MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Önümüzdeki siyasal süreçte bloklaşma sertleşir, cepheleşme keskinleşirse, CHP yanına HDP ve diğer yedeklerini alıp 16 Nisan’ın rövanşını almak için çalışmalarına hız verirse, MHP buna duyarsız ve tepkisiz kalmayacaktır" dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli Manisa programı kapsamında Selendi ilçesine geldi. İlçe girişinde mehter takımı ve atlılarla karşılanan Bahçeli, Selendi Belediye Başkanı Nurullah Savaş’ı makamında ziyaret etti. Ardından 72 milyon TL değerindeki 48 projenin toplu açılış ve temel atma törenine katıldı, kendi adını taşıyan meydanın açılışını yaptı. MHP Grup Başkanvekilliğinden istifa eden İzmir Milletvekili Oktay Vural da açılış törenine katılarak seyirciler arasından izledi.

Burada konuşan Devlet Bahçeli, 72 milyon lira yatırım bedeline sahip 48 projenin Selendi’ye kazandırılmasından dolayı gurur duyduğunu, Manisa’nın 4 ilçesinde açılışı gerçekleştirilecek olan toplamda 248 projenin Manisa’ya hayırlar getirmesini diledi.

Selendi’nin sorunlarının da olduğunu ancak ilçe belediyelerinin gayret içinde olduğunu belirten MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Partimiz gecesini gündüzüne katmakta, her türlü sorun üzerine kafa yormaktadır. Selendili çiftçilerin sorunlarına da odaklanmış bulunuyoruz. Özellikle üzüm üreticilerinin emeğinin karşılığını alamadıkları ortadır. Girdiler pahalı, gelirler düşüktür. Çiftçilerimiz dert küpüdür. Çiftçi kardeşlerim biliyorum durumunuz zordur, sorun ve beklentilerinizi görecek, omuz verecek, tutunacak bir dal arıyorsunuz. İşte milliyetçi hareket buradadır. Sizin sesinizi duyurmak, derdinize derman olmak için yanınızdadır. MHP’nin meclisteki girişimleriyle bağcılık sektörü ve üzüm üreticilerinin sorunları araştırılarak, 7 Kasım’da bir araştırma komisyonu kurulmuştur. Bu komisyon çiftçilerimizin sorunlarını takip ederek, siyasi çalışmalar yapılanmasında büyük yararlar sağlayacaktır. Çiftçilerimizin boynu bükük kalmayacaktır. Yüzünüz gülünceye kadar sürdürdüğümüz mücadeleden vazgeçmeyeceğiz” dedi.

“MHP’NİN ASLA BARAJ KORKUSU YOKTUR”

16 Nisan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile seçim barajının düşürülmesi adına bir kıyamet koparıldığını dile getiren Bahçeli, “Bir eli kan, bir eli katran olan kötülük ve simsarlık abideleri iyi niyetle söylemiş olduğumuz görüşlerimizi çarpıtarak yansıttılar. Baraj endişesine kapılarak telaşlandığımızı utanmadan, sıkılmadan, yüzsüzce dillerine doladılar. MHP, baraj korkusu olan değil; bilakis barajlara rağmen ve tüm engelleri yıka yıka bugünlere ulaşmış büyük bir millet eseridir. Baraj olursa geçeriz, önümüze set çekerlerse aşarız. Bildiğiniz üzere, yüzde 10 barajının, ittifaklarla veya başka türlü yollarla aşılabilir bir duruma geldiğini, geçmişteki tecrübelerden yola çıkarak dile getirdik. Türkiye’yi istikrar ve normalleşme sürecine getirebilmek için bir uzlaşma çağrısı yaptık. ’Bu yüzde 5 mi olur, yüzde 7 mi olur, yoksa yüzde 10 olarak mı kalır, böyle mi devam etmesi gerekir, bunları görmek lazımdır’ dedik. Düşüncelerimizi dile getirirken kendi namımıza bir hesap arayışına girmeden, yeni hükümet etme sistemine uygun adımların atılması gerektiğini söyledik. Sözlerimin bir kenarından tutarak iftira korosu oluşturanlar MHP’yi töhmet altında bırakmak için bildik ezberlerini sıraladılar, tezviratlarını yoğunlaştırdılar. MHP’siz bir Türkiye hayaliyle yanıp tutuşanlar görüşlerimizi seviyesizce çekiştirerek hakkımızda kamuoyu oluşturmaya kalkıştılar. Ancak tutmadı, tutmayacak” dedi.

