkâr etmek, yalanlamaktır. Allah’ın yasakladığı haramları çok iyi bilip, sakınıp, kaçınmalı. Cahil olanlar, Allah emir ve yasaklarını pek bilmezler. Ama Allah cc. ve peygamberi ilim öğrenmeyi, din öğrenmeyi emretmiştir. İlim öğrenmek, dini öğrenmek farzdır. Herkse farzdır. Hak ile batılı, küfrü, hakikat- gerçek ile yalanı, doğru ile yanlışı, iyi ile kötüyü, güzel ile çirkini çok iyi, doğru bilip, İlahi olanların yanında yer almalı. Gidip de batıl, küfür, hurafe, bidat olanların yanında yer almalı. Batılın, küfrün yanında yer alanlar, yer aldıkları kötülüğün sahibi olurlar. Karşılığını da ceza olarak görürler.

İşe besmele ile başlamalı. Şahadet ve tevhit kelimelerini çok söylemeli. Tövbeyi çok etmeli. Namaz ile ibadete başlamalı. Ahlak ile devam etmeli. Ahlak, edep, hayâ, faziletli davranış sahibi olmalı. Olmasak, ibadetlerin değeri, önemi, sevabı, fazileti azalır. Bir örnek evrelim: “Namaz kılıyoruz. Ama içki, alkol, uyuşturucu, kumar, şans oyunları oynuyoruz. Aldığımız sevap gitti!”

 “ Oruç tutuyoruz. Ama dedikodu, çekiştirme, haram yeme- içme, kullanma yapıyoruz. Sevap gitti.”  

“ Zekât veriyoruz. Ama hırsızlık, hortumculuk, hak yeme, stokçuluk, fırsatçılık, halkı kazıklama yapıyoruz. Sevap gitti.”

 “Hac yaptık. Ama Allah’ın yasakladıklarını yapmayı sürdürüyoruz. Sevap gitti, bitti. Kötülükler tartıda iyilikleri, ibadetleri götürdü!”

Allah cc. ibadetler, namaz ahlakı güzelleştirir, buyuruyor. Güzelleştirmemiş ise, yaptığımız ibadetleri sorgulamak gerekir. Bir yerde bir eksik vardır. Günahları hafife almak da günahtır. Kur’ân ve sünnetle bilgi, bilinç, akıl, zekâ, samimiyetle ibadet etmemenin bir yararı, önemi, kıymeti olmaz. Hakiki, gerçek, dosdoğru Müslüman, Kur’ân’ı peygamberimiz gibi hakkıyla samimiyetle yaşayan olur, olmalıdır.

Peygamberimiz buyuruyor: “ Haram yiyenin 40 vakit namazı kabul olamz.” “ İnsanların en hayırlısı, insanlara en çok hayrı dokunan mümindir.”

Bugünlerde dolar arttı, diye milleti %500- 1,000- 2,000 kazıklayanlar var. Devlette ağzını açmış bakıyor! Bodrum’da tanesi 70 liradan satılan lahmacun için bir devlet yetkilisi dedi ki; “malın üzerinde etiket varsa, istediği fiyatta satar.” 5 yıl önce bu yerde bir lahmacunu 160 liradan satanlar olmuş. Bu konuda programlar yapılmıştı. O zaman bir lahmacun 1,5 lira idi. Şimdi ise 5 liradır.

Bodrumda çay ve su 18 liradan satılıyormuş. Bu konuda haberler yapıldı. Oysa İlçemizde çay Ocaklarında 1 lira, park ve bahçelerimizde 2 liradır. Karamürsel İlçemizin sahili, Ege kıyıları gibi b. Pislik kokmamaktadır. İstanbul’dan Yalova’ya Marmara Denizi’ne hiçbir kanalizasyon atığı akıtılmamaktadır. Arıtma yapılmaktadır. CHP, HDP Belediyeleri gibi çöpler kırlara dökülmemektedir. Kanalizasyonlar denizlere, akarsulara, göllere, mağaralara akıtılmamaktadır.

