BTP (Bağımsız Türkiye Partisi) İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Selim Kotil İstanbul’un çevre sorunlarıyla ilgili açıklamalarda bulundu. Kotil, "İstanbul hayatın zorlaştığı bir kent haline geldi" dedi. 

Selim Kotil İstanbul’da ciddi çevre sorunları olduğunu belirtirken bu sorunlara yokmuş gibi davranmanın İstanbul halkına ciddi zararlar verdiğini de belirtti. Selim Kotil söz konusu kirlilikle ilgili, “İstanbul tozpembe değil yani çarşıya pazara gidip gülücük dağıtmakla İstanbul’u tozpembe göstermekle İstanbul yönetilmez. İstanbul’un suyu kirlendi, toprağı kirlendi, havası kirlendi, İstanbul beton bir hapishaneye döndü ve tüm bunların sonucu İstanbul insanının ne sağlığı kaldı ne huzuru. Hayat pahalı, geçim derdi yüksek, gürültü inanılmaz yüksek, trafik ciddi bir problem, insanların çok ciddi gelecek kaygıları var. Yani İstanbul hayatın zorlaştığı, fiziksel ve ruhsal olarak sıkıştığı bir kent haline geldi. Bütün bunların tamamını çözebilmek için meselelerin tamamında bütüncül bir yaklaşım ortaya koymak lazım. Yani İstanbul’un Marmara’sında eğer uskumru balığı yoksa bunun fazla imar ve kat verilmesiyle çok yakından alakası var” ifadelerini kullandı.

“İSTANBUL’A GELEN SUYUN YÜZDE 27’Sİ SIZARAK TOPRAĞA KARIŞIYOR”

Altyapı sorunları sonucu toprağın kirlendiğini belirten Kotil: “Altyapı nedir?  Aslında birçok şeyi içinde kapsar fakat temelinde su vardır. Temiz su gelir, kirli su gider. Aslında temeli budur. Şuan İstanbul’a gelen suyun yüzde 27’si daha gelirken altyapı sorunlarından dolayı sızarak toprağa karışıyor. Dünyada bu oran en fazla yüzde 5’dir. Yüzde 27 ne kadar dersek 270 milyon metreküp eder. Terkos’dan bir yılda 140 milyon metreküp su alıyoruz. Yani iki tane Terkos kadar su toprağa akıp gidiyor ve bunun faturasını İstanbul’un vatandaşı ödüyor. Bununla da kalmıyor aynı zamanda atık su da tüm pisliğiyle birlikte altyapıdan sızıp toprağa karışıyor. İstanbul’da arıtmanın durumuna gelirsek 66 tane tesisten yalnızca birkaçı biyolojik arıtmadır. İstanbul’un atık sularının, kanalizasyonunun yüzde 80'ini yalnızca ön arıtmaya tabi tutularak direkt boğaza ve Marmara’ya veriliyor, ön arıtma dediğimiz şey kaba pisliği alıp çökertiliyor fakat ne içindeki zararlı kimyasallar ne de zararlı biyolojik etmenler arıtılıyor. Sonuç mu geçen gün Sarıyer’de Rumeli kavağının orada kanalizasyon borusu patladı kokudan millet duramıyordu. İşte o kokudan duramadığınız şeyi denize basıyorsunuz sonra diyorsun ki balık niye burada durmuyor balık da kokudan duramıyor, kokudan kaçıp gidiyor” dedi.

“ÇİMENLİK ALANIN İSTANBUL’UN HAVASINA GÜRÜLTÜSÜNE NE FAYDASI VAR”

İstanbul’da ağaçların yetersizliğini ifade eden Kotil, İstanbul’un belirli bir proje çerçevesinde ağaçlandırılacağını söyledi.

Kotil: “Binali Yıldırım açıkladı lale dikeceğiz tekrardan diye Ekrem İmamoğlu da bakıyoruz Beylikdüzü’nde çimenlik alan yapmış. Birbirleriyle bahçe yapmak için yarışıyorlar peki dikilen lalenin yapılan çimenlik alanın İstanbul’un havasına gürültüsüne ne faydası var. Yok.Yoldaki arabalardan metan gazı çıkıyor mu? Çıkıyor. Gürültü çıkıyor mu? Çıkıyor.Toz çıkıyor mu? Çıkıyor. Neden yol kenarlarına ve İstanbul’un içerisine ağaç dikmedin? 2,5 milyon tane ağaca ihtiyaç var İstanbul’da. 1’er metre arayla yol kenarına 1 kilometre boyunca ağaç diktiğin zaman 10 bin aracın geçerken çıkardığı sera gazını emiyor.  4 sıra bir kenara 4 sıra bir kenara yaparsak 80 bin aracın çıkarttığı zararlı gazı emmiş oluruz.Tozu emmiş olur. 20 desibel gürültü düşer“ dedi.