Av. Ateş Hatinoğlu'nun konuyla ilgil yaptığı açıklama şöyle :

Öyle bildiğiniz uyduruk profesörlerden değil.

"Görevinden alınan Tıp Fakültesi dekanı Prof. Şaban Şimşek hocamızın Rize için biraz fazla olduğuna , Rize’nin ona dar geleceğini hep dile getirdim.

Dekan bey oldukça donanımlı , heyecanlı , pratik ve zeki bir bilim adamı. Çok ciddi bir entellektüel birikimi var. Öyle bildiğiniz uyduruk profesörlerden değil.Pek çok kamu görevinin başarıyla üstesinden gelmiş , Milli Eğitim Bakanlığında Yüksek Öğretimden sorumlu Müsteşar Yardımcılığı yapmış , 1973’de Tıp Fakültesine girmiş , 2006’da Profesör olmuş , bir sürü bilimsel eseri yanında , güncel siyasi kitaplar yazmış bu adamın yaşına başına değil bilimsel kariyerine ve devlet tecrübesine saygı gösterilmesi , sahip çıkılması gereken bir değer.

Rize’de iki çek yatlı bir evde ailesinden ayrı bir yaşantıya Rize için katlandı.

Çok yüksek gelir elde edebileceği mesleki kariyerini bırakıp senelerdir Rize’de iki çek yatlı bir evde ailesinden ayrı bir yaşantıya Rize için katlandı.

Şaban hoca bu kafalarla Rize’ye hastane mastane yapılamayacığını , şimdi konuşulmaya başlandıysa bu kafalarla temelinin ancak 15 yıl sonra atılabileceğini anladı. 135 yıl sonra Cumhurbaşkanı sayesinde Ovit tünelinin açıldığı , 15 yıldır her bakanı , vekili , valisi , bürokratının usanmadan Ayder’e çıkıp kayak tesisi projesinin başlayacağını duyurdukları , hep konuşulup hiçbir şeyin yapılamayan bu şehirde risk alarak insiyatif üstlendi.

Bir yandan Tıp Fakültesine tıp eğitiminde çağ atlatacak Similasyon Merkezi gibi dev projeler yürütürken diğer yandan gayet mantıklı gerekçelerle ancak eleştirilebilir yönleri olan Eğitim Araştırma Hastanesi projesi hazırladı. Eksiği gediği tartışılabilir ancak bu kararlılığa , beceriye alışık olmayanlara çok garip geldiğini tepkilerden anladık. Hele çaycıyı bile kendisi atamak ve duyurmak isteyen siyasetçilerin bu tavrı kabullenmesi mümkün değil.

Heyecanlı , kabına sığmaz , inatçı ve kavgacı kişiliği yanında hayatın ve Rize’nin gerçeklerinden biraz kopuk olduğunu kabul etmek gerek. Liyakatin , yeteneğin , ahlakın , dik ve onurlu duruşun , bilimin ve aklın , adaletin , insanlara eşit davranmanın bir önemi olmadığını anlayamadı. Hocamız dalkavukluğu , ayrımcılığı , kendi gibi düşünmeyenlerden , kendi dünya görüşünden olmayanlardan nefret edip onlara her türlü kötülüğü yapmayı , liyakatsiz , kifayetsiz , ahlaksız bile olsa makamları yandaşlarla doldurmayı öğrenemedi.

Sayın Dekan dostum veya ahbabım değil.

Sayın Dekan dostum veya ahbabım değil. Bir kere fotoğrafta ki gün makamında elini sıkmışlığım var.Siyasi görüşüm , dünya görüşüm ve yaşam tarzım tamamen farklı.Hatta yazmış olduğu Kart - Kurt - Kürt isimli kitabı yarısına kadar okumaya dahi tahammül edemedim. Ancak bilim adamının siyasi görüşü , yaşam tarzından bize ne. Hastalandığınızda en iyi doktorumu yoksa Ak Partili doktorumu , davanız olduğunda en iyi avukatımı yoksa CHP’li avukatımı , çocuğunuz için en iyi öğretmeni mi yoksa MHP’li öğretmeni mi tercih edersiniz?

 Mesele hastane meselesi değil, Mesele siyasetin aradığı kriterlere sahip olmamasıdır.

Esas olan en iyi , en zeki , en eğitimli yani liyakat sahibi olmaktır.Güçlü ve büyük devlette bizim partili , bizim köylü , bizim oralı , bizim akraba , bizim cemaat , bizim mezhep , bizim fikirden diye bir kriter yoktur. Veya bizim emrimizden çıkmayan , bizi en çok destekleyen , en çok alkışlayan , en çok yağcılık yapan veya en çok para verende düşünülmez.Her iş için o işin gerektirdiği vasıfların en iyisine sahip olanlar seçilir. Dekan beye bu kriterleri taşıdığı ve bu kriterlere uygun yöneticilik yaptığı için değer veriyorum.

Yoksa mesele hastane meselesi değildir. Mesele siyasetin aradığı kriterlere sahip olmamasıdır.

Rize’nin üzerine kara bulut gibi çökmüş cahillik ve liyakatsizlik bu şehrin kaderi değil. Hocamıza bundan sonraki yaşamında başarılar ve mutluluklar dilerim."