Uzmanlar, masum zannedilen karın ağrısı ve şişkinliğin çölyak hastalığına işaret edebileceğini söyledi.

Çölyak hastalığının ince bağırsakta besin maddelerinin sindiriminin ve emiliminin bozulmasına yol açan bir hastalık olduğunu belirten Özel Hayat Hastanesi Dr. Celalettin Çetin, "Çölyak hastalığı olan insanlar, buğday, arpa, çavdar gibi tahıllarda bulunan bir protein olan ’gluten’e karşı hassasiyet gösterirler. Bu kişiler gluten içeren gıdalarla beslendiklerinde, ince bağırsakların iç yüzünü örten hücrelerin oluşturduğu doku kıvrıntılarında immunolojik reaksiyonlar sonucu iltihaplanma ve hasar oluşur. Oluşan bu hasar sonrasında hastalık belirtileri ortaya çıkar” dedi.

Çölyak hastalığının genetik olduğuna dikkat çeken Dr. Çetin, “Hastaların yüzde 10’u kadarında ailesinde çölyak hastalığı olan başka bireyler vardır. Cerrahi girişimler, hamilelik, doğum yapma, bazı viral enfeksiyonlar ve şiddetli ruhi sıkıntılar hastalığın ortaya çıkmasına sebep olabilir. Her yaşta ortaya çıkabilse de özellikle 8-12 aylık bebeklerde ve 30-40 yaş aralığında daha sık görülmektedir” ifadelerini kullandı.

Çocuklarda ve erişkinlerde ortaya çıkan belirtilerin farklı olduğuna dikkat çeken Dr. Çetin, “Çölyak, çocuklarda gelişme ve büyüme geriliği hastalığın erken bulgusu olabilir. Karın ağrısı, bulantı, kusma, ishal, huysuzluk, uyuklama, davranış bozuklukları görülebilir. Bulguların ortaya çıkması ve şiddetlenmesi yıllar sürebilir. Özellikle yağlı gıdaların alınmasından sonra belirginleşen ishal, karında gaz ve rahatsızlık hissi, karın ağrıları, iştahı iyi olduğu halde kilo alamama, kilo kaybı, çabuk yorulma, yorgunluk ve eklem ağrıları, depresyon, erişkin yaşta ortaya çıkan çölyak hastalığın başlıca bulgularıdır” dedi.

Erken dönemde teşhis edilmediğinde çölyak hastalığı ciddi problemlere yol açabileceğini vurgulayan Dr. Çetin, şöyle devam etti:

“Belirttiğimiz yakınmaları olan veya ailesinde çölyak hastalığı öyküsü olanların vakit kaybetmeden gastroenteroloji uzmanına başvurmaları gerekir. Çölyak hastalığında tedavinin temelini glutensiz diyetin sıkı bir şekilde uygulanması oluşturur. Bu amaçla gluten içeren tahıl ürünleri (buğday, arpa ve çavdar) kullanılarak yapılan gıda maddelerinin kesinlikle yenmemesi gerekir. Pirinç, mısır, patates ve soya unundan yapılmış ürünler yenilebilir. Meyve, sebze, yumurta ve et ürünlerinin yenmesinde sakınca yoktur. Bu hastalarda laktoz eksikliği (laktoz intoleransı) de olabildiğinden başlangıçta süt ve sütlü gıdaların alınmaması önerilir. Piyasada satılmakta olan ve gluten içermediği sanılan birçok üründe (salata sosları, hazır pudingler vb.) gluten bulunabilmektedir. Sıkı diyet uygulayan bir çölyak hastasının günün birinde glutenle tekrar karşılaşması ciddi tablolara yol açabileceğinden bu durum özellikle önemlidir. Glutensiz diyete başlanmasından günler sonra şikayetlerde azalma görülmeye başlar. Şikayetlerin tamamıyla ortadan kalkmasına rağmen bağırsak mukozasının tamam olarak iyileşmesi bazen 2 yıl kadar sürebilse de bağırsak mukozasındaki iyileşme genellikle 3-6 ay içinde gerçekleşir. Tedavi edilmeyen vak’alarda uzun dönemde (20-30 yıl) ortaya çıkabilecek ciddi bir hastalıklar arasında; ince bağırsak adenokanseri ve lenfoma sayılabilir. Sıkı diyet ile kansere dönüşüm engellenebilir.”

(İHA)