İSTANBUL, () - ESTETİK, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Aykut Özpür, genç görünmek için spor yapmanın, aktif ve stresten uzak yaşam, beslenme ve düzenli sağlık kontrollerinin çok önemli olduğunu söyledi. Op. Dr. Özpür, " Yaşlanmanın etkilerini en çok genetik faktörler belirler. Genetiğimizi ne kadar az değiştirirsek yaşlanma etkilerini de o kadar geciktirebiliriz" dedi.

Düzenli nemlendirici ve cilt bakım ürünlerini kullanmak, güneş ışınlarından uzak durmak, cilt temizliğini ihmal etmemek ve yoğun makyaj yapılmadığı takdirde ciltte yaşlanma etkilerinin yavaşlatılabileceğini belirten Op. Dr. Özpür, " Cilt kalitesini bozan ve yüzü yaşlı gösteren önemli etkenlerden biri de sigara kullanımıdır. Düzenli uyku, stresten uzak yaşamak, iyi beslenmek, bol sıvı almak genel olarak sağlıklı yaşamamıza yardımcı olduğu gibi daha genç görünmemizi de sağlayacaktır" diye konuştu.

Yüz gençleştirme için uygulanan yöntemlerde amacın, cilt kalitesini artırmak, yüzdeki hacim kaybını yerine koymak ve cilt kırışıklıklarını düzeltmek olduğunu söyleyen Op. Dr. Özpür,  son dönemde yüz gençleştirme operasyonlarına duyulan büyük ilginin bu konuda hasta konforunu artıran kombine yöntemlerin gelişmesine bağladı.

‘’YÜZÜ BİR BÜTÜN OLARAK DEĞERLENDİRMEK GEREKİR’’

Yüzü bir bütün olarak ele alıp yüz gençleştirme konsepti içinde değerlendirdiklerini aktaran Op. Dr. Özpür, "Yüzün bütün yapılarını sadece tek bir ameliyatla değil yağ dolguları, botoks, cilt gençleştirme uygulamaları ile kombine ederek daha iyi sonuçlar alınabilir. Yaşlanman bireysel olarak çok değişken bir süreçtir, genetik yapı ve çevresel faktörler yaşlanmada belirleyici olur. Genellikle yaşlanma sürecinde ilk etkilenen bölge göz çevresidir" dedi.

YAŞLANMANIN İLK BELİRTİLERİ

Üst göz kapağı derisinde sarkma, alt göz kapağında torbalanma ve burun göz arasındaki göz yaşı vadisinin belirginleşmesinin yaşlı ve yorgun görünüm veren ilk belirtilerden olduğunu söyleyen Op. Dr. Özpür, "Bunların dışında yanakların giderek aşağıya doğru inmesi sonucu dudak yanak bileşkesinin belirginleşmesi, çene hattının silinip boyuna doğru sarkması, ağız köşesinden çeneye doğru oluklanma artarak devam eden yaşlanma belirtilerindendir" ifadelerini kullandı.

‘’YAŞLANDIKÇA CİLDİN ELASTİKİYETİ KAYBOLUYOR’’

Yaşlanmayla birlikte yüzde üç ana doku olan deri, deri altı yumuşak dokular ve kemik yapılarında ciddi değişiklikler olduğunu kaydeden Op. Dr. Özpür, yaşlandıkça cildin incelebildiğini, elastikiyetini ve nemini kaybedebildiğini anlatan, cildin daha kuru ve mimik kaslarının etkisiyle kırışık bir hale gelebileceğine dikkat çekerek şunları söyledi:

"Genellikle ilk belirtiler kaz ayaklarındaki ince kırışıklıklar ve güneş kaynaklı lekelerdir. Bununla birlikte kaş arasında dikey çizgilenmeler, alında ve boyunda yatay çizgiler meydana gelir. İnce derili kişilerde mimik kasları da kuvvetliyse kırışıklıklar daha fazla ve erken oluşabilir. Yaşlanmanın diğer belirtisi cilt altı yağ dokusunun azalmasıdır. Göz ve göz etrafı dokuları iskeletize olur. Göz altı torbaları oluşur. Yanaklar ve orta yüz dolgunluğunu kaybeder,basıklaşır. Deri altı dokularının erimesiyle deri fazlası çene kenarında, burun ve ağız bileşkesinde yığılır. Yaşlanmayla yüz kemiklerinde de hacim kaybı olur. Bu etki özellikle göz küresi etrafında belirgindir.  Yer çekimi etkisiyle gençlik döneminde oval şekilli olan yüz yuvarlaklaşır. Yanakların sarkması ve çene kenarında cilt yığılmasıyla birlikte oval olan şekil giderek dikdörtgen bir hale gelir."

YAŞLANMA BELİRTİLERİNE GÖRE TEDAVİ ŞEKİLLERİ

Kişisel özelliklere göre yaşlanmanın kırışıklıklar şeklinde ortaya çıkabileceği gibi gevşeme ve sarkma olarak da başlayabileceğini ifade eden Op. Dr. Özpür, görünen bütün belirtilerin sebebe yönelik tedavilerle düzeltmesi gerektiğinin altını çizerek şunları söyledi:

 "Yaşlanmanın etkilerini en çok genetik faktörler belirler. Her ne kadar genetiğimizi değiştiremesek de yaşlanma etkilerini geciktirebiliriz. Düzenli nemlendirici ve cilt bakım ürünlerini kullanmak, güneş ışınlarından uzak durmak, cilt temizliğini ihmal etmemek ve yoğun makyaj yapmamak cildimizde yaşlanma etkilerini yavaşlatabilir.Cilt kalitesini bozan ve yüzü yaşlı gösteren önemli etkenlerden biri de sigara kullanımıdır. Düzenli uyku, stresten uzak yaşamak, iyi beslenmek, bol sıvı almak genel olarak sağlıklı yaşamamıza yardımcı olduğu gibi daha genç görünmemizi de sağlayacaktır."

Yüz gençleştirme için uygulanan yöntemlerde amacın, cilt kalitesini artırmak, yüzdeki hacim kaybını yerine koymak ve cilt kırışıklıklarını düzeltmek olduğunu söyleyen Op. Dr. Özpür,  "Cilt kalitesini artırmak için cilt beslenmesini artıran PRP ve mezoterapiler, cildin lekelenmiş ve hasarlanmış yüzeyi için soyma işlemleri (dermabrazyon, lazer, kimyasal peeling), hyalüronik asit enjeksiyonları yapılabilir. Yüz konturlarının belirginleştirilmesi, özellikle orta yüzde oluşan hacim kaybının yerine konması, derin kırışıklıkların tedavisi ve dudakların dolgunlaştırılmasında dolgu maddeleri veya yağ dokusu da kullanılabilir" diye konuştu.

(FOTOĞRAF)