Akşam yazarı Kelkitlioğlu'nun Rize’deki saldırıya bir de böyle bakın! başlıklı yazısı şöyle:

Geçtiğimiz hafta Rize Emniyet Müdürlüğü’ndeki silahlı saldırı olayını duyduğumda aklıma gelen senaryolardan biri Karlov suikastı oldu... Orada da bir koruma polisi, güya Rusya’nın Suriye’deki operasyonlarına tepki olarak Rus Büyükelçi’yi hedef seçmişti! Sonradan olayın arkasında uluslararası bir komplo olduğunu, tetikçilik görevinin de FETÖ’ye verildiğini gördük.

Yoo hemen, “Ya kardeşim her şeyin altında FETÖ aramayın” demeyin...

Vardır, yoktur şu aşamada bilemem. Ama Rize Emniyet Müdürü Altuğ Verdi’nin şehit edildiği olayla ilgili bir süredir kafamda deli sorular var... Ve hem şehidimizi yakından tanıyanlarla hem de olaya bir emniyetçi gözüyle bakabilen isimlerle bu soruları paylaşma fırsatı buldum...

Bir kere olay yeri artık sembolik bir önemi olan Rize...

Şehit polis müdürü Altuğ Verdi, polis okulundan beri teşkilatın en gözde isimlerinden biri, FETÖ’nün o sarmalının içine girmediği için hep hedef olmuş.

Sonra 15 Temmuz gecesi İstanbul Çengelköy’deki hainlere karşı göğsünü siper etmiş, hatta onlarla çatışmaya girip, bastırılmalarında aktif rol almış bir polis müdürü.

Bu noktada saldırıya uğradığı günden bir gün önce Çengelköy’deki darbeci hainlerle ilgili davada kararın çıktığına ve 26 sanığa ağırlaştırılmış müebbet, 8’ine de müebbet hapis cezası verildiğine dikkat çekmek isterim...

Bir süredir FETÖ’cü sosyal medya hesaplarından Altuğ Verdi’nin “işkenceci” denilerek hedef gösterildiğine de!

Öte yandan, katil polis memuru İsmail Hakkı Sarıcaoğlu, cinayetin nedeninin tayin talebinin reddedilmesi olduğunu söyledi. Oysa tayin istemesine neden olarak gösterdiği okulu neredeyse evine ve eşine yürüme mesafesindeydi.

Ayrıca Sarıcaoğlu ifadesinde, “Küfür filan etmedi, nasıl yaptım bilmiyorum” diyor.

Burası da bir başka soru işareti olan konu!

Yani silahsız olarak emniyet müdürünün bulunduğu odaya giren biri, silahını alıp geri gelecek kadar ne yaşamış olabilir? Ona o tetiği çektiren bir başka motivasyon mu var?

Bu yazdıklarıma bir de emniyetin tüm müdürleri, benzer toplantılarda saldırı olabileceğine dair uyardığı hatta “toplantıları silahsız yapın” dediği bilgisini ekleyin...

İlk etapta komplo teorisi gibi gelebilir... Ancak bu kadar olgu ortadayken katil polis memuru çok ama çok iyi araştırılmalı. Bu, hem onun yargılama süreci için hem de bundan sonra yaşanacak benzer olayların önüne geçmek için kritik önemde...

Yazının tamamı için: https://www.aksam.com.tr/yazarlar/murat-kelkitlioglu/rizedeki-saldiriya-bir-de-boyle-bakin/haber-804447