Dün anaokulları, ilkokul birinci sınıf, ortaokul birinci sınıf alıştırma için bir hafta önce okula başladı. Haftaya 17.09.2018 Pazartesi günüde de okulların diğer sınıfları okula başlayacak. Tüm öğrencilerin ders kitapları 15 yıldır öğrencilere bedava verilmektedir. Herkes çocuğuna kırtasiye almak için kırtasiyecilere akın etti. Bugün bir kişi çay ocağında anlatıyor: “Çocuğa 50 lira verdim. 6 ortalı bir defter almaya gitti. 41,5 liraya defteri aldı. Bugün ben o kırtasiyeye uğradım. Fiyat böyledir. İstersen sen 40 lira ver, demiş.” Diğer kırtasiyelerde araştırmış ve diğer defterlerini 22 liradan almış. En az normal fiyatın üzerine 5- 6 kat kazıklamışlardır. Ama herkes böyle yapıyor. Halkın seçme, tercih etme şansı olmuyor. Kırtasiyelerde eşyaların üzerine fiyatta yazmıyor. Tercih etme şansı yok.

Halk, Ramazan ayı gelir, kazıklanır! Kurban Bayramı gelir, kazıklanır! Dini bayramlarda, özel günlerde kazıklanır. 2015 yılı başında Belarus’e oğlumun yanına eşimle gitmek için İstanbul Atatürk Havaalanı’na gittik. İlaçlarımı içmek için o zaman 25 kuruş olan yarım litre pet şişede su aldım. 4 lira aldılar. Şimdi sosyal medyada İstanbul Sabiha Gökçen Havaalanı’ndan birisi 2 tane yarım litrelik iki tane pet şişeli su almış. 12 lira vermiş. Alışveriş fişinin resmini sosyal medyaya koymuş. Şu anda 50 kuruş, 1 lira arasında marketlerde satılıyor.

 Devlet, bu soyguncu, vurguncu, soyucu, haramcı, sahtekârlara artık bir dur, demeli. Böyle devlet ve hükümetlik olmaz. “Öyle, etiketi varsa, satar, diyemez.” Demek ki, bir kıtlık zamanında bunlar bir litre suyu, ekmeği 1,000 liraya satacak. Zaten savaş alanlarında satmaktadırlar. Savaşta vurguncuya yaramaktadır. Bu gibi anormal, yanlış, kötü davranışlar ne İslam dinindendir. Ne de Müslümanlık özelliğidir. Gâvurluktandır, diyeceğim. Gâvurda bu kadar gâvurluk yapmamaktadır.

Böyle bir millet birbirini içeri atarak, kazıklayarak, birlik – beraberlik, yardımlaşma, dayanışma, paylaşma, kardeşlik, dostluk içinde olmaz. Birbirini sömürmekle, içeri atmakla, kuyusunu kazmakla, düşmanca davranmakla bir millet barış, kardeşlik, birlik, beraberlik içinde yaşayamaz. “1960 yıllarında kahvede büyük yazılarla şöyle yazardı: “Meşrubat içeceklerde en çok %50 kâr payı eklenir.”

Müslümanlar, bugün ki, bozuk halleri ile insan, adam, mümin ve Müslüman özelliği, sıfatı hiçbir yerde taşımamaktadırlar. İşte bunun için 1920 yıllarında bir tek Müslüman ülke bağımsız, özgür değildi.

Bugünlerde, benim hayatımda;  Cezayir, Bosna- Hersek, Çeçenistan, Afganistan, Irak, Suriye, Yemen, Mısır, Libya, Sudan, Habeşistan, Ürdün, Lübnan iç savaşı ve İsrail’in Ürdün ve Lübnan’a sürekli saldırıları, Arakan, Mora, Azerbaycan, Orta Asya Türk Milletleri, Çin – Uygur - Sincar Müslümanları, Hindistan Müslümanları, Keşmir, Afrika milletlerinin çektiği iç savaş, dış müdahale işgalleri, savaşlar hep devam etmektedir!  Kan, gözyaşı; adam gibi adam, olgun insan, hak mümin, hakiki Müslüman olmadıklarının acı sonucudur. İki milyarı bulan, beklide geçen, İslam dünyasının bugün hiçbir değeri, önemi, kıymeti, saygınlığı, kullandığı gücü yoktur. Bilgili, bilinçli olmayanlar, var olan güçlerini kontrollü, olması gereken gibi kullanamazlar, kullanamamaktadırlar. Her değer; milli, manevi, dini, ilmi öğretim ve eğitim ile başlar ve devam eder.

