İSTANBUL, () -OKAN Üniversitesi Öğretim Görevlisi Hasan Deniz Pekşen, ilk aşamanın tamamlanıp ikinci aşamaya geçildiğinde risklerin artacağı uyarısında bulundu. Pekşen, "TSK köylerde mücadele ederken dünya kamuoyuna, karşı taraf özellikle sivillerin öldürüldüğüne dair, psikolojik çalışma yürütecektir. Algı operasyonlarına dikkat etmek gerekir. Bu çatışmayı yalnızca silahlı kuvvetler anlamında değil, algı yönetimi anlamında da ilgili birimlerimizin örgütlemiş olduğunu düşünüyorum, örgütlenmekte şart" dedi.

Türkiye'nin Afrin'e yönelik başlattığı Zeytin Dalı Harekatı'nın 5'inci gününde gelinen aşamayı değerlendiren  Okan Üniversitesi İşletme ve Yönetim Bölümleri Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Görevlisi Hasan Deniz Pekşen, Türkiye'nin Afrin'de iç içe geçmiş birkaç hedefinden bahsederek, ilk aşamanın başarıyla tamamlanmak üzere olduğunu söyledi. Pekşen,"Bunların ilki terör örgütü YPG üzerinden orada konuşlanmış olan ve Türkiye'ye uzunca bir süredir karşı taraftan attıkları havan topu ve roketlerle doğrudan tehdit oluşturan Hatay üzerinden ülkemize sızarak terör örgütü PKK eylemleri yapan bir terörist YPG unsuru, en temel hedef bölgenin bu unsurlardan temizlenmesi. Bunun sağlanmasıyla birlikte ÖSO'nun denetimindeki alanın batıya doğru yani Türkiye'ye doğru genişletilmesi ve bir güvenli alan oluşturulması ve bu güvenli alana ilk Fırat Kalkanı'nda olduğu gibi ülkemize sığınmacı olarak gelen nüfusun bir kısmını da kaydırarak mülteci nüfusunun azaltılması için yapılan operasyondur" diyor.

"İLK AŞAMA GAYET BAŞARILI GEÇTİ"

Operasyonun birkaç aşaması olacağını aktaran Pekşen, "Bunun ilk aşaması şu anda sürüyor. Henüz köylere ve Afrin merkezinin dışında kalan terör örgütü YPG'lilerin uzun süredir hazırlık yaptıkları alanların dağıtılarak meskun mahallere doğru ilerlemesini içeren aşamadayız. Bu kısmının gayet başarılı geçtiğini söyleyebiliriz. Özellikle Rusya ile yapılan görüşmeler sonrasında hava sahasının açılmasıyla hava kuvvetlerinin yaptığı operasyonların askeri uzmanlarca son derece başarılı olduğu kabul ediliyor" ifadelerini kullandı.

"İKİNCİ AŞAMAYA YAVAŞ YAVAŞ GEÇİLİYOR, ASIL ZOR KISIM BUNDAN SONRA BAŞLAYACAKTIR"

Asıl aşamanın, bölgedeki coğrafi özellikleri kullanarak dağlık, tepelik alana mevzilenmiş olan terör örgütü YPG güçlerinin elindeki kozların bombardımanla yok edilmesi ve böylelikle kara kuvvetlerinin ilerleyişini kolaylaştırmak yönünde olduğunu dile getiren ve bu kısım önemli ölçüde tamamlanmak üzere olduğunu söyleyen Pekşen, "Artık birkaç köye girildiğinin haberlerini de alıyoruz. İkinci aşamaya yavaş yavaş geçildiğini söyleyebiliriz. İlk aşama bittiği süre göz önünde bulundurulduğunda başarılıydı. Asıl zor kısmı bundan sonra başlayacaktır. Çünkü araziden geri çekilen güçlerin köylere sızmaya başladığını biliyoruz. Köylerdeki sorunda terörist olan unsurla oradaki sivil halkı birbirinden ayırt edememek olacaktır" dedi.

"İKİNCİ AŞAMADA DAHA YAVAŞ VE DİKKATLİ HAREKET EDİLECEKTİR"

Sivil halkın ayrıştırılması ve kimin terörist olup kimin olmadığının bilinmesinin başlı başına bir mesele olduğunu ve riskin de ortaya bu noktada çıktığını vurgulayan Pekşen, "Çünkü ikincisi meskun mahallere çekilecek olan militanların oraya el yapımı patlayıcılar, çeşitli tuzaklar koyması söz konusu olacak. İlk aşama tamamlandıktan sonra adım adım ilerlenecek bir sürece geçiliyor. Köylerde son derece yavaş ve dikkatli hareket edilen ve kara unsurlarına dayanan bir süreç başlayacak. Bu da operasyonun süresini uzatacaktır" diye konuştu.

"YALNIZCA SİLAHLI KUVVETLER ANLAMINDA DEĞİL, AYNI ZAMANDA ALGI YÖNETİMİ ANLAMINDA DA ÖRGÜTLENMEK GEREKİR"

Bundan sonraki aşamanın zaman alacağını ve risk unsurunun da yükseleceğini vurgulayan Pekşen, algı operasyonlarına dikkat çekerek, şunları söyledi:

"Bu çatışmanın önemli bir boyutu da algı yönetimi, günümüzde birçok çatışmada aslında bu şekilde biz de ilk kez karşılaşıyor olacağız. Burada köylerde mücadele ederken dünya kamuoyuna, uluslararası topluma yönelik  karşı taraf psikolojik çalışma yürütecektir, özellikle sivillerin öldürüldüğüne dair. Bu çatışmayı yalnızca silahlı kuvvetler anlamında değil, aynı zamanda algı yönetimi anlamında da ilgili birimlerimizin örgütlemiş olduğunu düşünüyorum.  Çünkü o çalışmalara da yanıt veren özel birimlerin olması gerekiyor. Örneğin, bir fotoğraf yayınlandığında onun nereden geldiğini, gerçekte ne olduğunu gösteren çeşitli çalışmaların yapılması lazım. Tabi caizse 'bir çatışmada internet ortamında olacaktır' demek yanlış olmaz. Afrin merkezde bir kuşatma söz konusu olduğunda bu sefer insani yardımların ulaştırılmadığına dair bir propaganda başlayabilir. Bunun uyarısını şimdiden yapmak lazım."

(FOTOĞRAF)