Rize’de 1970’li yıllarda imara açılan dolgu alanı üzerinde 13 katı bulan binalar yer alıyor. Şehir nüfusunun yüzde 70’lik bölümü dolgu alanı üzerinde inşa edilen binalarda yaşarken, binaların taşıyıcı kolonları tuzlu su nedeniyle büyük zarar görüyor. Kolonların içindeki demirler zeminden çektiği tuzlu sular nedeniyle adeta erirken, binalar yıkılma tehlikesi ile karşı karşıya bulunuyor.
Bu tehlikeler nedeniyle şehir içerisinde bulunan yaklaşık 80 konutun yer aldığı bir site ve eski müftülük binasının iki yıl içerisinde yıkımı için çalışma başlatılırken, konuyla ilgili Rize Belediye Başkanı Prof. Dr. Reşat Kasap, bilgi verdi. Kasap “Rize’de özellikle Ekrem Orhon mahallesi ve hizasında bulunan alanda dolgu var. Bu alanda daha önce yapılan binalarımızın tespit edilmiş bazı riskli durumları var. Bu zaman zaman kamuoyuna yansıyor. Belediye olarak teknik arkadaşlarımızın verdiği bilgiler çerçevesinde özellikle deniz seviyesinin altındaki binaların temellerinde korozyon oluşmasıyla ortaya çıkan bir risk olduğu ifade edildi. Bu yeni gerçekleşmiş değil. Bu Rize kamuoyunun bildiği bir konu. Rakamsal olarak elimizde bilgiler var. Mekan olarak 1970-1990’lı yıllar arasında yapılan bütün yapılar dolgu alanı değil. Bu bir şerittir. Ekrem Orhon Mahallesi hizasındaki dolgu alanı içerisindeki binalardır. Bunun içerisinde belediye blokları da dahildir. Rakamsal olarak çok büyük bir rakam değildir. Rize’nin yekünü içerisinde. Yaklaşık bir mahalle veya bir bina olsun bu çerçevede buna yönelik olarak adımlar atmak durumundayız” dedi.
"TEHLİKEYİ HİSSEDİNCE KAÇIYORUZ"
Riski bulunup iki yıl içerisinde yıkılma kararı alınan, aynı zamanda cami olarak da kullanılan bir binanın altında dükkan işleten esnaflar ise tedirgin olduklarını belirtirken, tehlikeyi hissettikleri an kendilerini dükkanlarından dışarı attıklarını söylediler. Esnaflar yaptıkları açıklamada, “Dört şiddetinde bir deprem olursa bu bina yerle bir olur. Gündüz dükkandayız. En ufak bir sallantıda kendimizi dışarıya atıyoruz. Gecede ne olursa olsun. Onumu düşünelim şimdi. Bina sakat olsa da biz sadece namazımızı kılıp gidiyoruz. Başka bir şey yaptığımız yok” dediler.