AK Parti Grup Başkanvekili ve Kayseri 2'nci sıra milletvekili adayı Mustafa Elitaş, CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce'yi eleştirerek, "CHP'den önce başka bir grup başkanvekili gidecekti umreye; Muharrem İnce piyangodan çıktı. O zamanlar 'Laiklik elden gidiyor' diyen Muharrem, şimdi umre seyahati ile övünüyor" dedi.
AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, Muharrem İnce'yi, Kayseri mitinginde partisine ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik sözlerinden dolayı eleştirdi. Kayseri'nin İncesu ilçesinde vatandaşlarla sohbet eden Elitaş, "Bu millet sahtekârlara prim vermez" diyerek, şunları söyledi:
"İlk günlerin heyecanı ve FETÖ'nün pohpohlaması ile karşı duran yeminli muhalif basının yüceltmesi ve yükseltmesi ile Muharrem İnce kendini bir şey zannetti. Abdurrahman Çelebi gibi gördü. 'Büyük bir teveccüh var' dedi ama gerçeklerle yüzleşince baktı ki işi olmuyor, artık hakarete ve çirkinleşmeye başladı. İlk gün gelirken 'Siyasi parti liderlerini ziyaret edeceğim, onlarla beraber Türkiye'de yeni bir işlem başlatacağım, uzlaşmayı hayata geçireceğim' derken, şimdi çirkinlikte yarışa gitmeye başladı. Birinci çirkinliği yapan CHP'nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu idi. Şimdi Kılıçdaroğlu gibi Muharrem İnce çirkinleşmeye başladı. Yolları açık olsun. Kim çirkinlikte ipi göğüsleyecek, 24 Haziran'da bakacağız göreceğiz.''
'KEYİFLE DİNLİYOR'
Elitaş, İnce'nin Kayseri mitinginde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan aleyhine slogan attırdığını ileri sürürek, bunun ahlak dışı olduğunu söyledi. İnce'nin atılan sloganları keyifle dinlediğini savunan Elitaş, şöyle konuştu:
"Muharrem efendi büyük bir keyifle dinliyor. Öyle bir keyif alıyor ki, hani bir laf vardır; 'Dervişin fikri ne ise zikri odur' diye. Ömrü boyunca, hayatı boyunca böyle işleri aklından geçiren, böyle meseleleri kendisine şiar edinmiş, fırsat geldiği an, çatlayana kadar götürmeye niyet etmiş kişilerin düşünebileceği, böyle işlerden zevk alacağı bir kişilik zafiyeti ile karşı karşıya olduğumuzu ifade ediyorum."
Elitaş, İnce'nin mitinglerde fotoğraflar eşliğindeki konuşmaları için de "Bir de soruyor, düzmece resimlerle ortaya koyduğu bir bisiklete binmiş, bir traktöre binmiş, o traktörle güya caminin içerisinden traktör sürmüş. Bre Muharrem, o traktör caminin içerisine nasıl girer Allah aşkına? Kim sokar o traktörü caminin içine? Böyle yalanla, dolanla, iftira ile karalama kampanyası ile bunları yapıyor" ifadelerini kullandı.
'İNCE PİYANGODAN ÇIKTI'
Mustafa Elitaş, Muharrem İnce ile yaptıkları umre ziyaretiyle ilgili de konuştu. Elitaş, şunları söyledi:
"2010 yılında tesadüfen gittiği umreden, herhalde Müslümanlar hakkında eline bir terazi geçtiğini zannediyor. 'Ben hacı oldum' diyor, 'umre yaptım' diyor. Umreye biz beraber gittik. Sebep de 3 bin 650 maddelik Türk Ticaret Kanunu'nu üç günde çıkartınca, MHP Grup Başkanvekili'nin, Meclis Başkanımıza teklifi idi. '3 günde biz 4 yıllık kanunu çıkarttık. Bize bir umre seyahati yaptırır mısınız?' dedi. Kabul edildi. CHP'den önce başka bir grup başkanvekili gidecekti umreye; Muharrem İnce piyangodan çıktı. Yani tesadüfen gittiği umre seyahatini, 'Ben hacı oldum, Müslümanlar hakkında kimin Müslüman kimin değil diye elimde bir terazi var' diye bu işe çıkıyor. Allah'tan başka hiç kimsenin kimse hakkında dini vecibelerini veya inançlarını tartacak bir alet yoktur. Ölçüsü daha mümkün değildir. Bunu tartacak tek Cenabıhak'tır. Mahşer gününde, hesap gününde herkes hesabını verecek. Bugün yalanlarla, iftira ile siyaset yapmak hiç kimseye fayda sağlamaz. Hele hele zorla umre seyahati yapmış birisi. O zamanlar 'Laiklik elden gidiyor' diyen Muharrem, şimdi umre seyahati ile övünüyor. Önce 'Kurban ettiler beni' derken, şimdi 'Umre yaptım' diye övünüyor."
Muharrem İnce'nin başörtüsünü bir araç olarak kullandığını iddia eden Mustafa Elitaş, şöyle dedi:
"Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı'na 2009 yılında TRT'de başörtülü bir hanımefendinin kameramanlık yapmasını, 'İrtica elden gidiyor, Cumhuriyet elden gidiyor' diye TBMM Başkanlığı'na soru önergesi veren Muharrem, şimdi kız kardeşinin başörtüsünü bir araç olarak kullanıyor. Neymiş, 'Mütedeyyin insanları ikna edebilir mi?' diye. Üniversitedeki kızlarımız, ağlaya ağlaya okuldan atılan yavrularımız, ikna odalarında başları açtırılmaya çalışılan kardeşlerimiz, senin peruk takarak iş hayatına, çalışma hayatına devam etti diye aşağıladığın, sorguladığın, soru önergesi verdiğin kardeşlerimiz bugün o acıları unutmadılar. Kusura bakma, zorla umre yapıp, şimdi mütedeyyin insanlar diye ortaya çıkıp, utandığın insanlarla oylarını alabilmek için onlarla beraber olduğunu göstermek yakışmaz. Bu millet sahtekârlara prim vermez. Sahtekârların mumu 24 Haziran günü sönecektir."

FOTOĞRAFLI