Unutmayın hamsiye balık demiyoruz

Karadeniz Bölgesi'nin Doğu Karadeniz bölümünde yer alan Rize, Türkiye’nin en çok yağış alan şehri. Doğusunda Çayeli ve Güneysu, güneyinde İkizdere, batısında Derepazarı ve Kalkandere, kuzeyinde ise hamsi yani Karadeniz var. Yayla ile deniz arasındaki bu şehirde ova kelimesinin karşılığı hemen hemen yok. Yaylalar dedik ya… Sadece estetik, orman falan değil dünyanın en değerli balı olan Anzer’in ANZER alındığı yaylalardan bahsediyoruz. Rize’de; yağmur, kemençe ve tulum en çok duyacağınız sesler. Türkiye’nin konularında en özel isimlerin birçoğu yine Rize’den… Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, eski başbakanlardan Mesut Yılmaz, sanatçı Tarkan... Elbette bütün isimleri yazmak mümkün değil. “Türkiye’nin en ünlü pastacıları da Rizeli” desem şaşırmayın.
Hamsiköy’deki sütlaç, Çayeli’deki ünlü kuru fasulye, aromatik yabani otlar, hamsi ile mütevazı ama güçlü bir mutfak. Balıktan tatlı olur mu demeyin. İşte hamsi ile Rize ilişkisine gönderme… Ve Türk çayı sözünün arkasındaki şehir; Rize.
Rize, sizi sabah kahvaltısında bol tereyağlı mıhlama, bölgenin özel yayla peynirleri, bal ve tereyağı ile karşılar.
Öğle saatlerinde; Kabak Felisi, Çuhala (Hemşin), Çoroç, Kavurma, Karalahana ya da mısır çorbası, Karalahana Sarması, Turşu kavurmaları ve Türk mutfağının en özel yemeği kuru fasulye ile kendinizi şımartabilirsiniz. Akşama kadar daha çok şey denemek mümkün. Mesela; döner… Ama akşam oldu mu artık sahne hamsinin. Gerçi günün her saatinde etkili… Yanında mısır ekmeği ve çok özel bir üzüm ile yapılan Pepeçura tatlısı. Ekmeğinden tatlısına başınız döner.
Unutmayın hamsiye balık demiyoruz. Çünkü Rize’de hamsi kavağa çoktan çıkmış durumda.  



Olmazsa olmaz
Rize’ye gelmişken olmazsa olmazımız, Çayeli usulü kuru fasulye. Ne yapın edin ölmeden Çayeli’ye gidin. Lale Lokantası tam bir emek hikâyesi.. Ali Osman Temurci tarafından 1973’te kurulmuş. Oğlu Ömer Temurci aynı şevkle sürdürüyor işi. Tam 45 yıllık bir lezzet ve istikrar. Aslında tarihin önemi var mı bilmiyorum. Çünkü aslolan bugün ne yaptığınız. Ülkemizde tarih yazmak serbest. Mesela ben işletme açıp 1855 yazabilirim. Soran eden yok.
Lezzet adreslerimin en iddialılarından biri de Lale Lokantası. Böyle bir kuru fasulye yemeği yok. Gerçi  sadece o değil. Kavurma, süzme mercimek çorba, sütlaç, Karadeniz pideleri ve köfte mutlaka tadılmalı.
Eve dönüş için koleti, minzi, tel peynir, hotocur (keçi yağı), ceviz helvası, veliköy kavurması… Bulabilirseniz -ki sanmam- Anzer balı… Ona yakın cahmaz balı, ovit balı, ohcor balı var. Ve tabii ki çay. Evdeki hanımlara Derepazarı’ndan Rize bezi.

Kaynak: Türkiye Gazetesi