Emperyalistler, Siyonistler, zalimler, İslam adı olanları paçavra gibi çok kötü şekilde kullanmaktadır! Batıl olanların katında Müslümanların narkotik köpek kadar değeri yoktur. Çünkü Müslümanlar birbirlerine sevgi, saygı duymamaktadır. Kendine saygısı olmayanın, başkası nezdinde saygınlığı olmaz. Olmamaktadır. Bugün Müslüman adı olanlar, birbirini yerken, yabancılarda hepsinin canını yemektedir, okumaktadır! Yabancının günahı, vebalı vardır. Ama Müslüman olduğunu söyleyenlerde, masum değildir.

Gördüğüm kadarı ile en iyi bildikleri iş; alabildikleri kadar kadın almak, her kadından alabildiğince çocuk yapmaktır! Eğitim, öğretim, ilim, bilim, meslek, sanat, teknik, teknoloji, üretim, tarım, hayvancılık, bilinçli- kaliteli- verimli- sağlıklı üretim, bilgi, bilinç, medeniyet, irade yok. Savaşta da vatan, millet, devlet, bağımsızlık, özgürlük, din- iman düşüncesi olmayanlar, kaçmaktadır. Oysa meşru savunma savaşından kaçmak, İslam dininde haramdır. Çok büyük günahtır. Kaçanlar, dünyada 2018 yılı itibarı ile 68 milyonluk bir mülteci, sığınmacı kalabalık oluşturdular. Akıllı insanlarında başına bela oldular. Bu acıklı kötü durum, gerçek mümin, doğru dürüst Müslüman olmamanın sonucudur. Gerçek Müslümanlar bu kötü duruma düşmez. İki milyar insan, Müslüman ise, böylesi kötü halde olmaz.

Devlet harekete geçmeli. Piyasaya bir çekidüzen, nizam, intizam vermeli. Bu soygun, kazıklama, fahiş fiyatla satma, vahşi kapitalimin sonucudur. Milleti soyan bu aç, doymaz, sahtekâr dolandırıcılar, devleti de soymaktadır. Devlette bunlara teşvik vermekte, sürekli vergi, sigorta borçlarını affetmektedir. Tüm dünyada 2008 yılı küresel ekonomik kriz diye uydurulan, kapitalistlerin milleti, devleti soyma, destek, teşvik alma bahanesidir. Bunun hesabını materyalist, kapitalist devlet sormuyor, ama bir gün ahirette mutlaka ama muhakkak sorulacaktır. Çünkü halk bu durumdan memnun değildir. Hakkını, hukukunu helal etmemektedir. Bende yazılarımla, konuşmalarımla halkı, yöneticileri sürekli uyarıyorum. Ben sadece Allah cc. rızası için görevimi yapıyorum.

Allah cc. haram olarak şu fiilleri- eylemeli yasaklamıştır. Bu haramlar- yasaklanan davranışlara harfiyen uyulmalı. Bu haram- yasaklanmış eylemler şunlardır: “ Allah’ı inkâr etmek, ortak koşmak en büyük, çok büyük küfür, şirk, günahtır. İnsan öldürmek, varlığa kastedip, yok etmek, faiz ve rüşvet alıp- vermek, yetim malı ve de insan hak- hukuku yemek, iffetli kadınlara iftira atmak çok büyük günahlardandır. Meşru savunma savaşından kaçmak, anne ve babaya isyan etmek, sihir, büyü yapmak, kutsal değerlere hainlik, kötülük yapmak büyük günahlardandır. Zina, fuhuş yapmak, mahrem duygusu taşımamak, örtünmemek, tesettürsüz gezmek, dolaşmak büyük günahtır. Alkol, uyuşturucu kullanmak, kumar oynamak, şans oyunları oynamak, sömürülmek, sömürmek, hak yemek günahtır. Kötülük yapmak, kötü kişilerle arkadaşlık, dostluk yapmak, hırsızlık yapmak, gasp etmek, dolandırmak, stokçuluk yapmak, bir defteri bile asgari ücret yevmiye fiyatına fahiş fiyatla satmak haramdır. Yalan tanıklık yapmak, yalan yere yemin etmek, rüşvet alıp-vermek, hayvanlarla temas etmek, varlığa haksızlık etmek büyük günahlardandır. Zalimlik büyük günahtır. Zalimlerin yeri cehennemdir. Zalimlere, günahkârlara fırsat, olanak vermekte günaha ortak olmaktır.

