Anne adayının çevresinden ve yakın akrabalarından duyduğu doğum hikayelerinin sağlıklı doğumun seyrini olumsuz etkilediğini söyleyen Doğum Eğitmeni Ebe Gözde Çavuş, olumsuz düşüncelerin fizyolojik bir olay olan doğumu zora soktuğunu anlattı.

Anne adayları sosyal medya, dijital dünyada duyduğu doğum hikayeleri nedeniyle kafasında birçok soru işaretiyle doğum sürecini geçirmek zorunda kalıyor. Bu hikayelere bir de ‘Allah kurtarsın’, ‘Benim ilk doğumum sancılı olmuştu’ gibi yakın akrabalarının söylemlerinin eklendiğini belirten Çavuş, “Anne adayı dışarıdan gelen bu kadar çok olumsuz düşünce nedeniyle doğumdan korkmaya başlıyor. Anne ve baba adayı, anneyi ve bebeğini olumsuz etkileyecek bu süreçten uzmanların yardımıyla alacağı eğitimle kurtulup, sağlıklı bir doğumun yolunu açabilir” dedi.

Doğumun kaslar tarafından gerçekleştirilen fizyolojik bir eylem olduğunun altını çizen Çavuş, “Kalbimiz, böbreklerimiz çalışırken ağrı yapmaz. Ama kadın doğururken ağrı yaşıyor. Bu fizyolojik olarak mümkün değil. Rahim kasları iki ayrı sistemden yönetiliyor. Biri parasempatik sistem diğeri ise sempatik sistemdir. Parasempatik sistem gün içerisinde keyifli olduğumuz ve her şeyin uyumlu olduğu sistemdir. Örneğin kalp atışımız. Bu sistem içerisinde güvendeyizdir. Sempatik sistem ise bizi korur, ayakta kalmamızı sağlar. Örneğin savaş anlarında acıkmayız, susamayız. Anne adayı çevresinden duydukları, okuduğu bilgiler veya izlediği görüntülerin etkisinde kalarak doğumdan korkuyor. Bu noktada sempatik sistemler devreye giriyor. Doğum kaslar sempatik ve parasempatik sistem tarafından yönetilir. Çizgisel kaslar parasempatik tarafından yönetiliyor. Çizgisel kaslar bebeği çıkartmak için elinden geleni yapar. Bebeği yukarıdan aşağıya doğru iter. Dairesel kaslar ise o itmeye karşılık açılır. Bu kaslar birbirinin aksi yönde ve uyum içinde çalışır. Önce dairesel kaslar süreci yönetir. Çizgisel kaslar bebeği tutar. Daha sonra çizgisel kaslar bebeği itmeye başlar. Hamilelik sürecinde çizgisel kaslar gevşek dairesel kaslar kasılmış haldedir. Doğum anında çizgisel kaslar kasılır, dairesel kaslar ise gevşemeye başlar. Ama doğum yapan kişi korktuğu zaman sempatik sistemin etkisiyle dairesel kaslar açılamaz ve bununla birlikte orada bir savaş başlar” diyerek bu nedenle kadının doğum eylemini bir türlü gerçekleştiremeyeceğini ifade etti.

“ANNE VE BABA ADAYI BİLİNÇLENDİRİLMELİ”

Doğumu sağlayan kas sisteminin sağlıklı olarak çalışabilmesi için kadının ve eşinin doğum hakkında bilinçlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Çavuş, “Kadının kendine, bedenine ve bebeğine güvenmesi gerekiyor. Bunun için kadınların bilinçlendirilmesi gerekiyor. Sosyal medyanın bilinçlendirilip pozitif doğum hikayelerinin okunması, doktorlarına güven vermeleri gerekiyor. Çünkü bu korku ile doktorlarına gidiyorlar ve bu da doğum sürecinin sancılı geçmesine sebep oluyor. Doğum sonrası kadına sütün gelmesinden bebekle bağına kadar birçok şeyi etkiliyor. Doğum hikayelerini anne dinlemezse kas sistemi normal şekilde çalışır ve ağrısız, sağlıklı bir doğum gerçekleşir” diye konuştu.

