'DURDUK, DURDUK, BİR GECE ANSIZIN VURDUK'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Tofaş Spor Salonu'nun dışında toplanan kalabalığa hitap ettikten sonra AK Parti Bursa İl Kadın Kolları Kongresi'ne geçti. Cumhurbaşkanı Erdoğan salonu dolduran kalabalığa yaptığı konuşmanın başında 'Cezayir Türküsü'nü hatırlatıp aslında ağıt olan bu türkünün bazı yerlerde oyun havası gibi algılandığını söyledi. Erdoğan, "Halbuki bu türkü Barbaros Hayrettin Paşa tarafından Osmanlı'ya bağlanan Kuzey Afrika topraklarının Avrupalı güçlerce işgalini ve bu sırada askerlerinin işgalini ve askerlerin katliamını anlatır" dedi.
'Cezayir Türküsü'nün sözlerini okuyan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Geçtiğimiz 200 yılda kademe kademe yaşadığımız ifadelerinden biri olan bu türkü aslında bu günümüze de ışık tutuyor, aydınlatıyor. Biz nereden çekilmek zorunda kaldıysak, boşaltmışsak orası zulme, baskıya, bitip- tükenmek bilmeyen istikrarsızlık ve çatışmalara gark olmuştur. Kuzey Afrika'da, Ortadoğu'da, Balkanlar'da nereye baksanız bu gerçeği görebilirsiniz. Tarihinde sömürgecilik gibi insanlık suçu olmayan ecdadımız asırlardır yönettiği bu bölgeleri isadece imar etmiş sadece güvenin ve huzurun teminatı olmuştur. Birileri bizi 'Soykırım yaptı' diye suçluyor ya.  Aslında son asrın en büyük soykırımına Türk Milleti maruz kalmıştır. Balkanlar'dan çekilirken verdiğimiz sivil kayıpların sayısı 2 milyonun üzerindedir. Kafkasya'da en az o kadar kayıp söz konusudur. 1'inci Dünya Savaşı'nda 4 yandaki cephelerde bıraktığımız şehitlerimiz için yakılan ağıtlar bugün de yüremizi dağlamaya devam ediyor. Nesilden nesile aktarılıyor. Hani şu dillerden düşürülmeyen Ermeni tehdidinin sebebi olan katilamlarda kaybettiğimiz insanlarımızın sayısı soykırım diye tabir edilen rakamlardan kat be kat fazladır. Tabii biz tevekkül sahibi bir millet olarak acımızı kalbimize gömdüğümüz bunun propagandasını ve istismarını yapmadığımız için bu tür iddialara muhatap olduğumuzda şaşırıyoruz. Hem suçlu hem güçlü dedikleri türden bir saldırıyla daha çok karşılaşacağımız anlaşılıyor. Allahın izniyle hepsine de verecek cevabımız vardır."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yıllardan bu yana Ermeni iddialarını dile getirenlere bunun siyaset değil tarihin konusu olduğunu anlatarak, "Gelin karşılıklı olarak arşivlerimizi inceleyelim. Varsa arşiviniz açın. Biz de arşivimizi açalım. Bizim sadece şu anda Genelkurmay arşivimizde 1 milyon 700 bin belge var. Bunun 1 milyonu şu anda açılmış, incelenmiş" diye teklifte bulunduklarını ancak, kabul eden çıkmadığını söyledi. Erdoğan, şöyle konuştu:
"Diğer iddialar konusunda da aynısını yapacağız. Ama yine karşımıza çıkacak cesaretleri yok. İşte buyurun. Ne oldu.  Cerablus'ta, ne oldu El Bab'ta... Dedik ki; 'Bize yanlış yapmayın. Bizim sınırlarımıza saldırmayın. Bizi taciz etmeyin. Eğer böyle yapacak olursanız çok daha fazla dayanamayız.' Bunu sayın Obama'ya da söyledim. Obama'ya söylediğim zaman bizim bir projemiz vardı. Beklediğimiz cevabı almadık" diye konuştu.