Hayvanlara, bitkilere, varlığa, çevreye, doğaya zarar vermek büyük günahtır. 2018 yılı iklim değişikliğinin doğal afete dönüştüğü yıl oldu. Artık dünya iklim değişikliği ile yaşanılmaz hal almaktadır. Beklide varlıkların tümü yok olacak. Dünya yaşam olmayan ölü bir gezegen olacak. İnsan yaptığının cezasını ödeyecek. Hiç kimsenin yaptığı iki dünyada da yanında kâr olarak kalmamaktadır. Herkes hak ettiğinin karşılığını görmektedir.

Hısım, akrabalarla ilgiyi, iletişimi kesmek, dine uydurma bilgi sokmak, ayet ve hadis uydurmak büyük günahtır. Namaz kılmamak, farz ibadetleri yapmamak, hizmet insanı olmamak günahtır. İnsani hizmet etmek farzdır. Mazeretsiz- özürsüz ibadet etmemek, iyilik etmemek, kötülük, çirkinlik yapmak büyük günahtır. Ölçüde, tartıda, hareketlerde, işlerde noksanlık, eksiklik yapmak günahtır. Herkes görevini tam anlamı ile dosdoğru yapmakla sorumludur. Müslüman iyi, doğru muhasebe yapmalı. Yalan, yanlış içinde bulunmamalı. Müslümanlara haksızlık ve hakaret etmemeli. Hiç kimseye zalimlik yapmamalı. Din âlimlerini küçümsememeli. Zalimi yüceltmemeli. Zalimleri övmemeli. Namusunu, eşini, çocuklarını kıskanmamakta büyük günahtır. Mahremiyete dikkat etmemek, açıp- savrulmak, kendini dağıtmakta büyük günahlardandır. Örtünme Nur süresi 31. Ayet,  Ahzap süresi 59. Ayet ve hadis, sünnet gereği farzdır. Küçümsenemez. Önemsenmeme yapılamaz. Hor, hakir görülemez. Dalga geçilemez. İslam ile dalga geçenler, küçümseyenler, yok sayanlar, hayvanlardan daha aşağı düşük yaratıklar düzeyindedir. Allah cc. böyle buyurmaktadır.

Ailesini başka erkeklerin içinde açık, saçık, mahremiyeti korumasız bırakmak, büyük günahtır. Kızını, oğlunu İslam ahlakı, edebi, hayâsı dışında davrandırmak, büyük günahlardandır. İyiliği emredip, kötülüğü önlememek, kendimize istediğimizi iyiliği başkalarına istememek, büyük günahlardandır. Gücümüzün yettiğince ibadet etmemek; dini, ilmi, sanatı öğrenmemek büyük günahlardandır. Canlı varlıkları ateşte yakmak, zalimlik yapmak, eşimize, çocuklarımıza ve insanlara eziyet etmek büyük günahlardandır.

Allah’ın dininden ve ilminden nasiplenmeyen kişiler insanlıktan nasibini alamaz. Hayvanlaşır, demiyorum. Hayvan altı yaratıklar durumuna düşer. Görüntülü medyayı- televizyonları, sesli medyayı- radyoyu, yazılı medyayı – gazete ve dergileri izlediğinizde, İslam toplumları dâhil, her toplum hayvan altı duruma inmiştir. Maymundan geldiğini söyleyenler, maymundan daha kötü hal- durum almıştır.

Dün akşam televizyonda söyleşi programı izliyorum. CHP yöneticisi ve temsilcisi CHP siyasi partisini anlatıyor. Kendilerinin “6 ( altı) Ok” denilen, ilkelere bağlı olduğunu, laik ve seküler, sekülerizm, sekülarizm düşüncede olduklarını anlatıyor. İnanlarda çok iyi bir şey söylüyor, gibi ağzını açıp, aptalcasına onu dinliyor. Gidip, siyasi partiye oy veriyor.

