ABD Başkanı Trump’ın Türkiye’ye yönelik ekonomik tehdidini değerlendiren Dr. Naim Babüroğlu, “Bu açıklama Türkiye’nin güneyinde kurulacak bir PKK/PYD terör örgütü devletçiğinin işaret fişeğidir” dedi.

ABD Başkanı Donald Trump’ın 'Türkiye Kürtleri vurursa onları ekonomik açıdan mahvederiz' açıklamasını değerlendiren İstanbul Aydın Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Naim Babüroğlu, söz konusu açıklamayı “Türkiye’nin güneyinde bir PKK terör örgütü devletçiğinin işaret fişeği” olarak değerlendirdi.

'ÇEKİÇ GÜÇ' BENZETMESİ

Açıklamayı, 'ABD’nin, Türkiye’nin müttefiki olmadığı gerçeğini vurguluyor' şeklinde ele alan Babüroğlu, “Açıklamada Türkiye’yi ilgilendiren çok önemli iki konu var: Birincisi, ABD ve Trump, Türkiye’nin şiddetli tepkisine rağmen PYD/PKK terör örgütüyle Kürtleri eş tutuyor. Oysa, PYD/PKK terör örgütünün Kürtlerle bir bağının olmadığı gerçeğini, CIA dahil ABD’nin kurumları biliyor. Bu, ABD’nin PYD/PKK terör örgütünü desteklemeye devam edeceği anlamına geliyor. İkinci olarak, ABD, Suriye’nin kuzeyinde, Fırat’ın doğusunda PYD/PKK terör örgütünü Türkiye’nin olası operasyonuna karşı korumak için 32 kilometre derinliğinde bir “Güvenlik Bölgesi” oluşturmayı hedefliyor. Bu bizlere, 1991 Körfez Savaşı’ndan sonra ABD liderliğindeki Çekiç Güç’ün Irak’ın kuzeyinde yarattığı otorite boşluğunu ve burada doğan fiili durumu hatırlatıyor” diye konuştu.

"ÇEKİÇ GÜÇ BENZERİ TABLO SURİYE’DE GELİŞTİRİLİYOR"

1991 Körfez Savaşı’ndan sonra ABD liderliğindeki İngiliz ve Fransız uçak ve helikopterlerinin Kürtleri Irak’ın o zamanki lideri Saddam Hüseyin’den korumak için Irak’ta 36’ncı paralelin kuzeyi ve 32’nci paralelin güneyinde bir 'uçuşa yasak bölge' ilan ederek 'Çekiç Güç Harekatı'nı başlattığını, bu durumun PKK’ya yaradığını hatırlatan Babüroğlu, “Bu uygulama, Irak’ta ABD işgalinin başladığı 2003 yılına kadar 12 yıl sürdü. ‘Çekiç Güç’, 12 yıl boyunca Kuzey Irak’ta Kürt Devleti’nin kurulmasına şemsiye oldu ve PKK terör örgütünün canlanmasına uygun ortam sağladı. 1992’de ‘Çekiç Güç’ün ilanından bugüne gelindiğinde, 27 yıl sonra bu kez Suriye’nin kuzeyinde benzer bir tablo ortaya çıkarılmaya çalışılıyor” ifadelerini kullandı.

"SONRAKİ AŞAMA KUZEY SURİYE VE KUZEY IRAK’IN BİRLEŞMESİ"

ABD, Fırat’ın doğusunda Suriye’nin yaklaşık yüzde 30’unu YPG/PKK terör örgütüne işgal ettirmiş durumda olduğunu söyleyen Babüroğlu, “Türkiye’nin, YPG/PKK terör örgütünü etkisiz duruma getirmek için Fırat’ın doğusuna yapacağı olası operasyona karşı çıkan ABD’nin, bir tampon bölge/güvenlik bölgesi hedefi olduğu ortaya çıkıyor. PYD/PKK terör örgütünü koruma, Suriye’yi parçalama ve gelecekte Kuzey Irak’la birleşme potansiyeli taşıyan bir bölge oluşturma amacını güden ABD, bir taşla çok sayıda kuş vurmanın peşinde. ‘Tampon Bölge’ ya da ‘Güvenli Bölge’nin varlığı, ‘Uçuşa Yasak Bölge’yi gerektirir. Fırat’ın doğusunda ‘Uçuşa Yasak Bölge’ ilanı, 1992’de Kuzey Irak’ta ‘Çekiç Güç’ün yerine getirdiği misyon gibi, Suriye’nin kuzeyinde bir YPG/PKK terör devletinin kurulmasında şemsiye görevi demek. Ardından, Kuzey Irak’la-Suriye’nin kuzeyini birleştirme adımı gelecek” değerlendirmesinde bulundu.