Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Uzm.Dr.Birsen Öztürk, yenidoğanlarda oluşan burun tıkanıklığı hakkında bilgi verdi. Öztürk, “Yenidoğanlardaki burun tıkanıklığı çok ciddi hastalıkların belirtisi olabilir" dedi.
İstanbul Cerrahi Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Uzm.Dr.Birsen Öztürk, yenidoğanlarda oluşan burun tıkanıklığına ilişkin bilgi verdi. Öztürk, yenidoğanlarda meydana gelen burun tıkanıklığının çok ciddi hastalıkların belirtisi olabileceğini belirtti.
Yenidoğan ve iki ay altındaki bebeklerde burun yoluyla hava alışverişi çok önemli olduğundan, özellikle burnun iki taraflı ve tamamen tıkalı olduğu durumlarda ciddi solunum problemlerinin görüldüğünü belirten Öztürk, “Yenidoğanlarda burun tıkanıklığının en sık nedeni, başka herhangi bir hastalık belirtisi olmaksızın görülen burun tıkanıklığıdır. İki taraflı burun tıkanıklığı ve hırıltı, üst solunum yolu enfeksiyonu, gastroözefageal reflü, travma, inek sütü ve soya protein allerjilerine bağlı burun mukozası ödemi sonucunda da sık görülmektedir. Enfeksiyon etkenleri başlıca viral üst solunum yolu enfeksiyonu etkenleri olmakla birlikte, bazen daha ağır enfeksiyon etkenleri de sebep olabilmekte ve diğer bulgulara ek olarak burun tutulumu da görülebilmektedir. Özellikle prematürelerde ve sinir-kas sistemi hastalığı olan bebeklerde, mide asidinin yemek borusu ve boğaza geri kaçışı olarak tanımlayabileceğimiz reflü de burun tıkanıklığı ve hırıltı ile karşımıza çıkabilmektedir. Daha az sıklıkla görülen diğer nedenler, lokal olarak kullanılan bazı burun damlalarının aşırı kullanımına bağlı burun mukozası ödemi ve annenin kullandığı bazı ilaçlardır. Tiroid hormon eksikliği olan bebeklerde gelişme geriliği, kabızlık, göbek fıtığı gibi problemlere ek olarak hırıltı saptanabilir” dedi.
Yenidoğanlardaki burun hırıltısının, doğum esnasında ağız ve burundaki sekresyonların alınarak bebeğin solunumuna yardımcı olmak amacıyla kullanılan burun sondalarının yaptığı travma kaynaklı da olabileceğini söyleyen Öztürk, “Tek veya çift taraflı hırıltı ve tıkanıklık sebebi olabilen diğer bir grup hastalıksa burnun yapısal bozukluklarıdır. Bunlar bazen burunda eğrilik veya burunda kitle şeklinde olup kolayca tanınabilirken, bazen kesin tanı ancak endoskopi veya görüntüme yöntemleriyle konabilmektedir. Burun eğriliği yenidoğanların yaklaşık yüzde 1’inde görülmektedir, çoğunlukla doğum öncesi veya doğum sırasında burnun basınç altında kalması sonucu olmaktadır. Bu bebeklerde genellikle, ödem azaltıcı damlalarla solunumu rahatlatarak beklemek yeterlidir.
Burunda en sık görülen kitle gözyaşı kanalı kisti olup, göz ve burun kökü arasında şişlik de yapabilmektedir. Bu kitleler hırıltı sebebi olabildiği gibi bazen iltihaplanarak da hastalık yapabilirler.
Koanal atrezi, yaklaşık olarak 8000 doğumda bir görülen, burun arka açıklığının kemik veya zar doku tarafından tamamen kapalı olmasını tanımlayan bir durumdur. Genellikle tek taraflı ve tam tıkanma olmakta ve hastaların yarısında kalp, böbrek, göz, kulak gibi diğer organ problemleri görülmektedir. Bu bebekler ağlarken daha iyi nefes almaktadırlar ve beslenirken morarma yakınmasıyla doktora başvurabilirler. İki taraflı tıkanıklık durumunda doğum anında solunum desteği verilmesi gerekebilmektedir” şeklinde konuştu.
Uzm.Dr.Birsen Öztürk, burun tıkanıklığını ile ilgili şu bilgileri paylaştı: “Belirti ve Bulgular: Burun tıkanıklığı olan bebeklerde hırıltı, gürültülü solunum, berrak veya koyu kıvamda akıntı olması en sık rastlanan yakınmalardır. Bazen uyku bozuklukları, beslenme problemleri (tıkanma,morarma,kilo alamama,kusma), aşırı hava yutma sonucu karın gerginliği, gaz sancısıyla karıştırılabilecek huzursuzluk doktora başvuru nedeni olabilir.
Ne Yapılmalı?:
Bebeklerde hırıltı, basit ve kolay düzelebilen nedenlere bağlı olabildiği gibi, bazen çok ciddi hastalıkların belirtisi olabilmektedir. Tıkanıklığın derecesi oranında bebeğin solunumu, beslenme ve gelişimi etkilenebilmektedir.
Çocuk ve KBB hastalıkları uzmanı tarafından görülen hırıltılı yenidoğanlar, ilk başta anamnez ve fizik muayene ile, gerektiğinde de daha özel incelemelerle değerlendirilmelidirler.
Burnun açık olup olmadığı veya her iki tarafın solunuma aynı oranda katılıp katılmadığı, basit olarak, bebeğin ağzı ve bir burun deliği avuçla kapatılırken açıkta kalan burun deliğinden hava giriş çıkışı dinlenerek veya soğuk metal bir yüzeyde oluşturduğu buğu gözlenerek yapılabilir. Burun deliğine damlatılan birkaç damla serum fizyolojiğin kabarcıklar oluşturması da burnun açık olduğunu gösterir.
Burun tıkanıklığının yeri ve sebebi konusunda ilk değerlendirmeden sonra şüphelenilen hastalıklar doğrultusunda gerekli incelemeler istenir. Tedavi, hırıltısı olan bebeğin nefes alışverişini rahatlatacak damlalar kullanılması ve saptanan nedenin medikal veya cerrahi yollarla tedavisidir. Eğer her iki burun deliği açıksa, bebek ağır hasta görünmüyorsa ve rinoskopik muayenede burun içi kitle yoksa serum fizyolojik burun damlası kullanılabilir”.