Laiklik; “din ile devlet işlerinin birbirinden ayrı olması demek olduğunu ilkokuldan başlayarak, tüm okullarda, yazılarda, söyleşilerde öğrenmiştik. Yani laiklikte dini ilke ve kurallarına devlet yönetiminde hiç önem verilmiyor. Devlet dinden, imandan ayrı, dinsiz şekilde yönetilmiş oluyor. Bu tip yönetimlerde din, dini kural devlet işlerinde bulunmaz. Devlet kurumlarında dinin kuralı, ilkesi, kaidesi, düsturu, ahlakı, edebi, hayâsı sokulmaz. Haramlar, günahlar dikkate alınmaz. Dinden ayrı bir devlet yönetimi kurulur. Laik, devlet işlerine dini sokmamaktır. Aynı zamanda dindar Müslüman’ı da sokmamaktır. Devlet laik olacak, derken, kişilerde laik olur. Dinsiz imansız yaşamaya başlar.

Fransa Milli Eğitim Bakanı: “Laiklik, sahte bir dinsiz dindir,” demişti.

12 Eylül 1980 askeri darbesi sonrasında ilkokullarda okutulan Din Kültür ve Ahlak Bilgisi dersinde de; “ Bizim devletimiz T.C. Devleti, dinsiz bir devlettir. Devletimizin dini yoktur. Devlet, birey değildir ki, dini olsun, diye yazıyordu.” Bu yazıyı okuyan veliler ve üniversite öğrencileri, kitabı alıp, bana getiriyorlardı. Bunlar serseri paranoyak manyak mıdır? Böyle laf olur mu, diye soruyorlardı.

Seküler, sekülerizm, sekülarizm denen, melete, laiklikten ve ateistlikten daha berbat pisliktir. Dinden bağımsız, dini ya da ruhani olmayan anlamlarına gelmektedir. Dini değerlere önem vermeyen, dini değerlere ilgi duymayan, kişilere seküler denmektedir. Laiklikten ileri bir dinsizliktir. Devlet yönetiminde ve özel hayatta dini değerlere, kutsal değerlere hiç önem vermeyen devlet yönetim yapısıdır.

Seküler olma durumu laiklikten ve ateistlikten daha tehlikeli bir mikrop durumudur. Ateizm, din, iman, Allah tanımazlığı, toplum tarafından bilinir, algılanır. Laik devlet yönetiminde dine yer vermemesi, devleti dinsiz- imansız bırakma olarak bilinmektedir. Seküler, sinsi taktiklerle bireyleri bozar. İnsanlıktan, hak dinden çıkarır. Dinsiz, imansız, Allah tanımaz, ahlaksız bir yaşam tarzı edindirir. Bunlar insanlar ve varlıklar için münafıklardan, kâfirlerden, müşriklerden, gâvurlardan, putperestlerden çok daha tehlikelidir. Bozgunculuklarını, yıkıcılıklarını belli etmeden, insanın içine bir bakteri, virüs, mikrop, pislik olarak girerler. İnsanı maddi, manevi yönü ile yok ederler. Umut, ümit vaat ederler. Zevke, keyfe, nefse, şeytana uygun vaatler ederler. Haz verici, rahat ettirici vaatler ederler. Hayal, düş, umut dünyalarına girerek, doğru ve gerçekleri, dini, imanı reddeder. Kötülerler. Her türlü insanlık, İslam dışı alışkanlıkları kazandırmaya çalışırlar. Haz, eğlence, zevk, keyif, cinsellik, sapıtmışlık, serserilik, rahatlık, özgürlük, bağımsızlık, kutsal tanımamayı öğretiler ve benimsetirler. Gaflette olan insanı can evinden vururlar!

M.E. B. güya genelge ile okullarda “kız, erkek karma eğitim yapan maddeyi kaldırmış.” Okullarda istendiğinde kız, erkek öğrenciler ayrı sınıflarda- dershanelerde eğitim görecekler, diye CHP dünyayı, kıyameti koparıyor. Laiklik elden gidiyor! Ne ahlaksızlık ortadan kaldırılmaya çalışılırsa, hemen laiklik elden gidiyor, diye velveleyi basıyorlar. TGBTİ destekçilerinden ve materyalist görüşlülerden; iyilik, doğruluk, güzellik, fazilet değeri, yarar, olumluluk adına bir şey bekleyen ahmağın cahili, cühelanın manyağıdır. Dünyayı ve insanları tanımayandan, hiçbir değer çıkmaz.