Erdoğan, 15 Temmuz gazilerinin kendisine "Cumhurbaşkanı bize müsade etsin. Biz de Afrin'e girelim" diye haber gönderdiklerini ifade ederken, "Değerli kardeşlerim ne dedik? 15 gündür ne dedik?; 'Bir gece ansızın gelebiliriz' dedik. Biz şimdi 5 bin TIR'ın dışında 2 bin dolayında uçak ile gelen silah ve mühimmat var. Bütün bunlarla beraber terör örgütü ne yapıldı desteklendi" diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, desteklenen terör örgütlerinin bazılarının Afrin'e yerleştirildiğini ifade etti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Nereden. 2 bin kilometrelik alan var ya. Bu alanın güneyinden. Biz tüm bunların takipçisiyiz. Durduk, durduk durduk, bir gece ansızın vurduk. Ama işimiz çok" dedi.
'MEYDANLARA ÇIKMA YANLIŞINA DÜŞENLER BEDELİNİ AĞIR ÖDER'
"Daha yapacağımız çok şey var" diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Zira dün akşam malum hava harekatı ile gereken adımlar atıldı. Ardından kara harekatı başladı. Ve şu anda da kara harekatı devam ediyor. Bütün mesele şu? Afrin yüzde 55 ile Araplar'ın, yüzde 35 orada sonradan yerleştirilmiş Kürtler var. Yüzde 6-7 civarında Türkmenler var. Şimdi bütün mesele Afrin'i gerçek sahiplerine teslim etmek. Bizim hedefimiz şu; 3.5 milyon Suriyeli bizim topraklarımızda var mı? Var. Bizim topraklarımızdaki Suriyeli kardeşlerimizi kendi topraklarına bir an önce göndermek. Şu anda bizim attığımız adımlar bölücü terör örgütüne karşı atılması gereken adımları kararlı bir şekilde atıyoruz. Bundan taviz vermemiz mümkün değil. Bu PKK'yı, bu PYD'yi, bu YPG'yi ülkemizde bir tanesi kalmayıncaya kadar bunların işini bitireceğiz. Suriye tarafından gelmek isteyenler de bunun bedelini çok ağır öderler. Kardeşlerim, emin olun bunlar şu operasyonlardan sonra bir daha zaten karşımıza çıkacak cesareti bulamayacaklar.  Sadece uzaktan atıp-tutarak, 'Bizim arkamızda Amerika var, bize nasıl olsa silah gönderiyor' deyip Türkiye ile Türk milleti ile başedemezsiniz. Şimdi çıkmış HDP'li, çıkmış KCK'lı terör örgütü  meydanlara çağırıyor benim Kürt vatandaşlarımı. Şu ana kadar pek meydanlara çıkan olmadı. Hatta bugün Diyarbakır'da kongreleri vardı. Kongreye de pek katılan olmadı. Ama bak şimdi buradan söylüyorum. Sakın ha bu çağrıya uyup da meydanlara çıkma yanlışına  düşenler olursa  bedelini çok ağır öderler. Bunu da böyle söylüyorum. Zira bu bir milli mücadeledir. Bu milli mücadelede karşımıza kim çıkarsa çıksın, ezer- geçeriz. bu da böyle bilinsin. Burada tavzi yok. Burada en ufak bir esneklik yok. Gereği neyse bunu yaparız. Yani burada ana muhalefetin başındaki zat, 'onlara destek veriyor' diye bu dolduruşa gelirlerse gene aldanırlar. 'Yok kan dökülmesini istemiyoruz. yok şu' sen ne diyorsun ya? Sen ne diyorsun? Böyle bir süreç başladığı zaman, burada şehadet de olunur, burada gazi de olunur, burada kan da olur."