“BUNLARINKİ ALIN DERİSİ DEĞİL DAVUL DERİSİDİR”

Milliyetçi Hareket Partisi’nin baraj sorununun asla olmadığını vurgulayan Bahçeli, gerçek manada, baraj endişesi yaşayanların millet vicdanını ihanet oklarıyla delmek için fırsat kollayanlarla, yeminli Türk düşmanlığının taşeronluğuna soyunan mihrak ve siyasi kalıntılar olduğunu söyledi. MHP’nin meclis dışında kalacağını dillendirenlerin her seçim sonrasında çuvalladıklarını ifade eden Bahçeli, “Biz barajdan korktuğumuz için değil, Türkiye’nin 16 Nisan Halkoylamasından sonra değişen hükümet etme sistemiyle beraber ortaya çıkan siyasal zarureti hatırlattık. Üstelik bağımsız adaylarla barajın delinmesinden dolayı kanaatlerimizi paylaştık. Anlamını yitirmiş, amacından kopmuş bir uygulamanın yeni hükümet sistemimize göre yeniden yorumlanmasını tavsiye ve temenni ettik. MHP’nin Meclis dışında kalacağını dillendirenler, her seçim sonucunda çuvallamışlar, sandığa toslamışlar, yine de uslanmamışlardır. Çünkü bunlarda utanma arlanma yoktur. Çünkü bunların ki alın derisi değil davul derisidir. Biz ülke barajı tartışılsın dediğimizde yaygara koparanlar CHP baraj olmasın veya yüzde 3’e insin dediğinde birdenbire sessizliğe gömülüyorlar. Üç maymunu oynuyorlar. Ne tuhaftır ki, ’CHP siyasi varlığı ve geleceğiyle ilgili korku mu yaşıyor’ sorusunu hiç kimse sorma gereği duymuyor. MHP baraj tekrar düşünülsün, bir kez daha ele alınsın dediğinde ise sanki deprem yaşanıyor. HDP eşbaşkanını sazıyla ekranlara çıkarıp şarkı türkü söyletenler, PKK’nın siyasi kuryelerini Meclise sokmak için kırk takla atanlar MHP’nin baraj altı kalacağını iddia edebilecek kadar ipten kazıktan boşanmışlardır. Yani, tencere tava bunlarınki hep aynı hava. Paravan ve sözde anket firmaları da durumdan vazife çıkararak MHP’yi baraj sorunu yaşayan bir partiymiş gibi sunacak kadar küçülüyor, siyasi kundakçılık yapıyorlar. Kurgu anketlerle bize elbise dikmeye çalışanlar, önce yama tutmayan yırtıklarını tamir etsinler. Bizim gücümüzü öğrenmek isteyenler aziz milletimizin tertemiz irade ve vicdanına baksınlar” diye konuştu.

“HAYIR CEPHESİ KESKİNLEŞİRSE MHP BUNA TEPKİSİZ KALMAYACAKTIR”

2019 Cumhurbaşkanı seçimini 16 Nisan’ın rövanşı olarak algılayanların ’hayır’ cephesini sıkılaştırmak ve derinleştirmek için bloklaşma yarışına girdiklerini dile getiren Bahçeli, şunları söyledi:

“Hayır bloğunun sözde önderliğine soyunan CHP; PKK’nın siyasi uzantıları ve kıyıda köşede kalmış çürük çarık siyasi oluşumlardan medet umarak ittifak arayışlarına başlamıştır. FETÖ de bu girişimlerden memnun halde el avuç ovuşturmaktadır. Anlayacağınız, fare deliğe sığmamış bir de kuyruğuna kabak bağlamıştır. Sayın Kılıçdaroğlu 2019 seçimlerinin tek adamdan yana olanlarla demokrasiden yana olanlar arasında geçeceğini söylemektedir. İddia ucuz, yorum bayat, düşünce bayağıdır. Sözüm ona adalet yürüyüşlerinde yollara saçtıkları işbirliğini sandıkta nihayete erdirmek için CHP’si, HDP’si, iplisi ipsizi yeniden bir araya gelmek için zaman ve zemin arayışındadır. 14 Kasım Salı günü Meclis grup toplantımızda ifade ettiğim gibi; şayet önümüzdeki siyasal süreçte bloklaşma sertleşir, cepheleşme keskinleşirse, CHP yanına HDP ve diğer yedeklerini alıp 16 Nisan’ın rövanşını almak için çalışmalarına hız verirse, Milliyetçi Hareket Partisi buna duyarsız ve tepkisiz kalmayacaktır. İstikrarsızlıktan ve kaostan beslenenlerin, 15 Temmuz’dan bu yana sürdürdüğümüz ilkesel duruşumuzu bozmasına müsaade etmeyeceğiz. Dedik ki; bu durum karşısında partimiz; 7 Ağustos Yenikapı ruhu ve 16 Nisan Halkoylaması şuurunun gereği olarak Adalet ve Kalkınma Partisi’yle Cumhurbaşkanlığı Hükümet etme sistemini 2019’da tam manasıyla tesis etmek maksadıyla, sonuna kadar birlikte ve yan yana mücadelesini sürdürecektir.”