Seküler olanlar, komünist teröristlerle, ateist, dinsiz, imansızlarla, laik olanlarla, putperestlerle, teröristlerle ortaklık, müttefiklik, işbirliği yaparlar. Çünkü temellerinde ve kendilerinde dinsizlik, imansızlık, Allah tanımazlık, vahşet, sapıtmışlık vardır.

Örneklersek: CHP, Fetö terör örgütleri ile işbirliği içindedir. CHP, PKK terör örgütü ile dayanışma içindedir. CHP, Suriye’de şimdiye kadar hiç görülmemiş halkını katliam yapa Beşer Eset katliamcı manyağı ile birliktedir. DHKP-C, ölen ve sağ kalan teröristlerle birlik -beraberlik içindedir. Nerede bir İslam ve Müslüman düşmanı varsa, birlik beraberlik dayanışma içindedir. Sokakta TGBTİ sapık eşcinselleri, sözde “onur yürüyüşü” yapmaktadırlar. CHP, laik olarak, PKK- HDP Marksist komünist ateist olarak, onlarla birliktedirler. Yıkıcı terör, şiddet eylemlerinde bu iki siyasi parti, yıkıcılarla beraberdir.

Fetö, dini hizmet cemaati görünümde olduğu zaman CHP ve solcular, Fetö cemaatine karşı idi. Ne zaman 17 Kasım 2013 gün ki, Fetö gazeteleri, Ak Parti Hükümeti’ne karşı haberler, yazılar yazdılar, hemen Fetö’ya yanaştılar. 17- 25 Aralık 2013 de darbe girişiminde bulunduklarında sahiplendiler. Fetö, 15 Temmuz 2016 da darbe girişimi yapıp, 251 kişi katlettiklerinde, 2,193 kişiyi yaraladıklarında, yanlarında yer aldılar. Her yerde savunucularını yaptılar. Hala, bugünde yapmaktadırlar. Seçimlerde işbirliği yapmaktadırlar. Hem Fetö hem de PKK uzantıları ile seçimlerde birliktedirler. Birbirine gerektiği yerde oy vermektedirler. Batıl birdir, yoldaştır, yandaştır. Hak, hakikat düşmanı, insanlık düşmanıdır. Lafa bakılmaz. İcraat daha çok böyle göstermektedir.

CHP, PKK terör örgütü siyasi uzantısı HDP milletvekili adaylarını 1991 yılında, Erdal İnönü, CHP Genel Başkanı iken, bölücü katil yanlılarını partilerinden milletvekili adayı gösterdi. PKK uzantılarını TBMM ‘ye milletvekili olarak soktu. Aradan 27 yıl geçmesine rağmen hep birlik beraberlik yardımlaşma dayanışma desteklemede bulundu.

CHP de Fetö gibi münafıktır. Atatürkçü görünür ama gerçek anlamda dinsiz imansız ateist komünisttirler. Komünist legal, illegal her terör örgütüne sahip çıkmaktadırlar. PKK de Marksist katil katliamcı komünist olduklarından; yardımlaşma, dayanışma sürdürülmektedir. “Nasıl müminler, Müslümanlar kardeştir.” Bu laik, seküler, ateist bozguncularda yandaş, yoldaştır.

Bu zalim sapıtmış, sapıtmışlar, Allah’ın hoşuna gidecek, tek bir eylemlerde bulunmazlar. Zaten laikler, seküler olanlar, ateistler, komünistler, münafıklar; Allah, İslam, din- iman, ilim tanımazlar. Safsata, hurafe, bidat, sapıklık peşindedirler.