Konuşmasında CHP'yi de de eleştiren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP'nin İstanbul'da yaptığı kongrede seçilen yeni il başkanının Türkiye düşmanları ile aynı dili konuştuğunu, iftiralar üzerinden ülkeye ve Türk milletine saldıran bu gibi insanlarla uğraşmak zorunda kaldıklarını söyledi. Erdoğan, şöyle devam etti:
"Ben CHP'nin içerisinde yerli ve milli olan kardeşlerimizin olduğunu da biliyorum. Bunları da bu saflara davet ediyorum. Gelsinler yerli ve milli olarak birlikte yürüyelim diyorum. Toprak bütünlüğümüze, milli birliğimize yönelik saldırıların ardı arkası kesilmedi. Kesilmiyor. Diğer taraftan gönül coğrafyamızın her köşesinden yükselen feryatlar artık tıkalı kulaklarca da duyulur hale geldi. İşte Kuzey Kıbrıs'ta . Bir pespaye gazete ahlaksızca bugün bir başlık atmış. Ben Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ndeki kardeşlerimizi burada tavır almaya davet ediyorum. Türk Ordusu'nun Kıbrıs'tan sonra yeni bir işgal yaptığını söylüyor. Bu ne ahlaksızlık? Bu ne edepsizliktir. Dolayısıyla Kuzey Kıbrıslı kardeşlerimin özellikle  böyle bir duruşu sergilemek suretiyle gereken cevabı Kuzey Kıbrıs'ta onlara vermeleri lazım. Sadece şöyle son çeyrek yüzyıla baktığımızda karşımıza dün Bosna'da, Irak'ta, Filistin'de, bugün Suriye'de kim bilir daha nerelerde ne zulümlerle karşılaşacağımızı bilmiyoruz. Bunun için artık kendimizi bölgemizde yaşanan hadiselerden soyutlama yaşanan gelişmelerden tamamen bunların dışında kalma gibi bir lüksümüz yoktur. Türkiye'nin Suriye'de ne işi var. Öyle diyor ya ana muhalefet. Bunu diyenler bu ülkenin gerçeklerini bilmeyenlerdir. Türkiye oralarda olmak zorundadır Bay Kemal. Türkiye milli bekası için yılanın başını ezmek mecburiyetindir bay Kemal. Hem kendimiz için hem de umudunu bize bağlamış kardeşlerimiz için gerekli gördüğümüz her yerde varlık göstereceğiz. Televizyondan izlediniz  değil mi? Afrika’daki çocuklar dua ediyorlar. Duanın yanında da işte gördüğünüz bu Zeytinlik operasyonuyla alakalı pankart asmışlar dua ediyorlar. Aman ya Rabbi.. Şu güzelliğe bak. Taa Afrika’daki bu yavruların Türk Ordusu'na dua etmesinin altında bir gerçek yatmıyor. Bu sıradan bir olay. FETÖ demek; Sadece Pensilvanya’daki şartlatan ve tüm hakikatler ortada olmasına rağmen adeta ona tapan görev sürüsü demek değildir. PKK demek; sadece Kandil’de yuvalanmış katiller sürüsü demek değildir. DEAŞ demek; sadece nereden nasıl geldikleri belli olmayan tek vasıfları sözde Müslüman olan ve görevleri kan dökmek olan bir güruh demek değildir. DHKPC demek; belirli bir meşrebe mensup insanlarımızı istismar ederek teröristçilik oynayan bir grup demek değildir. Bu terör örgütlerinin hepsinin döktükleri kanın yaptıklarını söylediklerimin yanında çok daha büyük bir oyunun piyonlarıdır. Bunlar sadece ve sadece kirli senaryolara figüranlık yapan örgütlerdir."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dikkat edildiğinde ne zaman Türkiye'nin kendisi ve kardeşleri ile ilgili bir konuda yeni atılıma gittikse karşılarına bu piyonların dikildiğini, Kudüs konusunda Türkiye olarak İslam İşbirliği Teşkilatı’nın dönem başkanı olduğu dönemde adım attıklarını, Amerika’nın yanında sadece 8 ufak ülkenin yer aldığını vurgularken, "Onlar da ülke değil. Bursa’nın kasabaları gibi. Hamdolsun 128 ülke bizimle bir arada oldu. Ve bununla kalmayacağız çünkü Kudüs Müslümanların ilk kıblesi. Türkiye’nin takındığı tavır İslam dünyasında da Hıristiyan dünyasında da ilgi uyandırmıştır. Ben Papa’yı da aradım. Ayın 5’inde de Vatikan’da olacağım. Kendisini ziyaret etim. Onunla birlikte bu işin ikinci etabını da görüşeceğiz. Kendisi de bana ziyaret yapmıştı. Şimdi ben de iade-i ziyaret gerçekleştireceğim" diye konuştu.

FOTOĞRAFLI