Yazımın başlığında ki bu söz, 1990’lı yıllarda İsveç’te Başbakanlık yapan Daniel Carl Bildt aittir.



O dönemin İsveç başbakanı D. Carl Bildt bir açıklamasında, “Osmanlıda kültürler barış içinde yaşıyordu. İmparatorluk yıkılınca Ortadoğu’da birçok bölgede çatışmalar çıktı. Osmanlının kurduğu düzeni bozan her şey bölgenin daha fazla kan gölüne dönmesine yol açtı. Osmanlı İmparatorluğunun birbirine karışmış kültürler, gelenekler ve dillerle zengin mozaiğini oluşturan Bosna Hersek’teki Bihac’tan Basra şehrine kadar geniş bölge, İstanbul’daki Sultan’ın otoritesiyle başarılı bir şekilde yönetiliyordu… Osmanlı bölgeyi yüzlerce yıldır barış içinde yönetti…



Osmanlı parçalanmaya başladığında şiddet de başladı. Dış güçler, Balkanlar, Mezopotamya, Doğu Akdeniz’de Osmanlı haritasını yeniden çizdi, birçok ülke ortaya çıktı. 1917 Balfour Deklarasyonu ile İngiltere Filistin’de bir İsrail devleti kurulması için harekete geçti.



1948 yılında İsrail devletinin kurulmasını çatışmalar ve müzakereler takip etti. 1990’dan sonra Balkanlar, Kafkasya, Ortadoğu, Filistin, Afrika ve Asya’da savaşlar başladı...”

Paris’te geçmiş yıllarda yapılmış olan Dünya Yahudileri Kongresi’nde bir Yahu-dinin itirafı şöyledir:“Yahudi devletini kurduk. Ama huzurlu ve güvenli değiliz. Osmanlı Devleti ile istikrar sağlanıyordu...”



“Osmanlı, Müslümanlara hami, bölgede savaşlara mâni idi. Osmanlı yıkılınca bölge halkı himayesiz kaldı.” Kaynak; Türkiye Gazetesi İnşallah daha fazla Müslüman kanı akmadan tekrar dünyaya insanlık ve huzuru götüren ecdadımızın 600 kuru senedir dünyaya hâkim kıldığı, barışı, kardeşliği, huzuru, yardımlaşmayı ve insanlığı bütün evrende ve kâinatta yaşarız, yaşatırız.