Müslümanlar çok bilgili, bilinçli, bilge, öngörülü olup, bu gibi sapıtmış, zalim sapıklara inanmamalıdır. Allah’ın rahmetinden ümidi kesmemeli. Tövbe edip, Allah’ın hak dini İslam’a sarılmalı. Allah’ın azabından korunmak, için, İslam dinine samimiyetle sarılmalı. Haram, mundar yememeli. Haram, mundar işlerle, zalimlerle ilgi, diyalog kurmamalı. Allah’ın haram diye yasakladıklarından uzak durmalı. Başkalarına asla zarar vermemeli. Hakka, hukuka isyan etmemeli. Haktan, hukuktan, hakkaniyetten, özgürlükten ayrılmamalı.

Müslüman özgür olmalı ki, ibadetlerini yapsın. Özgürlüğünü kısıtlamak isteyenlere karşı amansız mücadele vermeli. Başkasının hak, hukukuna zerre kadar zarar getirmemeli. Eşkıya, şiddetçi, terörist, yankesici, haram işleyici, gasp, katil gibi haram işlerin içinde olmamalı. Günah, haram işleyenlere, yardımcı olmamalı. Yardım edende, günah işleyen gibidir. Dünyada ve ahirette cezasını görür. Zalimlerden olur. Müslüman haram, suç işlemez. İşleyenden olgun Müslüman, samimi mümin olmaz.

Müslüman, laik, ateist, seküler, zalim olanlarla benzeşmez. İşleri, düşünceleri, eylemleri asla örtüşmez. Örtüşmemeli. Onlara maddi, manevi, şekli, içerik olarak benzememeli. Müslüman farklıdır. Farklılığı haktan, hukuktan, hakkaniyetten, adaletten, güzellikten, iyilikten, ibadetten, hizmetten, İslam’dan yana olmasındandır. Vatan, millet, devlet, bayrak, bağımsızlık, özgürlük sevmesindendir. Allah’ın ve peygamberinin nuru ile yaşantısına yön verir.

Müslüman iç ve dış dünyasını temiz tutar. Maddi ve maneviyatına sahip çıkar. Mahremiyetine dikkat eder. Tesettürü farz bilir ve kabul eder. Farz ve vacipleri eksiksiz yapar. Maddi, manevi anlamda tertemizdir. Yalan, iftira, inkâr içinde olmaz. Kimseye küfretmez, sövmez, hakaret etmez. Sünnetleri yaşar. Başkalarını kırmaz, incitmez. Sadece uyarır, tebliğ eder, güzel örnek olur. Nimete şükreder. İhtiyaç fazlası malı ihtiyaç sahiplerine verir. Başkasının günah ve kusurlarını araştırmaz. Önce kendi ile meşgul olur. Müslüman’a kâfir demez. Olamayanı söylemez. Allah’ın yasakladıklarını yapmaz, işlemez. Peygamberimizin yaptıklarına uyar. Başkasının mahremine bakmaz. Başkasının evine, malına, mülküne izinsiz girmez. İsraf etmez, savurganlık yapmaz. Dine değer vermeyene, inkâr edene, reddedene değer, önem vermez. Onlarla uymaz. Desteklemez. Aynı fikirde, yolda olmaz. Öyle Hitler, Lenin, Stalin, Mao gibilerine önder, lider demez. Zalime önderim, liderim, mürşidim demez.

Allah cc. için ilim, bilim, sanat, hikmet, marifet öğrenir. Hayır, işlerinde bulunur. Farz, vacip, sünnet olan ibadetleri öncelikle yapar. Allah’ın yüklediği sorumlulukların yerine getirir. İyiliği yayar. Kötülüğü önler. Dini günlere önem ve değer vererek, ihya eder. Kur’ân okur ve yaşar. Peygamberimizi öğrenir ve örnek alır. Allah cc. için sever ve de buğuz eder. Doğru, dürüst davranır. Yetimleri, yoksulları korur. Yakın ve uzak insanlara yardım eder. Misafire ikram eder. İlmiyle amel eder, ibadet eder, davranır. Hayır, işleri çok yapar. Yalancı, iftiracı olmaz. Emaneti korur. İffet ve namusuna sahip çıkar. Mahremiyeti korur. Açılıp, savrulmaz. Tüm organları haramdan korur. Din kardeşini Allah cc. için sever. Allah cc. için gözünden yaşlar akıtır. Allah cc. ve peygamberi ne demiş ise dosdoğrudur. Allah cc. en doğruyu söyler. Allah’ın sözünden asla çıkmaz, çıkmamalı.