NEFES EGZERSİZLERİNİN ÖNEMİ

Verdikleri eğitimlerde anne ve baba adaylarının sağlıklı bir gebelik, doğum ve doğum sonrası bir süreç geçirmelerini sağladıklarını anlatan Çavuş, “Anne adayının bilinçaltının gevşemeyi öğrenmesi gerekiyor. Gevşemeyi bilecek ki doğum esnasında zihnini durduracak bir şeye ihtiyaç var. Nefes sayesinde kadın zihnini meşgul tuttuğu için zihin düşünemediği için beden direkt görevini yapıyor. Hayvanlar bu yüzden doğuruyorlar. Ceylan, aslan sesini duyduğu anda kaçar ama kendini güvenli bir alana aldığında doğumunu yapar. Aynı böyle içgüdüsel haldeyiz aslında. Kadının o an düşünmesini engellersek doğumda bir o kadar kolay olacak. Tabi ki kadının ortamına hazırlayıcı bir dil kullanılması gerekiyor” dedi.

“GEVŞEME EGZERSİZİ İLE DIŞARIDAN GELEN SESLERE KULAĞINIZI KAPATIN”

Anne adayının atması gereken adımları sıralayan Çavuş, şunları söyledi:

“İlk önce kadının doğurabileceğine inanması gerekiyor. Her lafa ve söze kulaklarını tıkaması gerekiyor. Bu çok da kolay değil. Ama sürekli gevşeme ve nefes çalışmaları yaparsa bir süre sonra dışarıdan gelen seslere kendini kapatacaktır. Diğer kadınların aslında bir suçu yok. Onlar da ne yapacaklarını bilmiyorlar. Pozitif olduklarını sanıyorlar. İyi niyet şiddeti diyoruz biz buna. Kadının annelik sürecinde doğurabileceğine kadın inanırken, çevresindekilerin de inanması gerekiyor. Ya da onların sınırlarını ihlal etmemesi gerekiyor. Anneanneler ya da babaanneler farkında olmadan kendi doğumlarından tecrübelerini aktarıyorlar. Ama her kadının ve her doğumu farklıdır. O sebeple onun annesi ya da anneannesiyle aynı şartları yaşayacak diye bir kaide yok. Zihin öyle bir zihin ki nasıl kodlarsan öyle devam ediyor. Korkuyla kodlarsa gevşeyip açılmıyor. Korkuyla kodlamazsan gevşeyip açılıyor. O sebeple tüm Tükiye’deki kadınların doğum hikayelerini paylaşmamaları gerektiği konusunda uyarıyoruz.”

BABA ADAYLI DOĞUM PROVASI

Doğuma hazırlık eğitimlerinde doğum provasını eşle birlikte yaptıklarını kaydeden Çavuş, “Bu eğitimler sonucunda doğru bilgiyi almakla kalmıyorlar, o anı aslında prova etmiş oluyorlar. Provalar sayesinde o anı canlandırmaya başlıyorlar. Ve o an için çözüm üretmeye başlıyorlar. Dışarıdan bizim anlatmamız yeterli değil ne zaman o anı görüyorlar o zaman çözüme gidiyorlar. Birçok kadın sezaryen olup sonrasında eğitime geliyor. Amacımız sezaryen sürecini yaşamadan neler gelecek neler gelmeyecek bunları verip tercihlerini yapıyorlar. Doğum canlandırmaları, sezaryen canlandırmaları ki ona da hazırlıklı olsunlar. Kadının bir doğumdan çıktığında bebeğin geldiği yola saygı duymaları gerekiyor ve sezaryen olması gerekiyorsa o şekilde doğumun gerçekleşmesi gerekiyordur. Her iki doğum sistemine de hazır olmalarını sağlıyoruz” ifadelerini kullandı.

(İHA)