“YENİKAPI RUHUNU MUHAFAZA EDECEĞİZ”

Türkiye’yi 15 Temmuz’da cebren ele geçiremeyenlerin hile ve desiselerine karşı 7 Ağustos Yenikapı ruhuyla yakalanan birliktelik ruhunu, 16 Nisan’da ortaya koydukları kararlı duruşu muhafaza edeceklerinin altını çizen Bahçeli, “Nifaka karşı bir olacağız, niza arayışlarına karşı sapasağlam duracağız. Mahvımızı hesap edenlerin oyunlarını odağında bozacağız. Milletin sinesinden bulamadıkları desteği PKK’dan, Haçlı bakiyesinden, Türkiye’ye diş bileyen terör baronlarından sağladıkları güçle almaya çalışanlara geçit vermeyeceğiz. Cephe mantığıyla karşımıza geçip mevzilenen yıkım ittifakı ülkülerimizden ve ilkelerimizden ödün vereceğimizi zannediyorsa, şimdiden uyarıyorum, halt ediyor, baltayı taşa vuruyor demektir. Bunlar Diyojen olsa Alparslan oluruz, Anadolu’yu baştan başa tekrar fethederiz; Damat Ferit, Ali Kemal olsalar, tıpkı 15 Temmuz’da olduğu gibi düşman postalı giyip tepemizden bomba yağdırsalar, Mustafa Kemal olur yedi düvelin karşısına yine dikilir, yine alayını birden püskürtür ve kaçtıkları yere kadar kovalarız. Pensilvanya’dan beslenen, Türk düşmanlarıyla düşüp kalkan, egemenliğin yegâne sahibi aziz milletimize sömürgecilik dayatması yapanlar vaziyet almışken ben diyemeyiz, benlik davası güdemeyiz. Kan kusup kızılcık şerbeti içtik deriz, yine de Türkiye’yi ele geçirmeye kalkanlara zafer narası attırmayız. Zor oyunu bozacak, zoraki ittifaklar milli irade karşısında un ufak olup dağılacaktır. Zira başka yolu yoktur, tüm çıkışlar da kapalıdır. Seçenekler artık ikiye inmiştir. Öyle ki; Ya istiklal, ya izmihlal diyenlere, istiklali öğreteceğiz. Ya yurdum, ya yokum arasında tercih yapıp, yurdumuzu sonsuza kadar var edeceğiz, bekamızı yaşatacağız. Ya millet ya zillet tercihinde her zaman, her daim millet diye haykırıp, zilleti, zillete heves edenleri ayaklarımızın altına alıp cesaretle çiğneyeceğiz” ifadelerini kullandı.

“ERKEN SEÇİM AKIL KÂRI DEĞİLDİR”

Milliyetçi Hareket Partisi’nin muhtemel bir erken seçim senaryosuna iyi bakmadığını her fırsatta dile getirdiğini belirten Genel Başkan Devlet Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Türkiye 7 Haziran-1 Kasım 2015 ve 16 Nisan 2017 olmak üzere iki yılda üç defa sandık başına gitmiştir. Şu anda seçilmiş hükümet görevinin başındadır. Kaygıya gerek ve yer yoktur. Kaldı ki 16 Nisan’ın gerektirdiği uyum yasaları sağlanmadan, yeni sistemin taşları yerli yerine oturmadan yapılacak erken seçimin siyasi belirsizlik doğurma ihtimali yüksektir, akıl kârı olmadığı da açıktır. Elbette Türkiye içte ve dışta terörle mücadele anlamında yoğun bir çaba sarf ederken, bu çabaların erken seçim gündemiyle akamete uğramasına asla razı olmayız. Milli bekamıza yönelik tehditleri ortadan kaldıracak siyasi ve idari bir kararlılık şu anda devrededir. Türkiye’ye diş bilediğini zanneden hainlerin başlarının ezilmesi öncelikli gündemimiz arasındadır. Türkiye’yi kısır tartışmalarla oyalamaya kalkanlara müsamaha göstermemiz söz konusu dahi olamayacaktır. Bizim derdimiz Türkiye, sevdamız millettir.”

(Mihrap Düzöz - Halil Karahan - Adem Çakır / İHA)